MÜSİAD Düzce Şube Başkanı İsmail Çakmak Başkanlar Toplantısında
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Başkanları bir araya geldi.
MÜSİAD Düzce Başkanı İsmail Çakmak’ın da katıldığı Başkanlar Toplantısı’nda terör, ekonomi ve yaklaşan 1 kasım seçimlerini konuşuldu.
MÜSİAD Düzce Şube Başkanı İsmail Çakmak, toplantının çok veril geçtiğini söyledi.
Zamanın birlik zamanı olduğunu işaret eden Çakmak “Ülkemiz, zor bir dönemden geçiyor. Terör, korkunç yüzüyle sahnede. Kirli senaryolarla, Sosyal, Ekonomik ve Siyasal istikrarsızlık amaçlanıyor. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, sivil, asker, güvenlik görevlisi ayrımı yapmaksızın rahmet diliyor, yaralılara şifa, yakınlarına sabır diliyoruz. Terörün, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, ideolojisi, milleti, dini, mazereti olamaz, tümüne karşıyız. Kimden geldiği, kime karşı yapıldığı önemli değildir. Hayatını kaybedenlerin kimliği değil, insan olmaları önemlidir. Düzenli toplumun unsurlarından en önemlisi, devletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Devlet, bunu sağlamak için, etkili tedbirleri, zamanında almakla yükümlüdür. Devlet, Terörle Mücadeleyi kesintisiz sürdürürken, vatandaşa da şefkatle yaklaşmalıdır. Teröre sebep olanlar ve sebep verenlerle ilgili, güvenlik ve adli takip neticelendirilerek, gereken ceza ve yaptırımlar mutlaka sağlanmalıdır. Teröre tepki göstermek, hem hak, hem görevimizdir. Bu tepkinin, terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımıza veya kurumlara yöneltilmesi ise, toplumsal barışı zedeler. 12 Eylül öncesinde, daha kanlı bilançolarla baş ettik. 28 Şubat’ta daha ağır sosyal travmaların altından kalktık. 27 Nisan’da daha ağır siyasal krizleri atlattık. 5 Nisan ve 21 Şubat’ta, çok ağır Döviz Maliyetlerini ödeyerek ayakta kalmayı başardık. Bugünlerdeki bilançonun ağırlığı da bizi üzüyor ama, geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak, bu günleri de atlatacağız.
Son 2 yılda, 4. defa seçime gitmemize rağmen, 1 aydır, seçim hükümetiyle yönetilmemize rağmen, ekonomimiz, küçük hasarların dışında, hala sağlam şekilde ayakta. Birilerini şaşırtarak, büyüyoruz.
Ancak, Ekonomi, aynı zamanda, Beklenti Yönetimidir. Ekonomimize yön veren Yetkililerimiz, susmayıp, Ekonominin gerçeklerini, güven telkin edici bir üslupla, çokça ve yüksek sesle anlatmalıdır.
Terörün zarar verdiği bir alan da ekonomidir. Doğu ve Güneydoğu’da ticaretin büyük yara alması, bölgedeki vatandaşımızı makus bir talihe hapsetmektedir. Çok önemli 5 ay geride kaldı. Milletimiz, 1 Kasım’da olgunlukla ve çoğunlukla oyunu kullanmalı, sandıktan çıkacak iradeye de saygı duymalıdır. Devlet ise, sandık güvenliğini sağlamalıdır. Siyasetin, 7 Haziran’dan sonra, uzlaşmaz görüntü veren tavrını doğru bulmuyoruz. Siyaset, ülkeyi yönetme ve çözüm sanatıdır. Siyasette popülist yaklaşımları da doğru bulmuyoruz. Zamanında yapılacak doğru teşvik ve desteklerle, popülizm birbirine karıştırılmamalıdır. Millete söylenen Hedef ve Vaatler gerçekçi olmalıdır. Gün, birbirimizi suçlama değil, birlik olma günüdür. İhtiyacımız, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrardır” dedi.
Kaynak: İHA
MÜSİAD Düzce Şube Başkanı İsmail Çakmak, toplantının çok veril geçtiğini söyledi.
Zamanın birlik zamanı olduğunu işaret eden Çakmak “Ülkemiz, zor bir dönemden geçiyor. Terör, korkunç yüzüyle sahnede. Kirli senaryolarla, Sosyal, Ekonomik ve Siyasal istikrarsızlık amaçlanıyor. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, sivil, asker, güvenlik görevlisi ayrımı yapmaksızın rahmet diliyor, yaralılara şifa, yakınlarına sabır diliyoruz. Terörün, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, ideolojisi, milleti, dini, mazereti olamaz, tümüne karşıyız. Kimden geldiği, kime karşı yapıldığı önemli değildir. Hayatını kaybedenlerin kimliği değil, insan olmaları önemlidir. Düzenli toplumun unsurlarından en önemlisi, devletin, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamasıdır. Devlet, bunu sağlamak için, etkili tedbirleri, zamanında almakla yükümlüdür. Devlet, Terörle Mücadeleyi kesintisiz sürdürürken, vatandaşa da şefkatle yaklaşmalıdır. Teröre sebep olanlar ve sebep verenlerle ilgili, güvenlik ve adli takip neticelendirilerek, gereken ceza ve yaptırımlar mutlaka sağlanmalıdır. Teröre tepki göstermek, hem hak, hem görevimizdir. Bu tepkinin, terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımıza veya kurumlara yöneltilmesi ise, toplumsal barışı zedeler. 12 Eylül öncesinde, daha kanlı bilançolarla baş ettik. 28 Şubat’ta daha ağır sosyal travmaların altından kalktık. 27 Nisan’da daha ağır siyasal krizleri atlattık. 5 Nisan ve 21 Şubat’ta, çok ağır Döviz Maliyetlerini ödeyerek ayakta kalmayı başardık. Bugünlerdeki bilançonun ağırlığı da bizi üzüyor ama, geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak, bu günleri de atlatacağız.
Son 2 yılda, 4. defa seçime gitmemize rağmen, 1 aydır, seçim hükümetiyle yönetilmemize rağmen, ekonomimiz, küçük hasarların dışında, hala sağlam şekilde ayakta. Birilerini şaşırtarak, büyüyoruz.
Ancak, Ekonomi, aynı zamanda, Beklenti Yönetimidir. Ekonomimize yön veren Yetkililerimiz, susmayıp, Ekonominin gerçeklerini, güven telkin edici bir üslupla, çokça ve yüksek sesle anlatmalıdır.
Terörün zarar verdiği bir alan da ekonomidir. Doğu ve Güneydoğu’da ticaretin büyük yara alması, bölgedeki vatandaşımızı makus bir talihe hapsetmektedir. Çok önemli 5 ay geride kaldı. Milletimiz, 1 Kasım’da olgunlukla ve çoğunlukla oyunu kullanmalı, sandıktan çıkacak iradeye de saygı duymalıdır. Devlet ise, sandık güvenliğini sağlamalıdır. Siyasetin, 7 Haziran’dan sonra, uzlaşmaz görüntü veren tavrını doğru bulmuyoruz. Siyaset, ülkeyi yönetme ve çözüm sanatıdır. Siyasette popülist yaklaşımları da doğru bulmuyoruz. Zamanında yapılacak doğru teşvik ve desteklerle, popülizm birbirine karıştırılmamalıdır. Millete söylenen Hedef ve Vaatler gerçekçi olmalıdır. Gün, birbirimizi suçlama değil, birlik olma günüdür. İhtiyacımız, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrardır” dedi.