Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan HSYK için ilk açıklama
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HSYK seçimlerine ilişkin, "Kazanan milletimiz oldu. HSYK'nın artık vicdanları rahatlatan yapı ile geleceğe ilerleyeceğine inanıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi akademik yıl açılış töreninde konştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Türkiye genelindeki hakim savcılarımız yargının ve mesleklerinin onuruna sahip çıktılar ve yargıyı ele geçirmeye çalışan vicdanlara ipotek koymaya çalışan yapıya gereken cevabı sandıkta verdiler. HSYK seçimlerinde kazanan hiç kuşkusuz milletimiz olmuştur.
1. Dünya Savaşı'nı İngilizce ve Fransızca kaynaklardan okumak bilim adına üzücü. 1. Dünya Savaşı, bugün bölgemizde var olan krizlerin fitilini ateşleyen savaştır.
Ortadoğu kavramı bir coğrafi bölge için değil, petrol ve çatışma bölgesini ifade etmek için kullanıldı. Sancısı bugün de hissedilen sınırlar Kahire'de çizildi, sınırlar gerçeklikten uzak biçimde çizildi.
Ortadoğu haritada düz zikzaklar çizer. O sınırlara 'Churchill'in hıçkırığı' denir. Sınırları tartışmaya atacak değilim, böyle bir derdim yok. Hiçbir ülkenin sınırında gözümüz yok.
Ey Şii kardeşim, camide ibadet edenleri katledince kimi sevindiriyorsun. Ey sünni kardeşim, Kerbela'da üzerindeki bombayı patlatınca kimi sevindiriyorsun. Ey IŞİD, ey PKK kimleri sevindirdiğinizi hiç düşündüğünüz mü?
Kürt meselesi denildiğinde asker ilgilensin denilmiş, konu kapatılmıştır.
Abartmadan söylüyorum, bölgenin umudu Türkiye'dir. Bölge halkının umudu Türkiye'dir, Türkiye'yi bekliyorlar. Önce biz kendimize doğru sorular soracağız. Statükonun baskısından kurtulacağız.
Bölgedeki her çatışma 100 önce tasarlanmıştır. Bunu herkese anlatmak durumundayız. Pensilvanya'nın tuzağına düşen, modern Lawrance'lere anlatmayız. Ulaşabildiğimiz herkese bu oyunu, kumpası anlatmak zorundayız.
Bir din adamına 250 bin kişinin ölümüyle ilgili sordum. ‘İsrail'e karşı ayakta kalan tek kişi Esed'dir' dedi. O insanlar İsrail'e karşı durmadı mı? 250 bin insanı konvansiyonel silahla öldürüyor, siz hala destek veriyorsunuz. Böyle bir dini lider olabilir mi? Herkes yeri ve konumunu bilecek. Silah tacirleri kazandı.
Binlerce kilometre uzaklıktaki medya kuruluşu, Taksim'deki şiddeti, vandallığı neden övdü, neden saatlerce yayın yaptı? Ferguson'daki olayları sordum, kaçamak yanıt verdiler. 18 yaşındaki bir genci polisiniz öldürdü, verin cevabını, veremezler. Söylediler hala anlamadınız mı, dert başka. Taksim'de 12 ağacın yeri değişti diye kıyamet kopardılar, milyonlarca ağaç diktik bunu göremediler.
Ne PKK, ne IŞİD Türkiye'nin korumasına girmemiştir. Bunu iddia edenler alçaktır, vatan hainidir. Biz tezgaha gelemeyiz, onun için şartlar sürüyoruz. Uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge ilan edilmeli, üç eğit-donat olmalı, Suriye'deki rejim hedefte olmalıdır. Orada çok Kobani var. Halep var, Hama var, Haseke var. Bunları görmeliyiz.
Hiç kimse kusura bakmasın Türkiye eski Türkiye değil. Okullar, hastaneler yakılıyor. Çocukların pansiyonu yakılıyor, kan merkezi yakılıyor. 'Ben sokağa çıkın, şiddete başvurmayın dedim' diyor. Bu ifaden bile suç, böyle ifade olabilir mi?
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Türkiye genelindeki hakim savcılarımız yargının ve mesleklerinin onuruna sahip çıktılar ve yargıyı ele geçirmeye çalışan vicdanlara ipotek koymaya çalışan yapıya gereken cevabı sandıkta verdiler. HSYK seçimlerinde kazanan hiç kuşkusuz milletimiz olmuştur.
1. Dünya Savaşı'nı İngilizce ve Fransızca kaynaklardan okumak bilim adına üzücü. 1. Dünya Savaşı, bugün bölgemizde var olan krizlerin fitilini ateşleyen savaştır.
Ortadoğu kavramı bir coğrafi bölge için değil, petrol ve çatışma bölgesini ifade etmek için kullanıldı. Sancısı bugün de hissedilen sınırlar Kahire'de çizildi, sınırlar gerçeklikten uzak biçimde çizildi.
Ortadoğu haritada düz zikzaklar çizer. O sınırlara 'Churchill'in hıçkırığı' denir. Sınırları tartışmaya atacak değilim, böyle bir derdim yok. Hiçbir ülkenin sınırında gözümüz yok.
Ey Şii kardeşim, camide ibadet edenleri katledince kimi sevindiriyorsun. Ey sünni kardeşim, Kerbela'da üzerindeki bombayı patlatınca kimi sevindiriyorsun. Ey IŞİD, ey PKK kimleri sevindirdiğinizi hiç düşündüğünüz mü?
Kürt meselesi denildiğinde asker ilgilensin denilmiş, konu kapatılmıştır.
Abartmadan söylüyorum, bölgenin umudu Türkiye'dir. Bölge halkının umudu Türkiye'dir, Türkiye'yi bekliyorlar. Önce biz kendimize doğru sorular soracağız. Statükonun baskısından kurtulacağız.
Bölgedeki her çatışma 100 önce tasarlanmıştır. Bunu herkese anlatmak durumundayız. Pensilvanya'nın tuzağına düşen, modern Lawrance'lere anlatmayız. Ulaşabildiğimiz herkese bu oyunu, kumpası anlatmak zorundayız.
Bir din adamına 250 bin kişinin ölümüyle ilgili sordum. ‘İsrail'e karşı ayakta kalan tek kişi Esed'dir' dedi. O insanlar İsrail'e karşı durmadı mı? 250 bin insanı konvansiyonel silahla öldürüyor, siz hala destek veriyorsunuz. Böyle bir dini lider olabilir mi? Herkes yeri ve konumunu bilecek. Silah tacirleri kazandı.
Binlerce kilometre uzaklıktaki medya kuruluşu, Taksim'deki şiddeti, vandallığı neden övdü, neden saatlerce yayın yaptı? Ferguson'daki olayları sordum, kaçamak yanıt verdiler. 18 yaşındaki bir genci polisiniz öldürdü, verin cevabını, veremezler. Söylediler hala anlamadınız mı, dert başka. Taksim'de 12 ağacın yeri değişti diye kıyamet kopardılar, milyonlarca ağaç diktik bunu göremediler.
Ne PKK, ne IŞİD Türkiye'nin korumasına girmemiştir. Bunu iddia edenler alçaktır, vatan hainidir. Biz tezgaha gelemeyiz, onun için şartlar sürüyoruz. Uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge ilan edilmeli, üç eğit-donat olmalı, Suriye'deki rejim hedefte olmalıdır. Orada çok Kobani var. Halep var, Hama var, Haseke var. Bunları görmeliyiz.
Hiç kimse kusura bakmasın Türkiye eski Türkiye değil. Okullar, hastaneler yakılıyor. Çocukların pansiyonu yakılıyor, kan merkezi yakılıyor. 'Ben sokağa çıkın, şiddete başvurmayın dedim' diyor. Bu ifaden bile suç, böyle ifade olabilir mi?