- Çydd Genel Başkanı Prof. Dr. Çelikel Açıklaması
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, 19. Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararları kabul etmediklerini bildirdi.
Dernek tarafından Antalya'daki bir otelde düzenlenen şubeler toplantısının açılışında konuşan Çelikel, şura kararlarının bazılarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da tekrarlandığını, bu durumun siyasal iktidarın anlayışının göstergesi olduğunu savundu.
"Katılımcılarının büyük bir çoğunluğunun siyasal İslam düşüncesine bağlı olduğu görülen Milli Eğitim Şurası'nın Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik kararlarını reddediyoruz" diyen Çelikel, zorunlu din dersinin çocukların baskı altında tutulmasına, psikolojilerinin bozulmasına ve güvensiz kişilikler oluşturulmasına yol açacağını iddia etti.
Çelikel, zorunlu din dersi konulmasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni hiçe sayma anlamı taşıdığını ve Türkiye'yi Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nden uzaklaştırmanın bir örneği olduğunu öne sürdü.
Osmanlıca'yı öğretmeyi savunmanın eğitim kalitesini düşüreceğini iddia eden Çelikel, şunları kaydetti:
"Osmanlıca, müfredatta yer alan Kuran-ı Kerim ve din dersleri öğrencileri bilimsel düşünceden uzaklaştıracaktır. Şura, turizm eğitimi alan öğrencilerin alkollü içki ve kokteyl hazırlamayı öğrenmesini bile dini anlamda sakıncalı gören anlayışla turizmi de Türkiye'ye çok görmektedir. Din ağırlıklı derslere yer açmak için çocukları her ikisini birden öğretmek yerine resim ya da müziği seçmek zorunda bırakmayı düşünenler, sanat eğitiminin de insanları özgür bireyler olmaya yöneltmesinden mi korkuyor? Cumhurbaşkanının Din Şurası'nda laikliğin devlete egemen olduğunu eleştirel bir üslupla anlatması, ne yazık ki Atatürk devrimlerine ve cumhuriyete meydan okumak demek oluyor. Sivil toplum olarak demokratik cumhuriyetin din devletine dönüşmesine izin vermeyeceğiz."
Kaynak: AA
"Katılımcılarının büyük bir çoğunluğunun siyasal İslam düşüncesine bağlı olduğu görülen Milli Eğitim Şurası'nın Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmaya yönelik kararlarını reddediyoruz" diyen Çelikel, zorunlu din dersinin çocukların baskı altında tutulmasına, psikolojilerinin bozulmasına ve güvensiz kişilikler oluşturulmasına yol açacağını iddia etti.
Çelikel, zorunlu din dersi konulmasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni hiçe sayma anlamı taşıdığını ve Türkiye'yi Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nden uzaklaştırmanın bir örneği olduğunu öne sürdü.
Osmanlıca'yı öğretmeyi savunmanın eğitim kalitesini düşüreceğini iddia eden Çelikel, şunları kaydetti:
"Osmanlıca, müfredatta yer alan Kuran-ı Kerim ve din dersleri öğrencileri bilimsel düşünceden uzaklaştıracaktır. Şura, turizm eğitimi alan öğrencilerin alkollü içki ve kokteyl hazırlamayı öğrenmesini bile dini anlamda sakıncalı gören anlayışla turizmi de Türkiye'ye çok görmektedir. Din ağırlıklı derslere yer açmak için çocukları her ikisini birden öğretmek yerine resim ya da müziği seçmek zorunda bırakmayı düşünenler, sanat eğitiminin de insanları özgür bireyler olmaya yöneltmesinden mi korkuyor? Cumhurbaşkanının Din Şurası'nda laikliğin devlete egemen olduğunu eleştirel bir üslupla anlatması, ne yazık ki Atatürk devrimlerine ve cumhuriyete meydan okumak demek oluyor. Sivil toplum olarak demokratik cumhuriyetin din devletine dönüşmesine izin vermeyeceğiz."