Fatsa'da Siyanürle Altın Çıkarılması
Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu, siyanürle altın çıkarılmasına ilişkin panel düzenledi.
Fatsa Kültür Sarayı'ndaki düzenlenen ve başkanlığını Gül Ersan'ın yaptığı panele, Bergama Çevre Platformu adına Erol Engel, Ege Çevre ve Kültür Platformu adına Osman Karababa ve Avukat Arif Ali Cangı konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, siyanürle altın çıkarılmasının ekolojik döngüyü tamamen bozduğunu ve insan sağlığını tehdit ettiğini savunarak, "Türkiye'de siyanürle altın çıkarılmaya 1989 yılında Bergama'da başlandı. O zamandan bu zamana Bergama'da çok şey değişti. İnsanlar sağlıklarından oldu, hayvanlar doğumsal bozukluklar başladı, sulardaki siyanür oranı arttı ve insanlar buraları terk etti" dedi.
Siyanürün kullanılmasıyla ortaya asit yağmurları, su, hava ve ağır metal kirliliği çıktığını öne süren Karababa, "Siyanürün suya karışmasıyla ortaya arsenik, kurşun, civa, katmiyum, antimon ve çinko çıkar. Bunlar da insan sağlığını olumsuz etkiler. Siyanürün kullanılması insanlarda cilt, böbrek, akciğer, mesane, karaciğer ve solunum yollarında kansere neden olur" diye konuştu.
Avukat Arif Ali Cangı ise Fatsa'daki siyanürle altın çıkarılmasına ilişkin devam eden iki dava olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Yöre halkına bazı suçlar atfediliyor ve vatandaşlarımız baskı altına alınmaya çalışılıyor. Anayasanın 56. maddesi uyarınca çevre sağlığının sağlanması, vatandaşın en doğal hakkı. Bir anayasal görevi yerine getiren vatandaşlar hakkında soruşturma açılması çok yanlış. Bu soruşturmanın amacı vatandaşı sindirmeye yönelik yapılan eylemler. Şiddete başvurulmadığı müddetçe vatandaşlarımız anayasal görevlerini yerine getiriyor. Hiçkimse bundan çekinmesin ve korkmasın. Bu süreç uzun sürecek. O yüzden bu konunun toplumsallaşması çok önemli. Fatsa ve Ünyeliler yaşamlarına sahip çıkarlarsa başarıya ulaşılır. Bergama'da önemli kazanımlar elde ettik. Bu kazanımlardan yararlanılabilir ve örnek oluşturulabilir."
Kaynak: AA
Panelin açılış konuşmasını yapan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, siyanürle altın çıkarılmasının ekolojik döngüyü tamamen bozduğunu ve insan sağlığını tehdit ettiğini savunarak, "Türkiye'de siyanürle altın çıkarılmaya 1989 yılında Bergama'da başlandı. O zamandan bu zamana Bergama'da çok şey değişti. İnsanlar sağlıklarından oldu, hayvanlar doğumsal bozukluklar başladı, sulardaki siyanür oranı arttı ve insanlar buraları terk etti" dedi.
Siyanürün kullanılmasıyla ortaya asit yağmurları, su, hava ve ağır metal kirliliği çıktığını öne süren Karababa, "Siyanürün suya karışmasıyla ortaya arsenik, kurşun, civa, katmiyum, antimon ve çinko çıkar. Bunlar da insan sağlığını olumsuz etkiler. Siyanürün kullanılması insanlarda cilt, böbrek, akciğer, mesane, karaciğer ve solunum yollarında kansere neden olur" diye konuştu.
Avukat Arif Ali Cangı ise Fatsa'daki siyanürle altın çıkarılmasına ilişkin devam eden iki dava olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Yöre halkına bazı suçlar atfediliyor ve vatandaşlarımız baskı altına alınmaya çalışılıyor. Anayasanın 56. maddesi uyarınca çevre sağlığının sağlanması, vatandaşın en doğal hakkı. Bir anayasal görevi yerine getiren vatandaşlar hakkında soruşturma açılması çok yanlış. Bu soruşturmanın amacı vatandaşı sindirmeye yönelik yapılan eylemler. Şiddete başvurulmadığı müddetçe vatandaşlarımız anayasal görevlerini yerine getiriyor. Hiçkimse bundan çekinmesin ve korkmasın. Bu süreç uzun sürecek. O yüzden bu konunun toplumsallaşması çok önemli. Fatsa ve Ünyeliler yaşamlarına sahip çıkarlarsa başarıya ulaşılır. Bergama'da önemli kazanımlar elde ettik. Bu kazanımlardan yararlanılabilir ve örnek oluşturulabilir."