Tarihi Kalecik Köyü Turizme Kazandırılmayı Bekliyor
Mardin'de dağların arasında yer alan ve 5 bin yıllık geçmişe sahip olduğu bildirilen Kalecik köyü, doğal güzelliğiyle film platosunu andırıyor.
Binlerce yıl Süryanilerin yaşadığı ancak onların yurt dışına göç etmesinden sonra yaklaşık 50 yıl önce Müslümanların yerleştiği Nusaybin ilçesine bağlı Kalecik köyü, çözüm süreciyle oluşan güven ortamında turizme kazandırılmayı bekliyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Güner Coşkunsu ve emekli Öğretmen Süleyman Çakır, köyde bir araştırma gezisi yaptı.
Coşkunsu AA muhabirine köyün M.Ö. 7 bin yıllarında kurulmuş bir köy olduğunu tahmin ettiklerini söyledi.
Kalecik'in dünyadaki nadir güzellikte tarihi bir köy olduğunu belirten Coşkunsu, şöyle konuştu:
"Ancak köyde hiçbir bilimsel araştırma ve arkeolojik çalışma yapılmamış. Yakın tarihi Süryani ve Kürtlerin yerleşimlerine ait olsa da etraftaki yoğun çanak çömlek olasılıkla Neolitik ya da Kalkolitik dönemde kurulduğunu gösteriyor. Kaya mezarları ise köyün daha sonra Roma döneminde de iskan edildiğini gösteriyor."
- "Defineci tahribatından kaynaklanan ciddi bir tahribat var"
Kalecik köyünde acilen restorasyon ve konservasyon çalışmalarının başlatılması gerektiğini kaydeden Coşkunsu, köylülerin doğru onarım yapabilmesi için devlet desteğine ve uzmanların yönlendirmesine ihtiyacı bulunduğunu dile getirdi.
"Yerde yoğun çanak ve çömlek parçaları var. Köy büyük bir ihtimalle M.Ö. 5 bin yıllarında kurulmuş bir köy. Ancak arkeolojik kazı olmadan kesin bir şey söyleyemeyiz. Köyde bakımsızlıktan, yanlış onarım ve yoğun defineci tahribatından kaynaklanan ciddi bir tahribat var. 1991 yılında köyde çekilen Mem-u Zin filmine bakınca hasarın boyutu görülecektir."
İnsan ve hayvan hayatı için yapılarda tehlike oluşturacak yıkılmaların bulunduğunu dile vurgulayan Coşkunsu, "2004'te SİT alanı ilan edilen bu ender özelliklere sahip köy bakımsız ve sahipsiz kaldığı için yıkılmak üzere" ifadesini kullandı.
- Köylüler umutlu
Köy sakini Nezahat Aslan tarihi bir köyde yaşamanın mutluluğunu yaşadıklarını fakat bunun zorluklarının da bulunduğu söyledi.
SİT alanında bulunmasından dolayı köyde onarım yapamadıklarını ve evlerinin yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını bildiren Aslan, şöyle konuştu:
"Köyümüze ilk defa bir üniversite hocasının gelmiş olmasından dolayı çok şaşkın ve mutluyuz. İlk olarak köyün akademisyenler tarafından araştırılmasını çok istiyoruz. Yeni filmlerin de çekilmesini istiyoruz. Çözüm sürecinden sonra burası rahat olmaya başladı.
Eskiden kimse gezmeye gelmezdi. Çözüm sürecinden sonra insanlar rahatlıkla gezebiliyor."
Kazım Aslan ise kale üzerine inşa edilen köylerinde Sezen Aksu'nun klip çektiğini anımsatarak, "Çözüm sürecinden sonra insanlar artık rahat gidip gelebiliyor. Köyümüzün ilgi görmesini bekliyoruz" dedi.
Üniversite öğrencisi Cesur Aktan da çözüm süreciyle köye gelen insanların sayısında artış yaşandığını, köylerinin film platosu olmaya aday bir köy olduğunu söyledi.
Dıra Aslan ise çözüm sürecinden memnun olduklarını vurgulayarak turizmden hak ettikleri pay almak istediklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Güner Coşkunsu ve emekli Öğretmen Süleyman Çakır, köyde bir araştırma gezisi yaptı.
Coşkunsu AA muhabirine köyün M.Ö. 7 bin yıllarında kurulmuş bir köy olduğunu tahmin ettiklerini söyledi.
Kalecik'in dünyadaki nadir güzellikte tarihi bir köy olduğunu belirten Coşkunsu, şöyle konuştu:
"Ancak köyde hiçbir bilimsel araştırma ve arkeolojik çalışma yapılmamış. Yakın tarihi Süryani ve Kürtlerin yerleşimlerine ait olsa da etraftaki yoğun çanak çömlek olasılıkla Neolitik ya da Kalkolitik dönemde kurulduğunu gösteriyor. Kaya mezarları ise köyün daha sonra Roma döneminde de iskan edildiğini gösteriyor."
- "Defineci tahribatından kaynaklanan ciddi bir tahribat var"
Kalecik köyünde acilen restorasyon ve konservasyon çalışmalarının başlatılması gerektiğini kaydeden Coşkunsu, köylülerin doğru onarım yapabilmesi için devlet desteğine ve uzmanların yönlendirmesine ihtiyacı bulunduğunu dile getirdi.
"Yerde yoğun çanak ve çömlek parçaları var. Köy büyük bir ihtimalle M.Ö. 5 bin yıllarında kurulmuş bir köy. Ancak arkeolojik kazı olmadan kesin bir şey söyleyemeyiz. Köyde bakımsızlıktan, yanlış onarım ve yoğun defineci tahribatından kaynaklanan ciddi bir tahribat var. 1991 yılında köyde çekilen Mem-u Zin filmine bakınca hasarın boyutu görülecektir."
İnsan ve hayvan hayatı için yapılarda tehlike oluşturacak yıkılmaların bulunduğunu dile vurgulayan Coşkunsu, "2004'te SİT alanı ilan edilen bu ender özelliklere sahip köy bakımsız ve sahipsiz kaldığı için yıkılmak üzere" ifadesini kullandı.
- Köylüler umutlu
Köy sakini Nezahat Aslan tarihi bir köyde yaşamanın mutluluğunu yaşadıklarını fakat bunun zorluklarının da bulunduğu söyledi.
SİT alanında bulunmasından dolayı köyde onarım yapamadıklarını ve evlerinin yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını bildiren Aslan, şöyle konuştu:
"Köyümüze ilk defa bir üniversite hocasının gelmiş olmasından dolayı çok şaşkın ve mutluyuz. İlk olarak köyün akademisyenler tarafından araştırılmasını çok istiyoruz. Yeni filmlerin de çekilmesini istiyoruz. Çözüm sürecinden sonra burası rahat olmaya başladı.
Eskiden kimse gezmeye gelmezdi. Çözüm sürecinden sonra insanlar rahatlıkla gezebiliyor."
Kazım Aslan ise kale üzerine inşa edilen köylerinde Sezen Aksu'nun klip çektiğini anımsatarak, "Çözüm sürecinden sonra insanlar artık rahat gidip gelebiliyor. Köyümüzün ilgi görmesini bekliyoruz" dedi.
Üniversite öğrencisi Cesur Aktan da çözüm süreciyle köye gelen insanların sayısında artış yaşandığını, köylerinin film platosu olmaya aday bir köy olduğunu söyledi.
Dıra Aslan ise çözüm sürecinden memnun olduklarını vurgulayarak turizmden hak ettikleri pay almak istediklerini kaydetti.