Zonguldak'ta Eski Belediye Başkanına Bıçaklı Saldırı Davası
Eski Kilimli Belediye Başkanı ve Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Seçkin Özdemir'in (44), geçen eylül ayında hastanedeki makamında bıçakla yaralanmasına ilişkin biri tutuklu iki sanığın yargılanmasına başlandı.
Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu yargılanan Abdul Suiçmez (55), eşi tutuksuz sanık Nurten Suiçmez ile Seçkin Özdemir ve tarafların avukatları katıldı.
Abdul Suiçmez, savunmasında, dükkanının satıldığı yönünde dedikodular çıktığını öne sürerek, buna inanmak istemediğini ancak Abbas Şen'in iş yerini ölçmeye geldiği zaman gerçeği anladığını söyledi.
Olay günü durumu konuşmak için Özdemir'in makamına gittiğini anlatan Suiçmez, şöyle konuştu:
"Makam odasının kapısında tek başıma bekledim. O ara Seçkin Özdemir geldi. Birlikte makam odasına geçtik. Çok sinirliydi ve bağırıp çağırdı. Bana bağırarak, hakaretlerde bulundu. Benden genç olduğu için fiziki olarak onunla mücadele etme durumum olamazdı. Ben şeker hastasıyım. O ara şuurumu kaybettim. O anda üzerimde bulunan bıçağı rastgele salladım. Neresine vurduğumu da net olarak hatırlamıyorum. O ara açık olan makam odasının kapısından bir hasta bakıcı geldi. Hasta bakıcıya, 'Tamam oğlum, seninle işim yok, git polis çağır' dedim. Seçkin Özdemir'in yaralanması neticesi kan geldiği için kendime geldim. Nedeni de kan beni tutar. Seçkin Özdemir, yaralı vaziyette masanın üzerindeydi. Öldürme amacım olsa rahatlıkla öldürebilirdim. Kesinlikle öldürme kastıyla oraya gitmedim."
Mahkeme heyeti, Abdul Suiçmez'e ekmek bıçağını üzerinde taşımasının nedenini sordu.
Bıçağı, olaydan iki gün önce hırkasının iç cebine koyduğunu anlatan Suiçmez, "Hırkamı dükkana astım. Bıçağı cebimde unutmuşum. İki gün sonra Seçkin Özdemir'le görüşmeye gittiğimde hırkamı iş yerinden alıp çıktım. Hırkada bıçak olup olmadığının farkında değilim. Hırkayı giydiğimde bıçağın üzerimde olduğunu bilmiyordum" ifadesini kullandı.
Suiçmez, 2012 yılında Kilimli Belediyesine yönelik operasyonda eşi Nurten Suiçmez ile ilgili olarak ihaleye fesat karıştırma ve suç örgütü kurma suçlamalarında bulunulduğunu hatırlatarak, bu durumu kabullenemediğini ve Özdemir'e, kendisinden özür dilemesini beklediğini belirten bir mektup gönderdiğini anlattı.
Nurten Suiçmez ise Özdemir'i tehdit etmek için hiçbir nedeni olmadığını dile getirerek, "Özdemir'in nesini biliyorum ki onu tehdit etmişim, nerede nasıl tehdit etmişim, açıklansın. Bunu bilmek istiyorum" dedi.
Özdemir de Abdul Suiçmez ile aralarında öldürmeyi gerektirecek kadar husumet olduğuna inanmadığını belirtti.
Abdul Suiçmez'in, belediyenin kiracısı olduğunu söyleyen Özdemir, şunları kaydetti:
"Alışveriş merkezi yapılacağı iddia edilen yerle sanığa kiraya verdiğimiz yerin bir ilgisi yoktur. Hemen kiralanan yerin ön kısmıyla ilgilidir. Sanığın yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Olay günü ilk darbeyi sırtım dönük vaziyetteyken vurdu. Daha sonra ikinci darbeyi vurdu. Engellemeye çalıştım. Birlikte masanın üstüne düştük. Bıçağı çok seri halde devamlı şekilde sallıyordu. Sallarken de 'Seni yaşatmayacağım' diyordu. Bu haldeyken tekrar sırt bölgeme bıçağı dik bir şekilde sapladı. Bana göre sanık, beni öldürme kastıyla bıçağı seri şekilde salladı. Zaten şans eseri yaşıyorum. Tedavim hala devam ediyor. Dışarıdan sanığa müdahale edilmeseydi bıçak darbelerine devam edeceği düşüncesindeyim."
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenilmesinin ardından, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Kaynak: AA
Abdul Suiçmez, savunmasında, dükkanının satıldığı yönünde dedikodular çıktığını öne sürerek, buna inanmak istemediğini ancak Abbas Şen'in iş yerini ölçmeye geldiği zaman gerçeği anladığını söyledi.
Olay günü durumu konuşmak için Özdemir'in makamına gittiğini anlatan Suiçmez, şöyle konuştu:
"Makam odasının kapısında tek başıma bekledim. O ara Seçkin Özdemir geldi. Birlikte makam odasına geçtik. Çok sinirliydi ve bağırıp çağırdı. Bana bağırarak, hakaretlerde bulundu. Benden genç olduğu için fiziki olarak onunla mücadele etme durumum olamazdı. Ben şeker hastasıyım. O ara şuurumu kaybettim. O anda üzerimde bulunan bıçağı rastgele salladım. Neresine vurduğumu da net olarak hatırlamıyorum. O ara açık olan makam odasının kapısından bir hasta bakıcı geldi. Hasta bakıcıya, 'Tamam oğlum, seninle işim yok, git polis çağır' dedim. Seçkin Özdemir'in yaralanması neticesi kan geldiği için kendime geldim. Nedeni de kan beni tutar. Seçkin Özdemir, yaralı vaziyette masanın üzerindeydi. Öldürme amacım olsa rahatlıkla öldürebilirdim. Kesinlikle öldürme kastıyla oraya gitmedim."
Mahkeme heyeti, Abdul Suiçmez'e ekmek bıçağını üzerinde taşımasının nedenini sordu.
Bıçağı, olaydan iki gün önce hırkasının iç cebine koyduğunu anlatan Suiçmez, "Hırkamı dükkana astım. Bıçağı cebimde unutmuşum. İki gün sonra Seçkin Özdemir'le görüşmeye gittiğimde hırkamı iş yerinden alıp çıktım. Hırkada bıçak olup olmadığının farkında değilim. Hırkayı giydiğimde bıçağın üzerimde olduğunu bilmiyordum" ifadesini kullandı.
Suiçmez, 2012 yılında Kilimli Belediyesine yönelik operasyonda eşi Nurten Suiçmez ile ilgili olarak ihaleye fesat karıştırma ve suç örgütü kurma suçlamalarında bulunulduğunu hatırlatarak, bu durumu kabullenemediğini ve Özdemir'e, kendisinden özür dilemesini beklediğini belirten bir mektup gönderdiğini anlattı.
Nurten Suiçmez ise Özdemir'i tehdit etmek için hiçbir nedeni olmadığını dile getirerek, "Özdemir'in nesini biliyorum ki onu tehdit etmişim, nerede nasıl tehdit etmişim, açıklansın. Bunu bilmek istiyorum" dedi.
Özdemir de Abdul Suiçmez ile aralarında öldürmeyi gerektirecek kadar husumet olduğuna inanmadığını belirtti.
Abdul Suiçmez'in, belediyenin kiracısı olduğunu söyleyen Özdemir, şunları kaydetti:
"Alışveriş merkezi yapılacağı iddia edilen yerle sanığa kiraya verdiğimiz yerin bir ilgisi yoktur. Hemen kiralanan yerin ön kısmıyla ilgilidir. Sanığın yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Olay günü ilk darbeyi sırtım dönük vaziyetteyken vurdu. Daha sonra ikinci darbeyi vurdu. Engellemeye çalıştım. Birlikte masanın üstüne düştük. Bıçağı çok seri halde devamlı şekilde sallıyordu. Sallarken de 'Seni yaşatmayacağım' diyordu. Bu haldeyken tekrar sırt bölgeme bıçağı dik bir şekilde sapladı. Bana göre sanık, beni öldürme kastıyla bıçağı seri şekilde salladı. Zaten şans eseri yaşıyorum. Tedavim hala devam ediyor. Dışarıdan sanığa müdahale edilmeseydi bıçak darbelerine devam edeceği düşüncesindeyim."
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenilmesinin ardından, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.