'Yaşlılık Atölyesi' Başladı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü İshak Çiftçi, yaşlıların hayatlarını kendi aile ortamlarında sürdürmelerini sağlayacak gündüzlü bakım hizmetlerini başlatacaklarını bildirdi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Araştırma Merkezi, Galatasaray Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi'nin katkılarıyla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle düzenlenen "Yaşlılık Atölyesi", İÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde başladı.
Açılışta konuşan Çiftçi, yaşlıların toplumun en önemli zenginlik kaynaklarından biri olduğunu belirterek, onların bir toplumun hem geçmişi hem hafızası hem de kuşaklar arasında köprü görevi gördüğünü anlattı.
Yaşlanmanın aslında bir sorun olmadığına dikkati çeken Çiftçi, bugünün yaşlıları ve yarının yaşlıları için bakım, sağlık, sosyal hayatta katılım sorunlarını tartışmayı ve çözümler üretmeyi amaçladıklarını vurguladı.
İshak Çiftçi, bakım hizmetlerinde hizmet çeşitliliğini vatandaşların taleplerine ve günlük yaşamlarına uygun şekilde planlama çalışmalarının devam ettiğini dile getirerek, hayat boyu öğrenme, emekliliğe hazırlık programları, evde destek ve bakım, gündüz bakımevi, rehabilitasyon hizmetleri, kısa süreli yatılı bakım hakkında bilgi verdi.
Huzurevinin en son çare olarak başvurulması gerektiğini belirten Çiftçi, şunları kaydetti:
"Bakanlığımızda da yaşlılarımızın hayatlarını kendi aile ortamlarında sürdürmelerini öncelikli olarak destekliyor ve bu politikayı benimsiyoruz. Yeni başlattığımız model, kendi toplumumuza uygun olsun diye uğraşıyoruz. Gündüzlü bakım hizmetleri başlatıyoruz. 2016 yılı hizmetlerine bu projeyi koyduk. Modern hayatın getirdiği zorunluluktur. Büyükşehirlerde ihtiyaç olan mahallelerde, cep merkezi, kreş gibi merkezler yapmayı planlıyoruz. Yaşlınız veya engelliniz varsa, sabah işinize giderken bu merkeze bırakırsınız, akşama kadar ona bakılır, akşam eve döndüğünüzde eve götürürsünüz. Hiç olmazsa bağınızı kesmez, gece hizmetini görürsünüz. Sabah yine gelir bırakırsınız. Bizim kültürümüze uygun olan budur."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü İshak Çiftçi, çalışmalarının uluslararası düzeyde olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"157 bin 60 yaş üstü vatandaşımıza ağır engelli, bakıma muhtaç olduğu için evde bakım yardımı yapıyoruz. Bu anlamda bakanlığımıza büyük işler düşüyor. Bugün itibarıyla 352 huzurevimiz var, 129'u bize ait. Huzurevlerinde 22 binin üzerinde büyüğümüz hizmet alıyor. Devletimiz geçmişte sadece ekonomik, sosyal yoksunluk içinde bulunan yaşlılara hizmet verirken, bugün bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik hizmetler de vermeye başlamıştır. Bu yaşlılık atölyesi çalışması alana katkı sağlayacaktır."
- "Yaşlılığı bir problem olarak nitelendirmek istemiyorum"
İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, özgür bir akademik ortamı temin etmeye, öğretim üyelerinin serbestçe üretimde bulanacakları, fiziki ve teknik imkanları sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Bilimsel bilgi üretimini sağlayacak atmosferin ve fonksiyonun üniversitelerde oluşturulması ve sağlanması gerektiğini vurgulayan Ersöz, yaşlılığın giderek önemi artan temel konulardan biri olduğunu vurguladı. Sağlık problemlerin yaşlılık döneminde başladığını anlatan Ersöz, yaşlılık atölyesinin de yol gösterici olarak önemli bir program olduğunu dile getirdi. Ersöz, şunları kaydetti:
"Yaşlılığı bir problem olarak nitelendirmek istemiyorum. Yaşlılık bir sorun olarak görülmemeli ve bir mesele olarak ele alınmalı. Çünkü hepimiz yaşlanıyoruz ve yaşlılık kaçınılmaz bir son. Bunu yaşlılık atölyemizde akademisyenler de mutlaka tartışacak ve ele alacaktır. Dünya da yaşlanıyor, yaşlılık daha çok gelişmekte olan ülkelere doğru yayılıyor. Türkiye genç bir nüfusa sahip ancak giderek bizi de yakın bir tehlike bekliyor. Demografik çalışmalar bunu gösteriyor. Veriler bize hızlı bir süreç içinde olduğumuzu belirtiyor. 2012'de 65 yaş üstü nüfus yüzde 7 iken, 2023'te bunun yüzde 10'lara çıkması bekleniyor."
Halis Yunus Ersöz, Türkiye'de, sağlıklı yaşlanma konusunda bir eylem planı da yapıldığını ifade ederek, ülkede yaşlanma konusunda yapılan çalışmalara değindi. Türkiye ve dünyada yaşlılığın üniversitelerde ele alınmasının önemine değinen Ersöz, "Bu alanla ilgili bilimsel bilgi üretmek ve bu alanda karar alıcılara, politikacılara yön verebilmek, katkı sağlayabilmek üniversitelerin temek görevdir" diye konuştu.
- "Atölyeyi uluslararası zemine taşımak istiyoruz"
İÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı ve Sosyoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Coşkun, üretim odaklı çalışmalarının bu atölye ile başladığını anlattı.
Önümüzdeki dönemlerde tarihsel sosyolojinin de arasında bulunduğu birçok alanda atölye çalışmaları yapacaklarını dile getiren Coşkun, kamuoyu yararına bilgi üretmek istediklerini belirtti. Üretimin iş birliği de doğurduğuna dikkati çeken Coşkun, "Yaşlılıkla ilgili bu atölyeyi daha kapsamlı ve düzenli kılmak istiyoruz. Atölyeyi iş birliğiyle uluslararası zemine taşımak istiyoruz. Buna Türkiye'nin çok ihtiyacı var. Kendimizi kurmanın yolu, içine kapanmak değil, kendini ifade edecek zemin ve mecraların oluşturulmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Açılışın ardından başlayan oturumda yaşlılık, yaşlanma ve demografi konularında çalışmaları bulunan akademisyenler sunum yaptı.
Oturum Başkanı Prof. Dr. Esin Küntay'ın gerçekleştirdiği oturumda, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Alan Duben, "Yaşlılık ve Kuşaklar: Disiplinlerarası Yaklaşımlar", Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Banu Akadlı Ergöçmen, "Türkiye’nin Demografik Dönüşümü ve Yaşlanma", Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. İlhan Tomanbay, "Yaşlılık ve Güncel Sosyal Hizmet Uygulamaları" ve Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. İsmail Tufan, "Yaşlanan İnsanın ve Toplumun Bugünü ve Geleceği: Gerontolojinin Ödevleri ve Müdahale Olanakları" başlıklı sunum gerçekleştirdi.
"Yaşlılık Atölyesi", yarın sona erecek.
Kaynak: AA
Açılışta konuşan Çiftçi, yaşlıların toplumun en önemli zenginlik kaynaklarından biri olduğunu belirterek, onların bir toplumun hem geçmişi hem hafızası hem de kuşaklar arasında köprü görevi gördüğünü anlattı.
Yaşlanmanın aslında bir sorun olmadığına dikkati çeken Çiftçi, bugünün yaşlıları ve yarının yaşlıları için bakım, sağlık, sosyal hayatta katılım sorunlarını tartışmayı ve çözümler üretmeyi amaçladıklarını vurguladı.
İshak Çiftçi, bakım hizmetlerinde hizmet çeşitliliğini vatandaşların taleplerine ve günlük yaşamlarına uygun şekilde planlama çalışmalarının devam ettiğini dile getirerek, hayat boyu öğrenme, emekliliğe hazırlık programları, evde destek ve bakım, gündüz bakımevi, rehabilitasyon hizmetleri, kısa süreli yatılı bakım hakkında bilgi verdi.
Huzurevinin en son çare olarak başvurulması gerektiğini belirten Çiftçi, şunları kaydetti:
"Bakanlığımızda da yaşlılarımızın hayatlarını kendi aile ortamlarında sürdürmelerini öncelikli olarak destekliyor ve bu politikayı benimsiyoruz. Yeni başlattığımız model, kendi toplumumuza uygun olsun diye uğraşıyoruz. Gündüzlü bakım hizmetleri başlatıyoruz. 2016 yılı hizmetlerine bu projeyi koyduk. Modern hayatın getirdiği zorunluluktur. Büyükşehirlerde ihtiyaç olan mahallelerde, cep merkezi, kreş gibi merkezler yapmayı planlıyoruz. Yaşlınız veya engelliniz varsa, sabah işinize giderken bu merkeze bırakırsınız, akşama kadar ona bakılır, akşam eve döndüğünüzde eve götürürsünüz. Hiç olmazsa bağınızı kesmez, gece hizmetini görürsünüz. Sabah yine gelir bırakırsınız. Bizim kültürümüze uygun olan budur."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü İshak Çiftçi, çalışmalarının uluslararası düzeyde olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"157 bin 60 yaş üstü vatandaşımıza ağır engelli, bakıma muhtaç olduğu için evde bakım yardımı yapıyoruz. Bu anlamda bakanlığımıza büyük işler düşüyor. Bugün itibarıyla 352 huzurevimiz var, 129'u bize ait. Huzurevlerinde 22 binin üzerinde büyüğümüz hizmet alıyor. Devletimiz geçmişte sadece ekonomik, sosyal yoksunluk içinde bulunan yaşlılara hizmet verirken, bugün bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik hizmetler de vermeye başlamıştır. Bu yaşlılık atölyesi çalışması alana katkı sağlayacaktır."
- "Yaşlılığı bir problem olarak nitelendirmek istemiyorum"
İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, özgür bir akademik ortamı temin etmeye, öğretim üyelerinin serbestçe üretimde bulanacakları, fiziki ve teknik imkanları sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Bilimsel bilgi üretimini sağlayacak atmosferin ve fonksiyonun üniversitelerde oluşturulması ve sağlanması gerektiğini vurgulayan Ersöz, yaşlılığın giderek önemi artan temel konulardan biri olduğunu vurguladı. Sağlık problemlerin yaşlılık döneminde başladığını anlatan Ersöz, yaşlılık atölyesinin de yol gösterici olarak önemli bir program olduğunu dile getirdi. Ersöz, şunları kaydetti:
"Yaşlılığı bir problem olarak nitelendirmek istemiyorum. Yaşlılık bir sorun olarak görülmemeli ve bir mesele olarak ele alınmalı. Çünkü hepimiz yaşlanıyoruz ve yaşlılık kaçınılmaz bir son. Bunu yaşlılık atölyemizde akademisyenler de mutlaka tartışacak ve ele alacaktır. Dünya da yaşlanıyor, yaşlılık daha çok gelişmekte olan ülkelere doğru yayılıyor. Türkiye genç bir nüfusa sahip ancak giderek bizi de yakın bir tehlike bekliyor. Demografik çalışmalar bunu gösteriyor. Veriler bize hızlı bir süreç içinde olduğumuzu belirtiyor. 2012'de 65 yaş üstü nüfus yüzde 7 iken, 2023'te bunun yüzde 10'lara çıkması bekleniyor."
Halis Yunus Ersöz, Türkiye'de, sağlıklı yaşlanma konusunda bir eylem planı da yapıldığını ifade ederek, ülkede yaşlanma konusunda yapılan çalışmalara değindi. Türkiye ve dünyada yaşlılığın üniversitelerde ele alınmasının önemine değinen Ersöz, "Bu alanla ilgili bilimsel bilgi üretmek ve bu alanda karar alıcılara, politikacılara yön verebilmek, katkı sağlayabilmek üniversitelerin temek görevdir" diye konuştu.
- "Atölyeyi uluslararası zemine taşımak istiyoruz"
İÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı ve Sosyoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Coşkun, üretim odaklı çalışmalarının bu atölye ile başladığını anlattı.
Önümüzdeki dönemlerde tarihsel sosyolojinin de arasında bulunduğu birçok alanda atölye çalışmaları yapacaklarını dile getiren Coşkun, kamuoyu yararına bilgi üretmek istediklerini belirtti. Üretimin iş birliği de doğurduğuna dikkati çeken Coşkun, "Yaşlılıkla ilgili bu atölyeyi daha kapsamlı ve düzenli kılmak istiyoruz. Atölyeyi iş birliğiyle uluslararası zemine taşımak istiyoruz. Buna Türkiye'nin çok ihtiyacı var. Kendimizi kurmanın yolu, içine kapanmak değil, kendini ifade edecek zemin ve mecraların oluşturulmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.
Açılışın ardından başlayan oturumda yaşlılık, yaşlanma ve demografi konularında çalışmaları bulunan akademisyenler sunum yaptı.
Oturum Başkanı Prof. Dr. Esin Küntay'ın gerçekleştirdiği oturumda, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Alan Duben, "Yaşlılık ve Kuşaklar: Disiplinlerarası Yaklaşımlar", Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Banu Akadlı Ergöçmen, "Türkiye’nin Demografik Dönüşümü ve Yaşlanma", Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. İlhan Tomanbay, "Yaşlılık ve Güncel Sosyal Hizmet Uygulamaları" ve Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. İsmail Tufan, "Yaşlanan İnsanın ve Toplumun Bugünü ve Geleceği: Gerontolojinin Ödevleri ve Müdahale Olanakları" başlıklı sunum gerçekleştirdi.
"Yaşlılık Atölyesi", yarın sona erecek.