Türkiye’nin Oscar Adayı Belli Oldu
Turizm Bakanlığı Sanatsal Etkinlikler Komisyonu, Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği "Kelebeğin Rüyası" filminin Oscar aday adayı olarak belirlendiğini açıkladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Kelebeğin Rüyası" filminin Oscar aday adayı olarak belirlendiğini Twitter hesabından duyurdu. Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat, Yılmaz Erdoğan ve eşi Belçim Bilgin’in oynadığı film, 22 Şubat 2013’te vizyona girmiş ve seyircinin büyük beğenisini toplamıştı. Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde de gösterime giren film, özellikle Yılmaz Erdoğan’ın “Helal Brad” dediği Kıvanç Tatlıtuğ nedeniyle bir hayli ilgi görmüştü.
FİLMİN KONUSU
Filmin konusu şöyle: "Zonguldak’ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa’da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı’nın kızı Suzan’ın Zonguldak’a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer’in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940’lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer’in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir".
Kaynak: İHA
FİLMİN KONUSU
Filmin konusu şöyle: "Zonguldak’ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa’da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı’nın kızı Suzan’ın Zonguldak’a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer’in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940’lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer’in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir".