Dünya Ruh Sağlığı Günü
Çanakkale Halk Sağlığı Müdürü Burhan Kütük, tüm tıbbi hastalıklarda olduğu gibi şizofrenide de erken tanı ve tedavinin hastalığın iyileşmesi açısından önemli olduğunu bildirdi.
Kütük, Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bu yıl ki temanın "şizofreniyle yaşamak" olarak belirlendiğini, şizofreninin, genellikle genç yaşlarda başlayıp, kişinin dış dünyadan uzaklaşarak içine kapandığı, duygu, düşünce ve davranışlarında önemli bozuklukların ortaya çıktığı, beynin yapı ve işleyişinde değişiklerin saptandığı, kronik seyirli biyolojik bir beyin hastalığı olduğuna işaret etti.
Tüm tıbbi hastalıklarda olduğu gibi şizofrenide de erken tanı ve tedavi hastalığın iyileşmesi açısından çok önemli olduğunu aktaran Kütük, şunları kaydetti:
"Bu tür bilimsel gerçeklikten uzak bilgiler, çare arayışı içinde olan hastaların ve hasta yakınlarının yanlış yönlenmesine ve dolayısıyla tıbbi tedaviye geç başvurmalarına neden olmaktadır. Bu da hastalığın seyrini kötüleştirmekte, komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olmakta ve iyileşmeyi zorlaştırmaktadır. Ayrıca, damgalama nedeniyle psikiyatrik yardım almamak da hastalığın kronikleşmesine ve olumsuz seyrine neden olabilmektedir. Aile bireyleri şizofreni tedavisinde en önemli rolü üstlenir. şizofreni hastalarına evde bakım veren aile üyeleri çaresizlik, suçluluk, umutsuzluk, öfke, endişe ve bazen utanç gibi karmaşık duygular içinde ne yapacağını bilemez duruma gelebilir. Hastalığın gidişinde ve tedavisinde aile içi duygusal ortamın çok önemli olduğu görülmüştür. Bu nedenle aile bireyleri de hastalık hakkında psiko-eğitime ve sosyal desteğe ihtiyaç duymaktadırlar."
Kaynak: AA
Tüm tıbbi hastalıklarda olduğu gibi şizofrenide de erken tanı ve tedavi hastalığın iyileşmesi açısından çok önemli olduğunu aktaran Kütük, şunları kaydetti:
"Bu tür bilimsel gerçeklikten uzak bilgiler, çare arayışı içinde olan hastaların ve hasta yakınlarının yanlış yönlenmesine ve dolayısıyla tıbbi tedaviye geç başvurmalarına neden olmaktadır. Bu da hastalığın seyrini kötüleştirmekte, komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olmakta ve iyileşmeyi zorlaştırmaktadır. Ayrıca, damgalama nedeniyle psikiyatrik yardım almamak da hastalığın kronikleşmesine ve olumsuz seyrine neden olabilmektedir. Aile bireyleri şizofreni tedavisinde en önemli rolü üstlenir. şizofreni hastalarına evde bakım veren aile üyeleri çaresizlik, suçluluk, umutsuzluk, öfke, endişe ve bazen utanç gibi karmaşık duygular içinde ne yapacağını bilemez duruma gelebilir. Hastalığın gidişinde ve tedavisinde aile içi duygusal ortamın çok önemli olduğu görülmüştür. Bu nedenle aile bireyleri de hastalık hakkında psiko-eğitime ve sosyal desteğe ihtiyaç duymaktadırlar."