Mhp Grup Başkanvekili Vural, Elazığ'da
ELAZIĞ - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Bu demokratikleşme paketinin PKK'ya verilen tavizlerin üstünü örtmek için kullanılan bir zarf olduğunu düşünüyorum. Çözüm ve barış diye kullanılan sözcüklerin hepsi de PKK terör örgütüne siyasal tavizleri vermenin zarfı olmuştur" dedi.
Vural, partisinin Elazığ İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin katılımıyla kentte yarın düzenlenecek "Milli Değerleri Koru ve Yaşat" adlı, "kardeşlik" temalı açık hava toplantısına katılmak üzere Elazığ'a geldiğini söyledi.
Kentte olmaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Vural, 12 Eylül darbesi döneminde idam edilen Elazığlı Cevdet Karakaş'a Allah'tan rahmet diledi. Vural, 12 Eylül'de darbecilere, Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü bozmak isteyenlere karşı mücadele ettiklerini ifade etti.
O dönemde en çok kendilerinin mağdur olduğunu ancak bunun edebiyatını hiç yapmadıklarını dile getiren Vural, mağdur edebiyatı olarak iktidara gelenlerin ise millete zulümden başka birşey yapmadıklarını savundu.
Kendisinin de bir mağdur olduğunu belirten Vural, bugün ise gücü ele geçirenlerin aynen 12 Eylül diktatörlerinin, darbecilerinin zihniyetiyle milliyetçiliği ayaklar altına almak istediklerini ileri sürerek, "Bugünde milliyetçiliği ayaklar altına almak isteyen bu zihniyete karşı Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü savunan yine Milliyetçi Hareket'tir, Türk milletinin direncidir. Bu süreç içerisinde sayın Başbakanın 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın edebiyatını yaparak... Çektiğimiz sıkıntılar ve mağduriyet üzerinden siyasi rant elde etmek isteyen bir zihniyete karşı Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu ikiyüzlü siyaseti deşifre etmeye kararlıyız. Bizler 12 Eylül mücadelesi yaparken, mağduru olurken kendileri Ergün Plak gibi ortalıkta dolaşıyordu" şeklinde konuştu.
-Çözüm süreci
AK Parti'nin "açılım projesi"nin kardeşliği arkadan hançerlediğini öne süren Vural, bu projeden bir tek PKK terör örgütünün faydalandığını iddia etti. Vural, çözüm ve barış olarak anlatılan yaklaşımın sadece Abdullah Öcalan'ın istek ve arzularını yerine getirme sürecine döndüğünü ileri sürdü.
Terör örgütünün asayiş birimleri kurduğunu, ihalelerden yüzde 10 haraç aldığını, vatandaşlardan dağa katılmaları için adam topladığını belirten Vural, "Buradan AKP'ye oy veren değerli kardeşlerime sesleniyorum, 2007 yılında PKK terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki varlığını bertaraf etmek için hükümete yetki verdik ama hükümet bırakın PKK'yı bertaraf etmeyi, taraf haline dönüştürdü. Bu yetkiyi kullanmadı. Yine aynı şekilde Suriye'nin kuzeyinde PKK ve PYD egemenlik alanı oluşturdu, bu oluşuma izin vermeyiz dediler. TBMM'de geçen sene 'Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları kullanılarak PKK ve PYD'yi engelle' diye Türk milleti talimat verdi ama Başbakan bu alanı meşrulaştırdı. Bugün geldiğimiz tablo şudur; maalesef AKP eliyle 4 parçalık Kürdistan oluşturulmaktadır" diye konuştu.
Vural, şöyle devam etti:
"Bugün bölücülüğe daha fazla taviz verilme dönemi gelmişse, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısı PKK ile müzakere haline gelmişse, ana dilde eğitim adı altında milletin dili bölünmek isteniyorsa, Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizden kopartılmak isteniyorsa bunu gerçekleştirmek için iradesini kullanan AKP'yi durdurmak, bölücülüğü durdurmakla eş değer hale gelmiştir. PKK terör örgütünün bu neticeleri alması mümkün değildir. Onun için çoğunluk iradesini durdurmamız gerekmektedir. Yerel seçimler bunun için bir fırsattır. Bu gidişatı durdurmamız lazım. Eğer daha ileri adımlar atılmasını istemiyorsak, Doğu ve Güneydoğu'da KCK paralel devlet yapılanmasını istemiyorsak, ana dilde eğitim adı altında bu milletin birbirinden kopartılmasını istemiyorsak, ucu açık bir süreç içerisinde PKK'ya taviz verme taahhütünü imzalamış AKP'yi sandıkta durdurmamız gerekiyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak demokrasiyi sokaklarda değil, sandıkta işletmemiz gerektiğini düşünüyoruz."
-Yeni demokratikleşme paketi
Bir gazetecinin "Demokratikleşme paketine değindiniz ama MHP'nin bu konudaki görüşü nedir, beklentisi nedir?" sorusu üzerine Vural, bugüne kadar hazırlanan paketlerin hepsinden terör örgütünün faydalandığını öne sürdü.
AK Parti'nin demokrasiden anladığının, terör örgütüne, bölücülüğe özgürlük ve KCK tutuklularına serbestlik olduğunu savunan Vural, yasamanın ve yargının, yürütmeye bağlı ve medyanın da yürütmenin tehdidi altında olduğu bir ülkede demokrasi standartlarının gelişmesinden söz edilemeyeceğini söyledi.
Vural, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu açılımlardan, demokratikleşme paketlerinden PKK diyor ki en büyük faydayı biz gördük. O bakımdan ben bu demokratikleşme paketinin PKK'ya verilen tavizlerin üstünü örtmek için kullanılan bir zarf olduğunu düşünüyorum. Çözüm ve barış diye kullanılan sözcüklerin hepsi de PKK terör örgütüne siyasal tavizleri vermenin zarfı olmuştur. Bu paketkle medya, meslek ve sivil toplum örgütleri daha mı özgür olacak? Mecliste muhalefetin sesini kısmaktan, bizi dinletmekten vaz mı geçeceksin? Kendileri demokratikleşseler sorun kalmayacak. Bu paketler adeta PKK'nın bombalı paketi gibi milletin birliği ve bütünlüğünü bozacak unsurlar içerecektir. PKK'nın istekleri ve talepleri için PKK'ya bölgede özerk KCK paralel devlet yapılanması için verdiğiniz sözleri yerine getirmek için başörtüsünü örtü olarak kullanmayın. Maalesef bugün verilen bu tavizlerin üstü örtülmek için başörtüsü araç olarak kullanıyor. Böyle bir şeyi reddediyoruz."
Kaynak: AA
Kentte olmaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Vural, 12 Eylül darbesi döneminde idam edilen Elazığlı Cevdet Karakaş'a Allah'tan rahmet diledi. Vural, 12 Eylül'de darbecilere, Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü bozmak isteyenlere karşı mücadele ettiklerini ifade etti.
O dönemde en çok kendilerinin mağdur olduğunu ancak bunun edebiyatını hiç yapmadıklarını dile getiren Vural, mağdur edebiyatı olarak iktidara gelenlerin ise millete zulümden başka birşey yapmadıklarını savundu.
Kendisinin de bir mağdur olduğunu belirten Vural, bugün ise gücü ele geçirenlerin aynen 12 Eylül diktatörlerinin, darbecilerinin zihniyetiyle milliyetçiliği ayaklar altına almak istediklerini ileri sürerek, "Bugünde milliyetçiliği ayaklar altına almak isteyen bu zihniyete karşı Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü savunan yine Milliyetçi Hareket'tir, Türk milletinin direncidir. Bu süreç içerisinde sayın Başbakanın 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın edebiyatını yaparak... Çektiğimiz sıkıntılar ve mağduriyet üzerinden siyasi rant elde etmek isteyen bir zihniyete karşı Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu ikiyüzlü siyaseti deşifre etmeye kararlıyız. Bizler 12 Eylül mücadelesi yaparken, mağduru olurken kendileri Ergün Plak gibi ortalıkta dolaşıyordu" şeklinde konuştu.
-Çözüm süreci
AK Parti'nin "açılım projesi"nin kardeşliği arkadan hançerlediğini öne süren Vural, bu projeden bir tek PKK terör örgütünün faydalandığını iddia etti. Vural, çözüm ve barış olarak anlatılan yaklaşımın sadece Abdullah Öcalan'ın istek ve arzularını yerine getirme sürecine döndüğünü ileri sürdü.
Terör örgütünün asayiş birimleri kurduğunu, ihalelerden yüzde 10 haraç aldığını, vatandaşlardan dağa katılmaları için adam topladığını belirten Vural, "Buradan AKP'ye oy veren değerli kardeşlerime sesleniyorum, 2007 yılında PKK terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki varlığını bertaraf etmek için hükümete yetki verdik ama hükümet bırakın PKK'yı bertaraf etmeyi, taraf haline dönüştürdü. Bu yetkiyi kullanmadı. Yine aynı şekilde Suriye'nin kuzeyinde PKK ve PYD egemenlik alanı oluşturdu, bu oluşuma izin vermeyiz dediler. TBMM'de geçen sene 'Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları kullanılarak PKK ve PYD'yi engelle' diye Türk milleti talimat verdi ama Başbakan bu alanı meşrulaştırdı. Bugün geldiğimiz tablo şudur; maalesef AKP eliyle 4 parçalık Kürdistan oluşturulmaktadır" diye konuştu.
Vural, şöyle devam etti:
"Bugün bölücülüğe daha fazla taviz verilme dönemi gelmişse, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısı PKK ile müzakere haline gelmişse, ana dilde eğitim adı altında milletin dili bölünmek isteniyorsa, Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizden kopartılmak isteniyorsa bunu gerçekleştirmek için iradesini kullanan AKP'yi durdurmak, bölücülüğü durdurmakla eş değer hale gelmiştir. PKK terör örgütünün bu neticeleri alması mümkün değildir. Onun için çoğunluk iradesini durdurmamız gerekmektedir. Yerel seçimler bunun için bir fırsattır. Bu gidişatı durdurmamız lazım. Eğer daha ileri adımlar atılmasını istemiyorsak, Doğu ve Güneydoğu'da KCK paralel devlet yapılanmasını istemiyorsak, ana dilde eğitim adı altında bu milletin birbirinden kopartılmasını istemiyorsak, ucu açık bir süreç içerisinde PKK'ya taviz verme taahhütünü imzalamış AKP'yi sandıkta durdurmamız gerekiyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak demokrasiyi sokaklarda değil, sandıkta işletmemiz gerektiğini düşünüyoruz."
-Yeni demokratikleşme paketi
Bir gazetecinin "Demokratikleşme paketine değindiniz ama MHP'nin bu konudaki görüşü nedir, beklentisi nedir?" sorusu üzerine Vural, bugüne kadar hazırlanan paketlerin hepsinden terör örgütünün faydalandığını öne sürdü.
AK Parti'nin demokrasiden anladığının, terör örgütüne, bölücülüğe özgürlük ve KCK tutuklularına serbestlik olduğunu savunan Vural, yasamanın ve yargının, yürütmeye bağlı ve medyanın da yürütmenin tehdidi altında olduğu bir ülkede demokrasi standartlarının gelişmesinden söz edilemeyeceğini söyledi.
Vural, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu açılımlardan, demokratikleşme paketlerinden PKK diyor ki en büyük faydayı biz gördük. O bakımdan ben bu demokratikleşme paketinin PKK'ya verilen tavizlerin üstünü örtmek için kullanılan bir zarf olduğunu düşünüyorum. Çözüm ve barış diye kullanılan sözcüklerin hepsi de PKK terör örgütüne siyasal tavizleri vermenin zarfı olmuştur. Bu paketkle medya, meslek ve sivil toplum örgütleri daha mı özgür olacak? Mecliste muhalefetin sesini kısmaktan, bizi dinletmekten vaz mı geçeceksin? Kendileri demokratikleşseler sorun kalmayacak. Bu paketler adeta PKK'nın bombalı paketi gibi milletin birliği ve bütünlüğünü bozacak unsurlar içerecektir. PKK'nın istekleri ve talepleri için PKK'ya bölgede özerk KCK paralel devlet yapılanması için verdiğiniz sözleri yerine getirmek için başörtüsünü örtü olarak kullanmayın. Maalesef bugün verilen bu tavizlerin üstü örtülmek için başörtüsü araç olarak kullanıyor. Böyle bir şeyi reddediyoruz."