Cizre'deki Gerginlik
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Hatip Dicle, "Çözüm sürecini 'paralel' denen güçler ilerletmek istemiyor, süreci baltalamak istiyor. Dileriz ki Cizre'de daha önce yaşanan ve hepimizin acılarına yol açan olaylar artık son bulur. Bu ülkede barışı sağlamamız için önce bu tarih bilincine sahip olmamız gerekiyor" dedi.
HDP Milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız ile Cizre'de son dönemde yaşanan gerginliğe ilişkin Abdullah Öcalan'ın mesajını iletmek için ilçeye giden Dicle, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ilçe binası önünde yaptığı açıklamada, çözüm sürecine değindi.
Geçmişte dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Kürt sorunun çözümüne yönelik görüşmeler yapıldığını hatırlatan Dicle, şöyle konuştu:
"1993 yılında Özal'ın isteği üzerine bir heyet halinde Öcalan ile görüştük. O görüşmeden sonra 16 Nisan 1993 günü Öcalan süresiz ateşkes ilan ettiklerini ve bu ateşkesle hükümete bir fırsat tanıdıklarını açıkladı.
17 Nisan sabahı biz büyük bir umutla Türkiye'ye dönerken, Celal Talabani bize Özal'ın ölüm haberinin basında yer aldığını belirtti.
16 Nisan'da süresiz ateşkes ilan ediliyor, 17 Nisan'da ise bu işin mimarının ölüm haberi geliyor."
"Devlet yöneticileri bu sorunun çözümüne her el attığında, NATO'lara kadar dayanan oyunlar sergileniyorsa, tuzaklar kuruluyorsa, bu ülkede barışı sağlamamız için önce bu tarih bilincine sahip olmamız gerekiyor" diyen Dicle, şunları dile getirdi:
"Çözüm sürecini 'paralel' denen güçler ilerletmek istemiyor, süreci baltalamak istiyor. Bunlara ait basın-yayın organlarını açıp izlemek yeterli. KCK operasyonlarının beyni bile bunlardır. Bu süreç mutlaka halklarımızın kardeşliğinde bir çözüme varmalı. Aksi takdirde bu yeni bir darbe mekaniğini harekete geçirir. 6-8 Ekim'i hepimiz yaşadık. Bugün Cizre sokaklarında hendekler kazılmışsa bunun nedeni bu KCK operasyonlarında devletin, polisin takındığı tavrın halkta yarattığı tedirginliktir. Onun için önce kendi politikalarına baksınlar. Cizre'de kimin gençlere ateş açtığı kimin bu insanları öldürdüğü ortaya çıkarılsın."
- "Kürtler arası bir çatışmaya izin vermemelisiniz"
Çözüm sürecin başarıyla devam etmesi için başta hükümet ve devlet yetkilileri olmak üzere herkesin elini taşın altına koyabilmesi gerektiğine işaret eden Dicle, gelinen süreçte barışa daha yakın olunduğunu vurguladı.
"Çözüm olur mu, olmaz mı? Şu an bunun için kesin bir şey söyleyecek durumda değiliz ama ümitliyiz. Onun için Kürtler arası bir çatışmaya asla ve asla halk olarak izin vermemelisiniz. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Öcalan bu konuda, 'Milim dahi barış ihtimalini görürsem bu masada kalacağım. Bu görüşmeleri sürdüreceğim' diyor. O nedenle umudumuz var" ifadelerini kullanan Dicle, Cizre'de açıklama yaptıklarını ancak mesajlarının sadece Cizre halkına yönelik olmadığına işaret etti.
Dicle, şunları kaydetti:
"Öcalan, 'Barış süreci en yakın olduğumuz zamandadır. 20 yıldır bu kadar yaklaşmamıştık' şeklinde düşüncelerini belirtiyor. Dileriz ki Cizre'de daha önce yaşanan ve hepimizin acılarına yol açan olaylar artık son bulur. Hükümet de bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Burada kamu görevlileri ve basın mensupları da dahil herkes sürecin hassasiyetine dikkat etmelidir."
Kaynak: AA
Geçmişte dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile Kürt sorunun çözümüne yönelik görüşmeler yapıldığını hatırlatan Dicle, şöyle konuştu:
"1993 yılında Özal'ın isteği üzerine bir heyet halinde Öcalan ile görüştük. O görüşmeden sonra 16 Nisan 1993 günü Öcalan süresiz ateşkes ilan ettiklerini ve bu ateşkesle hükümete bir fırsat tanıdıklarını açıkladı.
17 Nisan sabahı biz büyük bir umutla Türkiye'ye dönerken, Celal Talabani bize Özal'ın ölüm haberinin basında yer aldığını belirtti.
16 Nisan'da süresiz ateşkes ilan ediliyor, 17 Nisan'da ise bu işin mimarının ölüm haberi geliyor."
"Devlet yöneticileri bu sorunun çözümüne her el attığında, NATO'lara kadar dayanan oyunlar sergileniyorsa, tuzaklar kuruluyorsa, bu ülkede barışı sağlamamız için önce bu tarih bilincine sahip olmamız gerekiyor" diyen Dicle, şunları dile getirdi:
"Çözüm sürecini 'paralel' denen güçler ilerletmek istemiyor, süreci baltalamak istiyor. Bunlara ait basın-yayın organlarını açıp izlemek yeterli. KCK operasyonlarının beyni bile bunlardır. Bu süreç mutlaka halklarımızın kardeşliğinde bir çözüme varmalı. Aksi takdirde bu yeni bir darbe mekaniğini harekete geçirir. 6-8 Ekim'i hepimiz yaşadık. Bugün Cizre sokaklarında hendekler kazılmışsa bunun nedeni bu KCK operasyonlarında devletin, polisin takındığı tavrın halkta yarattığı tedirginliktir. Onun için önce kendi politikalarına baksınlar. Cizre'de kimin gençlere ateş açtığı kimin bu insanları öldürdüğü ortaya çıkarılsın."
- "Kürtler arası bir çatışmaya izin vermemelisiniz"
Çözüm sürecin başarıyla devam etmesi için başta hükümet ve devlet yetkilileri olmak üzere herkesin elini taşın altına koyabilmesi gerektiğine işaret eden Dicle, gelinen süreçte barışa daha yakın olunduğunu vurguladı.
"Çözüm olur mu, olmaz mı? Şu an bunun için kesin bir şey söyleyecek durumda değiliz ama ümitliyiz. Onun için Kürtler arası bir çatışmaya asla ve asla halk olarak izin vermemelisiniz. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Öcalan bu konuda, 'Milim dahi barış ihtimalini görürsem bu masada kalacağım. Bu görüşmeleri sürdüreceğim' diyor. O nedenle umudumuz var" ifadelerini kullanan Dicle, Cizre'de açıklama yaptıklarını ancak mesajlarının sadece Cizre halkına yönelik olmadığına işaret etti.
Dicle, şunları kaydetti:
"Öcalan, 'Barış süreci en yakın olduğumuz zamandadır. 20 yıldır bu kadar yaklaşmamıştık' şeklinde düşüncelerini belirtiyor. Dileriz ki Cizre'de daha önce yaşanan ve hepimizin acılarına yol açan olaylar artık son bulur. Hükümet de bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Burada kamu görevlileri ve basın mensupları da dahil herkes sürecin hassasiyetine dikkat etmelidir."