Adana Vali Yardımcısından Sert Açıklamalar

Adana Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, Türkiye'deki insan hakları ve hukuk uygulamalarının kağıt üstünde kaldığını belirterek, “Son zamanlarda yapılan en güzel icraatın Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının tanınması olarak değerlendiriyorum.

Adana Vali Yardımcısından Sert Açıklamalar
Onun ötesindeki uygulamaların veya teorik çalışmaların da hepsinin hikaye olduğu kanaatine vardığımızı bildirmeyi görev olarak addediyorum” dedi.


Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanlığı ile ortaklaşa, İngiltere Büyükelçiliği tarafından da desteklenen “İnsan Hakları Alanında Bireysel Başvuru Usullerinin Tanıtılması Projesi” kapsamında Büyük Sürmeli Oteli'nde eğitim semineri düzenlendi.

Seminer öncesi açılış konuşması yapan AB Bakanlığı, Siyasi İşler Başkanı Ege Erkoçak, Türkiye'nin AB'ye katılım süreci kapsamında demokrasinin geliştirilmesi, hukukun üstünlüğünün pekiştirilmesi ve insan haklarının korunması alanlarında atılan adımlar hakkında bilgiler verdi

Daha sonra konuşan Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, insan hakları ve hukuk uygulamalarının kağıt üzerinde kaldığını ifade ederek, “Son zamanlarda yapılan en güzel icraatı Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının tanınması olarak değerlendiriyorum. Onun ötesindeki uygulamaların veya teorik çalışmaların da hepsinin hikaye olduğunu maalesef bir idareci olarak sizlere aktarmayı, bu kanaate vardığımızı bildirmeyi bir görev olarak addediyorum” dedi.

Ülkenin gerçeklerinin ve pratiklerinin görülmesi gerektiğini söyleyen Yeşil, “Biliyorsunuz ki hepiniz, yargı bir milletin, devletin vazgeçilmez en büyük güç unsurlarından bir tanesidir. Hakim arkadaşlarla görüşüyoruz. Adliyedeki diğer arkadaşlarla görüşüyoruz. Onlar mesleklerinden, geleceklerinden kaygılı. İdarede huzur denen bir şey yok. Ne yapacağız arkadaşlar? Siz Ankara'dan ahkam kesmesini iyi biliyorsunuz yani” diye konuştu

İnsan Hakları Kurulu'nun bir yaptırım gücü olmadığını yaşayarak öğrendiğini ifade eden Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, sundukları önerilerin de dikkate alınmadığını söyledi.

“Hoca bildiğini okuyor Ankara'dan” ifadesini kullanan Yeşil, “Ben faşizme karşıyım ama Hitler'in 'Adalet güçlünün işine gelendir' sözünü çok seviyorum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum, siyasal bilgilerden sonra orayı da bitirdik onun için de biraz da rahat konuşuyorum. Yani çünkü zaten ayrılmak da istiyorum açıkçası meslekten de. Onun için şöyle bir samimice derdimizi dökelim. Okuduk ki, adaleti tarif ederken 'Adalet, suç ve ceza arasında kurulan köprüdür' diyor hocalarımız. Fakat biz o köprüyü görmedik. Geçenlerde de zaten hukukçu olarak beni kahreden bir olayı Türkiye yaşadı. Yasama meclisinin başındaki sayın Cemil Çiçek, 'Anayasanın 138. maddesi fiilen ölmüştür' dedi.

Anayasanın 138. maddesi neyi hükme bağlıyordu? Yargı tarafından verilen kararların gerek özel gerekse kamu, herkesi bağlayacağını ve uymayanların da suçlu duruma düşeceğini hatta uygulama bir Danıştay kararıyla Türk Ceza Kanunun 257. maddesinde tarif ve tanımı yapılan 'Görevi kötüye kullanma' suçunu işleyeceğini hükme bağlamıştır. Ama maalesef yok. Yok yok yok. Bu yokluklar içerisinde ben adalete, hukuka, insan haklarına nasıl güvenebilirim arkadaşlar?” şeklinde konuştu.

Yaşadığı hukuksuzluk konusunda bir örnek de veren Vali Yardımcısı Azmi Yeşil, şöyle devam etti:
“Adana Valiliği'nde vali yardımcısıyız, bir noktada da zurnanın son deliği sayılırız şu anki uygulamalara göre. Benim gibi bir adamın telefonu 24 saat dinlenip, gazetelerde yayınlanıyorsa, ben o ülkede bir haberleşme özgürlüğünün olduğuna asla inanmıyorum. Vatan haini miyiz de dinleniyoruz yani? Allah'a çok şükür vatan haini de değiliz. Bu devletin bayrağına da kanunlarına da ezanına da sahip çıkıyoruz her noktada.”
Türkiye İstatistik Kurumu'ndan edindiği bilgilere göre 36 milyon kişinin ilkokul ve ortaokul seviyesinde olduğuna dikkat çeken Yeşil, “Böyle bir toplumda siz hangi insan hakları uygulamasından bahsedebilirsiniz? Neyi anlatacağız o insanlara? Yunan filozofun dediği gibi '. Bir ülkede kanunlar ne kadar fazlaysa, o ülkenin idaresi o kadar bozuktur" ifadesini kullandı.

Açılış konuşmalarından sonra “AB'ye Katılım Süreci ve Siyasi Kriterler”, “Türkiye İnsan Hakları Kurumu'na Başvuru Usulleri”, “Kamu Denetçiliği Kurumu'na Başvuru Usulleri” ve “Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru Usulleri” konulu seminerler verildi.

Kaynak: İHA