Demirtaş’tan Öcalan’ın Fotoğrafının Kaldırılması Yorumu

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan toplu temel atma törenine katılan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün Diyarbakır polisinin Öcalan’ın fotoğrafını, asıldığı bilboardlardan sökmesini yorumlayarak, "Karar daha partimize tebliğ edilmeden, itiraz hakkımızı bile kullanmaya fırsat verilmeden gidip o posterleri söken görevliler, paralel yapının görevlileri mi? Eğer bunlar paralel yapının görevlileriyse bunlar tam da barış ve çözüm sürecini dinamitliyorlar, hükümet bunun gereğini yapmalı” dedi.

Demirtaş’tan Öcalan’ın Fotoğrafının Kaldırılması Yorumu

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından kültür merkezi, park, gibi çok sayıda yapının toplu temel atma töreni düzenlendi.

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Aysel Tuğluk, sivil toplum örgüt temsilcileri çok sayıda kişi katıldı.

Toplu temel atma töreninde konuşan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, partilerine yönelik yapılan eleştirilere cevap verdi. Demirtaş, BDP’nin yönettiği kentlerin farklılıklara tahammül edildiğini belirterek, kimsenin BDP’nin faşizan bir yönetime sahip olduğunu dile getiremeyeceğini savundu. Demirtaş, "Yönetmeye çalıştığımız bütün kentlerde yaşanan toplumsal gerçeklikler, bütün farklı inançlar, kimlikler, orada yaşayan bütün düşünceler, siyasi anlayışlar hep birlikte eşitçe yaşayalım anlayışıyla buraları yönetmeye çalışıyoruz. Bizim bu anlayışımıza rağmen, bizi baskıcı otoriter, faşizan yönetim olarak tanımlamaya çalışanlar, bizi 90 yıllık faşizan devlet geleneğiyle karşılaştırmaya çalışanlar, Kürt özgürlük hareketinin tek partili yönetim anlayışıyla, hiçbir farklılığa tahammülü olmadığı iddia edenler, gelip bizim yönettiğimiz yerlere bir kez daha baksınlar. Bir yandan partimize hakaret ederek, saldırarak, tehdit ederek, halkımızın değerlerini ayaklar altına alarak, küfürlerle hakaretlerle siz BDP’yi asla dize getiremezsiniz. Bu şekilde birlikte yaşama, birlikte çalışma anlayışını da ortadan kaldırırsınız. Hangi parti, kişi, kurum kim olursa olsun, buradan açıkça sesleniyorum bizim hiç kimseye düşmanlığımız yoktur. Ama Allah’tan başka kimseden korkumuz da yoktur. Herkes cürmü kadar yer yakar. Herkes haddini bilmelidir” diye konuştu.

"ÖCALAN'IN FOTOĞRAFLARINA TAHAMMÜL GÖSTERMİYORSANIZ, O HALDE KİMİNLE NEDEN BARIŞACAKSINIZ”
Demirtaş, konuşmasında dün Diyarbakır’daki bilboardlara asılan Öcalan’ın fotoğraflarının sökülmesi konusuna da değindi. Öcalan’ın fotoğrafının kaldırılmasına sert tepki gösteren Demirtaş, "Halkın kutsallarına değerlerine, on binlerce özgürlük direnişçisi, mahkumuyla, milyonlarca evladıyla yarattığı bu değerlere dil uzatanların asla BDP karşısında saygı görme hakkı yoktur. Biz bugüne kadar hiç kimsenin değerlerine saygısızlık yapmadık. Eleştiriliriz, eleştirilmeyi de göze alırız. Ama uğruna canımız verdiğimiz değerlerimize dil uzatanlar bizden saygılı bir yaklaşım bekleme hikayesini anlatmasınlar. Birlikte yaşamak birbirlerine değerine saygı göstermek gerektirir. Barış ve Demokrasi Partisi olarak, içinde bulunduğumuz çözüm sürecinde Öcalan’ın 21 Mart’ta yaptığı çağrıdan bu yana sorumlulukla, ciddiyetle yürüttüğü bu sürecin kesilmemesi büyük bir çaba gösterdik. Hiç kimse bugüne kadar BDP’nin ya da Öcalan’ın bu süreçte üzerine düşen sorumluluk adına yerine getirmediği tek bir noktanın olduğunu iddia edemez. Kimse bunu iddia etmiyor zaten. Bizim bu kadar barış sevdalısı politikalarımıza rağmen, birileri çıkıp, bu barış sürecini bahane edip, barış şemsiyesi adı altında partimizin ve halkımızın değerlerine saldırmasına göz yumacağını sanıyorsa, onlarda yanılıyor. Bugün Diyarbakır’a Apo’nun bilboardlara asılı fotoğraflarını büyük bir heves ve hukuk dışı kararla söken zihniyet, sanmasınlar Apo’yu Kürt halkının beyninde söküp alabildiler. Bu hukuksuz kararı tanımıyoruz. Öcalan, sadece devlete hak değildir. Devlet, heyet gidip görüşecek, fotoğraflar çekilecek, kendisiyle 2 yıldır diyalog sürdürülecek, devlet için bu hak olacak ama önderi olduğu bu halk için hak olmayacak. Böyle bir anlayış olamaz. Buradan bir müzakere anlayışı çıkmaz. Sizin o bilboardlarda fotoğrafını söktüğünüz şahıs, sıradan bir mahkum değil, bir halkın önderidir. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bakanlarınız da söylüyor. Bir halkın önderinin fotoğrafını pervasızca, söküp alanlar, bilsinler ki onun çağrısı sayesinde bir yıldır bu topraklarda kan dökülmüyor. Çok şükür bu dağlarda artık çatışma yaşanmıyor. Bu Öcalan’ın sayesinde oldu. Eğer barışa saygınız varsa, barışın mimarına da saygınız olsun. Bilboardların sökülmesinin kararını paralel yapı mı veriyor. Karar daha partimize tebliğ edilmeden, itiraz hakkımızı bile kullanmaya fırsat verilmeden gidip o posterleri söken görevliler, paralel yapının görevlileri mi? Eğer bunlar paralel yapının görevlileriyse bunlar tam da barış ve çözüm sürecini dinamitliyorlar, hükümet bunun gereğini yapmalı. Barışa karşı bu tür provokasyonların mutlaka hesabını sorması lazım. Yok eğer paralel yapı değilse, ki değildir, İçişleri Bakanlığı'nın emrindeki polis memurlarıdır o halde hükümetin bunun hesabını vermesi lazım. Bunların hepsi çözüm sürecini zora sokan meselelerdir. Denilebilinir ki, bir bilboardın yasaklanmasının ne anlamı var, bizce çok anlamı var. Çünkü İmralı’da Öcalan’la konuştuğumuz bir dönemde, sizler onun fotoğrafına, parlamentoda Kürt ve Kürdistan sözlerine tahammül göstermiyorsanız, o halde kiminle neden barışacaksınız" şeklinde konuştu.

"NEDEN HİÇBİR SAVCI PARALEL YAPIYLA İLGİLİ ELİNDEKİ BELGELERİ DAVAYA DÖNÜŞTÜRMÜYOR?"
Son dönemlerde tartışılmaya başlanan paralel yapı konusuna da değinen BDP’li Demirtaş, savcıların paralel yapıyla ilgili soruşturma açmamasına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Çok şükür ki, hiçbir belediyemizde yönetimimiz de bugüne kadar AK Parti’nin başına gelen gibi bir durum yaşanmadı. Tutuklu bulunan arkadaşlarımızı siyaset yaptıkları için cezaevinde. Bu bizim için büyük bir onurdur. Bugünlerde ortaya çıkan, rezil durumu izledikçe BDP olarak Türkiye için nasıl bir şans yarattığımızı daha iyi anlıyoruz. Düşünün Başbakan, bir gazeteyi rahatlıkla arayıp, talimat verebiliyor. Bu konuda halka, medya bir özür dilemesi gerektiği yerde, büyük bir pişkinlikle bunu savunabiliyor. Böylesi bir durumda medya mensuplarının sessiz kalması üzücü bir durumdur. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı’nın da sessiz kalması üzücü bir durumdur. Bu kadar yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık iddiaları içerisinde bütün suçu, cemaate, paralel yapıya, Fethullahçılara atıp, kendisi sütten çıkmış ak kaşık misali, hiçbir günah işlememiş edasıyla, mağdur rolü pozisyonu sürdürmesine asla ve asla izin vermemiz lazım. Paralel devlet dediğiniz, içinde cemaatinde olduğu bir yapı AK Parti ile ortak iş tutan yapılardır. Başbakan paralel yapıyla ilgili bir soruşturma açmadığını belirtti.

50 gündür paralel devleti her yerde şikayet ediyor. Ama tek bir soruşturma açma ihtiyacı duymuyor. Burada bir arkadaşımız bir slogan atsa, acilen soruşturma açıyorsun. bir çete var, derin bir devlet oluşmuş ve büyük suçlar işlemiş diyorsunuz ama bir soruşturma açma ihtimali bile ufukta yok. Bunu nasıl anlatacaksınız. Neden hiçbir savcı paralel yapıyla ilgili elindeki belgeleri davaya dönüştürmüyor? Çünkü o paralel yapı denilen organizasyonun içinde AK Parti’nin bütün yöneticileri de var. Yakın zamana kadar, dershaneler vesilesiyle cemaat AK Parti arasındaki ortaklık bitmeden önceki bütün sürelerde yani geçen 11 yıl içinde Fethullah yapısı ile AK Parti yapısı birlikte hareket ettiler.”
Kaynak: İHA