'Sosyal Medya ve Zamanla Yarış, Dili Yanlış Kullanmaya Sevk Ediyor'
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Genel Başkan Vekili Üzeyir İlbak, hiçbir milletin kendi dilinden kendi diline tercüme yapmadığını belirterek, "Özellikle sosyal medya ve zamana karşı yarışma çabası, bizi dili yanlış kullanmaya sevk ediyor" dedi.
İlbak, bir etkinliğe katılmak üzere geldiği Eskişehir'de, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkçe'nin bozulması ve yanlış kullanımıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 22'nci dönemde önerge verildiğini anımsattı.
Dönem bitmeden tekrar milletvekili seçilemeyen bir grubun, İstanbul'da bir araya geldiğini ve 2008 yılında söz konusu derneği kurma kararı aldığını anlatan İlbak, şöyle konuştu:
"Orada temel amaç, biraz Türkçe'nin doğru kullanımı ekseninde oluşmuştu ama daha sonra 'biraz daha genelleştirelim' dedik. Yarışmalar, çeşitli projeler yapıyoruz. Özellikle liseler ve ortaöğretime yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bunu, biraz daha geliştirmek niyetindeyiz. Her yıl yaptığımız yarışmaları, bu sene daha geniş katılımla gerçekleştirdik. 2023 Türkiye hedefleriyle ilgili yarışma düzenledik. Bununla ilgili elemeler bitti. Önümüzdeki günlerde ödül töreni yapacağız."
İlbak, dünyada hiçbir milletin kendi dilinden kendi diline tercüme yapmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Örneğin, 1930'larda yayınlanmış kitabı artık, bizim kuşağımız anlamıyor. Böyle bir sorun yaşıyoruz. Geçenlerde bu meseleyle ilgili araştırma yaparken, kütüphanede kitap istedim. Hanımefendi, 'bu kitap 1930 baskısı, anlayacak mısınız?' diye sordu. Türkçe kitap istediğimi söyledim. 1930'da basılınca, yeniden tercüme ediyoruz. Kendi dilimizden kendi dilimize tercüme ediyoruz. Bu, büyük çıkmaz. Özellikle sosyal medya ve zamana karşı yarışma çabası, bizi dili yanlış kullanmaya sevk ediyor. Bu, temel problemlerden biri."
"Yabancı kelimeleri dilimizin içinde telaffuz ettiğimizde, entelektüel olmuş oluyoruz" diyen İlbak, şöyle devam etti:
"Bu da bizi, başka soruna yöneltiyor. Onun için öncelikle kendi dilimizi sevdirecek temel, kültürel argümanları geliştirmemiz lazım. Kendi dilimizi geliştirecek söyleşiler üzerinden, bizi adam edecek okumalar yapmamız gerekiyor. İlk ve ortaöğretimde en azından Mehmet Akif'i, Tevfik Fikret'i anlayacak kadar Türkçe öğrenmiş kuşağa ihtiyacımız var. Bunun için de bizim, kültür ve eğitim politikalarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum."
Kaynak: AA
Dönem bitmeden tekrar milletvekili seçilemeyen bir grubun, İstanbul'da bir araya geldiğini ve 2008 yılında söz konusu derneği kurma kararı aldığını anlatan İlbak, şöyle konuştu:
"Orada temel amaç, biraz Türkçe'nin doğru kullanımı ekseninde oluşmuştu ama daha sonra 'biraz daha genelleştirelim' dedik. Yarışmalar, çeşitli projeler yapıyoruz. Özellikle liseler ve ortaöğretime yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bunu, biraz daha geliştirmek niyetindeyiz. Her yıl yaptığımız yarışmaları, bu sene daha geniş katılımla gerçekleştirdik. 2023 Türkiye hedefleriyle ilgili yarışma düzenledik. Bununla ilgili elemeler bitti. Önümüzdeki günlerde ödül töreni yapacağız."
İlbak, dünyada hiçbir milletin kendi dilinden kendi diline tercüme yapmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Örneğin, 1930'larda yayınlanmış kitabı artık, bizim kuşağımız anlamıyor. Böyle bir sorun yaşıyoruz. Geçenlerde bu meseleyle ilgili araştırma yaparken, kütüphanede kitap istedim. Hanımefendi, 'bu kitap 1930 baskısı, anlayacak mısınız?' diye sordu. Türkçe kitap istediğimi söyledim. 1930'da basılınca, yeniden tercüme ediyoruz. Kendi dilimizden kendi dilimize tercüme ediyoruz. Bu, büyük çıkmaz. Özellikle sosyal medya ve zamana karşı yarışma çabası, bizi dili yanlış kullanmaya sevk ediyor. Bu, temel problemlerden biri."
"Yabancı kelimeleri dilimizin içinde telaffuz ettiğimizde, entelektüel olmuş oluyoruz" diyen İlbak, şöyle devam etti:
"Bu da bizi, başka soruna yöneltiyor. Onun için öncelikle kendi dilimizi sevdirecek temel, kültürel argümanları geliştirmemiz lazım. Kendi dilimizi geliştirecek söyleşiler üzerinden, bizi adam edecek okumalar yapmamız gerekiyor. İlk ve ortaöğretimde en azından Mehmet Akif'i, Tevfik Fikret'i anlayacak kadar Türkçe öğrenmiş kuşağa ihtiyacımız var. Bunun için de bizim, kültür ve eğitim politikalarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum."