Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Suriye ile ilgili 4 Ekim'de süresi dolacak tezkerenin tekrar TBMM'den izin almak üzere Bakanlar Kurulu'nda imzalandığını belirterek, "Takvim müsait olursa 3 Ekim Perşembe günü Genel Kurul'da görüşelecektir" dedi.

Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.

Başbakan Erdoğan'ın basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştığı Demokratikleşme Paketi ile ilgili tepkileri değerlendiren Arınç, şunları söyledi:

"Açıklamaları genelde çok olumlu karşılandığını şu ana kadar edinebildiğimiz istihbaratla öğrenmiş bulunuyoruz. Esasen hazırlıklarımız da bu yoldaydı. Türkiye'nin geldiği noktada demokratikleşmede bir ileri noktaya varmak, özgürlükler alanını biraz daha genişletmek halkımız için ülkemiz için çok iyi bir fırsat olacak. Demokratikleşme Paketi üzerine esasen ilgili ilgisiz pek çok kişi de görüşlerini ifade etmeye başladılar. Bu bir zenginliktir, üzerinde konuşulacaktır. Biz de bunları değerlendirme gayreti içerisinde olacağız."

Bakanlar Kurulu'nda Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın AB süreciyle ilgili bilgi verdiğini dile getiren Arınç, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in de Bingöl Cezaevi'nde yaşanan olay, Bingöl Cezaevi ve Türkiye'deki cezaevlerini kapsayan bir sunum yaptığını ifade etti.

-Bayram tatili müjdesi

"Bir müjdeyi vermek istiyorum" ifadesini kullanan Arınç, bir sonraki Bakanlar Kurulu toplantısının Kurban Bayramı'na yakın bir zamanda olacağını hatırlatarak, "Bugünden bir karar aldık, 14 Ekim Pazartesi arefe günü öğleye kadar kamu personeli yarım gün idari izinli sayılacaktır" dedi.

Arınç, halkın bayram süresince ulaşımın kolaylaştırmak amacıyla da Kurban Bayramı tatili süresince 12 Ekim Cumartesi 01.00'den, 21 Ekim Pazartesi 03.00'e kadar köprü ve otoyollardan geçişlerin tamamen ücretsiz olacağını bildirdi. Kurban Bayramı dolayısıyla uzunca bir sürenin tatil olarak kararlaştırıldığını hatırlatan Arınç, "Şimdiden halkımızın Kurban Bayramı'nı hem tebrik ediyorum, hem de huzur içinde, mutluluk içinde yakınlarını ziyaretten başlayarak bir dinlenme süresi olmasını da temenni ediyorum" diye konuştu.

Arınç, açıklamalarının ardından, gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.

Suriye'ye sınır ötesi operasyona olanak sağlayan tezkerenin süresinin 4 Ekim'de dolacağının hatırlatılarak, buna yönelik çalışma olup olmadığının sorulması üzerine Arınç, "Suriye ile ilgili 4 Ekim'de süresi dolacak tezkere tekrar Meclis'ten izin almak üzere bugün imzalanmıştır. Takvim müsait olursa 3 Ekim Perşembe günü Genel Kurul'da görüşülecektir" dedi.

Söz konusu tezkerenin sadece Suriye konusunda olacağını, Irak ile herhangi bir bağlantısı olmadığını belirten Arınç, şunları kaydetti:

"Bir önceki tezkerenin satır satır, cümle cümle aynısı olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemem. Tezkere Meclis'e gönderildiğinde hepimiz fark mı var, yoksa aynısı gelmiştir bunu hep birlikte göreceğiz. 3 Ekim günü TBMM'de Suriye ile ilgili tezkerenin süresi dolmadan önce tekrar yenilenmesi konusu görüşülecektir."

-"Biz Türkiye'nin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyiz"

Türkiye'nin uzun menzilli savunma sistemi ihalesi ve buna ilişkin ABD'nin yaklaşımı konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Arınç, bazı konuların birbirine karıştırılmaması gerektiğine işaret etti.

Arınç, Türkiye'nin bu konuda birkaç yıldır hazırladığı yapılan bir ihale açtığını, pek çok ülkenin savunma sanayi alanındaki firmalarının ihaleye katıldığını ve sonuçta Çin firmasının teklifinin uygun görüldüğünü anlattı.

Teklifin uygun bulunmasının sebeplerinden birinin mevcut teklifler arasında maddi açıdan en karlısı olması, diğerinin ise bazı üretimlerin Türkiye'de ortaklaşa yapılabileceği konusunda uzlaşılmaya varılması olduğunu aktaran Arınç, şöyle devam etti:

"Biz Türkiye'nin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyiz. Başka bir ülke bu konuda, 'Benim onlarla ihtilafım var, ben onları kara listeye, kırmızı listeye almıştım. Siz nasıl olur da bunlara ihale verirsiniz' demesi mümkün değil. Kaldı ki ABD yetkilileri bu konuda saygılı bir ifade kullanmışlardır. O şekilde yorum yapılabilecek Türkiye'yi suçlayan bir ifade söz konusu değildir.

Biz Türkiye'nin iki konudaki çıkarlarını dikkate aldığımızda bu ihaleye vermekte tereddüt etmedik. Ancak prosedür tamamlanmamıştır. Prosedürün tamamlanmasını mütakip de üretime başlanabilecektir. Şüphesiz bir NATO ülkesiyiz. NATO ülkeleriyle başta ABD olmak üzere geçmişten bu yana iyi ilişkiler içindeyiz. Ama Türkiye'nin savunmasını ilgilendiren bir konuda biz, bize yakışan, bizim için çok önemli olan kararları başkasına bakmadan alabilecek güçteyiz."

-"Gürültünün patırtının devri geçti"

Arınç, Demokratikleşme Paketi'ndeki kılıf kıyafet düzenlemesinde, hakim ve savcılar ile polislerin düzenleme dışı tutulduğu ifade edilerek, "Siz Hükümet Sözcüsü olarak bu dinamik süreç içinde bu istisnaların da günü geldiğinde kaldırılmasını öngörüyor musunuz?" diye sorulması üzerine bunun yoruma dayalı bir cevap olacağını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın pakete ilişkin düzenlediği basın toplantısında ifade ettiği hususlara ilave edilecek bir konu olmadığını belirten Arınç, zaman ve sürecin neyi getireceğinin hep birlikte görüleceğini kaydetti.

Arınç, "Böyle bir hususun 3, 5, 10 sene evvel ortaya atıldığında gelebilecek suçlamaları hepiniz tahmin ederdiniz. sesleri şimdiye kadar çıkmadı. Neden? Çünkü demokrasi kültürü yerleşti. Gerçek laikliğin uygulamasının ne olduğunu hemen hemen herkes görmeye başladı.

O yüzden artık gürültünün, patırtının devri geçti" diye konuştu.

Hükümet olarak demokrasi ve insan hakları ne gerektiriyorsa bunu yapacaklarını vurgulayan Arınç, yönetmeliklerde kalan kılık kıyafete ilişkin garip düzenlemeleri kaldırdıklarına işaret etti. Arınç, "İnsanların kılık kıyafetlerinin, şüphesiz çalıştıkları kurumlarla da ilişkili olmak suretiyle özgürlük alanına kavuşturulması bence bu dönemde yapacağımız en önemli gelişmelerden bir tanesidir" değerlendirmesinde bulundu.

-"Metin Turan için aklınıza ne geliyorsa herşeyi yapıyoruz"

Arınç, "Mısır'da tutuklu bulunan TRT muhabiri Metin Turan ile ilgili bir girişim oldu mu? Çünkü bir Twitter adresinden, yakını üzerinden mesaj yayımlamıştı, Birleşik Arap Emirlikleri'nin devreye sokulabileceğini söylemişti?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Metin Turan için aklınıza ne geliyorsa, benim bir personelim olması hasebiyle de ama bu ülkenin gayretli, çalışkan bir basın mensubu olması sebebiyle de aklınıza gelebilecek, gelmeyebilecek herşeyi yapıyoruz. Mısır'ın içinde bulunduğu şartlar malum ve bu arkadaşımız sadece gazeteci olmakla değil, gazeteci olmanın dışında bir takım sebepleri de ileri sürmek suretiyle gözaltı süresini bir kaç defa uzattılar. Her türlü çare düşünülüyor.

Ama benim Metin Turan'dan sizin sorunuza karşılık kendisine ulaşabilecek bir mesajım olmalı. Metin Turan; böyle Twittler gönderme. İçinde bulunduğun şartları sen bizden daha iyi biliyorsun. Türkiye senin arkanda, Hükümet senin arkanda ama Mısır'da da bir yargı var. O yargıyla ilgili avukatlarımız devrededir. Siyasi kanallar da açık tutulmaya çalışılıyor. Sen böyle Twittler atmaya devam edersen hakkında olabilecek başka suçlamalara da maruz kalabilirsin. Aman güzel kardeşim, aklını kullan, sabırla inşallah oradan çıkmayı bekle. Böyle bir tavsiyeyi de kolay kolay kimse yapmaz."



Kaynak: AA