Çelik Boru İhracatı Dokuz Ayda 1,5 Milyon Tona Yaklaştı

Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD), Türk çelik boru sektörünün ihracatının ocak-eylül döneminde 1 milyon 435 bin tona, değer bazında ise 1 milyar 205 milyon dolara ulaştığını bildirdi.

ÇEBİD açıklamasına göre, sektör önemli ihracat pazarlarında yaşadığı sorunlara ek olarak hammadde temininde zorlanırken, ithal ürünlere uygulanan gümrük vergileriyle de maliyetler yükseliyor. Tüm bunlara rağmen sektör, Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise beşinci büyük çelik boru üreticisi konumunu koruyor.
Yıllık üretimi yaklaşık 4,25 milyon ton olan çelik boru sektörü, üretiminin yaklaşık yüzde 50'sini ihraç ediyor. Sektörün ihracatı ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 2,71 artışla 1 milyon 435 bin tona, değer bazında ise 1 milyar 205 milyon dolara ulaştı.
Irak, dokuz aylık dönemde yüzde 25,62 azalışa rağmen 194 milyon 769 bin dolarlık ihracatla liderliğini korurken, ABD yüzde 10,25 artış ve 182 milyon 783 bin dolarla ikinci, İngiltere ise yüzde 64,9 yükseliş ve 138 milyon 49 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı.
Türkiye'nin çelik boru ihracatının aylık rakamlarına bakıldığında ise eylüldeki hızlı yükseliş dikkati çekiyor. Sektörün ihracatı eylülde miktar bazında yıllık yüzde 10,77 artışla 183 bin 160 tona ulaşırken, değer bazında bu rakam 146 milyon dolara çıktı.

- "Hammadde temininin uygun maliyetle ve zamanında yapılmasının büyük önem taşıyor"

Açıklamada görüşlerine yer verilen ÇEBİD Genel Sekreteri Mehmet Zeren, eylül sonu itibarıyla ihracatın 1,5 milyon tona yaklaştığına dikkati çekerek, ancak hammadde temininde yaşanılan sorunların zaman zaman üretim ve ihracatta aksamalara neden olduğunu kaydetti.

Sektörün üretim ve ihracatta yakaladığı başarıyı devam ettirebilmesi için hammadde temininin uygun maliyetle ve zamanında yapılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Zeren, birçok sektörde hammadde ithalatında düşük, mamul ithalatında yüksek vergi uygulandığını, çelik boru sektöründe ise tam tersi bir uygulamanın bulunduğunu aktardı.
Zeren, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yassı çelik ithalatına sıfır gümrük vergisi uygulandığını ve Türkiye'de bu oranın yüzde 9-10 olduğunu belirterek, "Bu oldukça büyük bir çelişki yaratıyor. Sektörümüzün hammadde olarak kullandığı yassı çelik ürünlerine uygulanan vergiler üreticilerimizin iç piyasadan aldığı hammadde maliyetlerini yükseltiyor. Böylece rekabet gücümüz azalıyor. Dünya piyasa fiyatlarından hammadde teminine yönelik düzenlemelerin yapılmasına ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de bir yılda üretilen yassı çelik miktarının da ihtiyacı karşılayamadığına işaret eden Zeren, şunları kaydetti:
"Türkiye'de yıllık ortalama 10 milyon ton yassı çelik üretimi olmasına rağmen tüketim 14 milyon ton düzeyinde bulunuyor. Üretimin yaklaşık 2 milyon tonluk kısmının ihraç edildiği göz önüne alındığında, ihtiyacı karşılamak için 6 milyon ton civarında bir ithalatın yapılması gerek. İç piyasadaki üretimin yetersizliği nedeniyle en büyük yerli yassı çelik üreticisi ve hammadde tedarikçimiz konumundaki Erdemir, siparişlere yetişemiyor ve verilen siparişleri ancak 5-6 ay sonra karşılayabiliyor. Bu da sektör için büyük bir sorun oluşturuyor. Son zamanlarda cevher fiyatlarının hurda fiyatlarına göre daha avantajlı hale gelmesi nedeniyle hurdadan üretim yapan yassı çelik fabrikalarında üretimin düşmesi ve bu durumda, iç piyasadan hammadde temininde yaşanan sıkıntıların daha da artması beklenmektedir."
Zeren ayrıca, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen sacların iç piyasada satıldığı, buna karşılık iç piyasadan alınan sacların ihraç ürünlerinde kullanıldığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını dile getirerek, iç piyasa saclarından üretilen ürünlerin ihracat için herhangi bir avantaj sağlamadığı gibi dezavantaj yarattığını savundu.

Kaynak: AA