Hdp'nin Lice'deki Toplantısı (2)
HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, "Siyaset yürüttüğümüz hiçbir yerde Türkiye halklarının değerine el ya da dil uzanamayacaktır" dedi.
Kürkçü, partisince Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Çelikhan köyü köprübaşı mevkisinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, burada sivil ve silahsız halka ateş açıldığını savundu.
Son 1,5 yılda Kürt meselesinin çözümü bakımından taleplerini eylemli olarak dillendirdiği için 10'dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini iddia eden Kürkçü, şöyle konuştu:
"Dağda, bayırda gerilla ile asker bu şekilde karşı karşıya gelmedi. Ama devlet ile Kürt halkının evlatları Kürt halkı 'ben böyle bir barış istiyorum' dediği için karşıya karşıya geldi. Bunun peşinde olmamız gerekir. Bunun üzerini hiçbir bayrakla örtemezsiniz. Bunun üzeri Türkiye çapında bir bayrak imal etseniz örtülemez. O bayrağın altında gerçekleşmiş olan cinayet, cinayet olarak kalır."
- "Baskı aracı olarak kullanmaya kalkışmayın"
Bu konunun sorgulandığı aşamada bazılarının Türk bayrağını baskı aracı olarak kullandığını ileri süren Kürkçü, şöyle devam etti:
"Bayrağı bir baskı aracı olarak kullanmaya kalkışmayın. İnsanlar ona zaten saygılarını gösteriyorlar. Daha dün dağa çıkmış çocukların bağışlanması, onların aşağı çağrılması konusunda HDP'ye başvuranlar bugün bir bayrak direğine tırmanan çocuğu niçin kurşuna dizilmedi diye kuvvet komutanlarının hizaya çekilmesini istiyorsa bu işte bir tuhaflık yok mu?"
"Ne zaman Kürt meselesinde derli toplu bir çözümün eşiğine geliriz, o zaman bir bayrak yere düşer, Türkiye ayağa kalkar" ifadesini kullanan Kürkçü sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer hakikaten milliyetçiler ise demeliler ki; 'Bizim bayrağımızla nasıl olur da başka bir halkı baskı altına alırsınız'. Bu soruyu sormayan milliyetçiye 'milliyetçi' demem ben. O nedenle Türkiye'nin batısında yaşayan halkımız buradaki meseleye kulak kabartmalılar."
Kürkçü, Kürt halkının yeni karakollar istemediğini ve bu talebini 1 yıldır dile getirdiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bize deniyor ki; 'halka karşı değil.' Peki neye karşı? Burası sınır mı? Sınırdan gelecek büyük devletlerin güçlerini durdurmak için mi? PKK'ya karşı mı? PKK'ya karşı ise barış yapıyorsanız niye karakol yapıyorsunuz? HDP üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirecektir. Siyaset yürüttüğümüz hiçbir yerde Türkiye halklarının değerine el ya da dil uzanamayacaktır. Başka bir halkı bayrakla tehdit etmek onu rencide etmek, şehrin orta yerinde Diyarbakır'a giden otobüsü durdurup, insanları indirip lince tabi tutmak Türklük mü? Türklük böyle olabilir mi? Böyle Türklük öğrenmiş kimse var mı?"
- "Milliyetçiliği karşısındakine karşı bir küfür olarak ağzına almamalıdır"
Büyük ulusların başka ulusların hak ve değerlerine en büyük saygıyı göstermeyi başaranlar olduğunu belirten Kürkçü, başka bir milleti ezen milletin asla özgür olamayacağını kaydetti.
"Barış ve çözüm süreci bu varlığı ve kimliği kendi hakikatiyle kabul etmek ve Türkiye'nin ortak yürüyüşüne dahil etmek ise o zaman yürüyüşümüzü buna uydurmamız lazım. Çözüm sürecini sürdürdüğü iddiasında bulunan hükümetin başındaki insan milliyetçiliği teşvik etmemelidir. Milliyetçiliği karşısındakine karşı bir küfür olarak ağzına almamalıdır. 'Çocuklar kurşuna dizilmelidir' dememelidir. Onlar çocuktur ve kurşuna dizilemezler. Silahlı kuvvetlerin serinkanlılık ve itidal, politikacıların ajitasyon ve histeryayı dile getiriyor olması bizim de barış sürecimizin kendine özgü ironisi olsa gerek."
-"Irmaklar geriye doğru akıtılamaz"
"Sayın Abdullah Öcalan'ın açmış olduğu yürüyüş yolunun stratejik bir tercih olduğunu, tarihi bir dönüşüm olduğunu bir kere daha buradan açıkça ilan ediyoruz" ifadesini kullanan Kürkçü, şöyle devam etti:
"Bu yolda yeni gerginlikler, arızalar çıkabilir. Ama asla ve asla ırmaklar geriye doğru akıtılamaz. Bu aşama geçilmiştir. Artık ırmaklar başka bir yöne akmaktadır. O nedenle sayın Öcalan'ın açmış olduğu ilerleme yolundan Türkiye'nin tamamının ilerlemesi gerektiğini düşünüyoruz."
"Kim Tayyip Erdoğan'ınkinden daha yüksek bir barış projesi, kim daha yüksek bir çözüm önerisi ortaya koyabilirse Cumhurbaşkanlığını o hak etmiş olacaktır" diyen Kürkçü, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz Cumhurbaşkanlığına talibiz, kendi adayımızı göstereceğiz. Türkiye halklarının yürüyüşünü, ilerleyişini, onunkinden daha mükemmel bir projeyle ifade edeceğiz. Kimsenin elini tutacak değiliz. Daha iyisini yapacak olanları da bekliyoruz."
Toplantıya Eş Genel Başkanlar Kürkçü ve Tuncel'in yanısıra aralarında milletvekilleri İbrahim Ayhan, Hasip Kaplan, Erol Dora, Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı da katıldı.
Toplantının ardından Kürkçü ve Tuncel, beraberindekilerle izinsiz gösteride yaşamını yitiren Abdulbaki Akdemir için kurulan taziye çadırını ziyaret etti.
(Bitti)
Kaynak: AA
Son 1,5 yılda Kürt meselesinin çözümü bakımından taleplerini eylemli olarak dillendirdiği için 10'dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini iddia eden Kürkçü, şöyle konuştu:
"Dağda, bayırda gerilla ile asker bu şekilde karşı karşıya gelmedi. Ama devlet ile Kürt halkının evlatları Kürt halkı 'ben böyle bir barış istiyorum' dediği için karşıya karşıya geldi. Bunun peşinde olmamız gerekir. Bunun üzerini hiçbir bayrakla örtemezsiniz. Bunun üzeri Türkiye çapında bir bayrak imal etseniz örtülemez. O bayrağın altında gerçekleşmiş olan cinayet, cinayet olarak kalır."
- "Baskı aracı olarak kullanmaya kalkışmayın"
Bu konunun sorgulandığı aşamada bazılarının Türk bayrağını baskı aracı olarak kullandığını ileri süren Kürkçü, şöyle devam etti:
"Bayrağı bir baskı aracı olarak kullanmaya kalkışmayın. İnsanlar ona zaten saygılarını gösteriyorlar. Daha dün dağa çıkmış çocukların bağışlanması, onların aşağı çağrılması konusunda HDP'ye başvuranlar bugün bir bayrak direğine tırmanan çocuğu niçin kurşuna dizilmedi diye kuvvet komutanlarının hizaya çekilmesini istiyorsa bu işte bir tuhaflık yok mu?"
"Ne zaman Kürt meselesinde derli toplu bir çözümün eşiğine geliriz, o zaman bir bayrak yere düşer, Türkiye ayağa kalkar" ifadesini kullanan Kürkçü sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer hakikaten milliyetçiler ise demeliler ki; 'Bizim bayrağımızla nasıl olur da başka bir halkı baskı altına alırsınız'. Bu soruyu sormayan milliyetçiye 'milliyetçi' demem ben. O nedenle Türkiye'nin batısında yaşayan halkımız buradaki meseleye kulak kabartmalılar."
Kürkçü, Kürt halkının yeni karakollar istemediğini ve bu talebini 1 yıldır dile getirdiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bize deniyor ki; 'halka karşı değil.' Peki neye karşı? Burası sınır mı? Sınırdan gelecek büyük devletlerin güçlerini durdurmak için mi? PKK'ya karşı mı? PKK'ya karşı ise barış yapıyorsanız niye karakol yapıyorsunuz? HDP üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirecektir. Siyaset yürüttüğümüz hiçbir yerde Türkiye halklarının değerine el ya da dil uzanamayacaktır. Başka bir halkı bayrakla tehdit etmek onu rencide etmek, şehrin orta yerinde Diyarbakır'a giden otobüsü durdurup, insanları indirip lince tabi tutmak Türklük mü? Türklük böyle olabilir mi? Böyle Türklük öğrenmiş kimse var mı?"
- "Milliyetçiliği karşısındakine karşı bir küfür olarak ağzına almamalıdır"
Büyük ulusların başka ulusların hak ve değerlerine en büyük saygıyı göstermeyi başaranlar olduğunu belirten Kürkçü, başka bir milleti ezen milletin asla özgür olamayacağını kaydetti.
"Barış ve çözüm süreci bu varlığı ve kimliği kendi hakikatiyle kabul etmek ve Türkiye'nin ortak yürüyüşüne dahil etmek ise o zaman yürüyüşümüzü buna uydurmamız lazım. Çözüm sürecini sürdürdüğü iddiasında bulunan hükümetin başındaki insan milliyetçiliği teşvik etmemelidir. Milliyetçiliği karşısındakine karşı bir küfür olarak ağzına almamalıdır. 'Çocuklar kurşuna dizilmelidir' dememelidir. Onlar çocuktur ve kurşuna dizilemezler. Silahlı kuvvetlerin serinkanlılık ve itidal, politikacıların ajitasyon ve histeryayı dile getiriyor olması bizim de barış sürecimizin kendine özgü ironisi olsa gerek."
-"Irmaklar geriye doğru akıtılamaz"
"Sayın Abdullah Öcalan'ın açmış olduğu yürüyüş yolunun stratejik bir tercih olduğunu, tarihi bir dönüşüm olduğunu bir kere daha buradan açıkça ilan ediyoruz" ifadesini kullanan Kürkçü, şöyle devam etti:
"Bu yolda yeni gerginlikler, arızalar çıkabilir. Ama asla ve asla ırmaklar geriye doğru akıtılamaz. Bu aşama geçilmiştir. Artık ırmaklar başka bir yöne akmaktadır. O nedenle sayın Öcalan'ın açmış olduğu ilerleme yolundan Türkiye'nin tamamının ilerlemesi gerektiğini düşünüyoruz."
"Kim Tayyip Erdoğan'ınkinden daha yüksek bir barış projesi, kim daha yüksek bir çözüm önerisi ortaya koyabilirse Cumhurbaşkanlığını o hak etmiş olacaktır" diyen Kürkçü, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz Cumhurbaşkanlığına talibiz, kendi adayımızı göstereceğiz. Türkiye halklarının yürüyüşünü, ilerleyişini, onunkinden daha mükemmel bir projeyle ifade edeceğiz. Kimsenin elini tutacak değiliz. Daha iyisini yapacak olanları da bekliyoruz."
Toplantıya Eş Genel Başkanlar Kürkçü ve Tuncel'in yanısıra aralarında milletvekilleri İbrahim Ayhan, Hasip Kaplan, Erol Dora, Aysel Tuğluk ve Ayla Akat Ata, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı da katıldı.
Toplantının ardından Kürkçü ve Tuncel, beraberindekilerle izinsiz gösteride yaşamını yitiren Abdulbaki Akdemir için kurulan taziye çadırını ziyaret etti.
(Bitti)