Suriyeli Çocukların Buruk Karne Sevinci
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen ve Malatya'daki konteyner kentte bulunan okula devam eden 2 bin 485 Suriyeli öğrenci, ülkelerinin dışında ilk karnelerini almanın buruk sevincini yaşadı.
Fatih köyünde kurulan ve Beydağı Konaklama Tesisi adı verilen konteyner kentte kalan öğrenciler, burada bulunan ve 32 Türk ile 167 Arap öğretmenin görev yaptığı okulda ilk dönem karnelerini aldı.
Konteyner Kent Sorumlusu Yöneticisi Nihat Yazıcıoğlu ile okulu gezen ve öğrencilerle sohbet ederek karnelerini veren Malatya Vali Yardımcısı Latif Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampta bulunan yaklaşık 2 bin 500 öğrencinin karne heyecanı yaşadığını söyledi.
Öğrencilerin iyi bir dönem geçirmiş olmalarını umut ettiğini belirten Memiş, "Zaten hepsinin yüzündeki gülümsemeyi bir şekilde gördünüz. Farkına vardınız. O gülümsemenin devam etmesini ve inşallah tez zamanda ülkelerine dönüp orada daha mutlu bir yaşam sürmelerini umuyorum" dedi.
Suriye'de yapılan katliamları televizyondan izlediklerini dile getiren Memiş, şöyle konuştu:
"Tabii ki buradaki insanlar, oradaki zulümden ve katliamlardan kaçmak için buradalar ve çoğu erkekler hala orada. Bir kısmı da savaşta ölmüş. Şimdi tabii, o zulmün de etkisi, aynı zamanda kaybettikleri insanların hüznüyle bugün karne almaya, işte bizimle birlikte gülümsemeye gayret ediyorlar. Tabii ki onlar için bir tarafta hüzün, bir tarafta sevinç var ama bu onlar için gerçekten buruk bir sevinç. Tabii ki bu savaşın uzun sürmeyeceğini ve inşallah onların ülkelerine döneceğini umut ediyorum. Bu anlamda bizim, ülkemizin değerini ne kadar çok bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların nasıl üstesinden geldiğimizi ve bunlar için, gelecek için ne kadar ümitli olduğumuzu herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sürece böylelikle sahip çıkmak gerekiyor ve bu insanlardan gerçekten bazı dersler çıkarmak gerekiyor."
Okulda gönüllü eğitim veren Suriyeli Biyoloji Öğretmeni Adile el Bekir (21) de 11 kişilik ailesiyle Hama'dan geldiğini söyledi.
Suriye dışında öğrencilere ilk defa karne verdiğini anlatan Bekir, bunun hem hüznünü hem de mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Öğrencilerinin çok başarılı olduğunu dile getiren Bekir, çocukların psikolojisine de değinerek, "Önceleri çocuklarda büyük bir şoke olmuşluk vardı. Uçak gördükleri, sesini duydukları zaman korkuyorlardı. Şimdi biraz alıştılar. İnşallah daha iyi olur" diye konuştu.
Suriyeli 4. sınıf öğrencisi İlhem el Şimali (10) ise 5 kişilik ailesiyle Hama'dan geldiğini söyledi.
Ülkesinin dışında ilk karnesini aldığı için duygulanan ve gözyaşlarına hakim olamayan Şimali, "Ağlıyorum çünkü karneyi Türkiye'de alıyorum, Suriye'de değil. Buna çok üzülüyorum" dedi.
- "İnşallah güleceğiz"
Tek isteğinin bir an önce ülkesine dönmek olduğunu dile getiren Şimali, "İnşallah biz Suriye'ye dönüp orada yaşayacağız. İnşallah güleceğiz. İnşallah köyümüze döneceğiz. İnşallah bizim ülkemiz en iyi ülke olur" ifadesini kullandı.
Suriyeli 6. sınıf öğrencisi Hasan Tokatlı (12) da 9 kişilik ailesiyle Hama'dan geldiğini kaydetti.
Suriye'den uzakta olduğu, savaş devam ettiği ve bombalar atıldığı için çok üzgün olduğunu belirten Tokatlı, "Türkiye'ye çok teşekkür ederim. Bizi buraya getirdi. Getirmezse biz orada kalacaktık. Bize savaşta bir şey olurdu. Belki ölmüştük, burayı göremezdik" dedi.
Kaynak: AA
Konteyner Kent Sorumlusu Yöneticisi Nihat Yazıcıoğlu ile okulu gezen ve öğrencilerle sohbet ederek karnelerini veren Malatya Vali Yardımcısı Latif Memiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampta bulunan yaklaşık 2 bin 500 öğrencinin karne heyecanı yaşadığını söyledi.
Öğrencilerin iyi bir dönem geçirmiş olmalarını umut ettiğini belirten Memiş, "Zaten hepsinin yüzündeki gülümsemeyi bir şekilde gördünüz. Farkına vardınız. O gülümsemenin devam etmesini ve inşallah tez zamanda ülkelerine dönüp orada daha mutlu bir yaşam sürmelerini umuyorum" dedi.
Suriye'de yapılan katliamları televizyondan izlediklerini dile getiren Memiş, şöyle konuştu:
"Tabii ki buradaki insanlar, oradaki zulümden ve katliamlardan kaçmak için buradalar ve çoğu erkekler hala orada. Bir kısmı da savaşta ölmüş. Şimdi tabii, o zulmün de etkisi, aynı zamanda kaybettikleri insanların hüznüyle bugün karne almaya, işte bizimle birlikte gülümsemeye gayret ediyorlar. Tabii ki onlar için bir tarafta hüzün, bir tarafta sevinç var ama bu onlar için gerçekten buruk bir sevinç. Tabii ki bu savaşın uzun sürmeyeceğini ve inşallah onların ülkelerine döneceğini umut ediyorum. Bu anlamda bizim, ülkemizin değerini ne kadar çok bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların nasıl üstesinden geldiğimizi ve bunlar için, gelecek için ne kadar ümitli olduğumuzu herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sürece böylelikle sahip çıkmak gerekiyor ve bu insanlardan gerçekten bazı dersler çıkarmak gerekiyor."
Okulda gönüllü eğitim veren Suriyeli Biyoloji Öğretmeni Adile el Bekir (21) de 11 kişilik ailesiyle Hama'dan geldiğini söyledi.
Suriye dışında öğrencilere ilk defa karne verdiğini anlatan Bekir, bunun hem hüznünü hem de mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Öğrencilerinin çok başarılı olduğunu dile getiren Bekir, çocukların psikolojisine de değinerek, "Önceleri çocuklarda büyük bir şoke olmuşluk vardı. Uçak gördükleri, sesini duydukları zaman korkuyorlardı. Şimdi biraz alıştılar. İnşallah daha iyi olur" diye konuştu.
Suriyeli 4. sınıf öğrencisi İlhem el Şimali (10) ise 5 kişilik ailesiyle Hama'dan geldiğini söyledi.
Ülkesinin dışında ilk karnesini aldığı için duygulanan ve gözyaşlarına hakim olamayan Şimali, "Ağlıyorum çünkü karneyi Türkiye'de alıyorum, Suriye'de değil. Buna çok üzülüyorum" dedi.
- "İnşallah güleceğiz"
Tek isteğinin bir an önce ülkesine dönmek olduğunu dile getiren Şimali, "İnşallah biz Suriye'ye dönüp orada yaşayacağız. İnşallah güleceğiz. İnşallah köyümüze döneceğiz. İnşallah bizim ülkemiz en iyi ülke olur" ifadesini kullandı.
Suriyeli 6. sınıf öğrencisi Hasan Tokatlı (12) da 9 kişilik ailesiyle Hama'dan geldiğini kaydetti.
Suriye'den uzakta olduğu, savaş devam ettiği ve bombalar atıldığı için çok üzgün olduğunu belirten Tokatlı, "Türkiye'ye çok teşekkür ederim. Bizi buraya getirdi. Getirmezse biz orada kalacaktık. Bize savaşta bir şey olurdu. Belki ölmüştük, burayı göremezdik" dedi.