Eroğlu Açıklaması
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anstasiades’in, ortak açıklama konusundaki yorumlarının temelinin doğru olmadığına ve çoğu gerçeklerle bağdaşmadığına işaret ederek, “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, tarafların üzerinde uzlaşmaya vardığı ortak açıklama metninin her ne nedenle olursa olsun tek yanlı olarak yorumlanmasını bu sürece zarar verebilecek riskli bir davranış olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu bugün, yeniden başlayan müzakere süreci konusunda, BRT’den halka sesleniş konuşması yaptı ve ortak açıklamayla ilgili halkı aydınlattı. Bölgede ve dünyada önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Eroğlu, “Kıbrıs konusunu değerlendirirken resmin bütününü de görmeye çalışmanın kaçınılmaz olduğu nettir. Kendimizi gelişmelerden soyutlamamız mümkün değildir” diye konuştu.
“Anavatan Türkiye ile birlikte el-ele gönül gönüle Milli Davamız Kıbrıs konusunu ele almak elzemdir” diyen Eroğlu, halkla, meclisle, hükümetle, siyasi partilerle, Türkiye’yle, kurum, kuruluş, sendikalar ve ilgili kesimlerle temasta olmaya devam edeceklerini belirtti.
Ortak açıklama metninin çözümün kendisi olmadığının, müzakerelerin başlatılması için yapılan bir çalışma olduğunun altını çizen Eroğlu, “Bu “Ortak Açıklamayı” ortak hedef olan adil ve kalıcı bir uzlaşıya varmak için bir enstrüman olarak olumlu bir anlayışla kullanmalıyız” dedi.
“Sevgili vatandaşlarım, üzerinde uzlaşmaya vardığımız ortak açıklama metni taraflardan sadece birinin hassasiyetlerini gözeten bir belge değildir ve olamaz” diyen Eroğlu, geçmişin acı tecrübelerinin bir kez daha yaşanmaması gerektiğini ifade ederek, “İşte bu nedenle gerek mülkiyet hakkının gerek yerleşim özgürlüğünün ve siyasi haklarla benzeri bazı başka hakların kullanılmasının, ortaya çıkacak yeni ortaklığın iki kesimli ve iki toplumlu karakterine halel getirmeyecek şekilde düzenleneceğini herkes bilmelidir” diye konuştu.
Yeni ortaklıkta iki kurucu devletin olacağını ve bunların eşit statüye sahip olacağını söyleyen Eroğlu, “Bunun kayda geçirilmiş olması da büyük önem taşımaktadır. Kurucu Devletlerin yetki alanlarına giren konulara federal devletin müdahale edemeyeceğinin kabul edilmiş olması da ortak açıklama metnine olumlu yaklaşmamızı sağlayan önemli bir etken olmuştur” dedi.
Eroğlu konuşmasında, “Kıbrıs Rum tarafı ne talep ederse etsin, ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumlardan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılacak olan referandumda oy kullanma hakkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçmen listesine göre oy kullanma hakkına sahip olan tüm vatandaşlarımıza ait olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Halka seslenerek, “Sizden güç alarak, sizin iradenizle, sizin güveninizle masadayım” diyen Eroğlu, “Sizden beklentim bölünmeden, spekülasyonlara kulak asmadan, farklılıklarımızı zenginlik sayarak, mümkün olduğunca ortak noktalarda buluşup ileriye bakmanızdır” diye konuştu.
“KIBRIS KONUSUNU DEĞERLENDİRİRKEN RESMİN BÜTÜNÜNÜ DE GÖRMEYE ÇALIŞMAK KAÇINILMAZDIR”
“Dileğimiz enerji kaynaklarıyla iç içeliği dolayısıyla oldukça sancılı bir bölge olan Ortadoğu’da suların durulmasıdır” diyen Eroğlu şöyle devam etti:
“51’inci yılına giren Kıbrıs konusunda artık bir uzlaşamaya varılmasının, Kıbrıs Türk Halkının mağduriyetine son verilmesinin bölge ve dünyada barışa önemli katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Rum komşularımız Kıbrıs’ta var olan gerçekleri kavrar, bir antlaşamaya varılmasının Kıbrıs’ın bütününe, bölgemize, iki Anavatan Türkiye-Yunanistan, Avrupa Birliği’ne sağlayacağı katkıları dikkate alırlarsa bir sonuca ulaşmamız zor olmaz diye düşünüyorum.”
Uzun bir uğraş sonucunda, Salı günü Kıbrıs konusundaki görüşme sürecinin bir devamı olarak Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades’le bir araya geldiklerini anımsatan Eroğlu, şunları söyledi:
“Bunun öncesinde Kıbrıs Türk Halkı’nın hak ve menfaatlerini gözeterek müzakere ettiğimiz ortak açıklama konusunda olumlu bir sonuca varılmış olması önemlidir. Bu sürece, yaptığımız istişareler ve görüşmeler yoluyla katkı koyan Meclis Platformumuza, tüm siyasi parti yetkililerine, Hükümetimize, Anavatan Türkiye’nin Devlet ve Hükümet yetkililerine, Halk Konseyimize, Danışma Kurulumuza ve tabii bu metni yoğun şekilde tartışan, müzakere heyetimize teşekkür ederim. Sürecin başından bu yana bana güven ve desteklerini ortaya koyan tüm kurum- kuruluşlarımıza teşekkürlerimi de ayrıca ifade etmek istiyorum. Daima ifade ettiğim üzere birlik-beraberliğimiz bizim en büyük gücümüzdür. Sizin yönlendirmeleriniz, beklentileriniz, düşünceleriniz bizim kararlarımız için başlıca etkendir. Benim konuya temel yaklaşımım budur.”
Farklı görüşenleri savunanların olabileceğini, ancak kamplaşmanın, ve birbirini ötekileştirmenin hiç bir yararı olmadığını dile getiren Eroğlu, “Sizden aldığım yetki ile görevimi yapıyorum ve herkesin katkısını almaya, kimden gelirse gelsin her türlü görüşü değerlendirmeye ekip arkadaşlarımla birlikte bundan sonra da hazırız” dedi.
“ANAVATAN TÜRKİYE İLE BİRLİKTE EL-ELE GÖNÜL GÖNÜLE MİLLİ DAVAMIZ KIBRIS KONUSUNU ELE ALMAK ELZEMDİR”
“Anavatan Türkiye ile birlikte el-ele gönül gönüle Milli Davamız Kıbrıs konusunu ele almak elzemdir” diyen Eroğlu, halkla, meclisle, hükümetle, siyasi partilerle, Türkiye’yle, kurum, kuruluş, sendikalar ve ilgili kesimlerle temasta olmaya devam edeceklerini belirtti.
Yegane hedeflerinin Kıbrıs Türk Halkı’nın hak ve hukukunun korunması, uluslararası alanda kabulünün ve tescilinin sağlanması olduğuna vurgu yapan Eroğlu şöyle devam etti:
“Değerli halkım, yaşananları iyi biliyorsunuz; Rum komşularımızı masaya getirmek kolay olmadı. Ama kararlı davrandık. Bunu yaparken uzun yıllardır devam eden müzakere süreçlerinde Birleşmiş Milletler parametresi olarak yerleşmiş ilke ve kavramları “Ortak Açıklama” metniyle kayda geçirmeye özen gösterdik.”
“ORTAK AÇIKLAMA METNİNİN ÇÖZÜMÜN KENDİSİ OLMADIĞININ, MÜZAKERELERİN BAŞLATILMASI İÇİN YAPILAN BİR ÇALIŞMA OLDUĞUNUN ALTINI ÇİZMEK İSTİYORUM”
Ortak açıklama metninin çözümün kendisi olmadığının, müzakerelerin başlatılması için yapılan bir çalışma olduğunun altını çizen Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu “Ortak Açıklamayı” ortak hedef olan adil ve kalıcı bir uzlaşıya varmak için bir enstrüman olarak olumlu bir anlayışla kullanmalıyız. Sevgili vatandaşlarım, bu noktadan sonra yapılması gereken şey, ileriye doğru bakarak Kıbrıs sorununun tüm başlıklarında müzakere edip somut sonuçlar elde etmektir. Sizin adınıza benim iradem bu yöndedir.”
Anastasiadis’in geçtiğimiz akşam ortak açıklamanın içeriği konusunda yaptığı yorumları dikkatlice incelediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bununla ilgili olarak benim de söyleyeceklerim vardır. Söylemek durumundayım çünkü, üzerinde uzlaşmaya varılan bir ortak açıklamanın taraflardan sadece birisi tarafından yorumlanması yanlıştır” dedi.
Böyle bir durumda “tek yanlı yorum” ortaya çıkacağını dile getiren Eroğlu “Bu diğer tarafı rahatsız eder. Sayın Anstasiades’in yorumlarının temeli doğru değildir ve çoğu gerçeklerle bağdaşmaz. Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, tarafların üzerinde uzlaşmaya vardığı ortak açıklama metninin her ne nedenle olursa olsun tek yanlı olarak yorumlanmasını bu sürece zarar verebilecek riskli bir davranış olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
“ORTAK AÇIKLAMA METNİ TARAFLARDAN SADECE BİRİNİN HASSASİYETLERİNİ GÖZETEN BİR BELGE DEĞİLDİR VE OLAMAZ”
Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Sevgili vatandaşlarım, üzerinde uzlaşmaya vardığımız ortak açıklama metni taraflardan sadece birinin hassasiyetlerini gözeten bir belge değildir ve olamaz. Böyle bir şeye bizim izin vermemiz asla söz konusu değildir. Hassas konularda bir anlaşmaya varılabilmesi için bizim için yaşamsal olan hususları kayda geçirip muhatabımızla bir ortak noktada buluşmak adına iyi niyetle hareket ettik ve böylece müzakerelerin önünü açmış olduk. Kimsenin ortak açıklama metni içerisindeki bir takım ifadeleri göz ardı ederek ya da yok sayarak üzerinde uzlaşılan metni farklı yansıtmaya hakkı yoktur. Dahası, bu, uzlaşı hedefine zarar verir. Geçmişte de hep vurguladığımız üzere, bugün adada devam eden statüko nedeniyle dünyadan izole edilen ve sıkıntılar yaşayan taraf Kıbrıs Türk Halkıdır. Herkesin de çok iyi bildiği gibi bugünkü statüko, çözümsüzlüğün ve 1960 ortaklık Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Rumlar tarafından uluslararası anlaşmalara aykırı bir biçimde fiilen işgal edilmesi sonucunda ortaya çıkan durumun ta kendisidir. Bildiğiniz üzere yerleşmiş Birleşmiş Milletler parametreleriyle temel insan hak ve özgürlüklerine saygı yanında, bu ortak açıklama metni, kurulacak yeni ortaklığın iki kesimli ve iki toplumlu olacağını da net şekilde güvence altına almaktadır. Almaktadır, çünkü, Kıbrıs’ın özel koşullarında, başta yaşam hakkı olmak üzere, temel insan hak ve özgürlüklerinin ada genelinde güvence altına alınması, iki toplumun kalıcı barış içinde yan yana yaşaması ancak bu şekilde mümkündür.”
“GEÇMİŞİN ACI TECRÜBELERİNİ BİR KEZ DAHA YAŞAMAMALIYIZ”
Geçmişin acı tecrübelerinin bir kez daha yaşanmaması gerektiğini ifade eden Eroğlu, “İşte bu nedenle gerek mülkiyet hakkının gerek yerleşim özgürlüğünün ve siyasi haklarla benzeri bazı başka hakların kullanılmasının, ortaya çıkacak yeni ortaklığın iki kesimli ve iki toplumlu karakterine halel getirmeyecek şekilde düzenleneceğini herkes bilmelidir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu halka seslenişine şöyle devam etti:
“Ortak Açıklama metninde de belirtildiği üzere gözetilmesi gereken şey sadece Avrupa Birliği’nin üzerine kurulduğu temel ilke ve değerler değil, aynı zamanda oluşturulacak yeni ortaklığın iki kesimli ve iki toplumlu karakteridir. Yeni ortaklığın bu karakteri, geçici değildir. Bu, Avrupa Birliği Hukuku içerisinde uzun vadede erozyona uğramayacak şekilde muhafaza edilmesi gereken bir özelliktir. ‘Ortak Açıklama’ içerisinde Avrupa Birliği’nin ilke ve değerlerine atıf yapılan yerde yeni ortaklığın bu karakterinin kayda geçirilmesi bunu ifade etmektedir. Sevgili kardeşlerim, “Ortak Açıklama” metninde, oluşturacağımız yeni ortaklığın Birleşmiş Milletlere üye diğer devletlerden daha faklı bir egemenliğe sahip olmayacağı, üstelik de bu egemenliğin Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlardan eşit şekilde kaynaklanacağı net bir şekilde kayda geçirilmiştir. Geçmişte buna benzer prensiplerin taraflar arasındaki tartışmalarda gündeme geldiği bilinmekle birlikte egemenliğin Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarından kaynaklanacağının Kıbrıs Rum tarafına kabul ettirilmiş olması gözlerden kaçmamalıdır.”
“YENİ ORTAKLIKTA İKİ KURUCU DEVLET OLACAK VE BUNLAR EŞİT STATÜYE SAHİP OLACAKLARDIR. BUNUN KAYDA GEÇİRİLMİŞ OLMASI DA BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR.”
Yeni ortaklıkta iki kurucu devletin olacağını ve bunların eşit statüye sahip olacağını söyleyen Eroğlu, “Bunun kayda geçirilmiş olması da büyük önem taşımaktadır. Kurucu Devletlerin yetki alanlarına giren konulara federal devletin müdahale edemeyeceğinin kabul edilmiş olması da ortak açıklama metnine olumlu yaklaşmamızı sağlayan önemli bir etken olmuştur” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Herkesin çok iyi bildiği üzere, Kıbrıs Türk tarafı olarak biz ucu açık, zamana yayılan, sırf müzakere etmiş olmak için müzakere etmeyi içerecek olan süreçlere her zaman karşı çıktık. Bu nedenle, ‘Ortak Açıklamada’ sonuç alıcı ve yapılandırılmış müzakereden bahsedilmesi de Kıbrıs Türk tarafı ve sürecin kendisi açısından önemlidir. ‘Ortak Açıklamada’ kısmen veya tamamen herhangi bir devletle birleşme, ayrıca her tür taksim ve ayrılıkçılığın yasaklanmış olmasının, halihazırda yürürlükte olan Garanti Antlaşması içinde de açıkça yer aldığı unutulmamalıdır. Bir yandan bu yasaklanırken, bizim temel kaygılarımızdan birisini oluşturan, “ortaya çıkacak durumun tek yanlı olarak değiştirilmesinin” yasaklanmış olması da gözden kaçmamalıdır. Yani, Kıbrıs Türk Halkı’nın 1963 yılı sonunda yaşadığı acıları bir daha yaşamaması için gerekli olan bir yasaklama, ortak açıklama metnine girmiştir. Kurulan ortaklık Devleti’nin bundan 50 yıl önce tek yanlı olarak Kıbrıslı Rumlar tarafından kontrol altına alınması gibi veya buna benzer başka bir sıkıntıyı biz Kıbrıslı Türkler olarak bir daha yaşamak istemiyoruz. Yeni ortaklıkta böylesi bir durum yaşanmasını engellemeye yönelik, ortak açıklamadaki ifadeleri netleştirecek önerilerim de hala masadadır.Geçmiş dönemde her zaman için Kıbrıs Rum tarafının açıkça kabul etmekten kaçındığı kurucu devletlerin artık yetkileri ilkesi ortak açıklama metninde kayda geçirilmiştir. Bunun anlamı şudur: Kurulacak federal devletin müzakere edilerek belirlenecek olan yetkileri dışında kalan yetkiler kurucu devletlere ait olacaktır. Geçmişte Birleşmiş Milletler dokümanlarına girerek parametre haline gelmiş olan bu ilkenin Kıbrıs Rum tarafınca kabul edilmiş olması memnuniyet vericidir.”
Eroğlu, geçmişin tartışmalı konularından biri olan, yeni ortaklığın vatandaşlığına ilaveten kurucu devletlerin de iç vatandaşlığa sahip olacaklarının kayda geçirilmiş olmasını da olumlu bir husus olarak değerlendirdi.
“REFERANDUMDA OY KULLANMA HAKKI KKTC SEÇMEN LİSTESİNE GÖRE OY KULLANMA HAKKINA SAHİP OLAN TÜM VATANDAŞLARIMIZA AİT OLACAKTIR”
Ortak Açıklama’da, yapılacak müzakereler sonucunda ortaya çıkacak anlaşmanın, ancak her iki liderin de kabul etmesiyle, ayrı ayrı, eş zamanlı referandumlara sunulacağının da kayıt altına alındığına işaret eden Eroğlu şöyle devam etti:
“Yeri gelmişken bu konuda bir hususun özellikle bilinmesini istiyorum; Kıbrıs Rum tarafı ne talep ederse etsin, ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumlardan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılacak olan referandumda oy kullanma hakkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçmen listesine göre oy kullanma hakkına sahip olan tüm vatandaşlarımıza ait olacaktır. Kıbrıs’ın siyasi tarihinde iki ayrı ve eş zamanlı referandumların Birleşmiş Milletler’in de kabul ettiği somut bir örneği vardır. Bundan 10 yıl önce yapılan referandumda olduğu gibi bundan sonra yapılacak herhangi bir referandumda da vatandaşlarımız arasında herhangi bir biçimde bir ayırım yapılmasını kabul etmemiz söz konusu değildir.”
Kıbrıs’ta yeni bir ortaklık kurmak için müzakere edildiğine işaret eden Eroğlu, “Bu müzakereler sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” federal bir devlete dönüştürülmesi için yapılan bir anayasal çalışma değildir” diye konuştu.
Ortak Açıklama’da federal anayasanın değil kapsamlı çözümün iki ayrı ve eş zamanlı referanduma sunulacağının belirtildiğine işaret eden Derviş Eroğlu, yeni bir ortaklığın referandumlarla kurulacağının kayıt altına alındığını belirtti ve şunları söyledi:
“Bu da bu müzakere sürecinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kendi kendini federalize ederek devam edeceği bir anayasal çalışma olmayacağını göstermesi açısından son derece önemlidir. ‘Ortak Açıklama’ içerisinde kullanılan terimler ortaya koymuş olduğumuz bu gerçeği desteklemektir”
“ÖNÜMÜZDE ÖNEMLİ BİR FIRSAT VARDIR”
“Önümüzde önemli bir fırsat vardır” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların çıkarlarını gözetirken bölgedeki barış ve istikrarı da düşünerek ileriye doğru bakılması gerektiğini vurguladı.
Eroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“İçerisinde Garantör Devlet Anavatanımız Türkiye’nin de yer aldığı, gerek bölgesel gerekse uluslararası aktörlerin bu sorunun çözümüne ilgisinin arttığı bu dönemde, bu müzakere sürecini başarıyla tamamlayıp yarım asırdır devam eden Kıbrıs sorununu tarihe gömmemizin önünde hiç bir engel yoktur. Ben, bu hedefe ortak açıklama metninde de belirtildiği üzere kısa sürede ulaşmak için liderlik göstermeye, yapıcı davranmaya devam edeceğim. Karşı taraftan da bunu bekliyoruz. Güney Kıbrıs’ta yaşayan komşularımıza da bu vesile ile bir kez daha seslenmek istiyorum; Kıbrıs’ı bir barış,istikrar ve refah Adası’na dönüştürmek sizin vereceğiniz karara da bağlıdır. Yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bölgemizde barışın sağlanması için örnek olabiliriz. Bunun için karşılıklı anlayış şarttır. Kıbrıs Türk Halkı’nın sizin Kıbrıs’taki hak ve hukukunuzda gözü yoktur. Halkımız sizden de aynı karşılığı beklemektedir.”
“SİZDEN BEKLENTİM, BÖLÜNMEDEN, SPEKÜLASYONLARA KULAK ASMADAN, FARKLILIKLARIMIZI ZENGİNLİK SAYARAK, MÜMKÜN OLDUĞUNCA ORTAK NOKTALARDA BULUŞUP İLERİYE BAKMANIZDIR”
Halka seslenerek, “Sizden güç alarak, sizin iradenizle, sizin güveninizle masadayım” diyen Eroğlu, “Ne istediğinizi, çıkarımızın, hak ve hukukumuzun ne olduğunun bilincindeyim. Uzun yıllardır devam eden varoluş, özgürlük ve kendi kendimizi yönetme mücadelemizde önemli, hatta belirleyici bir safhaya geldik” şeklinde konuştu.
“Her halk, her ulus böyle dönemlerde farklılıklarını bir kenara bırakarak kendi geleceği için ortak paydada birlikte hareket eder” diye konuşan Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sizden beklentim bölünmeden, spekülasyonlara kulak asmadan, farklılıklarımızı zenginlik sayarak, mümkün olduğunca ortak noktalarda buluşup ileriye bakmanızdır. Gelecek bizimdir. Hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”