Bbp Genel Başkanı Destici, Niğde'de
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Biz tezkerenin onaylanmasından yanayız. TSK'ya sınırlarımız dışında Irak ve Suriye başta olmak üzere müdahale yetkisinin verilmesinden yanayız" dedi.
Destici, partisinin Kültür Merkezinde düzenlenen 7. olağan il kongresinde, Bitlis'teki kazada şehit olan 3 polis memuruna Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
"Kandil ile PKK'nın siyasi sözcülerinin çözüm sürecinin bittiğini" söylediklerini ifade eden Destici, şunları söyledi:
"Sebep olarak da neyi gösteriyorlar? Türkiye, Kuzey Suriye'deki PYD'ye yardım etmiyormuş, IŞİD'e karşı onlarla mücadele etmiyormuş. Öncelikle başta Başbakan'a da söylüyorum. Onların dilini, literatürünü kullanmamalarını söylüyorum. Oranın adı Rojava değil, Kuzey Suriye, Kobani değil Ayn el Arap, Roboski değil, Uludere, Amed değil, Diyarbakır, hiç kimse onların literatürünü, dilini konuşmasın, onlar bunları bilinçli kullanıyorlar çünkü ileride kurmayı düşündükleri devletin şehirleri olarak bu millete alıştırmaya çalışıyorlar. Birileri alışıyor olabilir, birileri onlarla yol yürüyor olabilir ama biz alışmadık, alışmayacağız, alışılmasına da müsaade etmeyeceğiz."
Destici, terörün her türlüsüne karşı olduklarını belirterek, "Biz tezkerenin onaylanmasından yanayız, TSK'ya sınırlarımız dışında Irak ve Suriye başta olmak üzere müdahale yetkisinin verilmesinden yanayız. Bu, sadece IŞİD'e karşı değil, başta PKK ve PYD olmak üzere Türkiye ve Türkmenlerin düşmanları olan ve o bölgeyi kan gölüne çeviren, orada zalimlik yapan bütün terörist gruplarına karşı olmalıdır" dedi.
"Ortadoğu'da da Suriye'de de Irak'ta da kim terör yapıyorsa buna karşıyız" diyen Destici, "IŞİD'e de karşıyız, diğer terör gruplarına da karşıyız ama öncelikle PKK ve PYD'ye karşıyız. Bize hiç kimse IŞİD'i bahane göstererek PKK ve PYD'yi meşru gösteremez, meşrulaştıramaz. Eğer Türkiye bir koalisyonda yer alacaksa, Suriye ve Irak'a askeri müdahalede bulunacaksa bu, sadece IŞİD ile sınırlı olmamalıdır. PKK, PYD ve oradaki bütün terör gruplarına karşı olmalıdır. Oradaki bütün masum vatandaşlar önemli fakat Türkmen vatandaşlar önceliğimiz olmalıdır" ifadesini kullandı.
- Ortaöğretim Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ndeki değişiklik
Destici, Ortaöğretim Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ndeki değişikliğe ilişkin memnuniyetini de dile getirdi.
Türkiye'de başörtüsü zulmünün yıllarca devam ettiğini, katı laikçi, seküler anlayışa sahip olanların adeta Türkiye'yi kendilerine dar ettiklerini savunan Destici, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızı imam hatiplere gönderemedik. Kızlarımızı başörtülü okullarına gönderemedik, her alanda dışlandık. Biz hem kamuda başörtüsü serbestliğini, imam hatip okullarının orta kısmının açılmasını, çoğaltılmasını, Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatını anlatan derslerin olmasını savunduk hem de destekledik. Milli Eğitim Bakanlığı'ın son yönetmelik değişikliğini de destekliyoruz. Orada yapılan şudur; hiç kimseye mecburiyet konulmamıştır. 'Herkes başını örtsün' diye yönetmelik çıkarılmamıştır, isteyen başı açık, isteyen kapalı gidecektir. Doğrusu da budur, bunu savunuyoruz ama maalesef bu karar açıldıktan sonra bahane ederek, hem yüce dinimize hem de Hz. Muhammed Efendimize ve eşlerine dil uzatacak sapıklığı gösterenler oldu. Bunlara cevap vereceğiz ama yeri geldiğinde o dili koparmasını da biliriz."
Kaynak: AA
"Kandil ile PKK'nın siyasi sözcülerinin çözüm sürecinin bittiğini" söylediklerini ifade eden Destici, şunları söyledi:
"Sebep olarak da neyi gösteriyorlar? Türkiye, Kuzey Suriye'deki PYD'ye yardım etmiyormuş, IŞİD'e karşı onlarla mücadele etmiyormuş. Öncelikle başta Başbakan'a da söylüyorum. Onların dilini, literatürünü kullanmamalarını söylüyorum. Oranın adı Rojava değil, Kuzey Suriye, Kobani değil Ayn el Arap, Roboski değil, Uludere, Amed değil, Diyarbakır, hiç kimse onların literatürünü, dilini konuşmasın, onlar bunları bilinçli kullanıyorlar çünkü ileride kurmayı düşündükleri devletin şehirleri olarak bu millete alıştırmaya çalışıyorlar. Birileri alışıyor olabilir, birileri onlarla yol yürüyor olabilir ama biz alışmadık, alışmayacağız, alışılmasına da müsaade etmeyeceğiz."
Destici, terörün her türlüsüne karşı olduklarını belirterek, "Biz tezkerenin onaylanmasından yanayız, TSK'ya sınırlarımız dışında Irak ve Suriye başta olmak üzere müdahale yetkisinin verilmesinden yanayız. Bu, sadece IŞİD'e karşı değil, başta PKK ve PYD olmak üzere Türkiye ve Türkmenlerin düşmanları olan ve o bölgeyi kan gölüne çeviren, orada zalimlik yapan bütün terörist gruplarına karşı olmalıdır" dedi.
"Ortadoğu'da da Suriye'de de Irak'ta da kim terör yapıyorsa buna karşıyız" diyen Destici, "IŞİD'e de karşıyız, diğer terör gruplarına da karşıyız ama öncelikle PKK ve PYD'ye karşıyız. Bize hiç kimse IŞİD'i bahane göstererek PKK ve PYD'yi meşru gösteremez, meşrulaştıramaz. Eğer Türkiye bir koalisyonda yer alacaksa, Suriye ve Irak'a askeri müdahalede bulunacaksa bu, sadece IŞİD ile sınırlı olmamalıdır. PKK, PYD ve oradaki bütün terör gruplarına karşı olmalıdır. Oradaki bütün masum vatandaşlar önemli fakat Türkmen vatandaşlar önceliğimiz olmalıdır" ifadesini kullandı.
- Ortaöğretim Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ndeki değişiklik
Destici, Ortaöğretim Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ndeki değişikliğe ilişkin memnuniyetini de dile getirdi.
Türkiye'de başörtüsü zulmünün yıllarca devam ettiğini, katı laikçi, seküler anlayışa sahip olanların adeta Türkiye'yi kendilerine dar ettiklerini savunan Destici, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızı imam hatiplere gönderemedik. Kızlarımızı başörtülü okullarına gönderemedik, her alanda dışlandık. Biz hem kamuda başörtüsü serbestliğini, imam hatip okullarının orta kısmının açılmasını, çoğaltılmasını, Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatını anlatan derslerin olmasını savunduk hem de destekledik. Milli Eğitim Bakanlığı'ın son yönetmelik değişikliğini de destekliyoruz. Orada yapılan şudur; hiç kimseye mecburiyet konulmamıştır. 'Herkes başını örtsün' diye yönetmelik çıkarılmamıştır, isteyen başı açık, isteyen kapalı gidecektir. Doğrusu da budur, bunu savunuyoruz ama maalesef bu karar açıldıktan sonra bahane ederek, hem yüce dinimize hem de Hz. Muhammed Efendimize ve eşlerine dil uzatacak sapıklığı gösterenler oldu. Bunlara cevap vereceğiz ama yeri geldiğinde o dili koparmasını da biliriz."