Merkez Bankası Başkanı Başçı, Kayseri'de Açıklaması
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, faiz oranlarıyla ilgili olarak "Kısa vadeli faizlerin çok aşırı düşmesine imkan vermeden adım adım bunları (faiz oranlarını) indirerek hem güveni hem istikrarı koruyoruz. O şekilde bir faiz indirim süreciyle ilerleyebiliyoruz" dedi.
Başçı, Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) ile Dünya gazetesi tarafından Sanayi Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen "Para Politikaları" toplantısında yaptığı konuşmada, faiz indirimleri konusunda Merkez Bankası olarak izlenen stratejinin daha önce Avro bölgesi borç krizinde de uygulandığını söyledi.
Adım adım küçük faiz artırımları yapıp ondan sonra durumu izleyip adım adım küçük küçük faiz indirimleri yapmaktansa ani ve yapabilecek işlemin azamisini baştan yapıp daha sonra şartlar iyileşirse adım adım faizleri indirmeyi tercih ettiklerini belirten Başçı, şunları kaydetti:
"Bu strateji geçmiş dönemde Türkiye'de çalıştı. Özellikle Avro bölgesi borç krizi döneminde bu faydalı oldu ve mevcut dış belirsizlikler de göz önüne alındığında daha yararlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Çünkü şöyle bir problem ortaya çıkıyor. Özellikle ardı ardına her ay 50 baz puan faiz artırımı yapan ülkelere baktığınızda onların uzun vadeli faizlerinin daha yüksek olduğunu görüyorsunuz. Mesela Brezilya'ya baktığınızda yüzde 12-13'ler seviyesinde uzun yıllar 10 yıllık faizleri var. Çünkü nerede duracağını bilmiyor. 50-50, 25-25 artırıyor, nerede duracağını bilmediği için uzun vadeli faizler daha yüksek oluyor. Biz şu anki enflasyon beklentilerini ve şu anki uzun vadeli faizleri göz önüne alarak daha sıkı bir noktaya geliyoruz. Ondan sonra bu politika cevap verirse, istikrar sağlanırsa kademeli, dikkatli bir şekilde onu indiriyoruz. Ama onu indirdiğimiz zaman da sıkı duruşumuzu koruyarak indiriyoruz. Kısa vadeli faizlerin çok aşırı düşmesine imkan vermeden adım adım bunları indirerek hem güveni hem istikrarı koruyoruz. O şekilde bir faiz indirim süreciyle ilerleyebiliyoruz. Bunu 2002 yılında da yaptı Türkiye. 2002 yılında yüzde 70'ler seviyesindeydi faizler. Dikkat ederseniz çok temkinli, verileri izleyerek, imkan oldukça faiz indirerek çok iyi bir noktaya getirdi. Hem enflasyon tek haneye düştü hem de faiz oranları düşmüş oldu. Bu şekilde temkinli bir yaklaşım önümüzdeki günlerde bizim için de doğru olur diye düşünüyorum. O anlamda hani ne kadar erken olur bunun zamanlaması kurul tarafından tartışılacak. Ama çok büyük montanlı faiz indirimi beklenmemesi gerekiyor. O yüzden ölçülü adımlarla gitmekte fayda var. Bu başladığı sürece ve verileri izleyerek, dünyadaki gelişmeleri, Türkiye'deki gelişmeleri izleyerek bu şekilde bir yol ilerlenebilir. Daha güvenli bir yaklaşım olur diyebiliriz."
- Enflasyon düşüşü
Enflasyonun iki şart bir araya gelirse yüzde 5'e düşmesinin mümkün olabileceğini ifade eden Başçı, şöyle devam etti:
"Özellikle döviz kurları istikrar kazandığı takdirde yatay bir seyir bile izlese döviz kurları, bundan sonra oradaki baz etkilerinin etkisiyle enflasyon önemli ölçüde 2015 yılının özellikle yaz aylarına doğru düşmesi makuldur, beklenir. Artı talep koşulları. Talep koşullarında da arzı destekleyen ama talebi yavaşlatan bir bileşim var. Orada da gecikmeler bir yıla kadar sürebiliyor. Yani talep tarafından bakıldığında enflasyon üzerine etki yaklaşık bir yıllık gelişmeyle görülebiliyor. Orada da yine yaz aylarını işaret ediyor. Dolayısıyla 2015 yılı yaz aylarında enflasyonun yüzde 5'e düşmemesi için ya beklentiler hep yukarıda kalır, dolayısıyla kira fiyatları ücret fiyatlamasında ısrarla çok daha yüksek katı bir fiyatlama olabilir, o bir risk olabilir. Onu bizim kuvvetli bir iletişimle ne yapmaya çalıştığımızı ve görünümü anlatarak aşağıya doğru çekmemiz lazım. Enflasyon beklentilerini mutlaka aşağıya doğru ayarlanması gerekiyor. Bu olduğu takdirde ve ilave büyük bir şok yaşamadığımız takdirde, yurt dışından gelebilecek şok yaşamadığımız takdirde bu yüzde 5'e ulaşılabilir ve önümüzdeki yıl daha kolay bile ulaşılabilir. Yeter ki beklentiler çok fazla bozulmasın."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Adım adım küçük faiz artırımları yapıp ondan sonra durumu izleyip adım adım küçük küçük faiz indirimleri yapmaktansa ani ve yapabilecek işlemin azamisini baştan yapıp daha sonra şartlar iyileşirse adım adım faizleri indirmeyi tercih ettiklerini belirten Başçı, şunları kaydetti:
"Bu strateji geçmiş dönemde Türkiye'de çalıştı. Özellikle Avro bölgesi borç krizi döneminde bu faydalı oldu ve mevcut dış belirsizlikler de göz önüne alındığında daha yararlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Çünkü şöyle bir problem ortaya çıkıyor. Özellikle ardı ardına her ay 50 baz puan faiz artırımı yapan ülkelere baktığınızda onların uzun vadeli faizlerinin daha yüksek olduğunu görüyorsunuz. Mesela Brezilya'ya baktığınızda yüzde 12-13'ler seviyesinde uzun yıllar 10 yıllık faizleri var. Çünkü nerede duracağını bilmiyor. 50-50, 25-25 artırıyor, nerede duracağını bilmediği için uzun vadeli faizler daha yüksek oluyor. Biz şu anki enflasyon beklentilerini ve şu anki uzun vadeli faizleri göz önüne alarak daha sıkı bir noktaya geliyoruz. Ondan sonra bu politika cevap verirse, istikrar sağlanırsa kademeli, dikkatli bir şekilde onu indiriyoruz. Ama onu indirdiğimiz zaman da sıkı duruşumuzu koruyarak indiriyoruz. Kısa vadeli faizlerin çok aşırı düşmesine imkan vermeden adım adım bunları indirerek hem güveni hem istikrarı koruyoruz. O şekilde bir faiz indirim süreciyle ilerleyebiliyoruz. Bunu 2002 yılında da yaptı Türkiye. 2002 yılında yüzde 70'ler seviyesindeydi faizler. Dikkat ederseniz çok temkinli, verileri izleyerek, imkan oldukça faiz indirerek çok iyi bir noktaya getirdi. Hem enflasyon tek haneye düştü hem de faiz oranları düşmüş oldu. Bu şekilde temkinli bir yaklaşım önümüzdeki günlerde bizim için de doğru olur diye düşünüyorum. O anlamda hani ne kadar erken olur bunun zamanlaması kurul tarafından tartışılacak. Ama çok büyük montanlı faiz indirimi beklenmemesi gerekiyor. O yüzden ölçülü adımlarla gitmekte fayda var. Bu başladığı sürece ve verileri izleyerek, dünyadaki gelişmeleri, Türkiye'deki gelişmeleri izleyerek bu şekilde bir yol ilerlenebilir. Daha güvenli bir yaklaşım olur diyebiliriz."
- Enflasyon düşüşü
Enflasyonun iki şart bir araya gelirse yüzde 5'e düşmesinin mümkün olabileceğini ifade eden Başçı, şöyle devam etti:
"Özellikle döviz kurları istikrar kazandığı takdirde yatay bir seyir bile izlese döviz kurları, bundan sonra oradaki baz etkilerinin etkisiyle enflasyon önemli ölçüde 2015 yılının özellikle yaz aylarına doğru düşmesi makuldur, beklenir. Artı talep koşulları. Talep koşullarında da arzı destekleyen ama talebi yavaşlatan bir bileşim var. Orada da gecikmeler bir yıla kadar sürebiliyor. Yani talep tarafından bakıldığında enflasyon üzerine etki yaklaşık bir yıllık gelişmeyle görülebiliyor. Orada da yine yaz aylarını işaret ediyor. Dolayısıyla 2015 yılı yaz aylarında enflasyonun yüzde 5'e düşmemesi için ya beklentiler hep yukarıda kalır, dolayısıyla kira fiyatları ücret fiyatlamasında ısrarla çok daha yüksek katı bir fiyatlama olabilir, o bir risk olabilir. Onu bizim kuvvetli bir iletişimle ne yapmaya çalıştığımızı ve görünümü anlatarak aşağıya doğru çekmemiz lazım. Enflasyon beklentilerini mutlaka aşağıya doğru ayarlanması gerekiyor. Bu olduğu takdirde ve ilave büyük bir şok yaşamadığımız takdirde, yurt dışından gelebilecek şok yaşamadığımız takdirde bu yüzde 5'e ulaşılabilir ve önümüzdeki yıl daha kolay bile ulaşılabilir. Yeter ki beklentiler çok fazla bozulmasın."
(Sürecek)