İzmir'deki Gezi Parkı Odaklı Eylemler
Geçtiğimiz yıl Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında İzmir Kordonboyu'nda bir kızın saçını çekip copla vurdukları iddia edilen polis memurları İ.G ve M.K "görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla 1 ile 3 yıl arası hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı.
İzmir 11. Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar İ.G. ve M.K. ile avukatları Tolga Yurdakul katıldı.
Sanık İ.G, mahkemedeki ifadesinde, olay günü Basmane'den Aslancak'a yürüyen gruba müdahale ettiklerini, grup içinden kendilerine taş atıp küfür eden formalı kişinin kaçamayacağını anlayınca da halkın arasına karışmaya çalıştığını, bu kişiyi gözaltına alırken küfür etmeyi sürdürmesi üzerine 60 saatti aşkın süre uykusuz, aç, yorgun kalmasının etkisiyle kendisine, mesleğine ve teşkilatına yakışmayan bir harekette bulunduğunu, pişman olduğunu söyledi.
Gözaltına aldığı kişiye müdahalesinin olduğunu fakat yanındaki kıza vurmadığını, tanık olarak dinlenen ve kendisi için "vurma dememe rağmen vurdu" ifadesini veren polis memurunun olayın gerçek faili olduğunu ileri süren İ.G, "Biz orada günah keçisi olduk" dedi.
İ.G, olay esnasında Kordonboyu'nda pek çok vatandaşın bulunduğunu ve bu kişilerle hiçbir ilgilerinin olmadığını, kendilerine yönelik hareketleri nedeniyle belli kişilere müdahelede bulunduklarını savundu.
-"Bana verilen emirler doğrultusunda hareket ettim"
Sanık M.K ise, basında yer alan görüntülerinin parça parça birleştirilmiş görüntüler olduğunu, devlet büyüklerine ve kendisine ağza alınmayacak küfürler eden kişiyi kovalayıp jopla vurduğunu, bu sırada elindeki taşları denize atan kızı gördüğünü ve içerisinde gaz maskesi, taş olabileceğini tahmin ettiği sırt çantasını almak isterken kızın saçlarını çektiğini ileri sürdü. Yaşanan olaylarda 3 gün uykusuz ve aç kaldıklarını, teçhizatlarının ağır olduğunu ve gaz maskelerinin iyi çalışmadığını savunan M.K, "Ben, verilen emirler doğrultusunda hareket ettim. Bu bayan ve mavi tişörtlü erkek daha önce göstericiler arasında bulunan ve biz kovalarken kaçıp gruba yetişemeyen şahıslardır. Suç işleme kastım yoktur, böyle bir olaya karıştığım için pişmanım" dedi.
Her iki sanık da ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etti.
Hakim, olayın görüntülerini çeken gazetecinin ve olay yerinde bulunan polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesine, sulh ceza mahkemelerinin asliye ceza mahkemelerine devri nedeniyle olayla ilgili görüntülerin yer aldığı CD'lerin incelenmesinin daha sonraki celselere bırakılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
-Olay
İzmir'de Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında, Kondonboyu'nda oturan gençlerle iki polis memuru arasında yaşananların görüntüleri televizyonlara yansımış, görüntüler üzerine İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği müfettişler kask numaralarından kimliklerini belirlediği iki polisi açığa alarak soruşturma açmıştı.
İzmir Barosu, polislerin cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunurken, bakanlığın görevlendirdiği müfettişler de sanık polis memurları hakkında dava açılması için hazırladıkları dosyayı İzmir Valiliği'ne göndermiş, dosya cumhuriyet savcısına iletilmişti.
Kaynak: AA
Sanık İ.G, mahkemedeki ifadesinde, olay günü Basmane'den Aslancak'a yürüyen gruba müdahale ettiklerini, grup içinden kendilerine taş atıp küfür eden formalı kişinin kaçamayacağını anlayınca da halkın arasına karışmaya çalıştığını, bu kişiyi gözaltına alırken küfür etmeyi sürdürmesi üzerine 60 saatti aşkın süre uykusuz, aç, yorgun kalmasının etkisiyle kendisine, mesleğine ve teşkilatına yakışmayan bir harekette bulunduğunu, pişman olduğunu söyledi.
Gözaltına aldığı kişiye müdahalesinin olduğunu fakat yanındaki kıza vurmadığını, tanık olarak dinlenen ve kendisi için "vurma dememe rağmen vurdu" ifadesini veren polis memurunun olayın gerçek faili olduğunu ileri süren İ.G, "Biz orada günah keçisi olduk" dedi.
İ.G, olay esnasında Kordonboyu'nda pek çok vatandaşın bulunduğunu ve bu kişilerle hiçbir ilgilerinin olmadığını, kendilerine yönelik hareketleri nedeniyle belli kişilere müdahelede bulunduklarını savundu.
-"Bana verilen emirler doğrultusunda hareket ettim"
Sanık M.K ise, basında yer alan görüntülerinin parça parça birleştirilmiş görüntüler olduğunu, devlet büyüklerine ve kendisine ağza alınmayacak küfürler eden kişiyi kovalayıp jopla vurduğunu, bu sırada elindeki taşları denize atan kızı gördüğünü ve içerisinde gaz maskesi, taş olabileceğini tahmin ettiği sırt çantasını almak isterken kızın saçlarını çektiğini ileri sürdü. Yaşanan olaylarda 3 gün uykusuz ve aç kaldıklarını, teçhizatlarının ağır olduğunu ve gaz maskelerinin iyi çalışmadığını savunan M.K, "Ben, verilen emirler doğrultusunda hareket ettim. Bu bayan ve mavi tişörtlü erkek daha önce göstericiler arasında bulunan ve biz kovalarken kaçıp gruba yetişemeyen şahıslardır. Suç işleme kastım yoktur, böyle bir olaya karıştığım için pişmanım" dedi.
Her iki sanık da ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etti.
Hakim, olayın görüntülerini çeken gazetecinin ve olay yerinde bulunan polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesine, sulh ceza mahkemelerinin asliye ceza mahkemelerine devri nedeniyle olayla ilgili görüntülerin yer aldığı CD'lerin incelenmesinin daha sonraki celselere bırakılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
-Olay
İzmir'de Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında, Kondonboyu'nda oturan gençlerle iki polis memuru arasında yaşananların görüntüleri televizyonlara yansımış, görüntüler üzerine İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği müfettişler kask numaralarından kimliklerini belirlediği iki polisi açığa alarak soruşturma açmıştı.
İzmir Barosu, polislerin cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunurken, bakanlığın görevlendirdiği müfettişler de sanık polis memurları hakkında dava açılması için hazırladıkları dosyayı İzmir Valiliği'ne göndermiş, dosya cumhuriyet savcısına iletilmişti.