9. Ulusal Çocuk Alerji ve Astım Kongresi Kktc’de Yapılıyor

9. Ulusal Alerji ve Astım Kongresi, KKTC’nin Girne kenti yakınlarındaki Acapulco Hotel’de yapılıyor.


KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun himayelerinde Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi tarafından gerçekleştirilen kongrenin 375 katılımcısı bulunuyor. Üç ayrı salonda 100’den fazla konuşmacının yer aldığı toplantıda 90 bilim insanı da bildiri sunacak.

Düzenlenen basın toplantısına katılan Prof. Dr. Nerin Bahçeciler Önder, Prof. Dr. Necla Akçakaya, Prof. Dr. Nihat Sapan, Prof. Dr. Ülker Öneş, Prof. Dr. Nermin Güler ve Prof. Dr. Özkan Karaman, 23 Nisan’da başlayan kongrede, çocuk solunum yolu hastalıkları ile ilgili konulardaki gelişmelerin yanı sıra alerjik hastalıkların sıklığı, ülkemizde ve dünyada artan alerji sorunları, genetik ve çevresel faktörlerin önemine dikkat çektiler.

Ebeveynlerin sigara içmeleri, bilinçsiz antibiyotik kullanımı, fazla televizyon izleme, balon, tüylü vb. gibi bazı oyuncaklar ile bilgisayar tabletlerinin çocuk alerjisine yaptığı tetikleme etkisinin altını çizen uzmanlar, 0-18 yaş arasındaki çocukların hastalıklarında alerji uzmanlarıyla işbirliğinin önemini de vurguladı.

Kongre Başkanı Nerin Bahçeciler Önder, KKTC’de yapılan çalışmalarda bin 200 çocuk üzerinde yapılan taramalarda yüzde 20,8 gibi yüksek astım oranına ulaşıldığını, yüzde 68 oranında da alerji ve astıma duyarlı çocuk tespit edildiğine dikkat çekerek bu artışın çok yüksek olduğunu ifade etti.

Kendisiyle yapılan röportajda alerjik hastalıkların son yıllarda giderek arttığını belirten Prof. Dr. Nihat Sapan, “Aslında bütün dünyada bunun izlerini görmek mümkün. Baktığımızda gerek Batı ülkelerinde gerek gelişmekten olan ülkelerde alerji eski yıllara göre artış gösteriyor. Yapılan araştırmalarda, daha önceki yıllarda yüzde 5-10 civarında görülen bu değerler günümüzde 15-20’li değerlere ulaşmış durumda” dedi.

Alerji için erken yaşlarda önlem alınması gerektiğini ifade eden Sapan, “Çocukluğun erken dönemlerinde, 0-1, 0-2 yaş gruplarında anne sütüyle beslemek ve bu yaşlarda sigara dumanından uzak durmak çok önemli. İnek sütü alerjisi, yumurta alerjisi gibi alerjiler bu yaşlarda başlıyor ve gerek sindirim bulguları gerek deri bulguları ile devam ediyor. Olguların bazılarında bu yaşlarda, nefes darlığı olmadan, başka bulgu olmadan sadece uzun süren, 1 aydan çok devam eden öksürük görülüyor. Ya da 2 veya daha fazla ataklar şeklinde ortaya çıkan tablolar varsa alerjiyi mutlaka araştırmalıyız” diye konuştu.

Eğer alerji varsa bunun daha sonra devam edeceğini söyleyen Prof Dr. Sapan, “Çünkü bu yaşlardaki sık öksürük dediğimiz tablolarda alerji varsa olayın devam ettiğini, alerji yoksa 3-4 yaşlardan itibaren geriye döndüğünü anlıyoruz. O halde çocukluk yaş grubundan başlamak üzere alerjiyi hatırlayalım. Öksüren çocuklarımızda, egzamalı çocuklarımızda, besinlere karşı reaksiyon gösteren çocuklarımızda mutlaka bunun hangi besinden veya hangi alerjiden olduğunu anlamaya çalışalım” ifadelerini kullandı.

Sapan, özellikle günümüzde ev içinde bulunan akarlar denilen alerjenlerin son derece önemli olduğunu vurgulayarak, “Yıl boyunca etkili olup özellikle astım konusunda, astım bulgularını ortaya çıkaran alerjenler olarak dikkati çekerler. Ev içinde astımdan korunmak için gerek sigara dumanı gibi tetikleyici etkenlerden uzak kalmak, gerekse akarlardan korunmak çok önemlidir. Ayrıca ev içindeki nemi azaltmak durumundayız. Ev içindeki nemin oranı yüzde 30 ile 50 arasında olmalı. Kesinlikle ev içinde nem arttırıcı cihazlar kullanmamalıyız. Nemin azaltılması özellikle akar sayısındaki azalmayla birlikte çocuğun daha az hasta olmasına yol açacaktır” şeklinde konuştu.

Sapan son olarak, “Eğer ateş görülmeden uzun süren öksürük varsa ve tekrarlayıcı tarzda devam ediyorsa, 15 gün iyi 15 gün hasta, 20 gün iyi 20 gün hasta, bir kış boyunca 8-10 kez ateşsiz solunum problemi ortaya çıkıyorsa bu çocuklarda mutlaka alerjiyi ve astımı düşünmek zorundayız” dedi.

Kaynak: İHA