291 milyar $'ı çaldılar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 28 Şubat'ın görünmeyen yüzünün finansal mühendislik olduğunu belirterek, "Bu, büyük bir koalisyon ve ittifaktı. Basın tarafı vardı. Sokaklara, camilere tiyatro oyuncuları gibi insanlar salınmıştı. Her akşam Fadime Şahinler televizyonda ağlıyordu. Muazzam bir toplumsal mühendislik yapıldı. Meclis Araştırma Komisyonu'nun yaptığı hesaplamalara göre 28 Şubat'ta milletin 291 milyar dolar parası çalınmış" dedi. MÜSİAD Gençlik Kurulu'nun düzenlediği toplantıya katılan Kurtulmuş, son bir buçuk asırdır Türkiye'de seçkinlerle millet çoğunluğu arasında toplumun bütün alanlarında bir mücadele yaşandığını belirtti. Kurtulmuş, "Bu seçkinler zümresi, eline geçirdiği iktisadi ve siyasi güçlerle toplumu dizayn etmeye, bir ulus oluşturmaya çalışıyor. Güçlerinin yetmediği zamanlarda da toplum mühendisliklerine başvurarak Türkiye'nin kaderini, milletin istikbalini tayin etmeye çalışıyor" diye konuştu.

DERSİM VE BAŞÖRTÜSÜ
Seçkinlerin modernleşmeyi "Milletin kılık kıyafetini, dinlediği şarkıyı değiştirip, ezanı 'Tanrı Uludur'a çevirmek" olarak algıladığını belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu: "İstedikleri gibi bir ulus dizayn etmek için baskıcı yöntemler uyguladılar. Dersim'in çok kanlı bir şekilde bastırılmasında ve başörtülü öğrencilere yapılan zulmün arkasında bu mantık vardır. Doğuda insanlara dışkı yediren mantıkla, 28 Şubat'ta MÜSİAD üyelerini 'yeşil sermaye' diye fişleyen mantık arasında hiçbir fark yoktur."

ZAYIF ÜLKE OLSAYDIK UKRAYNA'DAN BETER YAPARLARDI
Dolar kurunun 1.74'ten 2.21 TL'ye çıktığını, faizin çift haneye geldiğini anlatan Kurtulmuş, "Faiz lobisi kazandı, sanayiciler yük altına girdi. Bu işin arkasında da bir finansal mühendislik olduğunu görüyoruz. Türkiye zayıf şartlarda bu türbülansa yakalansaydı, Türkiye'yi Ukrayna'dan bin beter yapabilirlerdi" dedi. Kurtulmuş, 8 ve 21 Mart'ta toplumsal hareketlilik gündeme getirmek isteyenlerin bulunduğunu ancak hükümetin meseleyi kontrol altına aldığını hatırlattı.

CEMAAT CEMAATLİĞİNİ BİLECEK
Cemate de yüklenen Kurtulmuş, "AK Parti ya da cemaat aynı kulvarda yarışan iki rakip kuruluş değil. Kapımız herkese açık gelene de gidene de. Siyaset siyasetliğini cemaat cemaatliğini bilecek. Ne zaman herhangi bir cemaat, cemaat gibi davranmayı bırakıp, siyasi parti gibi davranırsa buna müsaade edilemez" dedi. Kurtulmuş, "Siyaset olarak müdahale ediyorsunuz" diyenlerin aslında hakimler cumhuriyeti istediklerini de savunarak, "Türkiye asker devleti de yargı devleti de polis devleti de olmayacak" diye konuştu.

BAŞGİL OLAYI DEMOKRASİYE EN AĞIR DARBEDİR
Gezi ve 17 Aralık operasyonlarına da değinen Kurtulmuş, her cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde birtakım çevrelerin devreye girdiğini hatırlatarak, şunları vurguladı: "Ali Fuat Başgil 1961'de cumhurbaşkanı adayı olmak için Ankara'ya gitti garda ensesine silahı dayadılar. Bu, Türkiye demokrasisinin en ağır darbelerinden biridir. Aday dahi yapılamadı. Ondan sonra da her seçime müdahale edildi."

KOCAKULAK OPERASYONU
7 bin kişinin dinlenmesiyle ilgili olarak da konuşan Numan Kurtulmuş, şöyle dedi: "Bu telekulak değil olsa olsa kocakulak operasyonudur. Bu dinlemeler yasa dışıdır. Vatandaş, yolsuzluk varsa bunun sonuna kadar gidilmesini istiyor. Millet, 'bu operasyon hükümete karşı yapılmış komplodur' diyor. Bu komplonun dışarıdan üretildiğini görüyor."

BAŞBAKAN'IN GÜCÜNÜ HESAPLAYAMADILAR
TÜMSİAD'ın düzenlediği toplantıda konuşan İTO Başkanı İbrahim Çağlar ise "Karanlık odakların yaptığı planlara, kirli emellerine alet olmayız. Biz işimize bakarız. Bütün dünyada herkes ekonomiyi konuşurken biz niye siyasi çekişmelerin içine giriyoruz" dedi. 17 Aralık aktörlerinin birkaç şeyi hesap edemediğini açıklayan İbrahim Çağlar "Bu hareketi yapanlar başbakanın ve hükümetin gücünü, samimiyetini, ihlasını hesap edemediler. Hesap etselerdi bunu yapmazlardı" dedi.