Zirve Yayınevi Davası'nın 108. Duruşması Görülüyor
Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 108’inci duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuksuz sanık Mehmet Çolak, eski savcı Zekeriya Öz hakkında konuştu. Çolak, “Bana uşaklık etme diyen kaçak savcı Öz, şimdi nerede? Yok, biz buradayız, adalete güvendik. Eğer oda adalete güveniyorsa buraya gelsin. Kaçak savcı Öz, sana sesleniyorum. Bir gün bu mahkemelerde yargılanacaksın” dedi.
Zirve Yayınevi Davası’nın 108. duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım polis araçlarıyla getirildi.
Duruşmaya tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, Mehmet Çolak, Levent Ercan Gelegen, Murat Göktürk, Hüseyin Yelki, Abdullah Atılgan’da katıldı.
Tutuksuz sanıklar Cuma Özdemir Darende Adliyesi’nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya dahil edildi. Adil Akçay ve Adem Gedik ise duruşmaya katılmadı. Öldürülen Almanya uyruklu Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske de 108. duruşmaya katıldı.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç, duruşma başlamadan önce iddia makamına söz verdi. İddia makamı, dosyaya sefahat eden yeni delillerin olması ve bu delillerin dosyaya girmesi nedeniyle delillerin incelenmesi ve gerekli görüldüğü takdirde yeni bir mütalaanın hazırlanması için süre talep etti. Daha sonra avukatlara söz veren Vedat Koç, ilk olarak tutuksuz sanık emekli Albay Mehmet Ülger’in avukatı Saim Tuğrul’u dinledi. Avukat Tuğrul, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve halk arasında ’Polonezköy Davası’ olarak bilinen kamu davasının sonunda 2 Aralık 2015 tarihinde tüm sanıklara beraat kararı verildiğini belirterek, bu dava dosyasının bir örneğini mahkemeye sundu. Tuğrul ayıca, “Kamuoyunda 17-25 Aralık davası olarak bilinen soruşturma dosyasının bir örneğinin celp edilmesini talep ediyorum” dedi.
Daha sonra söz alan Ruhi Abat, dava dosyası içinde 16 klasörün bulunduğunu ifade ederek, “Bu 16 dosyayı sözde Mehmet Ülger ve ekibinin hazırladığı iddia ediliyor. Bu sözde dosyalar Hüseyin Yelki tarafından da olay maline bırakılmış. Evlere şenlik iddialar söz konusu. Bu 16 dosyanın digitalin tarafıma verilmesini ve bu dosyaların da bilirkişiye gönderilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Esas hakkındaki savunmasının hazır olduğunu belirten tutuksuz sanık Murat Göktürk, mütalaanın değişme ihtimali olmasından dolayı esas hakkındaki savunmasını daha sonra yapmak istediğini söyledi.
Emre Günaydın ve Salih Gürler, olay yeri tatbikat görüntülerinin taraflarına verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti daha sonra esas hakkındaki savunmasını yapan tutuksuz sanık Mehmet Çolak’ı dinledi. Davanın gizli tanığı ve sanığı İlker Çınar yüzünden gözaltına aldığını ve 40 ay tutuklu kaldığını iddia eden Çolak, mütalaayı okuduğunda şok olduğunu ifade etti.
Çolak, “Mütalaanın içerisinde söylediğim hiçbir somut delil ve söz bulunmuyor. Mütalaanın içerisinde hiçbir somut delil yok, sadece İlker Çınar’ın yalanları ve sözde HTS kayıtları bulunuyor. 2009 yılında kaçak savcı Zekeriya Öz, şahsıma ‘Kimseye uşaklık etme, ne biliyorsan her şeyi anlat’ demişti. Ben de, ‘Ben Türk askeriyim ve kimseye uşaklık etmedim. Fethullah Gülen’e uşaklık mı edeyim’ dedim. 2009 yılında kaçak savcı benim tutuklanmamı sağlamıştır. Kumpas faaliyetleri bizler için 2011 yılında değil 2008 yılında başlamıştır. 2008 yılında Diyarbakır’da görev yapıyordum. Kaçak savcı Zekeriya Öz, Ergenekon Davası ile ilgili hakkımda yakalama kararı çıkarmıştır. Bu gibi nedenlerden dolayı, bu davanın bir kumpas ve öç alma davası olduğunu düşünüyorum. ‘Bana uşaklık etme’ diyen kaçak savcı Öz, şimdi nerede? Yok, biz buradayız, adalete güvendik. Eğer oda adalete güveniyorsa buraya gelsin. Kaçak savcı Öz, sana sesleniyorum. Bir gün bu mahkemelerde yargılanacaksın” şeklinde konuştu.
Mahkeme, duruşmaya ara verdi.
Kaynak: İHA
Duruşmaya tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım polis araçlarıyla getirildi.
Duruşmaya tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, Mehmet Çolak, Levent Ercan Gelegen, Murat Göktürk, Hüseyin Yelki, Abdullah Atılgan’da katıldı.
Tutuksuz sanıklar Cuma Özdemir Darende Adliyesi’nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya dahil edildi. Adil Akçay ve Adem Gedik ise duruşmaya katılmadı. Öldürülen Almanya uyruklu Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske de 108. duruşmaya katıldı.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç, duruşma başlamadan önce iddia makamına söz verdi. İddia makamı, dosyaya sefahat eden yeni delillerin olması ve bu delillerin dosyaya girmesi nedeniyle delillerin incelenmesi ve gerekli görüldüğü takdirde yeni bir mütalaanın hazırlanması için süre talep etti. Daha sonra avukatlara söz veren Vedat Koç, ilk olarak tutuksuz sanık emekli Albay Mehmet Ülger’in avukatı Saim Tuğrul’u dinledi. Avukat Tuğrul, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve halk arasında ’Polonezköy Davası’ olarak bilinen kamu davasının sonunda 2 Aralık 2015 tarihinde tüm sanıklara beraat kararı verildiğini belirterek, bu dava dosyasının bir örneğini mahkemeye sundu. Tuğrul ayıca, “Kamuoyunda 17-25 Aralık davası olarak bilinen soruşturma dosyasının bir örneğinin celp edilmesini talep ediyorum” dedi.
Daha sonra söz alan Ruhi Abat, dava dosyası içinde 16 klasörün bulunduğunu ifade ederek, “Bu 16 dosyayı sözde Mehmet Ülger ve ekibinin hazırladığı iddia ediliyor. Bu sözde dosyalar Hüseyin Yelki tarafından da olay maline bırakılmış. Evlere şenlik iddialar söz konusu. Bu 16 dosyanın digitalin tarafıma verilmesini ve bu dosyaların da bilirkişiye gönderilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Esas hakkındaki savunmasının hazır olduğunu belirten tutuksuz sanık Murat Göktürk, mütalaanın değişme ihtimali olmasından dolayı esas hakkındaki savunmasını daha sonra yapmak istediğini söyledi.
Emre Günaydın ve Salih Gürler, olay yeri tatbikat görüntülerinin taraflarına verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti daha sonra esas hakkındaki savunmasını yapan tutuksuz sanık Mehmet Çolak’ı dinledi. Davanın gizli tanığı ve sanığı İlker Çınar yüzünden gözaltına aldığını ve 40 ay tutuklu kaldığını iddia eden Çolak, mütalaayı okuduğunda şok olduğunu ifade etti.
Çolak, “Mütalaanın içerisinde söylediğim hiçbir somut delil ve söz bulunmuyor. Mütalaanın içerisinde hiçbir somut delil yok, sadece İlker Çınar’ın yalanları ve sözde HTS kayıtları bulunuyor. 2009 yılında kaçak savcı Zekeriya Öz, şahsıma ‘Kimseye uşaklık etme, ne biliyorsan her şeyi anlat’ demişti. Ben de, ‘Ben Türk askeriyim ve kimseye uşaklık etmedim. Fethullah Gülen’e uşaklık mı edeyim’ dedim. 2009 yılında kaçak savcı benim tutuklanmamı sağlamıştır. Kumpas faaliyetleri bizler için 2011 yılında değil 2008 yılında başlamıştır. 2008 yılında Diyarbakır’da görev yapıyordum. Kaçak savcı Zekeriya Öz, Ergenekon Davası ile ilgili hakkımda yakalama kararı çıkarmıştır. Bu gibi nedenlerden dolayı, bu davanın bir kumpas ve öç alma davası olduğunu düşünüyorum. ‘Bana uşaklık etme’ diyen kaçak savcı Öz, şimdi nerede? Yok, biz buradayız, adalete güvendik. Eğer oda adalete güveniyorsa buraya gelsin. Kaçak savcı Öz, sana sesleniyorum. Bir gün bu mahkemelerde yargılanacaksın” şeklinde konuştu.
Mahkeme, duruşmaya ara verdi.