Celalettin Cerrah ifadeye çağrıldı
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağrıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de Şişli'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcısı Yusuf Doğan tarafından yürütülen soruşturmada, kamu görevlilerinin ifadesine başvuruluyor.
Olayın olduğu dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yapan Merkez Valisi Celalettin Cerrah ile dönemin İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in, savcı Doğan tarafından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na 'şüpheli' sıfatıyla, tebliğname gönderilerek davet edildiği öğrenildi.
Cerrah ve Güler'in yanı sıra, soruşturmada ihmali olduğu iddia edilen 7 kamu görevlisinin de soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulacağı belirtildi.
TAKİPSİZLİK KARARI KALDIRILMIŞTI
Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen, Cerrah ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi hakkında açılan soruşturmaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce verilen takipsizlik kararı, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Haziran 2014'te kaldırılmıştı.
Dink ailesinin avukatlarının itirazını değerlendiren mahkemenin kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHM) ilgili maddeleri ve ihlal kararı içeriğine göre, bağlayıcı olan ihlalin ortadan kaldırılmasının ancak cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması ile mümkün olacağı belirtilerek, aksinin kabulü halinde soruşturma bakımından kısır bir döngü yaşanması ihtimalinin ortaya çıkacağı anlatılmıştı.
Kararda, 'AİHM'in ihlal kararındaki tespitler dikkate alınıp temel soruşturma işlemlerinin yapılarak, şüphelilerin hukuksal konumlarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, takipsizlik kararı olarak değerlendirilen işlemden kaldırma kararı kaldırılmıştır' denilmişti.
Heyet, gereğinin yapılması için soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edilmesine hükmetmişti.
SORUŞTURMA SÜRECİ
Dink ailesinin avukatlarının tek savcının görevlendirilmesini talep ettiği Hrant Dink cinayeti soruşturmasına, yaklaşık 7,5 yıllık sürede 4 savcı bakmış, zaman içinde Dink cinayetine ilişkin ayrı dosyalar halinde yürütülen soruşturmaların tümü, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'a devredilmişti.
Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmada, 14 Şubat 2013'te bir tanık, güvenliğinin sağlanması şartıyla ifade vermiş, cinayetin faili Ogün Samast'ın da 28 Mayıs 2013'te ifadesi alınmıştı. 29 Kasım 2013'te ise davanın sanıklarından Erhan Tuncel, savcı Akkaş'a yaklaşık 6 saat tanık olarak ifade vermişti.
Daha sonra, HSYK kararnamesiyle özel yetkileri alınarak Tekirdağ'a atanan savcı Akkaş'taki dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde bu yıl kurulan Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a devredilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 'takipsizlik kararının kaldırılması' hükmünün ardından kamu görevlilerine ilişkin yürütülen soruşturmayı da sürdürülen cinayet soruşturmasıyla birleştirmişti.
Dink cinayetine ilişkin tek dosyayla soruşturma yürütmeye başlayan savcılık, bu soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de ifadelerine başvurmuştu.
Olayın olduğu dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yapan Merkez Valisi Celalettin Cerrah ile dönemin İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in, savcı Doğan tarafından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na 'şüpheli' sıfatıyla, tebliğname gönderilerek davet edildiği öğrenildi.
Cerrah ve Güler'in yanı sıra, soruşturmada ihmali olduğu iddia edilen 7 kamu görevlisinin de soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulacağı belirtildi.
TAKİPSİZLİK KARARI KALDIRILMIŞTI
Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen, Cerrah ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi hakkında açılan soruşturmaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce verilen takipsizlik kararı, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Haziran 2014'te kaldırılmıştı.
Dink ailesinin avukatlarının itirazını değerlendiren mahkemenin kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHM) ilgili maddeleri ve ihlal kararı içeriğine göre, bağlayıcı olan ihlalin ortadan kaldırılmasının ancak cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması ile mümkün olacağı belirtilerek, aksinin kabulü halinde soruşturma bakımından kısır bir döngü yaşanması ihtimalinin ortaya çıkacağı anlatılmıştı.
Kararda, 'AİHM'in ihlal kararındaki tespitler dikkate alınıp temel soruşturma işlemlerinin yapılarak, şüphelilerin hukuksal konumlarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, takipsizlik kararı olarak değerlendirilen işlemden kaldırma kararı kaldırılmıştır' denilmişti.
Heyet, gereğinin yapılması için soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edilmesine hükmetmişti.
SORUŞTURMA SÜRECİ
Dink ailesinin avukatlarının tek savcının görevlendirilmesini talep ettiği Hrant Dink cinayeti soruşturmasına, yaklaşık 7,5 yıllık sürede 4 savcı bakmış, zaman içinde Dink cinayetine ilişkin ayrı dosyalar halinde yürütülen soruşturmaların tümü, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'a devredilmişti.
Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmada, 14 Şubat 2013'te bir tanık, güvenliğinin sağlanması şartıyla ifade vermiş, cinayetin faili Ogün Samast'ın da 28 Mayıs 2013'te ifadesi alınmıştı. 29 Kasım 2013'te ise davanın sanıklarından Erhan Tuncel, savcı Akkaş'a yaklaşık 6 saat tanık olarak ifade vermişti.
Daha sonra, HSYK kararnamesiyle özel yetkileri alınarak Tekirdağ'a atanan savcı Akkaş'taki dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde bu yıl kurulan Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a devredilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 'takipsizlik kararının kaldırılması' hükmünün ardından kamu görevlilerine ilişkin yürütülen soruşturmayı da sürdürülen cinayet soruşturmasıyla birleştirmişti.
Dink cinayetine ilişkin tek dosyayla soruşturma yürütmeye başlayan savcılık, bu soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de ifadelerine başvurmuştu.