3'Üncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi Ve Dinamikleri Kongresi

Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, “Bizim savaşımız Kürt Türkmen savaşı değildir. Bizim savaşımız bölücü terörün arkasındaki 7 düveldir. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi Kürdün de Türkmen’in de düşmanı bölücü terör örgütü ve onun arkasındaki destekçileridir” dedi.

3'Üncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi Ve Dinamikleri Kongresi
Ankara Üniversitesi ve Medikal Turizm Derneğince düzenlenen 3’üncü Uluslararası 3. Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongresi’ne Sheraton Otel’de başladı.

Yarın da devam edecek olan Kongrenin açılışına Medikal Turizm Derneği Başkanı Uzman Dr. Sinan İbiş, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu katıldı.

Burada yaptığı konuşmasına terör olaylarına değinerek başlayan Bakan Topçu, “Bugün ne yazık ki bölücü terör kahpe yüzünü yine bir ilçemizde gösterdi. Bir astsubayımız, bir uzman çavuşumuz evinin önünde alçakça şehit edildi. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum. Bölücü terör ve arkasındaki güçler Çanakkale’de ecdat nasıl kazıdıysa onları aynı şekilde kazınacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Yılanın beli kırıldı, sıra kuyruğu ve kafasındadır. Buda ezilecektir. Devlet bunda kararlıdır. Millette bu kararın arkasındadır. Şuanda geldikleri nokta zaten Mehmetlerimizi ya evinde pusuya düşürerek, ya da mayınlarla çünkü belleri kırıldı. Kafaları ayrı, kuyrukları ayrı hareket ediyor. Sıra önce kafayı ezmekte sonra da kuyruğunu ezmekte. Bizim savaşımız Kürt Türkmen savaşı değildir. Bizim savaşımız bölücü terörün arkasındaki 7 düveldir. Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi Kürdün de Türkmen’in de düşmanı bölücü terör örgütü ve onun arkasındaki destekçileridir. Türk Kürt kardeştir. Bunu bölmeye çalışandır kalleştir, alçaktır, haindir” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin turizmde hak ettiği bir noktada olmadığını söyleyen Topçu, “Özellikle son yıllarda turizm sektöründe yaşlı bakımı, engelsiz turizm ve sosyal turizm gibi yeni eğilimlerin daha fazla gündeme gelmesi, alternatif turizm kurullarına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini bir kez daha gündemimize getirmektedir” dedi.

Antalya’da gelişmiş 20 ülkenin turizm bakanlarıyla toplantıya katıldığını hatırlatan Topçu, İspanya’lı mevkidaşıyla yaptığı sohbette İspanya’nın yaşlı turizmiyle ilgili gelirlerinin arttığını konuştuğunu ve Türkiye’nin de o noktaya gelmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Topçu, 2050 yılı itibariyle dünyada 65 yaş üzerindeki bireylerin sayısının 2 milyarı aşacağının söylendiğini anlattı.

“JEOTERMAL KAYNAKLARIN ZENGİNLİĞİ BAKIMINDAN ÜLKEMİZİN DÜNYADA 7’İNCİ, AVRUPA’DA 1’İNCİ SIRADA OLDUĞUNU İFTİHARLA BELİRTMEK İSTİYORUM”

Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Özellikle yaşlıların ilgi gösterdiği termal turizmi konusunda, yatırım ve tesislerin arttırılması, klinik otellerin nitelik ve niceliğinin geliştirilmesi, kamuoyunun bu konuya dikkatinin çekilmesi ülkemizin yakın coğrafyasından turist çekmek önemli bir durak olmasını sağlayacaktır. Bu noktada tabi ki basınımıza da çok iş düşüyor. Bugün gelinen noktada ülkemizin bu alandaki imkanlarını yaşlı bakımı ve rehabilitasyonu içine alacak şekilde 3. Yaş Turizmi içerisinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Yaşlı bakımı açısından büyük öneme sahip jeotermal kaynakların zenginliği bakımından ülkemizin dünyada 7’inci, Avrupa’da 1’inci sırada olduğunu iftiharla belirtmek istiyorum. Hedefimiz ülkemizin Avrupa’da sağlık ve termal turizmi konusunda 1’inci sırada yer almasını sağlamaktır.”

“KAMUNUN YAŞLILAR İÇİN ORGANİZE OLMASI ONLARA BAKIM YAPAN ÇORBA KAYNATAN OLMASI GEREKİYOR”

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise insanlığın yüzyıllardır genç kalmanın yollarını aradığını belirterek, “Hali hazırda yaşlı diye bahsettiğimiz kimseler bizim annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz, teyzelerimiz, halalarımız. Birkaç seneler sonra bizde aynı kaderi paylaşacağız. Evlerimiz biraz daha küçülüyor. Küçülen bu evlerde yaşlılarımıza yer kalmıyor. Yaşlılarımız yalnızlıkla baş başa. Bir başka sorun hızla şehirleşiyoruz. Sağlıklı bir yaşam sürdürdüğümüzü iddia edemeyiz. Dolayısıyla maalesef sağlıksız yaşlanıyoruz. Bilgi çağındayız, bilişim teknolojileri hayatımıza yön veriyor. İletişimden yönetime hemen her işimizi cihazlarla yönetiyoruz. Teknolojiye terfi gücü olmayanlar neredeyse öteki oluyorlar. Yaşlılarımızın teknoloji nedeniyle hayata yabancılaşması ya da teknolojinin yaşlılar için çalıştırılması bir problem alanı olarak ortaya çıkıyor. Dünyada en sıkıntılı insan işi olmayan adamdır. Belli bir yaştan sonra işimiz olmuyor. Buna fiziksel yapımız el vermiyor” şeklinde konuştu.

“Kamunun yaşlılar için organize olması onlara bakım yapan çorba kaynatan olması gerekiyor” ifadesini kullanan Demircan, şunları kaydetti:

“Hayatın bizi getirdiği noktada yaşlı insanlarımızın hayatlarını daha güzel yaşamalarını sağlamak, oluşturmuş oldukları katma değeri topluma kazandırmak yaygın bir sağlık refleksi oluşturmak yaşlılar için teknoloji geliştirmek bütün bunlar kamunun sosyal organizasyonların görevi olarak ortaya çıkmaktadır. Bizler hali hazırda Beyoğlu Belediyesi olarak en güçlü olduğumuz, en çok gurur duyduğumu tarafımız şu; psikolojik destek, gıda yardımı, seyahatler ve tatiller gibi organizasyonlar yaparak Beyoğlu’nda yaşlılarımıza el uzatmaya gayret ediyoruz. Yıllardır bunu yapmaya çalışıyoruz ve onların yanında olmaya gayret ediyoruz. Bu konuda buradan çıkan çıktılar bize yol gösterecektir diye düşünüyorum. Bizler kentsel dönüşümden çok bahsediyoruz. Bundan kastımız depreme dayanıklı konutlar yapmak değildir elbette, çevresinde beraber yeni bir yaşamı rahat bir yaşamı nasıl temin edebiliriz kentsel dönüşümden bunu anlamaya çalışıyoruz. Biz Beyoğlu’nda çocuğa kreşi nereye koyacağımızı düşündüğümüz gibi Alzheimer hastasına acaba ne yapabilirizi projelerimizde düşünüyoruz. Çünkü eğer gündeminizde şehirleşme ve kentsel dönüşüm güçlü bir şekilde tartışılırken yaşlılarımızla ilgili onların hayatlarını daha konforlu hale getirecek çıktıların altları çizilirse kentsel dönüşümde mimari projelerde de bu işleri hazırlayanlar kendilerini bu konuda daha yönlendirilmiş hissederler. Biz doğarken sevinen insanların biz yaşadığımız için sevinmelerini temin etmek kamusal görevimizdir. ”
Kaynak: İHA