Çocuğunun 'Ağlaması' Bile Onu Mutlu Edecek
Konya'da beşik ile duvar arasında asılı kaldıktan sonrası beynine uzun süre oksijen gitmeyen 3 yaşındaki Halil İbrahim iki yıldır nefesi solunum cihazıyla, mamasını da karın bölgesine açılan deliğe yerleştirilen tüp yardımıyla alıyor. Hareketsiz yatan çocuğun annesi ise evladı ağlasa bile mutlu olacak.
Halil İbrahim Oylum (3), bir yaşındayken beşik ile duvar arasında asılı kaldı. Ailesi tarafından hemen hastaneye götürülen çocuğun, yarım saat boyunca duran kalbi yeniden çalıştırıldı.
Uzun süre yoğun bakımda kalan Halil İbrahim'in beyni oksijensiz kaldığı için o günden sonra söylenenleri duysa da tepki vermemeye başladı.
Vücudunun hiçbir yerini hareket ettiremeyen çocuk, boğazından açılan nefes borusundan bağlanan solunum cihazıyla yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.
Yutma fonksiyonu da çalışmayan Halil İbrahim, bu nedenle ağız yoluyla aldığı hiçbir şeyi yutamıyor.
Çocuğun karnında mideyle cildi birleştiren bir delik açıldı. Buraya yerleştirilen tüp ve enjektör yardımıyla Halil İbrahim, karnından mamayla beslenebiliyor.
- Bir bebek gibi bakıyor
Anne Hümeyra Oylum (27), AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun iki yıldır bilinci kapalı şekilde yattığını söyledi.
Çocuğun sağlıklı halleri gözünün önüne geldiğinde dayanamadığını belirten Oylum, 6 kez ameliyat olan, sürekli havale geçiren Halil İbrahim'in yanından hiç ayrılmadığını dile getirdi.
Sürekli gözetimi altında olan oğluna adeta bir bebek gibi bakmaya çalıştığını vurgulayan Oylum, şöyle devam etti:
"Oğlumun tekrar eski haline döndüğünü görmeyi, bana yeniden 'anne' demesini çok isterim. Anneler çocuklar ağladığında çok kızıyor. Kızmayın. Hiç ağlayamayanlar da var. Ben çocuğum ağlayabilse bile mutlu olurum. Çünkü bir şeylere tepki verdiğini anlayabilirim."
- Sürekli takip altında
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sevgi Pekcan ise Halil İbrahim'in sürekli takip altında olduğuna değindi.
Çocuğun yarım saat boyunca oksijensiz kalmasından dolayı beyin fonksiyonlarının ağır derecede etkilendiğine dikkati çeken Pekcan, "Kendisi solunumunu sağlayamıyor. Beyin fonksiyonları tam olarak geri dönmediğinden diğer fonksiyonları da çalışmıyor. Aileler bu şekilde küçük çocuklarını tek başına bırakmamalı. İstenmeyen kazalar için tedbirli olmak gerekir" diye konuştu.
Kaynak: AA
Uzun süre yoğun bakımda kalan Halil İbrahim'in beyni oksijensiz kaldığı için o günden sonra söylenenleri duysa da tepki vermemeye başladı.
Vücudunun hiçbir yerini hareket ettiremeyen çocuk, boğazından açılan nefes borusundan bağlanan solunum cihazıyla yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.
Yutma fonksiyonu da çalışmayan Halil İbrahim, bu nedenle ağız yoluyla aldığı hiçbir şeyi yutamıyor.
Çocuğun karnında mideyle cildi birleştiren bir delik açıldı. Buraya yerleştirilen tüp ve enjektör yardımıyla Halil İbrahim, karnından mamayla beslenebiliyor.
- Bir bebek gibi bakıyor
Anne Hümeyra Oylum (27), AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun iki yıldır bilinci kapalı şekilde yattığını söyledi.
Çocuğun sağlıklı halleri gözünün önüne geldiğinde dayanamadığını belirten Oylum, 6 kez ameliyat olan, sürekli havale geçiren Halil İbrahim'in yanından hiç ayrılmadığını dile getirdi.
Sürekli gözetimi altında olan oğluna adeta bir bebek gibi bakmaya çalıştığını vurgulayan Oylum, şöyle devam etti:
"Oğlumun tekrar eski haline döndüğünü görmeyi, bana yeniden 'anne' demesini çok isterim. Anneler çocuklar ağladığında çok kızıyor. Kızmayın. Hiç ağlayamayanlar da var. Ben çocuğum ağlayabilse bile mutlu olurum. Çünkü bir şeylere tepki verdiğini anlayabilirim."
- Sürekli takip altında
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sevgi Pekcan ise Halil İbrahim'in sürekli takip altında olduğuna değindi.
Çocuğun yarım saat boyunca oksijensiz kalmasından dolayı beyin fonksiyonlarının ağır derecede etkilendiğine dikkati çeken Pekcan, "Kendisi solunumunu sağlayamıyor. Beyin fonksiyonları tam olarak geri dönmediğinden diğer fonksiyonları da çalışmıyor. Aileler bu şekilde küçük çocuklarını tek başına bırakmamalı. İstenmeyen kazalar için tedbirli olmak gerekir" diye konuştu.