Sağlık Bakanı Müezzinoğlu İzmir'de
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'nin, katliamların durdurulması, iç barışın sağlanması, demokratik şekilde halkın hukukunun korunacağı yönetimlerin başa geçmesi dışında Suriye'den beklentisinin olamayacağını söyledi.
Çeşme Sheraton Otel'de düzenlenen Dünya Sağlık Örgütü 63. Avrupa Bölge Komitesi Öncesi Orta Asya, Kafkas ve Balkan Ülkeleri ile Üst Düzey Toplantısı'na katılan Müezzinoğlu, Suriye konusuna ilişkin gazetecilere değerlendirmede bulundu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay başkanlığındaki AFAD Koordinasyon Kurulu tarafından sürecin yönetildiğini ifade eden Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Bizim Acil Hizmetler Genel Müdürlüğümüz bu kurulun üyesi. Belirli periyotlarla toplanıyor, olağan üstü dönemlerde hemen kriz yönetimlerini oluşturuyorlar. 3 yıldır zaten bu anlamda her gün gerekli tedbirleri gözden geçiren, koşullara göre tedbir alan bir kurul var. Kimyasal kullanımı, Türkiye'nin AFAD'ın gündemine son 1-2 ayda gelmedi. Bir yıl öncesinden de gündemimizde var, bununla ilgili gözlemlerimiz olduğunu, neler yapılabileceğimizi son 1 yıldır zaman zaman değerlendiriyorduk."
Son sürecin Türkiye'yi daha dikkatli olmaya yönelttiğini ve gerekli tedbirlerin de alındığını söyleyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"BM, ABD ve Rusya'nın ortak anlaştığı süreç inşallah beklenen faydayı sağlar. Kimyasal silah kulanımının asla tevil edilemeyecek bir insani suç olduğu, dünya hukukunun da bunun hesabını sorması gerektiği kanaatindeyim. Esad bunları teslim ettiği zaman, kullandığı süreç ile ilgili hukuku süreç ne olacak? Bin 700 masum insan öldü, hukuki sürecin de başlaması lazım. Suriye'deki hadise sadece kimyasal hadisesi mi? Her gün yüzlerce insanın can kaybettiği süreçleri yaşıyoruz. Bu anlamda dünya liderliğinde iddialı olanları insanlık adına, insan hakkı ve hukuku adına duyarlılıklarının da üst düzeyde olmasını açıkçası bekliyoruz."
Türkiye'nin elinden geleni yaptığını, zaman zaman savaş çığırtkanlığıyla suçlandığını belirten Müezzinoğlu, "Hayır, katliamların durdurulması, iç barışın sağlanması demokratik şekilde halkın hukukunun korunacağı yönetimlerin başa geçmesi dışında Türkiye'nin Suriye'den beklentisi olamaz" dedi.
Mehmet Müezzinoğlu, Suriye'den Türkiye'ye sığınanlara da sağlık hizmeti sunduklarını hatırlatarak, "Sağlık sorunu yaşamalarını istemiyoruz" diye konuştu.
Kaynak: AA
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay başkanlığındaki AFAD Koordinasyon Kurulu tarafından sürecin yönetildiğini ifade eden Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Bizim Acil Hizmetler Genel Müdürlüğümüz bu kurulun üyesi. Belirli periyotlarla toplanıyor, olağan üstü dönemlerde hemen kriz yönetimlerini oluşturuyorlar. 3 yıldır zaten bu anlamda her gün gerekli tedbirleri gözden geçiren, koşullara göre tedbir alan bir kurul var. Kimyasal kullanımı, Türkiye'nin AFAD'ın gündemine son 1-2 ayda gelmedi. Bir yıl öncesinden de gündemimizde var, bununla ilgili gözlemlerimiz olduğunu, neler yapılabileceğimizi son 1 yıldır zaman zaman değerlendiriyorduk."
Son sürecin Türkiye'yi daha dikkatli olmaya yönelttiğini ve gerekli tedbirlerin de alındığını söyleyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"BM, ABD ve Rusya'nın ortak anlaştığı süreç inşallah beklenen faydayı sağlar. Kimyasal silah kulanımının asla tevil edilemeyecek bir insani suç olduğu, dünya hukukunun da bunun hesabını sorması gerektiği kanaatindeyim. Esad bunları teslim ettiği zaman, kullandığı süreç ile ilgili hukuku süreç ne olacak? Bin 700 masum insan öldü, hukuki sürecin de başlaması lazım. Suriye'deki hadise sadece kimyasal hadisesi mi? Her gün yüzlerce insanın can kaybettiği süreçleri yaşıyoruz. Bu anlamda dünya liderliğinde iddialı olanları insanlık adına, insan hakkı ve hukuku adına duyarlılıklarının da üst düzeyde olmasını açıkçası bekliyoruz."
Türkiye'nin elinden geleni yaptığını, zaman zaman savaş çığırtkanlığıyla suçlandığını belirten Müezzinoğlu, "Hayır, katliamların durdurulması, iç barışın sağlanması demokratik şekilde halkın hukukunun korunacağı yönetimlerin başa geçmesi dışında Türkiye'nin Suriye'den beklentisi olamaz" dedi.
Mehmet Müezzinoğlu, Suriye'den Türkiye'ye sığınanlara da sağlık hizmeti sunduklarını hatırlatarak, "Sağlık sorunu yaşamalarını istemiyoruz" diye konuştu.