Chp Tbmm Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığında büyük bir uzlaşı sağladıklarını belirterek, " İnandıklarından ödün vermeyen birisi, çünkü o Anadolu toprağının insanı, bizim insanımız. Yozgat'ın Bozlağı gibi, Şanlıurfa'nın Hoyratı gibidir, Bozkırın tezenesi gibidir, tıpkı Neşet Ertaş gibi. Neşet Ertaş'ın tezenesi sazını çalardı, bunun tezenesi elindeki kalem" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanını halkın seçeceğini hatırlattı.
Baştan beri seçilecek Cumhurbaşkanı'nın "CHP'nin cumhurbaşkanı olmayacağını, halkın cumhurbaşkanı olacağını" söylediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir siyasal partiye endekslenen cumhurbaşkanının, sağlıklı görev yapamayacağını ve anayasadaki tarafsızlık ilkesini zedeleyeceğini düşünüyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanının yemin metninde, "Sadakat ve tarafsızlık" ilkesi bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, o nedenle cumhurbaşkanına bir siyasal parti kimliği vermenin doğru olmadığını söylediklerini anımsattı.
Başbakan Erdoğan'ın adaylığını dolaylı yollardan açıkladığını ve "Siz de aday olun" dediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Ben CHP Genel Başkanıyım. Benim tarafsızlığım her zaman tartışılır. Biz ne istiyoruz? Tarafsızlığı tartışılmayacak bir isim istiyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Bu çerçevede sendikaları, meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ettiklerini, sanatçılarla bir araya geldiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, son yaptıkları görüşmeler sırasında bir sanatçının, "cumhurbaşkanının niteliklerini değil de, kimlerin cumhurbaşkanı adayı olmayacağını eğer netleştirirsek, daha önemli bir yol katetmiş oluruz" dediğini aktardı.
Bu saptamayı bir yere not ettiğini bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Size şimdi on madde halinde, kimin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını sıralıyorum. Bir; kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmayan kişinin cumhurbaşkanı adayı olmaması lazım. İki; vatandaşına tokat atan, vatandaşları 'benden, sizden' diye ayıran kişinin cumhurbaşkanı adayı olmaması lazım. Gayet doğal. Kendi vatandaşına tokat atan adamdan cumhuraşkanı adayı olur mu? Üç; Kin ve öfkeyi, politik dil haline getiren kişiden cumhurbaşkanı adayı olmaması lazım. Çünkü kini ve öfkeyi tohuma aşılarsanız o makama saygısızlık etmiş olursunuz, o makam saygın bir makam. Kin ve öfkeyle yola çıkarsanız cumhurbaşkanı adayı olamazsınız, olursanız da ülkeyi parçalar, bölersiniz. Dört; hukukun üstünlüğüne inanmayan, adalet duygusu gelişmemiş birisi cumhurbaşkanı adayı olamaz."
Beşinci madde olarak, "kadın erkek eşitliğine inanmayan birisinden cumhurbaşkanı adayı olmayacağını" ifade eden Kılıçdaroğlu, altıncı olarak da "yalan söyleyen, ahlaki değerleri yüksek olmayan kişiden de cumhurbaşkanı adayı olamayacağını" söyledi.

-"Bu ilkelere inanmış olacak"-
Yedinci madde olarak, "dünyada saygınlığı olmayan, sürekli saygınlık yitiren birisinin cumhurbaşkanı adayı olamaz" diye sayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sekiz; Demokratik, laik, sosyal hukuk devletine inanmayandan cumhurbaşkanı adayı olmaz. Bu ilkelere inanmış olacak. Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddelerinin arkasında duran kişi cumhurbaşkanı adayı olur. Dokuz; bilgi birikimi yetersiz, sanatı ve sanatçıyı düşman belirleyen birisi cumhurbaşkanı adayı olamaz. Cumhurbaşkanı adayı sanatı ve sanatçıyı el üstünde tutacak. Bir Yaşar Kemal'imiz olmalı, bir Orhan Pamuk'umuz olmalı diyecek... Onuncu madde; bana göre en önemli maddelerden birisidir. Geçmişi şaibeli olmayacak. Geçmişi şaibeli olan, adalet önünde kirlilikten arınmamış birisi, cumhurbaşkanı adayı olamaz, olmamalıdır. Şimdi ben bütün yurttaşlarıma sesleniyorum: 76 milyon yurttaşıma sesleniyorum; söylediğim on madde, sadece bizim için geçerli olan maddeler değil, ister gidin Rusya'ya, ister Tanzanya'ya, ister Papua Yeni Gine'ye, ister Fransa'ya, ister Güney Afrika Cumhuriyeti'ne gidin on maddeyi koyun deyin ki 'bunlar cumhurbaşkanı adayı olamaz deniyor, ne dersiniz?' Hepsi 'evet bunlar cumhurbaşkanı adayı olamazların maddesidir' der."
Saydığı maddelerin evrensel olduğunu yineleyen Kılıçdaroğlu, ahlaklı, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yücelten bir toplumun bu on maddenin arkasında duracağını söyledi.

-"Bu topraklar bereketli topraklardır"
"Bu topraklar bereketli topraklardır, bu topraklarda Yunuslar, Mevlanalar, Hacı Bektaşi Veliler yetişti, Dadaloğlu yetişti, Pir Sultan Abdal yetişti" diyen Kılıçdaroğlu, bu toprakların, insan sevgisinin yoğrulduğu topraklar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı adayını bütün bu değerleri koruyarak belirlemek zorunda olduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, insan haklarına saygı duyan, hukukun üstünlüğüne, kadın erkek eşitliğine inanan ve sadece Türkiye'de değil, bütün dünyanın saygınlığı olan bir aday belirlemek için yola çıktıklarını anlattı.
-"Atomu parçalamaktan daha zordur"
"Bu topraklardan Fatih Sultan Mehmet de çıktı. Bu topraklar, Mustafa Kemal Atatürk'ü de yetiştirdi" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"En sıkıntılı olduğumuz zamanlarda, elbette kahramanlar çıktı, önderlerimiz çıktı. Bilgimizle, birikimimizle, tavrımızla, dünyaya bakışımızla yeni ufuklar açtık. Açmaya da devam edeceğiz. Ama biz çok nitelikli insanlar yetiştirdiğimiz halde çoğu zaman bir birimizi tanımayız. Önyargılarımızla hareket ederiz. Ön yargıları bir tarafa bırakacağız. Ne diyordu Einstein, 'Atomu parçalamaktan daha zordur, önyargıyı ortadan kaldırmak.' Ama biz bilinçliyiz, neyin ne olduğunu bilmeliyiz, biz hayatı sorgulayan bir kültürden geliyoruz. Aklımızın terazisinde ölçeceğiz nedir bu insanlar? Bilgileri, birikimleri nedir? Bunları bilmek zorundayız. Siyaset sorun üreten bir alan değildir, sorun çözen bir alandır, bir iktidarı ülkenin sorunlarını çözsün diye isteriz. Aramızda yaşa takılanlar da vardı. Onların beklentilerini ve sorunlarını çözmek için de elbette çaba harcamak zorundayız. Eğer siyaseti böyle değilde kişisel kariyeriniz üzerine inşa ediyorsanız, siyaseti bir zenginleşme aracı olarak görüyorsanız bizim kitabımızda o yok. Bizim siyasetimizde huzurlu bir toplum var. Kavga yok, barış var, kardeşlikten yanayız. Huzurlu olan bir toplum güçlü olur."
Kendilerinin bir gelecek umudu yaratmak istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, demokrasilerin bir dayatma kültürü olmadığını söyledi.

Demokrasilerin olmazsa olmazının "uzlaşma kültürü" olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Her dediğimiz olmaz ama uzlaşabiliriz. Uzlaştığımız zaman demokrasinin kalitesini artırırız" dedi.

Kılıçdaroğlu, salondan "Birleşe birleşe kazanacağız" sloganları atılması üzerine aynı sözü kendisi de söyledi.

Kendilerinin halkın çıkarlarını bütün çıkarların üzerinde gören bir siyasal parti olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Çünkü bizim adımız CHP. Biz halkın partisiyiz" açıklamasını yaptı.
CHP olarak hukukun üstünlüğünü savunduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Anayasada ne diyor? 'Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı.' 'Siyasi kimliği olmasın' diyor. Siyasi kimliği olan cumhurbaşkanlarının orada noter görevi yaptığını da çok iyi biliyoruz. O nedenle söylüyorum; cumhurbaşkanı yeri geldiğinde dik ve onurlu duruşunu sergilemelidir. İktidara teslim olan bir cumhurbaşkanı zaten istemiyoruz, gücünü halktan ve anayasadan alan bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Altını çiziyorum; Bir devlet başkanı seçmiyoruz, bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yetkileri anayasada yazılı olan bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Eğer bunu yapabilirsek demokrasiye en büyük katkıyı yapmış olacağız. Bütün siyasi parti liderleriyle görüştüm. Hepsine söyledim, bu düşüncelerimi her ortamda anlattım. Evet, birden fazla aday vardı, 'daha iyileri mi, daha kötüleri mi?' Onu bilemeyiz. Ama bir şey var, o bir gerçek, bir devlet adamı, bilgi birikimi olan, saygınlığı olan bir aday üzerinde uzlaştık. Bir büyük uzlaşmayı sağladık, adı Ekmeleddin İhsanoğlu, hayırlı uğurlu olsun."
İhsanoğlu'nun Yozgatlı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Buradan bütün Yozgat'a selam gönderiyorum, böyle bir evlat yetiştirdiği için" ifadesini kullandı.
İhsanoğlu'nun 1943 yılında babasının görevi nedeniyle Mısır'da doğduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ilk kez demokratik yollarla İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Genel Sekreteri görevine geldiğini kaydetti.

Bu göreve geldiğinde üç büyük enstitüyü hayata geçirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun birlik bünyesindeki 57 ülkeyi çağdaş düşünceyle yönettiğinin altını çizdi.
İhsanoğlu'nun "önemli bir tercih" olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, başarılarının bununla sınırlı olmadığını, il kez 1989 yılında Türk Bilim Tarihi Kurulu'nu kurduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sadece bizde tanınmıyor, belki sadece en az Türkiye'de tanınıyor. Dünya çapında tanınmış bir bilim tarihçisidir. Bilim tarihi çalışmalarına yaptığı katkıdan ötürü Alexander Koyre ödülünü alıyor. Çok zor alınan bir ödüldür, bu ödülü alan tek Türk'tür. Kendi alanında sıra dışı ve çığır açan bilim insanlarına verilen bu ödülünü alıyor. İstanbul Üniversitesi'nde ilk kez Bilim Tarihi Bölümü'nü kuruyor. Bununla mı yetiniyor? Hayır. Ekmel Bey, Uluslararası Bilim ve Felsefe Kurulu Başkan Yardımcılığı'na da seçiliyor. Doğu'da Batı'da yirminin üzerinde üniversiteden fahri doktora unvanı var. UNESCO İbn-i Sina Bilim Madalyası'nı alan bir insandır. Saygınlığı olan bir insandır."
İhsanoğlu'nun bilim ve eğitim tarihine katkı ve hizmetlerinden dolayı birçok ödül aldığını anlatan Kılıçdaroğlu, 2000 yılında ise Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından kendisine Devlet Üstün Hizmet Madalyası verildiğini anımsattı.
İhsanoğlu adına Uluslararası Bilim Tarihi ve Felsefe Kurulu tarafından ödül oluşturulduğunu da bildiren Kılıçdaroğlu, bu ödülün dört yılda bir verildiğini aktardı.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun çok sayıda kitabı, makalesi olduğunu yineleyen Kılıçdaroğlu, şunları dedi:
"Pek çok uluslararası alanda Devlet Başkanı ile bir araya gelen birisi. Yeri geldiğinde dik durmasını bilen birisi. İnandıklarından ödün vermeyen birisi, çünkü o Anadolu toprağının insanı, bizim insanımız. Yozgat'ın Bozlağı gibi, Şanlıurfa'nın Hoyratı gibidir, Bozkırın tezenesi gibidir, tıpkı Neşet Ertaş gibi. Neşet Ertaş'ın tezenesi sazını çalardı, bunun tezenesi elindeki kalem. Tevazu sahibi, bilgi sahibi. Zaten çok bilgili insanlar, tevazu sahibi olurlar. Eğer bilgi yoksa kabalaşırlar, bilgi tevazu sahibi, oturmasını kalkmasını bilen. Yabancı bir devlet adamı ile yan yana geldiğinde onunla rahatlıkla görüşebilen, onun altında ezilmeyen, tam tersine dik duran onurlu duran bir cumhurbaşkanı. Biz böyle bir adayı önerdik, böyle bir aday üzerinde mutabakat sağladık. Biz hiçbir zaman Cumhuriyetin değerleriyle çatışan, halkının değerleriyle çatışan bir kişiyi cumhurbaşkanı olarak ne önerdik, ne de aklımızın köşesinden geçirdik. Ekmel Bey'e gidin sorun. En az bizim ülkede tanınıyor. Gidin Fransa'ya sorun, ABD'ye, Ortadoğu'ya, Japonya'ya sorun göreceksiniz, onlarca yüzlerce nişanı var. 57 ülkeyi yöneten bir insanı biz seçtik. Her alanda gerçekten çağdaş düşünen bir insan seçtik, biz bu toprakların bereketli olduğunu biliyoruz. Kendisinin bir açıklaması var, 'bu topraklarda benim gibi çok sayıda çok sayıda insan var, ama eğer benim adım önerilmişse ben bundan gurur duyarım' diyor."
-"Noterlik görevini yapmayacak"
Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun tevazu sahibi bir kişi olduğunu yineledi.
Siyasal partiye lider seçmediklerini bir cumhurbaşkanı seçtiklerini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Oturacak orada yetkilerini bilecek. Sabah akşam başbakana müdahale etmeyecek. Az konuşacak, öz konuşacak, halkın arasına girebilecek, halktan birisi olacak, rahat konuşabilecek...Biz o'nu daha iyi tanıyacağız. Göreceksiniz son derece saygın, son derece kibar, gerçek bir devlet adamı. Noterlik görevini yapmayacak, adım gibi eminim. Anayasa, kadın erkek eşitliğine, demokrasiye, gençlere sahip çıkacak...Bugüne kadar toplumun hiçbir kesimini incitici hiçbir açıklaması yoktur, çünkü o bütün toplumu kucaklamak istemektedir, çünkü o bilim adamı. Hayatını düşünerek yazarak, öngörülerini geliştirerek kazanıyor. Böyle bir insan bizim için, Türkiye için bir kazanımdır. Ben Bozkırın tezenesini sizlere emanet ediyorum, sizleri de Allah'a emanet ediyorum."
Kılıçdaroğlu, konuşması sonrası makamına giderken bir gazetecinin bazı milletvekillerinin toplantıya katılmadığını sorması üzerine "hiç bilmiyorum" yanıtını verdi.
(Bitti)

Kaynak: AA