Turizmciler 'Şeytan Üçgeni'Nden Çıkmak İstiyor
Marmaris'te turizmciler, "Şeytan üçgeni" olarak değerlendirdikleri deniz-kum-güneş turizminin dışına çıkmak istiyor.
Yılda 1,5 milyondan fazla turistin tatilini geçirdiği Türkiye'nin gözde turizm merkezlerinden Marmaris'te arz talep dengesinin bozulması nedeniyle para kazanamamaktan şikayetçi olan turizmciler, yeni turizm alanlarına yönelinmesi gerektiğini belirtti.
İş yeri sayısının fazla olması nedeniyle yoğun bir rekabet yaşandığını anlatan turizmciler, bedava turlar düzenlemeye kadar varan "ucuzluğun" turistin cebine para koymak anlamına geldiğine dikkati çekti.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Marmaris Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı İsmail Özbozdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fazla müşteri gelmesine rağmen gerekli karı yakalayamadıklarını söyledi.
Sayısal anlamda daha fazla turist getirseler bile, bunun karların çoğaldığı anlamına gelmediğine işaret eden Özbozdağ, bunun en önemli nedeninin arz talep dengesinin bozulmasından kaynaklandığını ifade etti.
Sezonun iyi başladığını dile getiren Özbozdağ, "Özellikle nisan ayında Paskalya Bayramı dolayısıyla 15 bin müşteri geldi. Bölgesel olarak ilk defa Paskalya'yı bu kadar iyi değerlendirdik. Ancak maalesef mayıs ayında beklediğimiz ülkelerden, beklediğimiz konukları istediğimiz oranda alamadık. İngiliz pazarında bir sorun yok, hatta bir artış söz konusu. Ancak İskandinav ve Benelüks ülkelerinden beklediğimiz artışı yakalayamadığımız gibi geriye de düştük. Örneğin geçen yılın mayıs ayında İsveç'ten 6 uçağımız varken, bu yıl 2 uçağa düştük" dedi.
Sadece İngiliz pazarındaki artışın yeterli olmadığına dikkati çeken Özbozdağ, bu pazarı koruyup, diğer Avrupa pazarları için de çaba göstermeleri gerektiğini vurguladı. Özbozdağ, müşteri profilinin de çok önemli olduğunu ve kendi kabuklarından çıkmaları gerektiğini bildirdi.
-"Kaynaklar değerlendirilmeli"
Eğlence turizminin ön planda olduğu deniz, kum ve güneş üçlemesinin dışına çıkılarak alternatif turizm faaliyetlerine yönelinmesi gerektiğini anlatan Özbozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
" 'Şeytan üçgeni' dediğimiz deniz, kum ve güneşten oluşan hazır turizm potansiyelini kullanıyoruz. Maalesef kendi bölgemizde bugüne kadar bu üçünün dışında pek fazla bir şey yapamıyoruz. Etrafımıza baktığımız zaman ön plana çıkartılması gereken kültürel, tarihsel, doğal anlamda çok fazla değerimiz var. Ancak bu kaynaklarımızı iyi değerlendiremiyoruz. Zamanında işin kolayına kaçmışız. Bu bölgeye gelen turist, sadece eğlence, deniz, kum ve güneş için gelmiyor. Hepimiz bir araya gelerek bir örgütlenme içine gidip, turizmi çeşitlendirmek zorundayız."
"Rekabet, turistin cebine para koymaya kadar gidiyor"
Bölgedeki iş yeri sayısında enflasyon yaşandığına değinen Özbozdağ, enflasyonun ucuzluğu ve kalitesizliği getirdiğine işaret etti. İsmail Özbozdağ, "Aynı mahallede 5 tane bakkal olmaz. Ufacık bir yerde bütün meslek grupları arasında vıcık vıcık bir rekabet var. Bu rekabet, turistin cebine para koymaya kadar gidiyor. Kendi değerlerimizi yanlış yansıtıyoruz. Türk hamamı dediğimiz zaman turistleri hangi hamama kaç paraya götürüyoruz? Bedava hamam turlarının satıldığını duyuyorum. Türk gecesi adı altında yapılanlar ortada. Kültürel anlamda da bir erozyon var" diye konuştu.
Turistlerden en fazla şikayet aldıkları konulardan birisinin hanutçuluk olduğunu belirten Özbozdağ, bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini kaydetti.
Gelen misafirlerin en iyi şekilde ağırlanması gerektiğini vurgulayan Özbozdağ," turistleri kandırmak ve tacizde bulunmak kendi kalenize gol atmak gibi bir şeydir" ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
İş yeri sayısının fazla olması nedeniyle yoğun bir rekabet yaşandığını anlatan turizmciler, bedava turlar düzenlemeye kadar varan "ucuzluğun" turistin cebine para koymak anlamına geldiğine dikkati çekti.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Marmaris Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı İsmail Özbozdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fazla müşteri gelmesine rağmen gerekli karı yakalayamadıklarını söyledi.
Sayısal anlamda daha fazla turist getirseler bile, bunun karların çoğaldığı anlamına gelmediğine işaret eden Özbozdağ, bunun en önemli nedeninin arz talep dengesinin bozulmasından kaynaklandığını ifade etti.
Sezonun iyi başladığını dile getiren Özbozdağ, "Özellikle nisan ayında Paskalya Bayramı dolayısıyla 15 bin müşteri geldi. Bölgesel olarak ilk defa Paskalya'yı bu kadar iyi değerlendirdik. Ancak maalesef mayıs ayında beklediğimiz ülkelerden, beklediğimiz konukları istediğimiz oranda alamadık. İngiliz pazarında bir sorun yok, hatta bir artış söz konusu. Ancak İskandinav ve Benelüks ülkelerinden beklediğimiz artışı yakalayamadığımız gibi geriye de düştük. Örneğin geçen yılın mayıs ayında İsveç'ten 6 uçağımız varken, bu yıl 2 uçağa düştük" dedi.
Sadece İngiliz pazarındaki artışın yeterli olmadığına dikkati çeken Özbozdağ, bu pazarı koruyup, diğer Avrupa pazarları için de çaba göstermeleri gerektiğini vurguladı. Özbozdağ, müşteri profilinin de çok önemli olduğunu ve kendi kabuklarından çıkmaları gerektiğini bildirdi.
-"Kaynaklar değerlendirilmeli"
Eğlence turizminin ön planda olduğu deniz, kum ve güneş üçlemesinin dışına çıkılarak alternatif turizm faaliyetlerine yönelinmesi gerektiğini anlatan Özbozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
" 'Şeytan üçgeni' dediğimiz deniz, kum ve güneşten oluşan hazır turizm potansiyelini kullanıyoruz. Maalesef kendi bölgemizde bugüne kadar bu üçünün dışında pek fazla bir şey yapamıyoruz. Etrafımıza baktığımız zaman ön plana çıkartılması gereken kültürel, tarihsel, doğal anlamda çok fazla değerimiz var. Ancak bu kaynaklarımızı iyi değerlendiremiyoruz. Zamanında işin kolayına kaçmışız. Bu bölgeye gelen turist, sadece eğlence, deniz, kum ve güneş için gelmiyor. Hepimiz bir araya gelerek bir örgütlenme içine gidip, turizmi çeşitlendirmek zorundayız."
"Rekabet, turistin cebine para koymaya kadar gidiyor"
Bölgedeki iş yeri sayısında enflasyon yaşandığına değinen Özbozdağ, enflasyonun ucuzluğu ve kalitesizliği getirdiğine işaret etti. İsmail Özbozdağ, "Aynı mahallede 5 tane bakkal olmaz. Ufacık bir yerde bütün meslek grupları arasında vıcık vıcık bir rekabet var. Bu rekabet, turistin cebine para koymaya kadar gidiyor. Kendi değerlerimizi yanlış yansıtıyoruz. Türk hamamı dediğimiz zaman turistleri hangi hamama kaç paraya götürüyoruz? Bedava hamam turlarının satıldığını duyuyorum. Türk gecesi adı altında yapılanlar ortada. Kültürel anlamda da bir erozyon var" diye konuştu.
Turistlerden en fazla şikayet aldıkları konulardan birisinin hanutçuluk olduğunu belirten Özbozdağ, bu konuda herkesin üzerine düşen görevi yapması gerektiğini kaydetti.
Gelen misafirlerin en iyi şekilde ağırlanması gerektiğini vurgulayan Özbozdağ," turistleri kandırmak ve tacizde bulunmak kendi kalenize gol atmak gibi bir şeydir" ifadesini kullandı.