Ramazan Ayını Çocuklar 'Dört Gözle' Beklemeli
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği Eğitimi Bölüm Başkanı Doç.Dr. Mizrap Polat, "Ramazan bir tecrübe ayı. Hem manevi hem bedeni hem de sosyal tecrübelerin yoğunlaştırıldığı bir ay olduğu için ramazanda çocuğa güzel şeyler yaşatmalıyız. Yani çocuk güzel anlar yaşarsa, bir sonraki ramazan ayını güzel duygularla bekler ve bu anılarını hayatı boyunca unutamaz" dedi.
Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanın duygu ayı olduğunu, bu ayda çocuğa dini, ilmihal bilgileri vermek yerine tecrübe yaşatmanın öneme değindi.
Yaklaşık 13 yaşına kadar ramazanda oruç tutmak çocukların üzerine farz olmadığını anımsatan Polat, şöyle konuştu:
"Çocuk 13 yaşında ortalama olarak oruca başlayacaksa onun hazırlığının 5 yıl öncesinden başlaması lazım. Çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren din eğitimi verilebilir. Çocuk konuşabiliyorsa demek ki zihninde bazı kelimelerle, bazı olayları, nesneleri ilişkilendirebiliyor. Güzel hikayelerle çocuğu yönlendirmeliyiz. Bazı özellikleri çocuğa yaşatmamızın yanında bazı güzellikleri de çocuğun eliyle yaşatmamız lazım. Mesela bir fakire sadaka verilecekse çocuğun eliyle vermeliyiz ve onu da hayıra ortak etmeliyiz."
-"Çocuğun o atmosferi hissetmesini sağlamalıyız"
Ailelerin muhtaç insanlara karşı davranışının çocukları da etkilediğine değinen Polat, şunları bildirdi:
"Annenin tavrı çocuğa yansır. Bu ayı öyle yaşayın ki bu ayın tesiri sizin geri kalan 11 ayı da etkilesin. Çocuğun ramazan ayında bilinçli bir şekilde etkileşime sokulması lazım. Çocuklar sahura kalkmak istiyorsa kaldırılmalı, zorlanmamalı. Oruç tutup tutmaması önemli değil, çocuğun o atmosferi hissetmesini sağlamalıyız. Ama çocuğun istemediği hiçbir şeyi, din adına yaptırmamamız lazım. 'Çocuğa hiçbir şey yaptırmamalıyız' demek değil bu. Çocuğu, ister hale getirerek bilinç oluşturmalıyız. Yani çocuğa ramazanda zorla din adına yaptırdığınız her şey faydasız."
Çocukların elle tutulur, hissedilebilir güzel anlara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Polat, "Ramazan bir tecrübe ayı. Hem manevi hem bedeni hem de sosyal tecrübelerin yoğunlaştırıldığı bir ay olduğu için çocuğa ramazan ayında güzel şeyler yaşatmalıyız. Yani çocuk güzel anlar yaşarsa, bir sonraki ramazan ayını güzel duygularla bekler ve bu anılarını hayatı boyunca unutamaz" ifadelerini kullandı.
-"En güzel eğitme tarzlarından birisi ona soru sordurmadır"
Çocuğun dini konularda istekli hale getirilmesi gerektiğini anlatan Polat, çocuğa zorla oruç tutturmanın, camiye götürmenin yanlış olduğunu dile getirdi.
Dinin çocuklara güzel kelimelerle anlatılması tavsiyesinde bulunan Polat, "Çocuğu en güzel eğitme tarzlarından birisi ona soru sordurmadır. O kendi sorularıyla kendisi için konuları size arz etmeli. Sizde onun konuları olduğu için cevabı dinlemeye hazır olmalı ve sorusunun cevabını anlatmalısınız" diye konuştu.
Çocuklara Allah'ın sevgi temellinde anlatılması gerektiğini vurgulayan Polat, şunları kaydetti: "Çocukları cehennem, ceza gibi kavramlarla korkutmamalıyız. Aslında biz Allah'a olan inancımızı kuldan ve diğer varlıklardan soyutlayarak geliştirdiğimiz için bir yerde içini boşaltıp, anlamsızlaştırıyoruz. Halbuki Allah'a olan inanç onun yarattığı varlıklarla ilişkimiz üzerinde gelişen bir şey. Çocuğa Allah'a ulaşmak istiyorsak onun yarattıkları ile iyi geçinmek gerektiğini anlatmamız lazım."
Sadece sevginin değil üzüntünün de paylaşılması gerektiğine dikkati çeken Polat, çocuğa üzüntünün de paylaşılması ve diğer insanların acısını yüzlerinden okuyabilmeyi öğretilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Yaklaşık 13 yaşına kadar ramazanda oruç tutmak çocukların üzerine farz olmadığını anımsatan Polat, şöyle konuştu:
"Çocuk 13 yaşında ortalama olarak oruca başlayacaksa onun hazırlığının 5 yıl öncesinden başlaması lazım. Çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren din eğitimi verilebilir. Çocuk konuşabiliyorsa demek ki zihninde bazı kelimelerle, bazı olayları, nesneleri ilişkilendirebiliyor. Güzel hikayelerle çocuğu yönlendirmeliyiz. Bazı özellikleri çocuğa yaşatmamızın yanında bazı güzellikleri de çocuğun eliyle yaşatmamız lazım. Mesela bir fakire sadaka verilecekse çocuğun eliyle vermeliyiz ve onu da hayıra ortak etmeliyiz."
-"Çocuğun o atmosferi hissetmesini sağlamalıyız"
Ailelerin muhtaç insanlara karşı davranışının çocukları da etkilediğine değinen Polat, şunları bildirdi:
"Annenin tavrı çocuğa yansır. Bu ayı öyle yaşayın ki bu ayın tesiri sizin geri kalan 11 ayı da etkilesin. Çocuğun ramazan ayında bilinçli bir şekilde etkileşime sokulması lazım. Çocuklar sahura kalkmak istiyorsa kaldırılmalı, zorlanmamalı. Oruç tutup tutmaması önemli değil, çocuğun o atmosferi hissetmesini sağlamalıyız. Ama çocuğun istemediği hiçbir şeyi, din adına yaptırmamamız lazım. 'Çocuğa hiçbir şey yaptırmamalıyız' demek değil bu. Çocuğu, ister hale getirerek bilinç oluşturmalıyız. Yani çocuğa ramazanda zorla din adına yaptırdığınız her şey faydasız."
Çocukların elle tutulur, hissedilebilir güzel anlara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Polat, "Ramazan bir tecrübe ayı. Hem manevi hem bedeni hem de sosyal tecrübelerin yoğunlaştırıldığı bir ay olduğu için çocuğa ramazan ayında güzel şeyler yaşatmalıyız. Yani çocuk güzel anlar yaşarsa, bir sonraki ramazan ayını güzel duygularla bekler ve bu anılarını hayatı boyunca unutamaz" ifadelerini kullandı.
-"En güzel eğitme tarzlarından birisi ona soru sordurmadır"
Çocuğun dini konularda istekli hale getirilmesi gerektiğini anlatan Polat, çocuğa zorla oruç tutturmanın, camiye götürmenin yanlış olduğunu dile getirdi.
Dinin çocuklara güzel kelimelerle anlatılması tavsiyesinde bulunan Polat, "Çocuğu en güzel eğitme tarzlarından birisi ona soru sordurmadır. O kendi sorularıyla kendisi için konuları size arz etmeli. Sizde onun konuları olduğu için cevabı dinlemeye hazır olmalı ve sorusunun cevabını anlatmalısınız" diye konuştu.
Çocuklara Allah'ın sevgi temellinde anlatılması gerektiğini vurgulayan Polat, şunları kaydetti: "Çocukları cehennem, ceza gibi kavramlarla korkutmamalıyız. Aslında biz Allah'a olan inancımızı kuldan ve diğer varlıklardan soyutlayarak geliştirdiğimiz için bir yerde içini boşaltıp, anlamsızlaştırıyoruz. Halbuki Allah'a olan inanç onun yarattığı varlıklarla ilişkimiz üzerinde gelişen bir şey. Çocuğa Allah'a ulaşmak istiyorsak onun yarattıkları ile iyi geçinmek gerektiğini anlatmamız lazım."
Sadece sevginin değil üzüntünün de paylaşılması gerektiğine dikkati çeken Polat, çocuğa üzüntünün de paylaşılması ve diğer insanların acısını yüzlerinden okuyabilmeyi öğretilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.