Atso Temmuz Ayı Meclis Toplantısı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırına duyarsız kalınmasının söz konusu olamayacağını fakat tepkilerin ayarı olması gerektiğini belirterek, "500 yıl önce Türkiye'ye yerleşmiş Museviler var, bu insanların İsrail hükümeti ile eşdeğer tutulmaması gerekiyor" dedi.
ATSO'nun temmuz ayı meclis toplantısında Budak, konuşmasına İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.
Gazze'de büyük bir cinayet işlendiğini, olaylardan dolayı İsrail'i nefretle kınadığını dile getiren Budak, "Şunu ifade etmek istiyorum ki ülke olarak her zaman mazlumun yanında olmamız gerekiyor. 1948'den beri İsrail hükümetinin uyguladığı şiddete duyarsız kalamayacağımız son derece ağır bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu.
"Bu kadar şiddet içeren konularda Türkiye'nin duyarsız kalması söz konusu olamaz ama tepkilerin de aslında ayarı olması gerekiyor" diyen Budak, "500 yıl önce Türkiye'ye yerleşmiş Museviler var, bu insanların İsrail hükümeti ile eşdeğer tutulmaması gerekiyor. Bu insanlar Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünden yanadır" ifadesini kullandı.
Budak, Youtube, Twitter yasaklarının ardından Türkiye'nin imajının ciddi yara aldığını savunarak, Türkiye'ye yönelik olumsuz algıların yıkılması için tanıtım çalışmalarının devlet eliyle yoğun şekilde yapılması gerektiğini kaydetti.
- Babacan'dan teselli beklentisi
Ekonomide yaz rehaveti bulunduğunu, seçimin hemen ardından yine seçime giden Türkiye'de ekonominin gündemde olmadığını ifade eden Budak, ABD'nin parasal genişlemesinin durduğunu ve geriye doğru gittiğini, bu nedenle özellikle sonbahar aylarında dikkatli olmakta fayda bulunduğunu vurguladı.
Taksitli alışverişe getirilen kısıtlamadan kuyumculuk başta olmak üzere birçok sektörün olumsuz etkilendiğini belirten Budak, "Ekonomi yönetiminden piyasanın durgunluğuyla ilgili ses bekliyoruz. Başbakan Yardımcısı sayın Ali Babacan'ın sık sık çıkıp bizlere yön çizdiğini biliyoruz. Seçim nedeniyle son dönemde çıkmıyor, şu anda o teselliye bile ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyoruz" diye konuştu.
- "Bu acele niye"
Zeytin bahçelerinin enerji yatırımlarına açılmasını öngören yasa tasarısı hakkında görüşlerini açıklayan Budak, Antalya'da binlerce yıldır zeytincilik yapıldığını, kentin çevresinde 2 bin, 2 bin 500 yaşında zeytin ağaçları bulunduğunu söyledi.
Zeytinin önemli bir kültürel değer ve doğal zenginlik olduğuna işaret eden Budak, "Zeytinliklerin gündeme gelme nedeniyle ilgili ben çok tatmin olmadım. Taş ocağı mı, yeni konut alanları mı, konu ne? Öyle değilse zeytinliklerle ilgili bu acele niye?" dedi.
Antalya'nın 640 kilometre sahili bulunduğunu ve yeterince betonlaştığını dile getiren Budak, işadamı olarak inşaat yatırımlarının vahşice devam etmesinin karşısında olacağını bildirdi. Budak, Türkiye ve Antalya'nın en önemli sektörlerinden birinin turizm olduğunu, çevre sıkıntıları başlarsa turizmin yapılamayacağını vurguladı.
- Antalya'da kadınlar plajı yapılması
Budak, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden kadınlar plajı projesini de değerlendirerek, "Ben yüzmeyi Mermerli Plajı'nda öğrendim. 5-6 yaşlarında annem elimden tutar oraya giderdik, orası kadınlar plajıydı. Yani 1930'lar falan değil, 1960'lı yıllar, öğleden sonra da erkekler girerdi. Bu bir ihtiyaçsa neden olmasın, bunu abartmamak lazım" diye konuştu.
Kaynak: AA
Gazze'de büyük bir cinayet işlendiğini, olaylardan dolayı İsrail'i nefretle kınadığını dile getiren Budak, "Şunu ifade etmek istiyorum ki ülke olarak her zaman mazlumun yanında olmamız gerekiyor. 1948'den beri İsrail hükümetinin uyguladığı şiddete duyarsız kalamayacağımız son derece ağır bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu.
"Bu kadar şiddet içeren konularda Türkiye'nin duyarsız kalması söz konusu olamaz ama tepkilerin de aslında ayarı olması gerekiyor" diyen Budak, "500 yıl önce Türkiye'ye yerleşmiş Museviler var, bu insanların İsrail hükümeti ile eşdeğer tutulmaması gerekiyor. Bu insanlar Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünden yanadır" ifadesini kullandı.
Budak, Youtube, Twitter yasaklarının ardından Türkiye'nin imajının ciddi yara aldığını savunarak, Türkiye'ye yönelik olumsuz algıların yıkılması için tanıtım çalışmalarının devlet eliyle yoğun şekilde yapılması gerektiğini kaydetti.
- Babacan'dan teselli beklentisi
Ekonomide yaz rehaveti bulunduğunu, seçimin hemen ardından yine seçime giden Türkiye'de ekonominin gündemde olmadığını ifade eden Budak, ABD'nin parasal genişlemesinin durduğunu ve geriye doğru gittiğini, bu nedenle özellikle sonbahar aylarında dikkatli olmakta fayda bulunduğunu vurguladı.
Taksitli alışverişe getirilen kısıtlamadan kuyumculuk başta olmak üzere birçok sektörün olumsuz etkilendiğini belirten Budak, "Ekonomi yönetiminden piyasanın durgunluğuyla ilgili ses bekliyoruz. Başbakan Yardımcısı sayın Ali Babacan'ın sık sık çıkıp bizlere yön çizdiğini biliyoruz. Seçim nedeniyle son dönemde çıkmıyor, şu anda o teselliye bile ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyoruz" diye konuştu.
- "Bu acele niye"
Zeytin bahçelerinin enerji yatırımlarına açılmasını öngören yasa tasarısı hakkında görüşlerini açıklayan Budak, Antalya'da binlerce yıldır zeytincilik yapıldığını, kentin çevresinde 2 bin, 2 bin 500 yaşında zeytin ağaçları bulunduğunu söyledi.
Zeytinin önemli bir kültürel değer ve doğal zenginlik olduğuna işaret eden Budak, "Zeytinliklerin gündeme gelme nedeniyle ilgili ben çok tatmin olmadım. Taş ocağı mı, yeni konut alanları mı, konu ne? Öyle değilse zeytinliklerle ilgili bu acele niye?" dedi.
Antalya'nın 640 kilometre sahili bulunduğunu ve yeterince betonlaştığını dile getiren Budak, işadamı olarak inşaat yatırımlarının vahşice devam etmesinin karşısında olacağını bildirdi. Budak, Türkiye ve Antalya'nın en önemli sektörlerinden birinin turizm olduğunu, çevre sıkıntıları başlarsa turizmin yapılamayacağını vurguladı.
- Antalya'da kadınlar plajı yapılması
Budak, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden kadınlar plajı projesini de değerlendirerek, "Ben yüzmeyi Mermerli Plajı'nda öğrendim. 5-6 yaşlarında annem elimden tutar oraya giderdik, orası kadınlar plajıydı. Yani 1930'lar falan değil, 1960'lı yıllar, öğleden sonra da erkekler girerdi. Bu bir ihtiyaçsa neden olmasın, bunu abartmamak lazım" diye konuştu.