CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'dan Açıklama
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye üyeliğine ilişkin, "Parti Meclisi'nin karar vermesi için kişinin başvurusu gerekiyor, böyle bir başvuru olmadığı için görüşülmedi. Kendisi hazır olduğu zaman başvurusunu yapar, PM'ye götürürüz. Gizli oylama yapılıyor, kabul edilirse üyemiz olur. Bu işin kuralı bu" dedi.
Kılıçdaroğlu, HaberTürk televizyonunda canlı yayınlanan "Enine Boyuna" programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
PM'nin bugünkü toplantısı hatırlatılarak, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün durumunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bu konunun toplantıda gündeme gelmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Sayın Baykal'la seyahat ederken de gündeme gelmedi. Medyanın gündeminde olmasından rahatsız değiliz. PM'nin karar vermesi için kişinin başvurusu gerekiyor, böyle bir başvuru olmadığı için görüşülmedi. Kendisi hazır olduğu zaman başvurusunu yapar, PM'ye götürürüz. Gizli oylama yapılıyor, kabul edilirse üyemiz olur. Bu işin kuralı bu" diye konuştu.
"Sarıgül partinin başına geçer mi böyle bir kaygı taşıyor musunuz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, böyle bir kaygı taşımadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Garanti mi bekleniyor?" diye sorulması üzerine ise "Siyasette garanti yoktur, siyaset adamı risk üstlenir. Siyaset adamı hukuk içinde hareket etmek zorundadır. Siz bir partisiniz ve tüzüğünüze uymak zorundasınız. O kurallara aykırı hareket ettiğimde ben de eletiri alırım. Hepimiz hukukun gereğini yapacağız" ifadesini kullandı.
"Acaba siz Sarıgül'ü kararsız mı buluyorsunuz?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Sayın Sarıgül'ün kararı var mı yok mu ben onu nereden bileyim" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, bütün sosyal demokratların bir araya gelmesi gerektiğini dile getirerek, CHP ve Türkiye'ye demokrasi getirmek için mücadele ettiğini ve bunu sürdüreceğini belirtti.
Bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, "Beceri ve dürüstlük çatışmaz, becerili olmak toplanan her kuruşu halk için harcamaksa o bende var. Biz, 'iş de yapsın ama yolsuzluk yapmasın' diyoruz. Beceriyi farklı şekilde öğretirsek topluma ihanet etmiş oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşan yerel seçimlerin hatırlatılarak, CHP ve MHP'nin ittifak yapacağı iddialarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bu tür iddiaların gerçeklik payının olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, tüm seçmen kitlelerinden oy talebi ile siyaset yaptıklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Ankara'da Büyükerşen aday gösterilecek iddiaları doğru mu?" sorusuna karşılık üzerine, böyle bir şeyin gündemlerinde olmadığını aktardı.
-Kadın adaylara pozitif ayrımcılık-
"Yerel seçimlerde kadın adaylara pozitif ayrımcılık yapacak mısınız?" sorusunu ise Kılıçdaroğlu, "Kesinlikle daha fazla olacak" diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, "Başörtülü aday gösterecek misiniz? Ya da siz göstermediniz, böyle bir aday adaylığı oldu tavrınız ne olacak?" sorusuna, "Herkes giyiminde kuşamında özgürdür, onu inancı nedeniyle takıyorsa ona da saygı duyuyoruz. Ama bir şeyi ben anlamakta güçlük çekiyorum. Başörtüsünün siyasetin gündemine getirilmesini doğru bulmuyorum. İsteyen istediği gibi giyinebilir. Siyasetin konusu farklıdır, inanç siyaset konusu olmaz" yanıtını verdi.
"CHP, bu dini sembolün Meclis'te görülmesini onaylıyor mu?" diye sorulmasına karşılık Kılıçdaroğlu, "Türkiye, yıllar yılı çok boş bir tartışmanın içine sürüklendi, türban konusunda. Biz, özgürlüğü savunuyoruz. Batıda hangi tür özgürlük varsa, hepsinin altına imzamızı atıyoruz" diye konuştu.
-"Milletin oyuna ve seçtiği kişilere saygı göstermek her siyasi partinin görevidir"-
Kılıçdaroğlu, Merve Kavakçı'nın durumu hatırlatılarak, "Ecevit'in yaptığını yapar mıydınız?" sorusu üzerine, "Milletin oyuna ve seçtiği kişilere saygı göstermek her siyasi partinin görevidir. Yeter ki seçimler demokratik, özgür bir süreç içinde gerçekleşmiş olsun" ifadesini kullandı.
ODTÜ'de yaşanan yol tartışmalarının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, çevre konusunun 20. yüzyılın sonlarında bütün dünyanın gündeminde olduğunu söyledi.
Çevreye saygılı olunması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "ODTÜ'de öğrencilerin direnmesine bizim bu çerçevede saygı duymamız gerekiyor. 100 milyon fazla harcarsanız tüp geçit yapılabilir. Bir şehrin ortasından otoban geçmez. Kent, estetikle beraber düşünülmeli. Kentin estetiğinin düşünülmesi gerekir" dedi.
Kılıçdaroğlu, ODTÜ'de başörtülü öğrencilere sözlü saldırı iddialarının hatırlatılması üzerine ise olayı ilk olarak "Türbanlı öğrencilere tepki" diye duyduğunu ve bunun üzerine eğitim hakkının engellenmemesi gerektiği yönünde açıklama yaptığını söyledi.
Konuyla ilgili milletvekillerini görevlendirdiğini ve araştırma yaptırdığını bildiren Kılıçdaroğlu, olayın başörtüsüyle ilgisinin olmadığının ortaya çıktığını ifade etti.
ODTÜ'de zaten başörtülü öğrencilerin öğrenim gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, tartışmanın yurt konusunda çıktığını, stant açmak isteyenlerin de öğrenci olmadıklarını öğrendiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, "Oraya stant açıyorsanız, üniversitenin yurtlarında kalan öğrencileri rencide edecek ifadeler kullanmayacaksınız. Üniversitenin yurdu varken, siz öğrencileri kendi yurdunuza almak istiyorsanız, o zaman bütün öğrenci yurtları için stant açacaksınız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir kişinin kılık kıyafeti nedeniyle okula alınmamasının doğru olmadığını da söyledi.
-Çankay Köşkü'ndeki 30 Ağustos resepsiyonu-
Kılıçdaroğlu, "30 ağustos resepsiyonuna neden katılmadınız?" sorusunu, "30 Ağustos resepsiyonuna katılmamamın başörtüsüyle bir ilgisi yok. Ben, genelde ilke olarak resepsiyonlara katılmıyorum. İşin kuralı bu. Eğer başörtüsü olduğu için ben katılmıyorum diye bir düşünce ise Sayın Cemil Çiçek Meclis'te bir resepsiyon vermişti, eşi de vardı, başörtülüydü gittim. Bunlar siyasetin gündemini meşgul ediyor ve gerçekten doğru değil. Bunları hepimizin aşması gerekiyor" diye yanıtladı.
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'nın, yerel seçimlerle ilgili bir konuşmasında kullandığı, ''Kaporacılar'' ifadesi hatırlatılarak, konunun PM'de gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, toplantı gündeminde böyle bir şeyin ele alınmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "İstanbul İl Başkanımızın yaptığı konuşmaya katılanların bana aktardığı, böyle bir konuşmanın hiç olmadığı şeklinde. Ama gazeteler yazıyor, biz de okuyoruz" diye konuştu.
-"Kendinize 10 üzerinden kaç veriyorsunuz?"-
Kemal Kılıçdaroğlu, "3 yıllık genel başkanlığınıza 10 üzerinden kaç veriyorsunuz? Yerel seçimlerdeki başarı kriteriniz ne?" sorusuna, "Ben, hiç koltuk tutkunu olmadım. 'Bu koltuk bana aittir' demek doğru değil. Koltuğun sahibini kurultaylar belirler. Kurultay kimi genel başkan seçerse ona saygı duymamız gerekiyor. Kusura bakmayın ama benim böyle bir puanlama yapmam kadar saçma bir şey olamaz. Buna halk karar verecek, partililer verecek. Onun ölçüsü halktır" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, seçimlerde daha öncekilerden yüksek bir başarı hedeflediklerini de aktardı.
"Kendinizi karizmatik buluyor musunuz?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Karizmadan kastettiğimiz halka doğruları söylemek, halktan yana politikalar üretmekse ben bunu kendimde görüyorum. Biraz bunu sıkılarak söylüyorum ama kendimde görüyorum. Siyasete girerken 'hangi koşulda olursa olsun halka yalan söylemeyeceğim' dedim. Artık halka siyaset doğruları söylemek zorunda. İnandığım doğruları her zaman söylerim. Bu, bir karizma yaratır mı yaratmaz mı bilmiyorum, sonuçta halka gideceğiz. Ben, bizim halkımızın sağduyulu olduğuna inanıyorum. Siyasette diğer liderlere göre yeniyim, yeni olduğum için bundan gurur duyuyorum. Neden? Yeni bir süreci başlattığım için. Eski kaşarlanmış siyasetçiler gibi olmak istemiyorum. Düzgün, namuslu, tutarlı, söylediği sözün arkasında duran, böbürlenmeyen, halka gitmeyi, halka hesap vermeyi namuslu görev bilen bir siyaset anlayışım var benim."
Kaynak: AA
PM'nin bugünkü toplantısı hatırlatılarak, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün durumunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bu konunun toplantıda gündeme gelmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Sayın Baykal'la seyahat ederken de gündeme gelmedi. Medyanın gündeminde olmasından rahatsız değiliz. PM'nin karar vermesi için kişinin başvurusu gerekiyor, böyle bir başvuru olmadığı için görüşülmedi. Kendisi hazır olduğu zaman başvurusunu yapar, PM'ye götürürüz. Gizli oylama yapılıyor, kabul edilirse üyemiz olur. Bu işin kuralı bu" diye konuştu.
"Sarıgül partinin başına geçer mi böyle bir kaygı taşıyor musunuz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, böyle bir kaygı taşımadığını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "Garanti mi bekleniyor?" diye sorulması üzerine ise "Siyasette garanti yoktur, siyaset adamı risk üstlenir. Siyaset adamı hukuk içinde hareket etmek zorundadır. Siz bir partisiniz ve tüzüğünüze uymak zorundasınız. O kurallara aykırı hareket ettiğimde ben de eletiri alırım. Hepimiz hukukun gereğini yapacağız" ifadesini kullandı.
"Acaba siz Sarıgül'ü kararsız mı buluyorsunuz?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Sayın Sarıgül'ün kararı var mı yok mu ben onu nereden bileyim" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, bütün sosyal demokratların bir araya gelmesi gerektiğini dile getirerek, CHP ve Türkiye'ye demokrasi getirmek için mücadele ettiğini ve bunu sürdüreceğini belirtti.
Bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, "Beceri ve dürüstlük çatışmaz, becerili olmak toplanan her kuruşu halk için harcamaksa o bende var. Biz, 'iş de yapsın ama yolsuzluk yapmasın' diyoruz. Beceriyi farklı şekilde öğretirsek topluma ihanet etmiş oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşan yerel seçimlerin hatırlatılarak, CHP ve MHP'nin ittifak yapacağı iddialarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bu tür iddiaların gerçeklik payının olmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, tüm seçmen kitlelerinden oy talebi ile siyaset yaptıklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Ankara'da Büyükerşen aday gösterilecek iddiaları doğru mu?" sorusuna karşılık üzerine, böyle bir şeyin gündemlerinde olmadığını aktardı.
-Kadın adaylara pozitif ayrımcılık-
"Yerel seçimlerde kadın adaylara pozitif ayrımcılık yapacak mısınız?" sorusunu ise Kılıçdaroğlu, "Kesinlikle daha fazla olacak" diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, "Başörtülü aday gösterecek misiniz? Ya da siz göstermediniz, böyle bir aday adaylığı oldu tavrınız ne olacak?" sorusuna, "Herkes giyiminde kuşamında özgürdür, onu inancı nedeniyle takıyorsa ona da saygı duyuyoruz. Ama bir şeyi ben anlamakta güçlük çekiyorum. Başörtüsünün siyasetin gündemine getirilmesini doğru bulmuyorum. İsteyen istediği gibi giyinebilir. Siyasetin konusu farklıdır, inanç siyaset konusu olmaz" yanıtını verdi.
"CHP, bu dini sembolün Meclis'te görülmesini onaylıyor mu?" diye sorulmasına karşılık Kılıçdaroğlu, "Türkiye, yıllar yılı çok boş bir tartışmanın içine sürüklendi, türban konusunda. Biz, özgürlüğü savunuyoruz. Batıda hangi tür özgürlük varsa, hepsinin altına imzamızı atıyoruz" diye konuştu.
-"Milletin oyuna ve seçtiği kişilere saygı göstermek her siyasi partinin görevidir"-
Kılıçdaroğlu, Merve Kavakçı'nın durumu hatırlatılarak, "Ecevit'in yaptığını yapar mıydınız?" sorusu üzerine, "Milletin oyuna ve seçtiği kişilere saygı göstermek her siyasi partinin görevidir. Yeter ki seçimler demokratik, özgür bir süreç içinde gerçekleşmiş olsun" ifadesini kullandı.
ODTÜ'de yaşanan yol tartışmalarının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, çevre konusunun 20. yüzyılın sonlarında bütün dünyanın gündeminde olduğunu söyledi.
Çevreye saygılı olunması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "ODTÜ'de öğrencilerin direnmesine bizim bu çerçevede saygı duymamız gerekiyor. 100 milyon fazla harcarsanız tüp geçit yapılabilir. Bir şehrin ortasından otoban geçmez. Kent, estetikle beraber düşünülmeli. Kentin estetiğinin düşünülmesi gerekir" dedi.
Kılıçdaroğlu, ODTÜ'de başörtülü öğrencilere sözlü saldırı iddialarının hatırlatılması üzerine ise olayı ilk olarak "Türbanlı öğrencilere tepki" diye duyduğunu ve bunun üzerine eğitim hakkının engellenmemesi gerektiği yönünde açıklama yaptığını söyledi.
Konuyla ilgili milletvekillerini görevlendirdiğini ve araştırma yaptırdığını bildiren Kılıçdaroğlu, olayın başörtüsüyle ilgisinin olmadığının ortaya çıktığını ifade etti.
ODTÜ'de zaten başörtülü öğrencilerin öğrenim gördüğünü belirten Kılıçdaroğlu, tartışmanın yurt konusunda çıktığını, stant açmak isteyenlerin de öğrenci olmadıklarını öğrendiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, "Oraya stant açıyorsanız, üniversitenin yurtlarında kalan öğrencileri rencide edecek ifadeler kullanmayacaksınız. Üniversitenin yurdu varken, siz öğrencileri kendi yurdunuza almak istiyorsanız, o zaman bütün öğrenci yurtları için stant açacaksınız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir kişinin kılık kıyafeti nedeniyle okula alınmamasının doğru olmadığını da söyledi.
-Çankay Köşkü'ndeki 30 Ağustos resepsiyonu-
Kılıçdaroğlu, "30 ağustos resepsiyonuna neden katılmadınız?" sorusunu, "30 Ağustos resepsiyonuna katılmamamın başörtüsüyle bir ilgisi yok. Ben, genelde ilke olarak resepsiyonlara katılmıyorum. İşin kuralı bu. Eğer başörtüsü olduğu için ben katılmıyorum diye bir düşünce ise Sayın Cemil Çiçek Meclis'te bir resepsiyon vermişti, eşi de vardı, başörtülüydü gittim. Bunlar siyasetin gündemini meşgul ediyor ve gerçekten doğru değil. Bunları hepimizin aşması gerekiyor" diye yanıtladı.
CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'nın, yerel seçimlerle ilgili bir konuşmasında kullandığı, ''Kaporacılar'' ifadesi hatırlatılarak, konunun PM'de gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, toplantı gündeminde böyle bir şeyin ele alınmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "İstanbul İl Başkanımızın yaptığı konuşmaya katılanların bana aktardığı, böyle bir konuşmanın hiç olmadığı şeklinde. Ama gazeteler yazıyor, biz de okuyoruz" diye konuştu.
-"Kendinize 10 üzerinden kaç veriyorsunuz?"-
Kemal Kılıçdaroğlu, "3 yıllık genel başkanlığınıza 10 üzerinden kaç veriyorsunuz? Yerel seçimlerdeki başarı kriteriniz ne?" sorusuna, "Ben, hiç koltuk tutkunu olmadım. 'Bu koltuk bana aittir' demek doğru değil. Koltuğun sahibini kurultaylar belirler. Kurultay kimi genel başkan seçerse ona saygı duymamız gerekiyor. Kusura bakmayın ama benim böyle bir puanlama yapmam kadar saçma bir şey olamaz. Buna halk karar verecek, partililer verecek. Onun ölçüsü halktır" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, seçimlerde daha öncekilerden yüksek bir başarı hedeflediklerini de aktardı.
"Kendinizi karizmatik buluyor musunuz?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Karizmadan kastettiğimiz halka doğruları söylemek, halktan yana politikalar üretmekse ben bunu kendimde görüyorum. Biraz bunu sıkılarak söylüyorum ama kendimde görüyorum. Siyasete girerken 'hangi koşulda olursa olsun halka yalan söylemeyeceğim' dedim. Artık halka siyaset doğruları söylemek zorunda. İnandığım doğruları her zaman söylerim. Bu, bir karizma yaratır mı yaratmaz mı bilmiyorum, sonuçta halka gideceğiz. Ben, bizim halkımızın sağduyulu olduğuna inanıyorum. Siyasette diğer liderlere göre yeniyim, yeni olduğum için bundan gurur duyuyorum. Neden? Yeni bir süreci başlattığım için. Eski kaşarlanmış siyasetçiler gibi olmak istemiyorum. Düzgün, namuslu, tutarlı, söylediği sözün arkasında duran, böbürlenmeyen, halka gitmeyi, halka hesap vermeyi namuslu görev bilen bir siyaset anlayışım var benim."