Rtük Başkanı'nın Kumandası Kızında
Radyo ve televizyonları denetlemekle mükellef Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) Başkanı Davut Dursun'un evinde televizyon kumandası kızının elinde.
Üst Kurul başkanlığı görevi boyunca çok sayıda dizi, haber, yarışma, reklam gibi televizyon programlarına müeyyide uygulanması kararına imza atan Dursun, ailesinin ve kendisinin televizyon izleme alışkanlıklarını AA muhabiriyle paylaştı.
-"Bizim evde televizyon sorun olmaz"
Dursun, evinde hiçbir zaman kumanda kavgası yaşanmadığını vurgulayarak, "Hepimiz birlikteyken kumanda genelde kızımda oluyor. Bazen hanım da alıyor. Ama benim ilgimi çeken bir şey olursa bana da müsaade ediyorlar" dedi.
Görev alışkanlığı ya da babalık içgüdüsü gereği de olsa kızının izlediklerini denetlemeyi düşünmediğini dile getiren Dursun, çoğu ailenin tercih ettiğinin aksine, evlerinde "yalnızca bir faal televizyon bulunduğunu" belirtti.
"İyi bir televizyon izleyicisi olmadığını" söyleyen Dursun, televizyon başında bir iki saatten fazla kalamadığını ifade etti.
-"Muhteşem Yüzyıl'ı izliyordum"
Dursun, ekran başındayken en çok haber ve tartışma programlarını tercih ettiğini, bir programda tartışılan konu ilgi alanına giriyorsa veya görüşünü merak ettiği bir konuk varsa bile en fazla yarım saat izleyebildiğini anlattı.
Seyircilerin en çok tercih ettiği program türlerinden dizilere ilişkin fazla bilgisi olmadığını belirten Dursun, sürekli izlediği bir dizi olmasa da kanalları dolaşırken dikkatini çeken bir sahne olduğunda durup bir süre seyrettiğini kaydetti.
Dizi izlerken sahnelere eleştirel yaklaştığını vurgulayan Dursun, "Oradaki irrasyonaliteye takılıyorum, 'Böyle saçmalık olur mu' diyorum. Mesela Muhteşem Yüzyıl'ı izliyordum ama oradaki birtakım tarihsel olayların ele alınışına ilişkin, yanımda biri varsa 'Bu böyle olmamalıydı' şeklinde eleştiriyordum" diye konuştu.
-"Piyanist sevdiğim filmler arasında"
Davut Dursun, diziler başta olmak üzere televizyon programlarının seyirci üzerindeki yaşam tarzı, giyim tercihleri hatta konuşma üslubu bakımından etkisine işaret ederek, "Benim hayatım üzerinde bir televizyon programı dönüm noktası denebilecek bir etki yaratmadı. O kadar rahat değişebilen biri değilim ben" ifadesini kullandı.
Televizyonda başarılı gördüğü programlara da değinen Dursun, haber programlarından merhum Mehmet Ali Birand'ın "32. Gün" programını beğendiğini bildirdi.
Dursun, geçtiğimiz günlerde RTÜK'ün, Özgür Gün televizyonunun 18+ koduyla prime time kuşağında yayınlandığı için uyarı cezasıyla tartışmalara neden olan Oscar ödüllü Piyanist filmini de televizyonda izlediğini ve eserin, beğendiği yapımlar arasında olduğunu söyledi.
Televizyonla ilk olarak 1972 yılında karşılaştığını da belirten Dursun, sevdiği dizileri şöyle sıraladı:
"Bizimkiler, uzun yıllar yayınlanmış güzel bir diziydi. TRT'deki Küçük Ağa'yı da çok severek izlerdim. 1970'li yıllarda Çarpılmışlar vardı, o da başarılıydı. 1980'li yıllarda Hacı Arif Bey dizisi de çok etki yapmıştı çünkü o zamana kadar böylesi bir dizi yoktu. İlk kez onunla dram ve tarihsel bir şahsiyet birleşmiş ve tüm toplum kesimlerini etkilemişti."
-"Dizilerin gündem oluşturması beni düşündürüyor"
Dursun, 70'li yılların sonunda ilkokul öğretmenliği yaptığını ve bu dönemde, "Çocuklar neyi, nasıl izliyor?" diye TRT yapımları üzerinde araştırmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
Tek kanallı dönemde, bir program yayınlandıktan sonraki gün toplu taşıma araçlarında dahi herkesin ilk konuştuğu konunun akşamki dizi olduğunu ve bunun da kendisini çok etkilediğini belirten Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akşam herkes aynı şeyi izliyor, ertesi gün de herkes birbirine bunları değerlendiriyor. Bir program, insan zihnine egemen oluyor ve ertesi günkü gündeminiz, akşam izlediğiniz şeyin konusu oluyor. Bu da bir şartlandırma biçimi aslında. Şimdiyse hem kanallar, hem programlar çok olunca herkesin aynı şeyi izleyip tartışması mümkün olmuyor. Ancak yine de bu durum azalmakla birlikte hala geçerli diyebiliriz. Bu tür şeyler beni düşündüren konulardandır."
Kaynak: AA
-"Bizim evde televizyon sorun olmaz"
Dursun, evinde hiçbir zaman kumanda kavgası yaşanmadığını vurgulayarak, "Hepimiz birlikteyken kumanda genelde kızımda oluyor. Bazen hanım da alıyor. Ama benim ilgimi çeken bir şey olursa bana da müsaade ediyorlar" dedi.
Görev alışkanlığı ya da babalık içgüdüsü gereği de olsa kızının izlediklerini denetlemeyi düşünmediğini dile getiren Dursun, çoğu ailenin tercih ettiğinin aksine, evlerinde "yalnızca bir faal televizyon bulunduğunu" belirtti.
"İyi bir televizyon izleyicisi olmadığını" söyleyen Dursun, televizyon başında bir iki saatten fazla kalamadığını ifade etti.
-"Muhteşem Yüzyıl'ı izliyordum"
Dursun, ekran başındayken en çok haber ve tartışma programlarını tercih ettiğini, bir programda tartışılan konu ilgi alanına giriyorsa veya görüşünü merak ettiği bir konuk varsa bile en fazla yarım saat izleyebildiğini anlattı.
Seyircilerin en çok tercih ettiği program türlerinden dizilere ilişkin fazla bilgisi olmadığını belirten Dursun, sürekli izlediği bir dizi olmasa da kanalları dolaşırken dikkatini çeken bir sahne olduğunda durup bir süre seyrettiğini kaydetti.
Dizi izlerken sahnelere eleştirel yaklaştığını vurgulayan Dursun, "Oradaki irrasyonaliteye takılıyorum, 'Böyle saçmalık olur mu' diyorum. Mesela Muhteşem Yüzyıl'ı izliyordum ama oradaki birtakım tarihsel olayların ele alınışına ilişkin, yanımda biri varsa 'Bu böyle olmamalıydı' şeklinde eleştiriyordum" diye konuştu.
-"Piyanist sevdiğim filmler arasında"
Davut Dursun, diziler başta olmak üzere televizyon programlarının seyirci üzerindeki yaşam tarzı, giyim tercihleri hatta konuşma üslubu bakımından etkisine işaret ederek, "Benim hayatım üzerinde bir televizyon programı dönüm noktası denebilecek bir etki yaratmadı. O kadar rahat değişebilen biri değilim ben" ifadesini kullandı.
Televizyonda başarılı gördüğü programlara da değinen Dursun, haber programlarından merhum Mehmet Ali Birand'ın "32. Gün" programını beğendiğini bildirdi.
Dursun, geçtiğimiz günlerde RTÜK'ün, Özgür Gün televizyonunun 18+ koduyla prime time kuşağında yayınlandığı için uyarı cezasıyla tartışmalara neden olan Oscar ödüllü Piyanist filmini de televizyonda izlediğini ve eserin, beğendiği yapımlar arasında olduğunu söyledi.
Televizyonla ilk olarak 1972 yılında karşılaştığını da belirten Dursun, sevdiği dizileri şöyle sıraladı:
"Bizimkiler, uzun yıllar yayınlanmış güzel bir diziydi. TRT'deki Küçük Ağa'yı da çok severek izlerdim. 1970'li yıllarda Çarpılmışlar vardı, o da başarılıydı. 1980'li yıllarda Hacı Arif Bey dizisi de çok etki yapmıştı çünkü o zamana kadar böylesi bir dizi yoktu. İlk kez onunla dram ve tarihsel bir şahsiyet birleşmiş ve tüm toplum kesimlerini etkilemişti."
-"Dizilerin gündem oluşturması beni düşündürüyor"
Dursun, 70'li yılların sonunda ilkokul öğretmenliği yaptığını ve bu dönemde, "Çocuklar neyi, nasıl izliyor?" diye TRT yapımları üzerinde araştırmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
Tek kanallı dönemde, bir program yayınlandıktan sonraki gün toplu taşıma araçlarında dahi herkesin ilk konuştuğu konunun akşamki dizi olduğunu ve bunun da kendisini çok etkilediğini belirten Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akşam herkes aynı şeyi izliyor, ertesi gün de herkes birbirine bunları değerlendiriyor. Bir program, insan zihnine egemen oluyor ve ertesi günkü gündeminiz, akşam izlediğiniz şeyin konusu oluyor. Bu da bir şartlandırma biçimi aslında. Şimdiyse hem kanallar, hem programlar çok olunca herkesin aynı şeyi izleyip tartışması mümkün olmuyor. Ancak yine de bu durum azalmakla birlikte hala geçerli diyebiliriz. Bu tür şeyler beni düşündüren konulardandır."