Almanya'nın İnsan Hakları Raporu
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Almanya'daki sığınmacı kabul merkezlerine yönelik kundaklama olaylarının arttığını belirterek, "Kabul merkezlerinde çalışanlar bana merkezleri açtıklarında aşırı sağcılar tarafından tehdit aldıklarını söylediler" dedi.
Federal Basın Merkezi'nde Avrupa Konseyi'nin Almanya için hazırladığı insan hakları raporunu açıklayan Muiznieks, Almanya'daki aşırı sağcı grupların sığınmacı merkezlerine saldırılarının arttığını belirtti.
Almanya'da "maalesef" nefret yönlü faaliyetlerde bulunan şiddet eğilimli bir azınlığın bulunduğunu dile getiren Muiznieks, "21 Eylül'e kadar polis 432 kundaklama tespit etti. Bu, geçen yıl yapılan kundaklamaların iki katından daha fazla. Yabancı düşmanlığı içeren gösteriler ve saldırlar yaygınlaştı" dedi.
Muiznieks, Almanya'daki sığınmacı kabul merkezlerine yönelik kundaklama olaylarının da arttığını belirterek, "(Sığınmacı) Kabul merkezlerinde çalışanlar bana merkezleri açtıklarında aşırı sağcılar tarafından tehdit aldıklarını söylediler" diye konuştu.
- Almanya çaba gösteriyor
Muiznieks, her hangi bir ülkeyi ziyaret ettiğinde iki yada üç öncelikli olguyu ortaya çıkarmaya çalıştığını belirterek, Almanya için bunların, göçmenlerin, ilticacıların ve sığınmacıların insan hakları sorunları, terörizme karşı savaş ve insan hakları konusunda kurumsal ihlal olduğunu ifade etti.
Almanya'nın sığınmacıları korumak ve kabul etmek noktasında "kayda değer bir çaba sarf ettiğini" dile getiren Muiznieks, Almanya'nın bu konuda yapması gereken diğer konuları da şu şekilde sıraladı:
"(Sığınmacılar için) Daha çok kalacak yere ihtiyaçları var. Yerleşim yerlerini belirlemek için daha çok çalışan istihdam etmeye ihtiyaçları var. (Almanca'nın öğrenilmesiyle alakalı) Dil kurslarına girişin olabildiği kadar çabuklaştırılmasına ihtiyaçları var. Ülkenin bazı eyaletlerindeki ilticacıların sağlık sorunlarının giderilmesi için pilot projelerin geliştirilmesine ihtiyaçları var."
- Türkiye'ye övgü
Almanya'nın Avrupa'nın göçmen ve ilticacı sistemlerinde ihtiyaç duyduğu reformların yapılması noktasında liderliği alması gerektiğini dile getiren Muiznieks, "Göçmen sorunu sadece Almanya'nın değil bütün Avrupa'nın sorunu" ifadelerini kullandı.
Muiznieks, Almanya'nın durumunun sığınmacı kabul eden diğer ülkelere kıyasla daha iyi olduğunu, fakat Türkiye'nin bu noktada bir istisna olduğunu kaydederek, "Türkiye'de Almanya'dan daha çok sığınmacı var ve Türkiye Suriyeli sığınmacıları kabul ederek olağan üstü bir iş yaptı" şeklinde konuştu.
- "NSU kurumsal ve yapısal bir hatadan kaynaklanıyor"
Muiznieks, Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk, 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü'nün (NSU) davasına da değinerek, şunları söyledi:
"Benim için NSU vakası uzun zamandan beri bir çok kurumun suç konusunda ırkçı motifler içeren sistematik hatalarını gösteriyor. Bu konuda hala onaylanmamış ve açıkça ifade edilmemiş yapısal ve kurumsal hatalar olduğunu anlaşılıyor."
Almanya'da polislerin, savcıların ve hakimlerin sistematik olarak ırkçılık konusunda eğitildiğini belirten Muiznieks, şunları dile getirdi:
"Uzun zamandan beri vurguluyoruz. Bu şu an acil bir durum. Almanya'nın bağımsız bir polis şikayet mekanizma oluşturmaya ihtiyacı var. Böylece insanlar polisin iyi davranış göstermediği, ırkçılığı iyi araştırmadığı yada ırkçı bir profil sergilediği veya polisin suistimal gösterdiği durumlarda bu mekanizmaya başvurabilmeliler."
Kaynak: AA
Almanya'da "maalesef" nefret yönlü faaliyetlerde bulunan şiddet eğilimli bir azınlığın bulunduğunu dile getiren Muiznieks, "21 Eylül'e kadar polis 432 kundaklama tespit etti. Bu, geçen yıl yapılan kundaklamaların iki katından daha fazla. Yabancı düşmanlığı içeren gösteriler ve saldırlar yaygınlaştı" dedi.
Muiznieks, Almanya'daki sığınmacı kabul merkezlerine yönelik kundaklama olaylarının da arttığını belirterek, "(Sığınmacı) Kabul merkezlerinde çalışanlar bana merkezleri açtıklarında aşırı sağcılar tarafından tehdit aldıklarını söylediler" diye konuştu.
- Almanya çaba gösteriyor
Muiznieks, her hangi bir ülkeyi ziyaret ettiğinde iki yada üç öncelikli olguyu ortaya çıkarmaya çalıştığını belirterek, Almanya için bunların, göçmenlerin, ilticacıların ve sığınmacıların insan hakları sorunları, terörizme karşı savaş ve insan hakları konusunda kurumsal ihlal olduğunu ifade etti.
Almanya'nın sığınmacıları korumak ve kabul etmek noktasında "kayda değer bir çaba sarf ettiğini" dile getiren Muiznieks, Almanya'nın bu konuda yapması gereken diğer konuları da şu şekilde sıraladı:
"(Sığınmacılar için) Daha çok kalacak yere ihtiyaçları var. Yerleşim yerlerini belirlemek için daha çok çalışan istihdam etmeye ihtiyaçları var. (Almanca'nın öğrenilmesiyle alakalı) Dil kurslarına girişin olabildiği kadar çabuklaştırılmasına ihtiyaçları var. Ülkenin bazı eyaletlerindeki ilticacıların sağlık sorunlarının giderilmesi için pilot projelerin geliştirilmesine ihtiyaçları var."
- Türkiye'ye övgü
Almanya'nın Avrupa'nın göçmen ve ilticacı sistemlerinde ihtiyaç duyduğu reformların yapılması noktasında liderliği alması gerektiğini dile getiren Muiznieks, "Göçmen sorunu sadece Almanya'nın değil bütün Avrupa'nın sorunu" ifadelerini kullandı.
Muiznieks, Almanya'nın durumunun sığınmacı kabul eden diğer ülkelere kıyasla daha iyi olduğunu, fakat Türkiye'nin bu noktada bir istisna olduğunu kaydederek, "Türkiye'de Almanya'dan daha çok sığınmacı var ve Türkiye Suriyeli sığınmacıları kabul ederek olağan üstü bir iş yaptı" şeklinde konuştu.
- "NSU kurumsal ve yapısal bir hatadan kaynaklanıyor"
Muiznieks, Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk, 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü'nün (NSU) davasına da değinerek, şunları söyledi:
"Benim için NSU vakası uzun zamandan beri bir çok kurumun suç konusunda ırkçı motifler içeren sistematik hatalarını gösteriyor. Bu konuda hala onaylanmamış ve açıkça ifade edilmemiş yapısal ve kurumsal hatalar olduğunu anlaşılıyor."
Almanya'da polislerin, savcıların ve hakimlerin sistematik olarak ırkçılık konusunda eğitildiğini belirten Muiznieks, şunları dile getirdi:
"Uzun zamandan beri vurguluyoruz. Bu şu an acil bir durum. Almanya'nın bağımsız bir polis şikayet mekanizma oluşturmaya ihtiyacı var. Böylece insanlar polisin iyi davranış göstermediği, ırkçılığı iyi araştırmadığı yada ırkçı bir profil sergilediği veya polisin suistimal gösterdiği durumlarda bu mekanizmaya başvurabilmeliler."