Sakarya'daki Cinayet Davası
Küçük yaşta evlendiği eşi tarafından öldürülen Emine Yayla'nın avukatı Leyla Ekmen Epözdemir, sanığın tahrik indirimi uygulanarak 24 yıl hapse çarptırılmasına ilişkin, "Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için bu tarz tahrik indirimlerine başvurulmaması lazım" dedi.
Epözdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Süleyman Yayla'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesinin sevindirici olduğunu ancak tahrikten dolayı indirim uygulanmasını olumlu karşılamadıklarını söyledi.
"Ağırlaştırılmış müebbete tahrik uygulanmasıyla sanığa 24 yıl hapis cezası verildi" diyen Epözdemir, "Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için bu tarz tahrik indirimlerine başvurulmaması lazım. Emine Yayla'nın 15 yaşından önce evlenmesi cinsel istismar suçunu doğurmuştur. Bu konuyla ilgili sanık hakkında açılmış istismar davası da bulunuyor" şeklinde konuştu.
Emine Yayla'nın evlendikten sonra sürekli şiddete maruz kaldığını öne süren Epözdemir, "Zaten evliliğe de hamile kaldığı için razı oluyor ancak zamanla eşini sevmeye başlıyor, bu tuttuğu günlüklerin her sayfasında kocasını ne kadar çok sevdiğini anlatıyor" ifadesini kullandı.
Sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini ileri süren Epözdemir, şöyle konuştu:
"Cinayetin tasarlayarak gerçekleştiğini düşünüyoruz çünkü eşine defalarca şiddet uygulamış. Emine'nin bununla ilgili 3 kez korunma istediğine dair başvurusu var. Maruz kaldığı şiddet yüzünden boşanma kararı alıp ailesinin yanına sığınmış. Süleyman Yayla, kayınbabasının evine pencereden girerek çocuğunun yanında karısını bıçaklayarak öldürdü. Yanında bıçakla pencereden girmesi, onun bu cinayeti tasarlayarak işlediğini gösteriyor. Normal konuşmak için gelen biri pencereden değil, kapıdan girer. Böyle davalarda kadınlara aldatma lekesinin vurulması çok yanlış."
Adapazarı ilçesinde şiddet gördüğü gerekçesiyle babasının evine taşınan 17 yaşındaki Emine Yayla, 12 Kasım 2012'de eşi Süleyman Yayla tarafından bıçaklanarak öldürülmüş, sanık Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 24 yıl hapisle cezalandırılmıştı.
Kaynak: AA
"Ağırlaştırılmış müebbete tahrik uygulanmasıyla sanığa 24 yıl hapis cezası verildi" diyen Epözdemir, "Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için bu tarz tahrik indirimlerine başvurulmaması lazım. Emine Yayla'nın 15 yaşından önce evlenmesi cinsel istismar suçunu doğurmuştur. Bu konuyla ilgili sanık hakkında açılmış istismar davası da bulunuyor" şeklinde konuştu.
Emine Yayla'nın evlendikten sonra sürekli şiddete maruz kaldığını öne süren Epözdemir, "Zaten evliliğe de hamile kaldığı için razı oluyor ancak zamanla eşini sevmeye başlıyor, bu tuttuğu günlüklerin her sayfasında kocasını ne kadar çok sevdiğini anlatıyor" ifadesini kullandı.
Sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini ileri süren Epözdemir, şöyle konuştu:
"Cinayetin tasarlayarak gerçekleştiğini düşünüyoruz çünkü eşine defalarca şiddet uygulamış. Emine'nin bununla ilgili 3 kez korunma istediğine dair başvurusu var. Maruz kaldığı şiddet yüzünden boşanma kararı alıp ailesinin yanına sığınmış. Süleyman Yayla, kayınbabasının evine pencereden girerek çocuğunun yanında karısını bıçaklayarak öldürdü. Yanında bıçakla pencereden girmesi, onun bu cinayeti tasarlayarak işlediğini gösteriyor. Normal konuşmak için gelen biri pencereden değil, kapıdan girer. Böyle davalarda kadınlara aldatma lekesinin vurulması çok yanlış."
Adapazarı ilçesinde şiddet gördüğü gerekçesiyle babasının evine taşınan 17 yaşındaki Emine Yayla, 12 Kasım 2012'de eşi Süleyman Yayla tarafından bıçaklanarak öldürülmüş, sanık Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 24 yıl hapisle cezalandırılmıştı.