Beşir Atalay'dan Dersim özrü değerlendirmesi
AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay, CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun 'Dersim özrü'nü önemli bulduğunu söyledi ve ekledi: Genel başkanları da özür dilesin.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, parti genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, “Merkez Yürütme Kurulu toplantısı iki konu ön plana çıktı. Bir, kongrelerimiz. Parti kongrelerimiz çok yoğun şekilde devam ediyor. AK Parti'nin kongre süreci 15 Ekim'de başlamıştı. Bu kongrelerle ilgili gelişmeler oluyor, şu ana kadar 232 kongremiz tamamlanmış durumda. İlçe kongrelerimize hepimiz katılıyoruz. Genel başkan yardımcıları, komisyon başkanlarımız büyük ilçelere kongrelere gidiyoruz. Çok da etkili ve verimli oluyor. Bu ilk MYK'da kongrelerin değerlendirilmesi yapıldı. Bu hafta da bunlar devam edecek. İlçelerimizin kongreleri kısa sürede tamamlanmış oluyor. Genel Başkanımız da kongrelere katılıyor, daha çok 48 ilin kongresine katılması planlandı şu anda. Diğer bir konu da, biliyorsunuz geçen hafta sonu Bursa'da büyükşehir belediye başkanlarımızla toplantı yapılmıştı. Önemli bazı sorun alanları da ön plana çıktı. Özellikle büyükşehir ve Büyükşehir ilçelerinin de gelir dağılımı değerlendirilmiş oldu. Bu konuda ileride birtakım yasal düzenlemeler gündeme gelecek. Bir de 26 Kasım'da ilk defa il başkanları toplantımız Şanlıurfa'da yapılacak. Yeni dönemde bir karar alındı, bazı il başkanları toplantılarının değişik illerde yapılması. Onun hazırlıkları da bu manada gözden geçirildi” ifadelerini kullandı.
Atalay, “Önce Soma, sonra Karaman'daki maden ocağı kazaları ülkemiz için büyük üzüntü kaynağı oldu. Maden şehitleri oldu, hepsine rahmet diliyorum. Yasal tedbirler gözden geçirildi. İş güvenliği paketi ilk defa açıklanmış oldu. Birçok yasada değişiklik getirecek. Çalışma ve iş güvenliği üç ana başlıkta değerlendirilebilir, eğitim, denetim ve yaptırım. Ceza-ödül, getirilen tedbirler ödülü de getiriyor. Bu konuda zaaf oluşturan, ihmali olanlara da çok büyük cezalar getiriyor. Maden ve kömür ocaklarına daha ağırlık veriliyor. Şu günlerde bu TBMM'ye tasarı olarak gidecek. Meclis'ten bir an önce çıkması için çaba sarfediyoruz. Parti olarak bu konuda boşluk ve tolerans noktası kalmasın, bu çalışmayı önemli görüyorum. Parti olarak bunu destekliyoruz” dedi.
Çözüm süreci ile ilgili gelişmelere değinen Atalay, “Kobani vesilesiyle ülkede 6-7 Ekim'de gelen şiddet olayları, tarafların tutumları, çözüm süreci ile ilgili tereddütleri dile getirmişti. Kararlı bir tutum içinde bunların hepsinin aşılması lazım. Tabii ki 6-7 Ekim çok önemliydi, hükümetin tutumu çok açık. Şimdi HDP kesimi de dün Sayın Genel Başkanın açıklamalarıyla 6-7 Ekim'in yanlış olduğu, kendileri de bunun iç muhasebesini yaptılar. Hükümetin iki gün önce yaptığı çözüm süreci toplantısı, oradaki değerlendirmeler, o toplantı bir anlamda yeniden her şeyin gözden geçirilmesi özelliğini taşıyordu. Şu anda tekrar çözüm süreci çalışmalarının kararlılıkla devam etmesi konusunda iki taraf da beyan edilmiş oldu. Hiçbir zaman olumsuz bir tavrımız olmadı. O kararlılığımız yine devam ediyor. Çözüm süreci millete mal olmuş, umudu haline gelmiş bir çalışmadır. Bu sonuca ulaştığında hem Türkiye büyüyecek, milletimiz güçlenecektir. Çözüm süreci ve buna benzer çalışmalar, çatışma çözümleri dünyanın hiçbir yerinde düz bir yol olarak gitmemiştir. Engebeleri, iniş çıkışları vardır. Bunları aşarak devam etmek lazım. Bunun için de çok kararlı ve sabırlı olmak gerekiyor. Provokasyonlara çok dikkat etmek gerekiyor. Çözüm süreciyle ilgili nerelerde bunu engelleme çabaları olduğunu biliyoruz” açıklamasında bulundu.
Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çözüm süreci bizim kararlı olduğumuz bir nokta. Hazırlıklar tamamlanmış, yol haritası çıkmış, mutabakatlar sağlanmış. Hükümet bu noktada kendine düşenleri yaptı. Sivil ayak oluşturduk, toplumla hükümetin bu manada irtibatını kuran bir mekanizma. Daha sonra en ileri adımlardan birini attık, Meclis'ten yasa çıkardık, geçen temmuz ayında. O yasa çözüm sürecinin bir anlamda anayasası. Kimin ne yapacağı orada sıralanıyor. O yasa en ileri adımlardan biridir. TBMM'ye çalışmalarla ilgili bilgiler sunulmuştur. O yasaya bizzat madde de konulmuş her safhası şeffaf ve milletin bilgisi dahilinde olacak. Bölgedeki kamu düzeniyle ilgili hassasiyetlerin artığı dönem olmuştur 6-7 Ekim ve sonrası. Kararlılıkla birlikte, yol haritasının da ilk safhasıydı, bölgedeki kamu düzeninin sağlanması, hukukdışılıklara kararlılıkla gidilmesi. Çözüm süreciyle güvenlik boşluğu oluşmaz, oluşmamalı. Alandaki insanlar da bunu böyle bilmeli. Çözüm süreci asla güvenlik zaafı getirmez, getirmemeli. Bunu mazeret olarak kullananlar yanlış yapıyorlar. Buradan da tekrar duyuruyorum, güvenlik birimlerimizin tüm kademeleri kamu düzeni konusunda hassas olmalı, hiç kimse bahanelere sığınmasın. Bu konuda en küçük bir zaaf söz konusu olmayacak.”
“ÇÖZÜM SÜRECİNDE KARARLILIK VE SAMİMİYET ÖNEMLİ”
Bundan sonra sürecin sağlam bir zeminde yürümeye devam edeceğine işaret eden Atalay, “Yeniden herkesin gelinen durumu iyi değerlendirdiği günler yaşandı. Bundan sonra daha şeffaf bir zeminde çözüm süreci yürüyecek. Burada kararlılık ve samimiyet çok önemli. Güven kayması olursa sorunlar artar. Şu anda doğrusu bu konularda bir tazelenme olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin geleceği için inşallah bu süreç sağlıkla yürüsün ve Türkiye bu sorunlarını çözsün. Bunları çözdüğümüzde daha güçlü bir millet olacağımızı herkes biliyor” diye konuştu.
ALEVİ AÇILIMI
Bir gazetecinin Alevi açılımına ilişkin sorusuna Atalay, “Şu günlerde hükümetimizin Alevi vatandaşlarımızla ilgili konularla ilgili çalışması ve yeniden bunu gündeme alması. Dersim tartışmaları. Bu konularda da parti ve hükümet olarak tavrımız açık. Şu anda hükümetimizin yürüttüğü çalışmalar önceden de gündemimizdeydi. Bu konuda çözdüklerimiz oldu, halen çalışmaları yürüyenler var. Bir kısmı belki gecikmiş oldu, kararlılığımız o yönde, çözüm süreci bunu başka bir boyutu. Bu dersim tartışmaları enteresandır, ibretle izliyoruz. Bunları iyi izleyenler şunu görürler, bir AK Parti'nin bir de diğer partilerin durduğu yer var. Bir yeni Türkiye var, yeni Türkiye bakışı var, inşası var. Bütün bu sorunları konuşan AK Parti tavrı var. Geçmişe de bu şekilde bakan, geçmişte zulümler, haksızlıklar varsa bunları da ifşa eden AK Parti var. Bugünün sorunları devlet adına faaliyet yürütenlerin yanlışlarıyla oluşmuş. Kimi istediği gibi kendi inancını icra edemediği için bütün bunlar birikmiş ve bunlara zulümler yapılmış. Biz yeni Türkiye bakışı içinde geçmişteki hataları da bir bir göz önüne seriyoruz” cevabını verdi.
Atalay, “Bu konuda CHP'nin, MHP'nin tutumu, statükocu, eski devletçi yine o geleneksel tutumlar. Eski Türkiye'yi savunanların bu konudaki tutumları. Biz, nasıl vatandaş, insan bakışlı politika izliyoruz, onlar halen eskide kalmış bir politika izliyorlar. Biz, hep şunu dedik,'önce insan'. Devlet, insan için var dedik. Her kesimin bu sorunlarını çözecek, devlete güveninin de artmasını arzu ediyoruz. Bu yönde mesafeler alındı” dedi.
Hükümetin Alevi vatandaşlarla ilgili çalışmasını olumlu bulduklarına dikkati çeken Atalay, 'Biz, demokratikleşme adımları içinde daima bu konuyu çalıştık. Kendi içlerinde, Alevi kesimlerinin ittifak sağlayamadığımız için paketten çıkarmış olduk, daha sonra çalışılsın diye. Eski çalışmalar da göz önüne alınıyor' diye konuştu.
İÇ GÜVENLİK REFORMU
İç güvenlik paketine ilişkin değerlendirmede bulunan Atalay, “Bu da Bakanlar Kurulu'nda mutabakat sağlanmış, şu anda Meclis'e gitmek üzere olan tasarıdır. Hem emniyet hem de jandarma ile ilgili çalışmalar var, hem de nüfus hizmetleriyle ilgili önemli çalışmalar var. Bazı suçlar yeniden tanımlanıyor. Çok kapsamlı. Jandarmayla ilgili ülkemizde ilk defa bu kadar ileri bir düzenleme yapılıyor. Bazı suçların cezalarının artırılması gibi hususlar yer alıyor” diye konuştu.
Atalay, G-20 Zirvesi'ne ilişkin, “G-20'ye biz AK Parti hükümetleri döneminde üye olmuş olduk. Çünkü daha önce dünya ülkeleri içinde ekonomik büyüklük olarak 26, AK Parti döneminde 16-17'inci sıralara geldik. Bu toplantılara Türkiye, üst seviyede katılıyor. Bu toplantının bir özelliği var, 1 Aralık'tan itibaren G-20'nnin dönem başkanlığı Türkiye'ye geçiyor. Önümüzdeki sene çok da önemli gündemlerin olduğu G-20 toplantılarını Türkiye'de yapacak. G-20 dönem başkanlığımız başlamış olacak, bunun içinde zirve ve üst düzey toplantılar yapılacak. Türkiye için bunun önemli bir prestij olduğunu ifade etmek istiyorum” dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun Filipinler'e ziyarette bulunacağını hatırlatan Atalay, “Filipinlerde su felaketi olmuştu. Türkiye insani yardımı ilk götüren ülkeydi” diye konuştu.
HDP'NİN İMRALI'YA GİTMEK İÇİN YAPTIĞI BAŞVURU
Açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Atalay, bir gazetecinin “Çözüm sürecinde HDP'nin İmralı adasına gitmek için yaptığı başvuruya ilişkin başvuru vardı. Çözüm Kurulu kimlerden oluşuyor? Silahların bırakması meselesi yol haritasında maddeler arasında var mı?” sorusuna, “Kararlılık ve niyet yenilemesi zaten bunu yürüyen çalışmaların normalleşmesi anlamına gelir. Bu yürüyen diyalog çalışmaları yürüyecektir. Çözüm süreci ile ilgili heyet, bu yasadan sonra yeni bir düzenleme geldi. Yasada özüm sürecine dönük çalışmaları koordine etmek üzere kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığı görevlendirildi ve bütün yetkiler Bakanlar Kurulu'na verildi. Bu konuda genel olarak koordinasyonu sağlayan Başbakanımız. Çözüm süreciyle ilgili bir heyet var, ilgili bakan arkadaşlar ve bürokratlar var. Esas değerlendirmeler orada yapılıyor ve kararlar orada alınıyor. Heyet görevlendiriliyor, onu isimlendirmek doğru değil” cevabını verdi.
ÇÖZÜM SÜRECİ KURULU İLE HDP ARASINDAKİ GÖRÜŞMELER
Çözüm Kurulu ile HDP arasında yapılan görüşmelere ilişkin bir soru üzerine Atalay, “Bu diyaloglar, bütün çalışmaları yürütüyordu. Burada özel bir kesim, müzakerelere geçiş gibi değerlendirmemek lazım. Yol haritası, karşılıklı görüşülmesi bunlar devam ediyor. Daha önce konuşulan konular, belki yeni mekanizmalar ihtas edilebilir. O çalışmaların gerektirdiği yeni hususlar olarak devreye girebilir. Ön şart diye nitelememek lazım, herkes bir durum değerlendirmesi yaptı. Dünkü HDP'nin yaptıkları açıklamalar, zaten o muhasebeyi yaptıklarını görüyoruz. Doğrusu kendileri de (6-7 Ekim olayları) onları olumlu bulmuyor” dedi.
İmralı heyetine yeni isimlerin eklenip eklenmeyeceğinin sorulması üzerine Atalay, “Heyetle ilgili açıklamalar yapıldı. Orada bir değişikliğin olmayacağı yönünde” şeklinde konuştu.
Atalay, Alevi açılımına ilişkin, “O konuda çok çalışmalar oldu. Şu anda o çalışmalar da değerlendirilir. Şu şekilde bir düzenleme diye bir karar açıklanmadı” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE ŞEFFAFLIK
Çözüm sürecinin şeffaf yürümesini değerlendiren Atalay, “Bilinmeyen hiçbir şey yok. Bu çözüm sürecinin hedefi, amacı, safhaları, bilinmeyen hiçbir şey yok. Bilinmeyen nedir, ben de anlamıyorum. Baştan beri ne dedik, çözüm sürecinin amacı şiddeti bitirmek. Siyaset yaparak sorun çözülsün, biz oraya ulaşmak istiyoruz. Hala bilinmez diye bir şeyler beyan ediliyor. Tamamen şeffaf, açık bir şey. Bundan sonra herkes de bilsin yürüyen çalışmalar yürüyor. Bundan sonra da aynı şekilde yürüyeceğini zannediyorum. Bu tür çalışmalarda her an şuraya gidildi, şu görüşüldü diye değil. Şuraya ulaşmak için şu çalışmalar yapılıyor diye bilgilendirilir. O konularda ben Meclis'te partilerimizi isterlerse tabii ki bilgilendiririz” dedi.
Başka bir gazetecinin, “Eğit-Donat'a son şeklinin verilmesi bekleniyor. Takvim nasıl olacak?” sorusuna Atalay, “Daha önce o konuda ülkeler arası görüşmeler yapılmış. Oradaki esas biliyorsunuz ana muhalefeti oluşturan stratejilere karşı. O ekibin eğitilmesi anlamında. Bugün zannediyorum bir heyet Amerika'dan geliyor. Heyetlerarası çalışılıyor. Bu gelişte son kararlar verilmiş olur” karşılığını verdi.
TANRIKULU'NUN DERSİM ÖZRÜ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun Dersim konusunda özür dilediğinin hatırlatılması üzerine Atalay, “Çok iyi, iyi. Bir de genel başkanları özür dilesin. Dersimli birisi olarak beklentimiz budur. CHP'den özür dileme çok önemli. Ben o özrü bile çok değerli görüyorum. Bunları konuşmaktan kaçınmamak lazım. Bunları konuştukça sorunların çözülmesi önemli olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: İHA
Atalay, “Önce Soma, sonra Karaman'daki maden ocağı kazaları ülkemiz için büyük üzüntü kaynağı oldu. Maden şehitleri oldu, hepsine rahmet diliyorum. Yasal tedbirler gözden geçirildi. İş güvenliği paketi ilk defa açıklanmış oldu. Birçok yasada değişiklik getirecek. Çalışma ve iş güvenliği üç ana başlıkta değerlendirilebilir, eğitim, denetim ve yaptırım. Ceza-ödül, getirilen tedbirler ödülü de getiriyor. Bu konuda zaaf oluşturan, ihmali olanlara da çok büyük cezalar getiriyor. Maden ve kömür ocaklarına daha ağırlık veriliyor. Şu günlerde bu TBMM'ye tasarı olarak gidecek. Meclis'ten bir an önce çıkması için çaba sarfediyoruz. Parti olarak bu konuda boşluk ve tolerans noktası kalmasın, bu çalışmayı önemli görüyorum. Parti olarak bunu destekliyoruz” dedi.
Çözüm süreci ile ilgili gelişmelere değinen Atalay, “Kobani vesilesiyle ülkede 6-7 Ekim'de gelen şiddet olayları, tarafların tutumları, çözüm süreci ile ilgili tereddütleri dile getirmişti. Kararlı bir tutum içinde bunların hepsinin aşılması lazım. Tabii ki 6-7 Ekim çok önemliydi, hükümetin tutumu çok açık. Şimdi HDP kesimi de dün Sayın Genel Başkanın açıklamalarıyla 6-7 Ekim'in yanlış olduğu, kendileri de bunun iç muhasebesini yaptılar. Hükümetin iki gün önce yaptığı çözüm süreci toplantısı, oradaki değerlendirmeler, o toplantı bir anlamda yeniden her şeyin gözden geçirilmesi özelliğini taşıyordu. Şu anda tekrar çözüm süreci çalışmalarının kararlılıkla devam etmesi konusunda iki taraf da beyan edilmiş oldu. Hiçbir zaman olumsuz bir tavrımız olmadı. O kararlılığımız yine devam ediyor. Çözüm süreci millete mal olmuş, umudu haline gelmiş bir çalışmadır. Bu sonuca ulaştığında hem Türkiye büyüyecek, milletimiz güçlenecektir. Çözüm süreci ve buna benzer çalışmalar, çatışma çözümleri dünyanın hiçbir yerinde düz bir yol olarak gitmemiştir. Engebeleri, iniş çıkışları vardır. Bunları aşarak devam etmek lazım. Bunun için de çok kararlı ve sabırlı olmak gerekiyor. Provokasyonlara çok dikkat etmek gerekiyor. Çözüm süreciyle ilgili nerelerde bunu engelleme çabaları olduğunu biliyoruz” açıklamasında bulundu.
Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Çözüm süreci bizim kararlı olduğumuz bir nokta. Hazırlıklar tamamlanmış, yol haritası çıkmış, mutabakatlar sağlanmış. Hükümet bu noktada kendine düşenleri yaptı. Sivil ayak oluşturduk, toplumla hükümetin bu manada irtibatını kuran bir mekanizma. Daha sonra en ileri adımlardan birini attık, Meclis'ten yasa çıkardık, geçen temmuz ayında. O yasa çözüm sürecinin bir anlamda anayasası. Kimin ne yapacağı orada sıralanıyor. O yasa en ileri adımlardan biridir. TBMM'ye çalışmalarla ilgili bilgiler sunulmuştur. O yasaya bizzat madde de konulmuş her safhası şeffaf ve milletin bilgisi dahilinde olacak. Bölgedeki kamu düzeniyle ilgili hassasiyetlerin artığı dönem olmuştur 6-7 Ekim ve sonrası. Kararlılıkla birlikte, yol haritasının da ilk safhasıydı, bölgedeki kamu düzeninin sağlanması, hukukdışılıklara kararlılıkla gidilmesi. Çözüm süreciyle güvenlik boşluğu oluşmaz, oluşmamalı. Alandaki insanlar da bunu böyle bilmeli. Çözüm süreci asla güvenlik zaafı getirmez, getirmemeli. Bunu mazeret olarak kullananlar yanlış yapıyorlar. Buradan da tekrar duyuruyorum, güvenlik birimlerimizin tüm kademeleri kamu düzeni konusunda hassas olmalı, hiç kimse bahanelere sığınmasın. Bu konuda en küçük bir zaaf söz konusu olmayacak.”
“ÇÖZÜM SÜRECİNDE KARARLILIK VE SAMİMİYET ÖNEMLİ”
Bundan sonra sürecin sağlam bir zeminde yürümeye devam edeceğine işaret eden Atalay, “Yeniden herkesin gelinen durumu iyi değerlendirdiği günler yaşandı. Bundan sonra daha şeffaf bir zeminde çözüm süreci yürüyecek. Burada kararlılık ve samimiyet çok önemli. Güven kayması olursa sorunlar artar. Şu anda doğrusu bu konularda bir tazelenme olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin geleceği için inşallah bu süreç sağlıkla yürüsün ve Türkiye bu sorunlarını çözsün. Bunları çözdüğümüzde daha güçlü bir millet olacağımızı herkes biliyor” diye konuştu.
ALEVİ AÇILIMI
Bir gazetecinin Alevi açılımına ilişkin sorusuna Atalay, “Şu günlerde hükümetimizin Alevi vatandaşlarımızla ilgili konularla ilgili çalışması ve yeniden bunu gündeme alması. Dersim tartışmaları. Bu konularda da parti ve hükümet olarak tavrımız açık. Şu anda hükümetimizin yürüttüğü çalışmalar önceden de gündemimizdeydi. Bu konuda çözdüklerimiz oldu, halen çalışmaları yürüyenler var. Bir kısmı belki gecikmiş oldu, kararlılığımız o yönde, çözüm süreci bunu başka bir boyutu. Bu dersim tartışmaları enteresandır, ibretle izliyoruz. Bunları iyi izleyenler şunu görürler, bir AK Parti'nin bir de diğer partilerin durduğu yer var. Bir yeni Türkiye var, yeni Türkiye bakışı var, inşası var. Bütün bu sorunları konuşan AK Parti tavrı var. Geçmişe de bu şekilde bakan, geçmişte zulümler, haksızlıklar varsa bunları da ifşa eden AK Parti var. Bugünün sorunları devlet adına faaliyet yürütenlerin yanlışlarıyla oluşmuş. Kimi istediği gibi kendi inancını icra edemediği için bütün bunlar birikmiş ve bunlara zulümler yapılmış. Biz yeni Türkiye bakışı içinde geçmişteki hataları da bir bir göz önüne seriyoruz” cevabını verdi.
Atalay, “Bu konuda CHP'nin, MHP'nin tutumu, statükocu, eski devletçi yine o geleneksel tutumlar. Eski Türkiye'yi savunanların bu konudaki tutumları. Biz, nasıl vatandaş, insan bakışlı politika izliyoruz, onlar halen eskide kalmış bir politika izliyorlar. Biz, hep şunu dedik,'önce insan'. Devlet, insan için var dedik. Her kesimin bu sorunlarını çözecek, devlete güveninin de artmasını arzu ediyoruz. Bu yönde mesafeler alındı” dedi.
Hükümetin Alevi vatandaşlarla ilgili çalışmasını olumlu bulduklarına dikkati çeken Atalay, 'Biz, demokratikleşme adımları içinde daima bu konuyu çalıştık. Kendi içlerinde, Alevi kesimlerinin ittifak sağlayamadığımız için paketten çıkarmış olduk, daha sonra çalışılsın diye. Eski çalışmalar da göz önüne alınıyor' diye konuştu.
İÇ GÜVENLİK REFORMU
İç güvenlik paketine ilişkin değerlendirmede bulunan Atalay, “Bu da Bakanlar Kurulu'nda mutabakat sağlanmış, şu anda Meclis'e gitmek üzere olan tasarıdır. Hem emniyet hem de jandarma ile ilgili çalışmalar var, hem de nüfus hizmetleriyle ilgili önemli çalışmalar var. Bazı suçlar yeniden tanımlanıyor. Çok kapsamlı. Jandarmayla ilgili ülkemizde ilk defa bu kadar ileri bir düzenleme yapılıyor. Bazı suçların cezalarının artırılması gibi hususlar yer alıyor” diye konuştu.
Atalay, G-20 Zirvesi'ne ilişkin, “G-20'ye biz AK Parti hükümetleri döneminde üye olmuş olduk. Çünkü daha önce dünya ülkeleri içinde ekonomik büyüklük olarak 26, AK Parti döneminde 16-17'inci sıralara geldik. Bu toplantılara Türkiye, üst seviyede katılıyor. Bu toplantının bir özelliği var, 1 Aralık'tan itibaren G-20'nnin dönem başkanlığı Türkiye'ye geçiyor. Önümüzdeki sene çok da önemli gündemlerin olduğu G-20 toplantılarını Türkiye'de yapacak. G-20 dönem başkanlığımız başlamış olacak, bunun içinde zirve ve üst düzey toplantılar yapılacak. Türkiye için bunun önemli bir prestij olduğunu ifade etmek istiyorum” dedi.
Başbakan Davutoğlu'nun Filipinler'e ziyarette bulunacağını hatırlatan Atalay, “Filipinlerde su felaketi olmuştu. Türkiye insani yardımı ilk götüren ülkeydi” diye konuştu.
HDP'NİN İMRALI'YA GİTMEK İÇİN YAPTIĞI BAŞVURU
Açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Atalay, bir gazetecinin “Çözüm sürecinde HDP'nin İmralı adasına gitmek için yaptığı başvuruya ilişkin başvuru vardı. Çözüm Kurulu kimlerden oluşuyor? Silahların bırakması meselesi yol haritasında maddeler arasında var mı?” sorusuna, “Kararlılık ve niyet yenilemesi zaten bunu yürüyen çalışmaların normalleşmesi anlamına gelir. Bu yürüyen diyalog çalışmaları yürüyecektir. Çözüm süreci ile ilgili heyet, bu yasadan sonra yeni bir düzenleme geldi. Yasada özüm sürecine dönük çalışmaları koordine etmek üzere kamu düzeni ve güvenliği müsteşarlığı görevlendirildi ve bütün yetkiler Bakanlar Kurulu'na verildi. Bu konuda genel olarak koordinasyonu sağlayan Başbakanımız. Çözüm süreciyle ilgili bir heyet var, ilgili bakan arkadaşlar ve bürokratlar var. Esas değerlendirmeler orada yapılıyor ve kararlar orada alınıyor. Heyet görevlendiriliyor, onu isimlendirmek doğru değil” cevabını verdi.
ÇÖZÜM SÜRECİ KURULU İLE HDP ARASINDAKİ GÖRÜŞMELER
Çözüm Kurulu ile HDP arasında yapılan görüşmelere ilişkin bir soru üzerine Atalay, “Bu diyaloglar, bütün çalışmaları yürütüyordu. Burada özel bir kesim, müzakerelere geçiş gibi değerlendirmemek lazım. Yol haritası, karşılıklı görüşülmesi bunlar devam ediyor. Daha önce konuşulan konular, belki yeni mekanizmalar ihtas edilebilir. O çalışmaların gerektirdiği yeni hususlar olarak devreye girebilir. Ön şart diye nitelememek lazım, herkes bir durum değerlendirmesi yaptı. Dünkü HDP'nin yaptıkları açıklamalar, zaten o muhasebeyi yaptıklarını görüyoruz. Doğrusu kendileri de (6-7 Ekim olayları) onları olumlu bulmuyor” dedi.
İmralı heyetine yeni isimlerin eklenip eklenmeyeceğinin sorulması üzerine Atalay, “Heyetle ilgili açıklamalar yapıldı. Orada bir değişikliğin olmayacağı yönünde” şeklinde konuştu.
Atalay, Alevi açılımına ilişkin, “O konuda çok çalışmalar oldu. Şu anda o çalışmalar da değerlendirilir. Şu şekilde bir düzenleme diye bir karar açıklanmadı” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE ŞEFFAFLIK
Çözüm sürecinin şeffaf yürümesini değerlendiren Atalay, “Bilinmeyen hiçbir şey yok. Bu çözüm sürecinin hedefi, amacı, safhaları, bilinmeyen hiçbir şey yok. Bilinmeyen nedir, ben de anlamıyorum. Baştan beri ne dedik, çözüm sürecinin amacı şiddeti bitirmek. Siyaset yaparak sorun çözülsün, biz oraya ulaşmak istiyoruz. Hala bilinmez diye bir şeyler beyan ediliyor. Tamamen şeffaf, açık bir şey. Bundan sonra herkes de bilsin yürüyen çalışmalar yürüyor. Bundan sonra da aynı şekilde yürüyeceğini zannediyorum. Bu tür çalışmalarda her an şuraya gidildi, şu görüşüldü diye değil. Şuraya ulaşmak için şu çalışmalar yapılıyor diye bilgilendirilir. O konularda ben Meclis'te partilerimizi isterlerse tabii ki bilgilendiririz” dedi.
Başka bir gazetecinin, “Eğit-Donat'a son şeklinin verilmesi bekleniyor. Takvim nasıl olacak?” sorusuna Atalay, “Daha önce o konuda ülkeler arası görüşmeler yapılmış. Oradaki esas biliyorsunuz ana muhalefeti oluşturan stratejilere karşı. O ekibin eğitilmesi anlamında. Bugün zannediyorum bir heyet Amerika'dan geliyor. Heyetlerarası çalışılıyor. Bu gelişte son kararlar verilmiş olur” karşılığını verdi.
TANRIKULU'NUN DERSİM ÖZRÜ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun Dersim konusunda özür dilediğinin hatırlatılması üzerine Atalay, “Çok iyi, iyi. Bir de genel başkanları özür dilesin. Dersimli birisi olarak beklentimiz budur. CHP'den özür dileme çok önemli. Ben o özrü bile çok değerli görüyorum. Bunları konuşmaktan kaçınmamak lazım. Bunları konuştukça sorunların çözülmesi önemli olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.