Düzeltme
Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlanmasıyla ilgili olarak, "Bu yeni dönem, başta başkan olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunu artıracaktır. Karşılıklı anlayışla iyi icra edildiği zaman bu yeni dönemin başarılı şekilde geçirileceğini ümit ediyorum" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı konferans salonunda düzenlenen programla diyanet personeline veda eden İşler, konuşmasında, görevlerin belli bir süreyle yapıldığını ve zamanı geldiğinde yüz akıyla teslim etmenin önemli olduğunu vurguladı.
Hizmet etmenin önemli olduğunu ifade eden İşler, "Çok şükür bugün alnımızın akıyla, onurumuzla, şerefimizle yaptığımız görevi devrettik" dedi.
İşler, Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlandığını anımsatarak, "Doğrudan bağlı olur, Başbakan Yardımcılığına bağlı olur. Geçmişte devlet bakanlıklarına bağlı oldu. Önemli olan tabii ki hizmet edebilmektir. Diyanet İşleri Başkanlığımız anayasal kurumlarımızdan birisi. Diyanet İşleri Başkanlığımız herhangi bir genel müdürlük ya da herhangi bir başkanlık da değildir" ifadelerini kaydetti.
Yeni dönemin, başta Başkan olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunu artırdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İnşallah yeni dönemde tabii ki bazı eksikliler, aksaklıklar olabilir ama karşılıklı anlayışla iyi icra edildiği zaman bu yeni dönemin başarılı şekilde geçirileceğini ümit ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı da yeni başarılara bu yeni dönemde imza atacak diye temenni ediyorum."
-Diyanet personelinin omuzlarındaki yük
İslam dünyasında son yıllarda büyük acıların yaşandığına değinen İşler, İslamın maalesef terörle eşdeğer kabul edilir, terörle birlikte anılır hale getirildiğini savundu.
Bu nedenle diyanet personeline İslamın güler yüzünün, tatlı dilinin gösterilmesi konusunda büyük vazifeler düştüğünü bildiren İşler, şunları kaydetti:
"Maalesef son zamanlarda İslam adına terör estirenlerin arasına pek çok gencimizin katıldığını görüyoruz. Avrupa ülkelerinden, çeşitli İslam ülkelerinden yüzlerce, binlerce gencimiz maalesef bunların arasına katıldıklarını görüyoruz. Bu katılımları engelleyecek olanlar, gerçek İslamı anlatacak olanlar elbette ki sizlersiniz. Bu bakımdan sorumluluğunuzu bir kez daha hatırlatmak istedim."
-"Gönül rahatlığıyla görevimizi devrediyoruz"
Yeni Türkiye'nin güçlü olması, büyümesi ve güçlenmesinin hedeflendiğini kaydeden İşler, Diyanet İşleri Başkanlığının, birlik ve beraberliğin vurgulanacağı kurumların başında geldiğini aktardı.
İşler, görev süresi içerisinde adil olmak için elinden gelen gayreti gösterdiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Sorun değil, çözüm odaklı bir idare anlayışla görevimizi yaptık. Görevi takdir eden makam, görevden almayı da takdir eder. O zamanlarda gönül kırıklığı, kalp kırıklığı olmaması lazım. Bunun en güzel örneği de benim... Gönül rahatlığıyla görevimizi devrediyoruz. Makamların en yücesi gönüllerdeki makamlardır. O makama erdiyseniz zaten bir sorun yok."
-"Diyaloğumuz resmi görevle başlamadı"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de vefa örneği göstererek, veda etmek üzere bu toplantıyı düzenlemeyi talep eden İşler'e teşekkür etti.
Görev süresi içerisinde Diyanet İşleri Başkanlığına gösterdiği ilgi ve alakayla rehberlikleri dolayısıyla İşler'e en kalbi şükranlarını sunduğunu ifade eden İşler, "Bizim diyaloğumuz, ilişkimiz sadece resmi görevle başlayan bir ilişki değil. Biz doktora derslerinde beraber olduk. Komşuluk yaptık, çocuklarımız arkadaş oldu" dedi.
-"Sorumluluğumuz daha da arttı"
Diyanet İşleri Başkanlığının yeni bir düzenlemeyle doğrudan Başbakanlığa bağlandığını anımsatan Görmez, şöyle devam etti:
"Bu düzenleme diyanet camiasında yüksek bir teveccüh olarak kabul gördü. Dünden beri arkadaşlarımızın müspet tepkileri ve kamuoyunun tepkileri böyle oldu. Teveccühten çok bunu sorumluluğumuzu artıran bir düzenleme olarak görüyoruz. İslam dünyasında çalışmaları, duruşu, ilkeleri, prensipleriyle örnek bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunu daha da artırdı. Umarım bu düzenlemeyi, anayasal bir kamu kurum vasfını yitirmeden daha özerk bir kurum olma yolunda da atılmış bir önemli adım olarak görüyorum."
İşler'e karşı bir de mahcubiyetlerinin bulunduğunu dile getiren Görmez, İşler'in başlattığı meal çalışmasının bir takım gecikmelerden dolayı henüz bitmediğini anlattı. Çalışmaların devam edeceğinin altını çizen Görmez, meal tamamlandığında ilk takdim edecekleri insanların başında İşler'in de geleceğini söyledi.
-"İslam tarihin en zor süreçlerinden geçiyor"
İşler, İslam dini ve dünyasının tarihin en zor süreçlerinden geçtiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bugün İslam dininin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun, hangi güç olduğunu ifade etmeme gerek yok, belli güçler istiyorlar ki İslam dininin her hangi bir ülkedeki varlığı, bir güvenlik ve bir meşruiyet sorununa dönüşsün. Bugün İslam dünyasında oluşturulan uydu hareketler de bunu meydana getirmek, buna zemin hazırlamak için yoğun bir çaba içerisindeler. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığına çok daha büyük görevler düşüyor. Güvenlik ve meşruiyet sorunu haline getirme çalışmalarını ve buradan hareketle İslam üretme çalışmalarını hepimiz ibretle izliyoruz. Ama Müslümanlar olarak bir şeyler de yapmıyoruz, yapamıyoruz. Sadece Müslümanlar değil, sadece Müslümanlara ait dini kurumlar değil, başta Vatikan olmak üzere bütün dini kurumların bu konu üzerinde durması gerekiyor."
Almanya'da 2001'den 2013 yılına kadar her yıl ortalama 22 caminin saldırıya uğradığına işaret eden Görmez, bu sayının 2013'te 36, 2014'te ise 70'e yükseldiğini vurguladı.
Başta Vatikan olmak üzere bütün dini kurumların bu konuya eğilmesi gerektiğine dikkati çeken Görmez, "Bu öyle sadece genç bir kızın ayaklarını yıkamakla veyahut dinler arası futbol maçı, turnuvası düzenlemekle olmaz. Bu ilahi dinlerin yeryüzüne getirdiği hikmetlerden hareketle İslam gibi yüce bir dinin mensuplarına yönelik ötekileştirme, düşmanlaştırma hareketlerinin önünü almak gerekiyor. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığına çok ama çok büyük görevler düşüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmalar öncesinde Kur'an-ı Kerim okundu. Görmez, İşler'e plaket ve çiçek verdi.
Kaynak: AA
Hizmet etmenin önemli olduğunu ifade eden İşler, "Çok şükür bugün alnımızın akıyla, onurumuzla, şerefimizle yaptığımız görevi devrettik" dedi.
İşler, Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlandığını anımsatarak, "Doğrudan bağlı olur, Başbakan Yardımcılığına bağlı olur. Geçmişte devlet bakanlıklarına bağlı oldu. Önemli olan tabii ki hizmet edebilmektir. Diyanet İşleri Başkanlığımız anayasal kurumlarımızdan birisi. Diyanet İşleri Başkanlığımız herhangi bir genel müdürlük ya da herhangi bir başkanlık da değildir" ifadelerini kaydetti.
Yeni dönemin, başta Başkan olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunu artırdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İnşallah yeni dönemde tabii ki bazı eksikliler, aksaklıklar olabilir ama karşılıklı anlayışla iyi icra edildiği zaman bu yeni dönemin başarılı şekilde geçirileceğini ümit ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı da yeni başarılara bu yeni dönemde imza atacak diye temenni ediyorum."
-Diyanet personelinin omuzlarındaki yük
İslam dünyasında son yıllarda büyük acıların yaşandığına değinen İşler, İslamın maalesef terörle eşdeğer kabul edilir, terörle birlikte anılır hale getirildiğini savundu.
Bu nedenle diyanet personeline İslamın güler yüzünün, tatlı dilinin gösterilmesi konusunda büyük vazifeler düştüğünü bildiren İşler, şunları kaydetti:
"Maalesef son zamanlarda İslam adına terör estirenlerin arasına pek çok gencimizin katıldığını görüyoruz. Avrupa ülkelerinden, çeşitli İslam ülkelerinden yüzlerce, binlerce gencimiz maalesef bunların arasına katıldıklarını görüyoruz. Bu katılımları engelleyecek olanlar, gerçek İslamı anlatacak olanlar elbette ki sizlersiniz. Bu bakımdan sorumluluğunuzu bir kez daha hatırlatmak istedim."
-"Gönül rahatlığıyla görevimizi devrediyoruz"
Yeni Türkiye'nin güçlü olması, büyümesi ve güçlenmesinin hedeflendiğini kaydeden İşler, Diyanet İşleri Başkanlığının, birlik ve beraberliğin vurgulanacağı kurumların başında geldiğini aktardı.
İşler, görev süresi içerisinde adil olmak için elinden gelen gayreti gösterdiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Sorun değil, çözüm odaklı bir idare anlayışla görevimizi yaptık. Görevi takdir eden makam, görevden almayı da takdir eder. O zamanlarda gönül kırıklığı, kalp kırıklığı olmaması lazım. Bunun en güzel örneği de benim... Gönül rahatlığıyla görevimizi devrediyoruz. Makamların en yücesi gönüllerdeki makamlardır. O makama erdiyseniz zaten bir sorun yok."
-"Diyaloğumuz resmi görevle başlamadı"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de vefa örneği göstererek, veda etmek üzere bu toplantıyı düzenlemeyi talep eden İşler'e teşekkür etti.
Görev süresi içerisinde Diyanet İşleri Başkanlığına gösterdiği ilgi ve alakayla rehberlikleri dolayısıyla İşler'e en kalbi şükranlarını sunduğunu ifade eden İşler, "Bizim diyaloğumuz, ilişkimiz sadece resmi görevle başlayan bir ilişki değil. Biz doktora derslerinde beraber olduk. Komşuluk yaptık, çocuklarımız arkadaş oldu" dedi.
-"Sorumluluğumuz daha da arttı"
Diyanet İşleri Başkanlığının yeni bir düzenlemeyle doğrudan Başbakanlığa bağlandığını anımsatan Görmez, şöyle devam etti:
"Bu düzenleme diyanet camiasında yüksek bir teveccüh olarak kabul gördü. Dünden beri arkadaşlarımızın müspet tepkileri ve kamuoyunun tepkileri böyle oldu. Teveccühten çok bunu sorumluluğumuzu artıran bir düzenleme olarak görüyoruz. İslam dünyasında çalışmaları, duruşu, ilkeleri, prensipleriyle örnek bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunu daha da artırdı. Umarım bu düzenlemeyi, anayasal bir kamu kurum vasfını yitirmeden daha özerk bir kurum olma yolunda da atılmış bir önemli adım olarak görüyorum."
İşler'e karşı bir de mahcubiyetlerinin bulunduğunu dile getiren Görmez, İşler'in başlattığı meal çalışmasının bir takım gecikmelerden dolayı henüz bitmediğini anlattı. Çalışmaların devam edeceğinin altını çizen Görmez, meal tamamlandığında ilk takdim edecekleri insanların başında İşler'in de geleceğini söyledi.
-"İslam tarihin en zor süreçlerinden geçiyor"
İşler, İslam dini ve dünyasının tarihin en zor süreçlerinden geçtiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bugün İslam dininin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun, hangi güç olduğunu ifade etmeme gerek yok, belli güçler istiyorlar ki İslam dininin her hangi bir ülkedeki varlığı, bir güvenlik ve bir meşruiyet sorununa dönüşsün. Bugün İslam dünyasında oluşturulan uydu hareketler de bunu meydana getirmek, buna zemin hazırlamak için yoğun bir çaba içerisindeler. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığına çok daha büyük görevler düşüyor. Güvenlik ve meşruiyet sorunu haline getirme çalışmalarını ve buradan hareketle İslam üretme çalışmalarını hepimiz ibretle izliyoruz. Ama Müslümanlar olarak bir şeyler de yapmıyoruz, yapamıyoruz. Sadece Müslümanlar değil, sadece Müslümanlara ait dini kurumlar değil, başta Vatikan olmak üzere bütün dini kurumların bu konu üzerinde durması gerekiyor."
Almanya'da 2001'den 2013 yılına kadar her yıl ortalama 22 caminin saldırıya uğradığına işaret eden Görmez, bu sayının 2013'te 36, 2014'te ise 70'e yükseldiğini vurguladı.
Başta Vatikan olmak üzere bütün dini kurumların bu konuya eğilmesi gerektiğine dikkati çeken Görmez, "Bu öyle sadece genç bir kızın ayaklarını yıkamakla veyahut dinler arası futbol maçı, turnuvası düzenlemekle olmaz. Bu ilahi dinlerin yeryüzüne getirdiği hikmetlerden hareketle İslam gibi yüce bir dinin mensuplarına yönelik ötekileştirme, düşmanlaştırma hareketlerinin önünü almak gerekiyor. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığına çok ama çok büyük görevler düşüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmalar öncesinde Kur'an-ı Kerim okundu. Görmez, İşler'e plaket ve çiçek verdi.