Gençlerin "Yaşlı" Diye Gruplarına Almadığı Teyzeler Kendi Filmlerini Çekti
ANTALYA - SÜLEYMAN ELÇİN - 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenen "Halkın portakalı" yarışmasına katılmak amacıyla ev hanımı ve emekli kadınlar, kendilerinin yazıp oynadıkları "Mor Üzüm" filmini çekti.
Antalya'nın arka bahçesi olarak kabul edilen ve genelde gecekondu evlerin bulunduğu Kepez ilçesinde yaşayan ev hanımı ve emeklilerden oluşan kadınlar, Antalya Büyükşehir Belediyesinin oluşturduğu "Kadınlar Tiyatroyla Buluşuyor Projesi" kapsamında tiyatroyla tanıştı.
Bu yıl 50'ncisi 4-11 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında yapılan "Halkın portakalı" yarışmasına katılmaya karar veren ev hanımları ve emekliler, sinema çekmek için oluşturulan gruplara katılmak istedi. Lise ve üniversiteli öğrenciler ise yaşları 50 ile 85 arasında değişen ev hanımlarını küçümseyerek, gruplarına almak istemedi.
-Küçümsenince kendi filmlerini çekmeye karar verdiler
Hiçbir gruba dahil olamayan ev hanımları, kendi sinema gruplarını kurarak film çekmeye karar verdi. Ev hanımları, Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakütesinden Araştırma Görevlisi Ertunç Ukşul rehberliğinde çalışmaya başladı.
Antalya'ya özgü bir film çekmek isteyen ev hanımlarından 58 yaşındaki Sedef Yıldız, Antalya'nın kenar mahallesinde yaşayan ve maddi imkansızlıklar nedeniyle hiç denizi görmeyen 8 yaşındaki bir kızın mor üzüm toplayıp satarak kazandığı para ile denizi görme hikayesini yazdı.
Filmin başrollerinde ise 62 yaşındaki ev hanımı Emine Önal ile 10 yaşındaki Sedef Zehra Şen ve 12 yaşındaki Doğan Acıgöz oynadı.
-Filmin tek masrafı pazardan alınan 40 liralık mor üzüm
Film çekimleri için Yeni Emek Mahallesi'ndeki bir gecekonduyu seçen ev hanımları, 3 günlük çekimler boyunca yemeklerini kendileri yaptı. Filmde giydikleri elbiseleri de kendileri hazırlayan kadınların tek masrafı, pazardan alınan 40 liralık mor üzüm oldu. Mor üzümü gecekondunun bahçesindeki üzüm bağına iplerle bağlayan ekip, çekimleri mahalledekilerin şaşkın bakışları altında yaptı.
Çekimler süresince çevredeki komşu kadınlar da gecekondudaki sete pasta ve çay getirerek gruba destek oldu. Çekimlerin ardından 2 günde de montajlanan film, festivalde gösterime hazır hale geldi.
-"Evde dedikodu yapıncaya kadar tiyatro oynarım"
Filmin senaristi Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 dakikada yazdığı senaryoyu, "Antalya 'nın mor üzümü" türküsünden yola çıkarak yazdığını, morun da kadının rengini temsil ettiğini ifade etti.
Filmde bir kız çocuğunun kendi ayakları üzerinde durmasının anlatıldığına dikkati çeken Yıldız, yarışmada iddialı olduklarını kaydetti.
5-6 yıldır tiyatroyla iç içe olduklarını belirten Yıldız, "Tiyatroya giderken herkes şaşırıyordu. Sabah erkenden işim varmış gibi evden çıkıyor, eve akşam dönüyordum. Komşularım şaşırıyordu" dedi.
Nereye gittiğini soran komşularına "Tiyatroya gidiyorum, halkın portakalına gidiyorum" gibi cevaplar verdiğinde kendisi ile dalga geçtiklerini anlatan Yıldız, "Ben yine de gittim ve yazdım. Seneye de yine film çekeceğiz. Evde dedikodu yapıncaya kadar tiyatro oynarım" diye konuştu.
-"Birinci olursak sahnede kaşıklarla oynayacağım"
Filmin başrol oyuncularından Önal ise tiyatroyu ve sinemayı çok sevdiğini söyledi.
Tiyatroya 15 yıl önce bir derneğin desteğiyle başladığını belirten Önal, "Herkes 'bu yaştan sonra tiyatro senin neyine' diyor. Ben onlara pek aldırmıyorum. Tiyatronun parası yok ama ben gönüllü oynuyorum. Tiyatro oyunlarının hiçbirini kaçırmam. 'Köylü kadınım, ev kadınıyım, işim bitti, ev işlerini bitirdim' deyip uyumam. Tiyatro izlerim, kitap okurum" diye konuştu.
Filmdeki kendi performansını beğendiğini dile getiren Önal, şöyle devam etti:
"İnşallah filmimiz güzel olur. Başka gruplarda arkadaşlar var. Kırsal kesimiz diye bizi ciddiye alıp gruplarına almadılar. Onlar sosyete. Biz de kendi kafamızca grup kurduk ve onlara rakip olduk. Birinci olursak bizi ciddiye almayan kişilerin önünde sahnede kaşıklarla oynayacağım. Kırsal kesim kadınları ne yapabiliyormuş, onlara göstereceğim."
-"Umarım bu teyzeler herkese örnek olur"
Filmin danışmanı ve yönetmeni Ukşul ise teyzelerin kendisine gelerek "filmi birlikte çekelim" teklifini duyunca önce çok şaşırdığını vurguladı.
Teyzelerin yüzlerindeki sinema ve tiyatro aşkını görünce filme danışmanlık ve yönetmenlik yapmaya karar verdiğini kaydeden Ukşul, "Gruptaki herkes halkın içindendi. Bu çalışma, her kesimden insanın sinemaya ilgi gösterebileceğinin kanıtı oldu. Umarım bu teyzeler herkese örnek olur" dedi.
Kaynak: AA
Bu yıl 50'ncisi 4-11 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında yapılan "Halkın portakalı" yarışmasına katılmaya karar veren ev hanımları ve emekliler, sinema çekmek için oluşturulan gruplara katılmak istedi. Lise ve üniversiteli öğrenciler ise yaşları 50 ile 85 arasında değişen ev hanımlarını küçümseyerek, gruplarına almak istemedi.
-Küçümsenince kendi filmlerini çekmeye karar verdiler
Hiçbir gruba dahil olamayan ev hanımları, kendi sinema gruplarını kurarak film çekmeye karar verdi. Ev hanımları, Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakütesinden Araştırma Görevlisi Ertunç Ukşul rehberliğinde çalışmaya başladı.
Antalya'ya özgü bir film çekmek isteyen ev hanımlarından 58 yaşındaki Sedef Yıldız, Antalya'nın kenar mahallesinde yaşayan ve maddi imkansızlıklar nedeniyle hiç denizi görmeyen 8 yaşındaki bir kızın mor üzüm toplayıp satarak kazandığı para ile denizi görme hikayesini yazdı.
Filmin başrollerinde ise 62 yaşındaki ev hanımı Emine Önal ile 10 yaşındaki Sedef Zehra Şen ve 12 yaşındaki Doğan Acıgöz oynadı.
-Filmin tek masrafı pazardan alınan 40 liralık mor üzüm
Film çekimleri için Yeni Emek Mahallesi'ndeki bir gecekonduyu seçen ev hanımları, 3 günlük çekimler boyunca yemeklerini kendileri yaptı. Filmde giydikleri elbiseleri de kendileri hazırlayan kadınların tek masrafı, pazardan alınan 40 liralık mor üzüm oldu. Mor üzümü gecekondunun bahçesindeki üzüm bağına iplerle bağlayan ekip, çekimleri mahalledekilerin şaşkın bakışları altında yaptı.
Çekimler süresince çevredeki komşu kadınlar da gecekondudaki sete pasta ve çay getirerek gruba destek oldu. Çekimlerin ardından 2 günde de montajlanan film, festivalde gösterime hazır hale geldi.
-"Evde dedikodu yapıncaya kadar tiyatro oynarım"
Filmin senaristi Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 dakikada yazdığı senaryoyu, "Antalya 'nın mor üzümü" türküsünden yola çıkarak yazdığını, morun da kadının rengini temsil ettiğini ifade etti.
Filmde bir kız çocuğunun kendi ayakları üzerinde durmasının anlatıldığına dikkati çeken Yıldız, yarışmada iddialı olduklarını kaydetti.
5-6 yıldır tiyatroyla iç içe olduklarını belirten Yıldız, "Tiyatroya giderken herkes şaşırıyordu. Sabah erkenden işim varmış gibi evden çıkıyor, eve akşam dönüyordum. Komşularım şaşırıyordu" dedi.
Nereye gittiğini soran komşularına "Tiyatroya gidiyorum, halkın portakalına gidiyorum" gibi cevaplar verdiğinde kendisi ile dalga geçtiklerini anlatan Yıldız, "Ben yine de gittim ve yazdım. Seneye de yine film çekeceğiz. Evde dedikodu yapıncaya kadar tiyatro oynarım" diye konuştu.
-"Birinci olursak sahnede kaşıklarla oynayacağım"
Filmin başrol oyuncularından Önal ise tiyatroyu ve sinemayı çok sevdiğini söyledi.
Tiyatroya 15 yıl önce bir derneğin desteğiyle başladığını belirten Önal, "Herkes 'bu yaştan sonra tiyatro senin neyine' diyor. Ben onlara pek aldırmıyorum. Tiyatronun parası yok ama ben gönüllü oynuyorum. Tiyatro oyunlarının hiçbirini kaçırmam. 'Köylü kadınım, ev kadınıyım, işim bitti, ev işlerini bitirdim' deyip uyumam. Tiyatro izlerim, kitap okurum" diye konuştu.
Filmdeki kendi performansını beğendiğini dile getiren Önal, şöyle devam etti:
"İnşallah filmimiz güzel olur. Başka gruplarda arkadaşlar var. Kırsal kesimiz diye bizi ciddiye alıp gruplarına almadılar. Onlar sosyete. Biz de kendi kafamızca grup kurduk ve onlara rakip olduk. Birinci olursak bizi ciddiye almayan kişilerin önünde sahnede kaşıklarla oynayacağım. Kırsal kesim kadınları ne yapabiliyormuş, onlara göstereceğim."
-"Umarım bu teyzeler herkese örnek olur"
Filmin danışmanı ve yönetmeni Ukşul ise teyzelerin kendisine gelerek "filmi birlikte çekelim" teklifini duyunca önce çok şaşırdığını vurguladı.
Teyzelerin yüzlerindeki sinema ve tiyatro aşkını görünce filme danışmanlık ve yönetmenlik yapmaya karar verdiğini kaydeden Ukşul, "Gruptaki herkes halkın içindendi. Bu çalışma, her kesimden insanın sinemaya ilgi gösterebileceğinin kanıtı oldu. Umarım bu teyzeler herkese örnek olur" dedi.