Abdal Türkü Türkü'de Abdal Söyleşisi Hazırlıkları Tamamlandı

Kırşehir kent-kültür çalışmaları, eserleri ve yazılarıyla yakından tanınan Araştırmacı-Yazar Adnan Yılmaz Moderatörlüğünde, Anadolu Abdal Ozan Geleneğinin En Büyük Ustası, Bozkırın Tezenesi, Neşet Ertaş' Ölümünün 2. Yılında, “Türkü’de Abdal, Abdal’da Türkü" Adlı Müzikli Söyleşi ile Kültür Müdürlüğü Salonunda anılacak.


ABDAL’DA TÜRKÜ, TÜRKÜ’DE ABDAL MÜZİKLİ SÖYLEŞİSİ
Kırşehir’de Eylül Türkü Kafe’nin geleneksel hale getirdiği ve 16.'sı gerçekleşecek olan “Eylül Günleri” çerçevesinde bir ciddi bir etkinlik olarak da, Neşet Ertaş’ın ölümünün 2. Yıl dönümünde adına bir söyleşi programı yapılacak. Kırşehir kent-kültür çalışmaları, eserleri ve yazılarıyla yakından tanınan Araştırmacı-Yazar Adnan Yılmaz Moderatörlüğünde, Anadolu Abdal Ozan Geleneğinin En Büyük Ustası, Bozkırın Tezenesi, Neşet Ertaş' Ölümünün 2. Yılında, “Türkü’de Abdal, Abdal’da Türkü" Adlı Müzikli Söyleşi ile Kültür Müdürlüğü Salonunda anılacak Türkü kafe Eylül'ün de katkıları ile yapılacak.

HER TÜRLÜ KÜLTÜR VE YAŞAM YOZLAŞMASININ AKSİNE
Eylül Türkü Kafe adına açıklamalarda bulunan Nazım Köksal, ”Kırşehir gençliği ile öteden beri her türlü kültür ve yaşam yozlaşmasının aksine işletmemiz vesilesiyle kurduğumuz derin bağlar tüm hemşerilerimizin malumudur. Gençlerin anne ve babalarıyla bile göğsünü gererek güvenle geldiği mekânımızda işletmecilik kafe sınırların aşarak dostluklara ve yoğun kültür paylaşımlarına da yönelmiştir. Bu gün 16 yıl önce eylül türkü kafenin müdavimi olan gençlerimizin çoğu güzel yurdumuzun değişik köşelerine doktor, hâkim, öğretmen ve değişik mesleklerden güzel yerler işgal etmiş bulunuyorlar. Bunların tümü memlekete geldiklerinde Eylül’e mutlak uğrar. Bu bizlerin 20 yıla yakın bir zamandır samimi, koruyucu ve geliştirici çabalarımızın bir sonucudur. Şimdi bu 16.Eylül etkinleri çerçevesinde Büyük Ozanımız Neşet Ertaş’ı bu yıl Alanında kendini kabul ettiren ve çalışmalarıyla ülke çapında yaygın ve doğru bir kaynakça olan Kırşehirli Yazarımız Sayın Adnan Yılmaz’a bu etkinliğe katkılarından dolayı şimdiden teşekkür ediyoruz ”dedi.

ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNİN DAYATTIĞI KATI SOFULUĞUN VE ŞERİATIN ÇALMAYI, ÇIĞIRMAYI YASAKLADIĞI VE GÜNAH SAYDIĞI ZAMAN DİLİMLERİNDE BU BAYRAĞI HİÇ YERE DÜŞÜRMEDİLER
Yapılacak söyleşi ile ilgili olarak bilgiler veren Gazeteci Yılmaz, “Abdalların Kültür tarihimizde oynadığı taşımacılık son derece önemli bir faktör olup Abdal Ozanları diğer ses ve saz sanatçılarından kalın çizgiyle ayırır ve onları farklı yapar. Bu nedenle Arap milliyetçiliğinin dayattığı katı sofuluğun ve şeriatın çalmayı, çığırmayı yasakladığı ve günah saydığı zaman dilimlerinde, Türk kültürü Arap’ın ilkel değer ölçülerine feda edilirken, Kırşehir Abdalları bu şeriatçı kuşatmanın yarılmasında, zulmün yerilmesinde, aşkın ve sevginin yüceltilmesinde yıllar yılı horlanmalarına rağmen yaşamları, sosyal ilişkileri ve icra ettikleri saz ve söz sanatıyla eşsiz katkılar sağlamışlardır. Nitekim Osmanlı açısından Tarihsel sürecin önemli dönemeçlerinde şeriat yönüyle katı bir yol tutan Arap kültür yayılmasının uzantıları ile bizim “tasavvufçular” arasındaki çekişmede, Osmanlı idarecilerine sırtını dayayan kadı zadelerin sözü geçer olduğu dönemlerde, tasavvufçuların aslında yadsımadığı musiki ve Semah’ın, günah ve sapkınlık olduğunu söyleyen kadı zade ve bazı İslam alimlerinin, dini de kullanarak yaptığı menfi propaganda müzik kültüründen toplumu oldukça uzak tutmuş bu propagandaların etkisiyle de Anadolu halkında çeşitli sebeplerle oluşan; “Sünnî taassup” adeta çalgıyı, türküyü Abdallara havale etmiştir. Abdallar da doğal olarak kendilerine terk edilen Türk Halk Müziği’nin ve oyun kültürünün doğal taşıyıcıları olmuşlardır. İşte Kırşehir Abdallarının ve bu kültürün üzerinde sıçrama yapan Neşet Ertaş’ı bil cümle ses ve saz sanatçılarından farklı kılan büyük ve ayrıştırıcı özellik budur.Bu gelenek Babadan oğla birlik olup taşıdı yüzyılların deyişlerini…Düğünlerde, muhabbet sofralarında yaşattılar. İşte bu geleneğin “sevgi”, ”aşk” donundaki bir tezene, Yaşar Kemal’in nitelemesiyle ”bozkırın tezenesi” uçtu Anadolu’ya. Hem geleneğinin hem de yaşadıklarının avazıyla… Yüzyılların bakir kültüründen geldi" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA