TÜSİAD Başkanı: Vatan hainliği iddiasını reddediyorum
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerine karşı, 'Vatanseverliğimi kimseye sorgulatmam. Bu vatan hainliği gibi şey kabul edilemez.' dedi
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz açıklamalarından satırbaşları:
Bu vakayı tespit edip gerekli uyarıda bulunmakta TÜSİAD Başkanı'nın görevidir. Türkiye'deki yabancı şirketler benim üyem. Niye uyarmadın diye bana sorarlar. Türkiye ekonomisinin yarısından fazlasını bu şirketler üretiyor. Türkiye'nin yatırım ortamını caziptir diye kefil olmaya çalışıyorum. Herkesi götürüp güneydoğuya yatırım yaptırmaya çalışıyorum. Bütün bu çabaların memlekette istihdamın oluşabilmesi için yatırım yapılması gerekiyor.
Doğrusu vatanseverliğime kimseye sorgulatmam. Vatan hainliği gibi bir şey kabul edilemez. Bu kadar kolay bahsedilemez. Herkes vatanını seviyor. Eğer birbirimizin vatanseverleğini sorgularsak birbirimizden ayrı düşeriz. Bu sözlerin kolay kullanılması doğru bir yaklaşım değil. Kurumumun başındaki başkan olarak kabul edemem. Herkes çoluk çocuğuna bir leke gelmesin diye uğraşmıyor mu. Vatanseverliği sorgulanan bir kişi olarak hatırlanmak istemem. Çok üzüldüm, Başbakan beni çok üzdü. Kendisini ziyaret ettim. Türk iş dünyasının temsil edildiği bir kurumun başkanıyım.
Bekleyip beklememek diye bir şey söz konusu değil. Ben böyle bir vatan hainliği söylemini reddediyorum. Türkiye'de refahın artması için neler yapılması gerektiğini söyledim. Kazananı olmayan bir kavgada enerjimizi tüketiyoruz diye söyledim. Bütün söylediklerimin yapıcı olarak anlaşılmasını tercih ederdim. Yapıcı olmazsanız Türkiye'deki kavga bitmez.
İçeride sermaye yatırım yahut kendinize bir şey alacaksınız o zaman da hukuk önemli değil mi? Hukuktan şüphe ettiğiniz yerde yatırım yapar mısınız? Hukukun üstünlüğü bizi bir arada tutması gerekmiyor mu? Kafamızı kuma sokmayalım. Bütün dünyada Türkiye konuşuluyor. Davos'ta arkadaşlarım diyorlar ki başka bir şey konuşulmuyor. Türkiye'nin durumu konuşuluyor. Ben de bunu dile getirmek talep etmek durumundayım. Bir an önce ne eksiğimiz varsa toplayalım. Anayasamızda Kopenhag kriterlerine getirelim yapalım Türkiye bu konuda bir eksiği kalmayan bir ülke desinler. Niye bu tam aksine yaklaşalım birbirimize.
'NE ANANAS CUMHURİYETİ, NE MUZ CUMHURİYETİ'
Bir hususun sanki ben o konuya değinmemişim gibi sayın Başbakan bazı konulara değinmediğimden bahsetti. Gözleri kör eden söz konusu kavganın temelinde hukuk devleti, güçler ayrımı, temiz siyaset gibi vazgeçilmez demokratik kavramlar konusundaki zaafların yatıyor. Diğer yandan devletin güvenlikle ilgili kurumlarında yaşananlardan sonra bu kurumların daha önce nasıl işlediğini, bundan böyle nasıl işleyeceğini sorgulamadan da edemiyoruz. Her ikisini de kabul edemeyiz biz ne ananas cumhuriyeti, ne muz cumhuriyeti.
Türkiye tekrar normale döner. Ben geçen sene ortalamasıyla bu sene ortalamasında yüzde onu geçmez, ben de sayın Babacan gibi bir kalıcı hasar beklemiyorum.
Ekonomi yönetimimizin itibar çıtası sayın Babacan'dır. Uzun yıllar çok başaralı bur performans sergiledi. Geçtiğimiz on yol makroekonomideki reformların sağlanmasıyla birlikte artık önümüze bakıyoruz. Merkez Bankası ile ilgili az konuşmak işine hiç karışmamak en iyisi. Merkez bankasının bağımsızlığı çok önemlidir, görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Ben iş hayatında 30 yıldır bulunuyorum, ne enflasyonlar gördük.
Dolardaki artış Türkiye'nin ekonomik dinamiklerinden kaynaklanan bir şey değildir. Ekonomi yatırım ortamı iş ortamı iyiyse,borsalar değer kazanıyor, döviz değer kaybediyor. Eğer risk artıyorsa barometre yükseliyor döviz değer kazanıyor. Ben yükseldiği için konuştum. Hep beraber borçlarımızı ödemek için daha fazla çalışmak zorunda kalacağız. Bizim büyüme ilgili bu yıl için tahminimiz 3,5-4 seviyesinde. 4 büyüme bu ülke için yeterli değildir diye sözlerime başlıyordum. Eğitim sıfırsa bütün reformlar değer yitirir. Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözüleceğiyle ilgili kafa yormak lazım. Bu büyümeyi yüzde altıya getirmek lazım. Bunlar düzene girer ama vakit kaybetmeyelim. 850 milyar dolarlık bir ekonomi Türkiye ekonomisi. Bu büyükluk bir avantaj. Rasyonellik hakim olur. Ekonomimizin büyüklüğünü artırmamız gerekir.
Benim üyelerimin bir çoğu yabancı sermaye, tedirginliklerini görüyorum. İlk önce onlardan gelen tedirginliği ve bilgileri en birinci ağızdan aktarmaya çalıştım. Biz da Türkiye'nin TÜSİAD'ıyız. Bunlar geçer, yatırımlarınızı ertelemeye gerek yoktur. Geçecek bitecek inşallah.
Bu vakayı tespit edip gerekli uyarıda bulunmakta TÜSİAD Başkanı'nın görevidir. Türkiye'deki yabancı şirketler benim üyem. Niye uyarmadın diye bana sorarlar. Türkiye ekonomisinin yarısından fazlasını bu şirketler üretiyor. Türkiye'nin yatırım ortamını caziptir diye kefil olmaya çalışıyorum. Herkesi götürüp güneydoğuya yatırım yaptırmaya çalışıyorum. Bütün bu çabaların memlekette istihdamın oluşabilmesi için yatırım yapılması gerekiyor.
Doğrusu vatanseverliğime kimseye sorgulatmam. Vatan hainliği gibi bir şey kabul edilemez. Bu kadar kolay bahsedilemez. Herkes vatanını seviyor. Eğer birbirimizin vatanseverleğini sorgularsak birbirimizden ayrı düşeriz. Bu sözlerin kolay kullanılması doğru bir yaklaşım değil. Kurumumun başındaki başkan olarak kabul edemem. Herkes çoluk çocuğuna bir leke gelmesin diye uğraşmıyor mu. Vatanseverliği sorgulanan bir kişi olarak hatırlanmak istemem. Çok üzüldüm, Başbakan beni çok üzdü. Kendisini ziyaret ettim. Türk iş dünyasının temsil edildiği bir kurumun başkanıyım.
Bekleyip beklememek diye bir şey söz konusu değil. Ben böyle bir vatan hainliği söylemini reddediyorum. Türkiye'de refahın artması için neler yapılması gerektiğini söyledim. Kazananı olmayan bir kavgada enerjimizi tüketiyoruz diye söyledim. Bütün söylediklerimin yapıcı olarak anlaşılmasını tercih ederdim. Yapıcı olmazsanız Türkiye'deki kavga bitmez.
İçeride sermaye yatırım yahut kendinize bir şey alacaksınız o zaman da hukuk önemli değil mi? Hukuktan şüphe ettiğiniz yerde yatırım yapar mısınız? Hukukun üstünlüğü bizi bir arada tutması gerekmiyor mu? Kafamızı kuma sokmayalım. Bütün dünyada Türkiye konuşuluyor. Davos'ta arkadaşlarım diyorlar ki başka bir şey konuşulmuyor. Türkiye'nin durumu konuşuluyor. Ben de bunu dile getirmek talep etmek durumundayım. Bir an önce ne eksiğimiz varsa toplayalım. Anayasamızda Kopenhag kriterlerine getirelim yapalım Türkiye bu konuda bir eksiği kalmayan bir ülke desinler. Niye bu tam aksine yaklaşalım birbirimize.
'NE ANANAS CUMHURİYETİ, NE MUZ CUMHURİYETİ'
Bir hususun sanki ben o konuya değinmemişim gibi sayın Başbakan bazı konulara değinmediğimden bahsetti. Gözleri kör eden söz konusu kavganın temelinde hukuk devleti, güçler ayrımı, temiz siyaset gibi vazgeçilmez demokratik kavramlar konusundaki zaafların yatıyor. Diğer yandan devletin güvenlikle ilgili kurumlarında yaşananlardan sonra bu kurumların daha önce nasıl işlediğini, bundan böyle nasıl işleyeceğini sorgulamadan da edemiyoruz. Her ikisini de kabul edemeyiz biz ne ananas cumhuriyeti, ne muz cumhuriyeti.
Türkiye tekrar normale döner. Ben geçen sene ortalamasıyla bu sene ortalamasında yüzde onu geçmez, ben de sayın Babacan gibi bir kalıcı hasar beklemiyorum.
Ekonomi yönetimimizin itibar çıtası sayın Babacan'dır. Uzun yıllar çok başaralı bur performans sergiledi. Geçtiğimiz on yol makroekonomideki reformların sağlanmasıyla birlikte artık önümüze bakıyoruz. Merkez Bankası ile ilgili az konuşmak işine hiç karışmamak en iyisi. Merkez bankasının bağımsızlığı çok önemlidir, görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Ben iş hayatında 30 yıldır bulunuyorum, ne enflasyonlar gördük.
Dolardaki artış Türkiye'nin ekonomik dinamiklerinden kaynaklanan bir şey değildir. Ekonomi yatırım ortamı iş ortamı iyiyse,borsalar değer kazanıyor, döviz değer kaybediyor. Eğer risk artıyorsa barometre yükseliyor döviz değer kazanıyor. Ben yükseldiği için konuştum. Hep beraber borçlarımızı ödemek için daha fazla çalışmak zorunda kalacağız. Bizim büyüme ilgili bu yıl için tahminimiz 3,5-4 seviyesinde. 4 büyüme bu ülke için yeterli değildir diye sözlerime başlıyordum. Eğitim sıfırsa bütün reformlar değer yitirir. Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözüleceğiyle ilgili kafa yormak lazım. Bu büyümeyi yüzde altıya getirmek lazım. Bunlar düzene girer ama vakit kaybetmeyelim. 850 milyar dolarlık bir ekonomi Türkiye ekonomisi. Bu büyükluk bir avantaj. Rasyonellik hakim olur. Ekonomimizin büyüklüğünü artırmamız gerekir.
Benim üyelerimin bir çoğu yabancı sermaye, tedirginliklerini görüyorum. İlk önce onlardan gelen tedirginliği ve bilgileri en birinci ağızdan aktarmaya çalıştım. Biz da Türkiye'nin TÜSİAD'ıyız. Bunlar geçer, yatırımlarınızı ertelemeye gerek yoktur. Geçecek bitecek inşallah.