Ekmeği, 3 Yaşında Yapılan Naklin Ardından Yiyebildi
Antalya'da 185 binde bir görülen "Akçaağazı şurubu hastalığı"na yakalanan 3 yaşındaki Baran, Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen karaciğer nakli yöntemiyle sağlığına kavuştu.
Antalya'da müteahhitlik yapan Ekrem-Zehra Ayaz çiftinin 3 yaşındaki çocukları Baran, doğduktan 2 gün sonra rahatsızlanınca hastaneye götürüldü. Yapılan tetkiklerde minik Baran'a 185 binde bir rastlanan "Maple Syrup Urine Disease" (Akçaağacı şurubu hastalığı) teşhisi konuldu.
Doktorlar, Baran'ın vücuduna aldığı dallı zincirli amino asitlerin enzim eksikliği nedeniyle metabolize olamadığını, bu nedenle normal gıdalar tüketemeyeceğini, özel diyetlerle beslenmesi gerektiğini belirtti.
- Canı çeker diye simitçinin önünden geçmiyorlardı
Baba Ayaz, Baran'a 3 yaşına kadar yurt dışından ayda ortalama 20 bin lira maliyetle özel mama ve gıdalar getirmeye başladı.
İçtiği iki damla anne sütü nedeniyle 32 gün yoğun bakım ünitesinde, 1 dilim ekmek nedeniyle de 1 haftadan fazla hastanede tedavi gören minik Baran'ın önünde ailesi hiç yemek yemedi.
Evdeki bütün gıdaları Baran'dan saklayan, hastaneye giderken de "canı çekmesin" diye simitçilerin ve restoranların bulunmadığı caddeleri tercih eden aileye mutlu haber, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinden geldi.
Doktorlar, Amerika'da bu tür hastalarda kadavradan yapılan karaciğer nakillerinde başarı elde edildiğini, Baran'ın enzim aktivitesinin "yüzde 0" olması nedeniyle canlıdan karaciğer nakli yapabileceklerini bildirdi. Ailenin onayının ardından yapılan tetkiklerde babanın, Baran'a karaciğerini verebileceği belirlendi.
- Babasının karaciğerinin 200 gramı nakledildi
Amerika'da sadece bir çocuğa yapılan, bunun dışında dünyada bilinen başka örneği bulunmayan operasyonla babadan alınan 200 gramlık karaciğer parçası, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezinde Doç. Dr. Ayhan Dinçkan ve Doç. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu başkanlığındaki ekip tarafından Baran'a nakledildi.
Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen ameliyatın ardından Baran'ın enzim aktivitesi yükseldi. Ameliyatın üzerinden 4 ay geçti ve minik Baran, normal şekilde beslenmeye başladı.
Baran, artık yaşıtları gibi ekmek, çikolata ve tatlı yiyebiliyor.
- Nakilden sonra ilk 1 ay sadece ekmek yedi
Baba Ekrem Ayaz, gazeteciler, Baran'ın artık her şeyi yiyebildiğini söyledi.
Baran'ın yaşadığı sıkıntılardan kurtulduğunu ifade eden Ayaz, "Ameliyatın daha önceden bir deneyiminin olmadığını biliyordum ancak söz konusu evlat olunca insanın gözü hiçbir şey görmüyor. Doktorlarımıza güvendik" dedi.
Baran'ın da artık kardeşleri gibi sağlıklı bir hayat sürebileceğini dile getiren Ayaz, şöyle devam etti:
"En büyük hayalimiz sofraya Baran ile oturmaktı. Sofraya oturacağımız zaman canı çekmesin diye kardeşlerinden birisi onu evden çıkarıp gezdiriyordu. Artık Baran ile sofraya oturuyoruz. Nakilden sonra ilk bir ay tadını çok sevmiş olacakki ekmekten başka bir şey yemedi. Artık çok mutlu."
Ayaz, Baran'a yakında et de yedirmeye başlayacaklarını kaydetti.
- Nakil diğer hastalara da umut olacak
Ameliyatı gerçekleştiren Doç. Dr. Dinçkan ise Baran'ın vücuda alınan dallı zincirli aminoasitleri yakan enzimin aktivitesinin "yüzde 0" olduğunu, bu durumun vücutta ve beyinde ciddi sorunlar yarattığını belirtti.
Bu tür çocukların enzim aktivite oranı ve beslenme şekline göre genellikle 10 yaşına kadar hayatını kaybettiğini ifade eden Dinçkan, şunları söyledi:
"Yurt dışında bu hastalığın karaciğer nakliyle tedavi edilebileceği yönünde bir takım bilgiler vardı. Amerika'da bu tür 55 hastaya kadavradan nakil yapıldı. Sadece bir kişiye canlıdan yapılmış, o da hayatını kaybetmiş. Biz, canlıdan olabileceğini düşündük. Zaten Baran'ın başka şansı yoktu. Sonuçları görmek istedik. 4 ay geçti, Baran artık normal beslenmeye başladı, özel gıdalardan kurtuldu. Artık hayati tehlikesi bulunmuyor."
Birçok üniversite hastanesinde bu şekilde takip edilen hastalar bulunduğuna dikkati çeken Dinçkan, naklin diğer hastalara da umut olacağı vurguladı.
Kaynak: AA
Doktorlar, Baran'ın vücuduna aldığı dallı zincirli amino asitlerin enzim eksikliği nedeniyle metabolize olamadığını, bu nedenle normal gıdalar tüketemeyeceğini, özel diyetlerle beslenmesi gerektiğini belirtti.
- Canı çeker diye simitçinin önünden geçmiyorlardı
Baba Ayaz, Baran'a 3 yaşına kadar yurt dışından ayda ortalama 20 bin lira maliyetle özel mama ve gıdalar getirmeye başladı.
İçtiği iki damla anne sütü nedeniyle 32 gün yoğun bakım ünitesinde, 1 dilim ekmek nedeniyle de 1 haftadan fazla hastanede tedavi gören minik Baran'ın önünde ailesi hiç yemek yemedi.
Evdeki bütün gıdaları Baran'dan saklayan, hastaneye giderken de "canı çekmesin" diye simitçilerin ve restoranların bulunmadığı caddeleri tercih eden aileye mutlu haber, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinden geldi.
Doktorlar, Amerika'da bu tür hastalarda kadavradan yapılan karaciğer nakillerinde başarı elde edildiğini, Baran'ın enzim aktivitesinin "yüzde 0" olması nedeniyle canlıdan karaciğer nakli yapabileceklerini bildirdi. Ailenin onayının ardından yapılan tetkiklerde babanın, Baran'a karaciğerini verebileceği belirlendi.
- Babasının karaciğerinin 200 gramı nakledildi
Amerika'da sadece bir çocuğa yapılan, bunun dışında dünyada bilinen başka örneği bulunmayan operasyonla babadan alınan 200 gramlık karaciğer parçası, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezinde Doç. Dr. Ayhan Dinçkan ve Doç. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu başkanlığındaki ekip tarafından Baran'a nakledildi.
Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen ameliyatın ardından Baran'ın enzim aktivitesi yükseldi. Ameliyatın üzerinden 4 ay geçti ve minik Baran, normal şekilde beslenmeye başladı.
Baran, artık yaşıtları gibi ekmek, çikolata ve tatlı yiyebiliyor.
- Nakilden sonra ilk 1 ay sadece ekmek yedi
Baba Ekrem Ayaz, gazeteciler, Baran'ın artık her şeyi yiyebildiğini söyledi.
Baran'ın yaşadığı sıkıntılardan kurtulduğunu ifade eden Ayaz, "Ameliyatın daha önceden bir deneyiminin olmadığını biliyordum ancak söz konusu evlat olunca insanın gözü hiçbir şey görmüyor. Doktorlarımıza güvendik" dedi.
Baran'ın da artık kardeşleri gibi sağlıklı bir hayat sürebileceğini dile getiren Ayaz, şöyle devam etti:
"En büyük hayalimiz sofraya Baran ile oturmaktı. Sofraya oturacağımız zaman canı çekmesin diye kardeşlerinden birisi onu evden çıkarıp gezdiriyordu. Artık Baran ile sofraya oturuyoruz. Nakilden sonra ilk bir ay tadını çok sevmiş olacakki ekmekten başka bir şey yemedi. Artık çok mutlu."
Ayaz, Baran'a yakında et de yedirmeye başlayacaklarını kaydetti.
- Nakil diğer hastalara da umut olacak
Ameliyatı gerçekleştiren Doç. Dr. Dinçkan ise Baran'ın vücuda alınan dallı zincirli aminoasitleri yakan enzimin aktivitesinin "yüzde 0" olduğunu, bu durumun vücutta ve beyinde ciddi sorunlar yarattığını belirtti.
Bu tür çocukların enzim aktivite oranı ve beslenme şekline göre genellikle 10 yaşına kadar hayatını kaybettiğini ifade eden Dinçkan, şunları söyledi:
"Yurt dışında bu hastalığın karaciğer nakliyle tedavi edilebileceği yönünde bir takım bilgiler vardı. Amerika'da bu tür 55 hastaya kadavradan nakil yapıldı. Sadece bir kişiye canlıdan yapılmış, o da hayatını kaybetmiş. Biz, canlıdan olabileceğini düşündük. Zaten Baran'ın başka şansı yoktu. Sonuçları görmek istedik. 4 ay geçti, Baran artık normal beslenmeye başladı, özel gıdalardan kurtuldu. Artık hayati tehlikesi bulunmuyor."
Birçok üniversite hastanesinde bu şekilde takip edilen hastalar bulunduğuna dikkati çeken Dinçkan, naklin diğer hastalara da umut olacağı vurguladı.