'Son Halife Abdülmecid Efendi Sempozyumu'

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü, "Bugünkü siyasi kargaşalar, sıkıntıların kökeninin 1800'lü yıllardan itibaren geliştiğini ve bugüne intikal ettiğini görüyoruz" dedi.

Hülagü, Türk Tarih Kurumu tarafından Balkan Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Son Halife Abdülmecid Efendi Sempozyumu"nun açılışında, Türkiye'de tarihçilerin belli alanlara yöneldiğini, belli alanlarda çalışan tarihçi sayısının ise yetersiz olduğunu söyledi.

Türk tarihçilerinin genelde siyasi tarih alanlarında çalıştığını vurgulayan Hülagü, şöyle konuştu:
"Türkiye'e kültür tarihi çalışan ne kadar akademisyen var derseniz, 'çok sınırlı' cevabını alırsınız. Uzak Doğu tarihçilerimiz var mı diye baktığınız zaman bunun da sayısının çok az olduğunu görüyorsunuz. Afrika üzerine çalışan uzmanlarımız var mı, maalesef o da yok. Hep belli alanlara yönelmişiz. Bugünkü problemleri anlamamız için yakın tarihi araştırmamız lazım. Örneğin bir Ermeni meselesi... Abdülhamid dönemini bilmeden bugünkü Ermeni meselesinin nedenlerini, kökenlerini, safahatını açıklayamayız. Bugünkü siyasi kargaşalar, sıkıntıların kökeninin 1800'lü yıllardan itibaren geliştiğini ve bugüne intikal ettiğini görüyoruz."

- "Türk tarihinin son dönemleri bilinmiyor"

Hülagü, son dönem Türkiye tarihi iyi bilinmediği için çoğu zaman "basma kalıp" değerlendirmelerini peşinden gidildiğini söyledi.

Konuyla ilgili uzmanlar da olduğunu, onları da da takdir ettiklerini belirten Hülagü, şöyle devam etti:
"Genel toplum yapısı itibariyle son dönem Türk tarihini çok iyi bilmediğimizi, en azından son döneme tek gözle baktığımızı, iki gözle bakmadığımızı, tek taraflı baktığımızı görüyorum. Bunun da örneği olarak Abdülmecid efendiyi verebiliriz. Türk toplumu, siyasiler, eğitimciler bu ismi ne kadar tanıyor? Bir Sultan Vahdettin'i ne kadar tanıyoruz? Basma kalıp ifadeleri mi tekrar ediyoruz yoksa gerçekten mi tanıyoruz. Abdülmecid'in milli mücadeleyi desteklediğini biliyoruz. Bunu bilen kaç kişi var. Kabul etsek de etmesek de son dönem Türk tarihi bizim tarihimizdir. Yanlışı, doğruyu görüp karar vermek zorundayız."
Hülagü, son dönem Türk tarihinin bir kaos dönemi olduğunu anlattı. Kaosun Abdülaziz'in tahtan indirilmesi ve katledilmesiyle başladığını, onun oğlu Abdülmecid'le de bittiğini dile getiren Hülagü, "Babasıyla kaos başlıyor, kendisiyle bir dönem kapanıyor. Hanedan tamamen sınır dışı ediliyor. Abdülaziz'le başlayan kabuk değiştirme dönemi Abdülmecid'in hilafetin kaldırılması ve sınır dışı edilmesiyle sona eriyor."

-"Abdülmecid'in Vahdettin'le arası iyi değildi"

Sempozyumun yürütme ve bilim kurulu üyesi Süleyman Demirel Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Seydi ise Abdülmecid'in sarayında entelektüelleri, şairleri, ressamları sıklıkla ağırlayacak kadar sanata yakın bir kişilik olduğunu söyledi.

Abdülmecid'in, Osmanlı'nın son yıllarında ve sürgün yıllarında zor günler yaşadığını ve Sultan Vahdettin'le de aralarının iyi olmadığını belirten Seydi, şöyle devam etti:
"En büyük sorunlarından biri de Vahdettin'le yaşadığı sorunlardır. Aralarının çok iyi olmadığını biliyoruz. Bunun sebeplerinden biri sürgüne gittiklerinde her ikisinin de bir şekilde halifelik iddiasının devam etmesi. O yıllarda aile reisliği ve hanedan mallarının yurt dışında kalan bölümü konusunda bir polemik yaşıyorlar. Vahdettin yurt dışında daha zor şartlarda hayat sürerken, Abdülmecid nispeten daha rahat bir hayat sürüyor. Sebebi de kızı Derrühşehvar Sultan'ın Haydarabat Nizamı'nın oğluyla evlenmesi. Oradan maddi destek almasıyla ilgili bir olay."

- "Tarih öğretimi cilalı taş devrinden başlamasın"

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük de tarih öğretme metodolojisinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Tarihin bilimsel araştırmalarının yanı sıra halka da anlatılabilmesi için yeni modellerin denenmesini öneren Yörük, şunları kaydetti:
"Bilim adamları kadar tarih senaristlerinin yetiştirilmesi gerekiyor. Son dönem tarihi yapıtların senaryonun kalitesiz ve yanlış olduğunu gözlemliyoruz. Bu yönde bunu görsele aktarıp halka sunmamız lazım. Dünyadaki örnekleri böyle, gelişmiş toplumlar daha ilkokuldan başlayarak gerçek tarihlerini sevdirebiliyorlar. Biz tarihi cilalı taş devrinden başlatıyoruz. Yöntem olarak yanlış yapıyoruz."
Programda, açılış konuşmalarının ardından tebliğler sunulmaya başlandı.
Sempozyum, yarın sona erecek.
Kaynak: AA