4. Ru'ye Türkiyye Konferansı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından Arapça yayımlanan Ru'ye Türkiyye dergisinin dördüncü yıllık konferansı Fas'ın başkenti Rabat'ta yapıldı.
SETA ve Fas merkezli Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü'nün (CERSS) işbirliğiyle düzenlenen "Kuzey Afrika'da Yeni Toplumsal Sözleşme Arayışı: Türkiye ve Fas" başlıklı konferansa, Fas İletişim Bakanı Mustafa Halfi, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Ru'ye Türkiyye Editörü Ramazan Yıldırım, CERSS Direktörü ve eski bakan Abdullah Saaf'ın yanı sıra iki ülkeden gazeteciler, yazarlar ve akademisyenler katıldı.
- Türkiye ile Fas "ilham verici örnekler"
Fas İletişim Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Halfi, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Fas ile Türkiye'nin, istikrar içinde demokratik gelişim sağlamaları bakımından bölge ve genel olarak dünya ülkeleri için "ilham verici örnekler" teşkil ettiğini, bu örneklerden dersler çıkarılması gerektiğini söyledi.
Türkiye ile Fas'ın reform sürecinin, siyasi çoğulculuğa inanan ve bu alanda adım atmaya muktedir lider kadrosu yönünden benzerlik taşıdığını belirten Halfi, sivil toplum ve reform yanlısı gençlik hareketlerinin de buna katkıda bulunduğunu kaydetti.
Fas ile Türkiye'nin, benzer zorluklarla yüz yüze olduğunu kaydeden ve bunları da ayrılıkçı hareketler, terör, Avrupa ile yakınlaşma süreci, servetin adil şekilde bölüşümü ve halkın karar alma süreçlerine katılımı olarak sıralayan Faslı Bakan, bütün bu zorluklara karşın iki ülkenin de demokrasi yolunda mesafe katetme başarısı gösterdiğini vurguladı.
- "Arap Baharı beklenenin dışında sonuçlar verdi"
SETA Genel Direktörü Duran da her ülkenin kendi özel koşulları bulunduğunu ve buna uygun olarak değişim süreci yaşadığını belirterek, Fas ile Türkiye'nin, diğer ülkeler için ilham verecek örnekler teşkil ettiğini söyledi.
Türkiye'de darbelerle kesintiye uğrayan demokrasi sürecinin mevcut iktidarın işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana istikrar kazandığını belirten Duran, bu dönemde Avrupa Birliği ile yürütülen müzakerelerin de demokratik gelişim sürecinde belirleyici olduğunu kaydetti.
Konuşmasında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında "Arap Baharı" olarak adlandırılan değişim sürecine de değinen Duran, "Arap Baharı beklenenin dışında sonuçlar verdi. Dönüşüm sürecinin kolay olmayacağı bekleniyordu ancak bu kadar kaotik olacağı düşünülmüyordu" dedi.
Duran, rejimleri değişen bazı bölge ülkelerindeki kaos dikkate alındığında, Fas'ın, demokratik gelişim sürecini istikrarla bir arada yürütebildiğini, anayasal düzenlemelerle halkın beklentilerine karşılık verdiğini, dini eğilimli grupların mutedil bir entegrasyon süreciyle sisteme entegre edilmesinin de bu başarıda belirleyici olduğunu kaydetti.
CERRS Direktörü Saaf da Türkiye'nin örnek olma yönüyle hayli mesafe aldığını, Fas'taki değişim sürecinin ise yeni boyutlar kazanarak, halihazırda devam ettiğine dikkat çekti. Saaf, her iki ülkede din devlet ilişkilerinin idaresinin, bu ülkelerin örnek teşkil etmesinde önemli rol oynadığına işaret etti.
Ru'ye Türkiyye Editörü Ramazan Yıldırım da Türkiye ile Arap ülkeleri arasında kurulan ilişkilerin, on yıllardır devam eden karşılıklı yanlış anlamalar ve çarpıtmaların ardından tesis edildiğini ve artık geri dönüş olmadığını vurguladı. Yıldırım, ilişkilerin sadece hükümetler ve yönetimler bazında değil, sivil toplum başta olmak üzere her alanda gelişmekte olduğunu vurguladı.
Açılış oturumunun ardından yapılan konferansta katılımcılar, Fas ve Türkiye'nin demokrasi tecrübeleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki değişim süreci ile Türkiye'de Kürt, Fas'ta ise Sahra sorunu gibi konu başlıklarında konuşmalar yaptı.
Kaynak: AA
- Türkiye ile Fas "ilham verici örnekler"
Fas İletişim Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Halfi, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Fas ile Türkiye'nin, istikrar içinde demokratik gelişim sağlamaları bakımından bölge ve genel olarak dünya ülkeleri için "ilham verici örnekler" teşkil ettiğini, bu örneklerden dersler çıkarılması gerektiğini söyledi.
Türkiye ile Fas'ın reform sürecinin, siyasi çoğulculuğa inanan ve bu alanda adım atmaya muktedir lider kadrosu yönünden benzerlik taşıdığını belirten Halfi, sivil toplum ve reform yanlısı gençlik hareketlerinin de buna katkıda bulunduğunu kaydetti.
Fas ile Türkiye'nin, benzer zorluklarla yüz yüze olduğunu kaydeden ve bunları da ayrılıkçı hareketler, terör, Avrupa ile yakınlaşma süreci, servetin adil şekilde bölüşümü ve halkın karar alma süreçlerine katılımı olarak sıralayan Faslı Bakan, bütün bu zorluklara karşın iki ülkenin de demokrasi yolunda mesafe katetme başarısı gösterdiğini vurguladı.
- "Arap Baharı beklenenin dışında sonuçlar verdi"
SETA Genel Direktörü Duran da her ülkenin kendi özel koşulları bulunduğunu ve buna uygun olarak değişim süreci yaşadığını belirterek, Fas ile Türkiye'nin, diğer ülkeler için ilham verecek örnekler teşkil ettiğini söyledi.
Türkiye'de darbelerle kesintiye uğrayan demokrasi sürecinin mevcut iktidarın işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana istikrar kazandığını belirten Duran, bu dönemde Avrupa Birliği ile yürütülen müzakerelerin de demokratik gelişim sürecinde belirleyici olduğunu kaydetti.
Konuşmasında, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında "Arap Baharı" olarak adlandırılan değişim sürecine de değinen Duran, "Arap Baharı beklenenin dışında sonuçlar verdi. Dönüşüm sürecinin kolay olmayacağı bekleniyordu ancak bu kadar kaotik olacağı düşünülmüyordu" dedi.
Duran, rejimleri değişen bazı bölge ülkelerindeki kaos dikkate alındığında, Fas'ın, demokratik gelişim sürecini istikrarla bir arada yürütebildiğini, anayasal düzenlemelerle halkın beklentilerine karşılık verdiğini, dini eğilimli grupların mutedil bir entegrasyon süreciyle sisteme entegre edilmesinin de bu başarıda belirleyici olduğunu kaydetti.
CERRS Direktörü Saaf da Türkiye'nin örnek olma yönüyle hayli mesafe aldığını, Fas'taki değişim sürecinin ise yeni boyutlar kazanarak, halihazırda devam ettiğine dikkat çekti. Saaf, her iki ülkede din devlet ilişkilerinin idaresinin, bu ülkelerin örnek teşkil etmesinde önemli rol oynadığına işaret etti.
Ru'ye Türkiyye Editörü Ramazan Yıldırım da Türkiye ile Arap ülkeleri arasında kurulan ilişkilerin, on yıllardır devam eden karşılıklı yanlış anlamalar ve çarpıtmaların ardından tesis edildiğini ve artık geri dönüş olmadığını vurguladı. Yıldırım, ilişkilerin sadece hükümetler ve yönetimler bazında değil, sivil toplum başta olmak üzere her alanda gelişmekte olduğunu vurguladı.
Açılış oturumunun ardından yapılan konferansta katılımcılar, Fas ve Türkiye'nin demokrasi tecrübeleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki değişim süreci ile Türkiye'de Kürt, Fas'ta ise Sahra sorunu gibi konu başlıklarında konuşmalar yaptı.