Üretici Mısır Alım Fiyatının Açıklanmasını Bekliyor
Adana Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Çalışkan, herhangi bir telaş ve baskıyla fiyat düşüşüne meydan vermemek, ya da suni bir düşüşün oluşmaması için mısır ürününde müdahale alım fiyatlarının bir an önce açıklanmasını beklediklerini söyledi.
Adana Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Çalışkan, konuyla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında bölgemizde mısırın Türkiye’de üretilen mısırın 3te 1’i'ne denk gelecek oranda yaklaşık 1,5 milyon ton kadar üretildiğine dikkat çekti. Mısırın gerek bölge ekonomisi için gerek çiftçi açısından gerek genel ekonomi açısından önemli bir ürün olduğunu belirten Çalışkan, "Geçtiğimiz hasat mevsiminde fiyatlarımız 550- 575 arasında başladı.
Bir ara kilosu 70 kuruşa kadar çıktı. Şimdi yeni sezonda bir kısım endişeler hakim normalde bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla biraz daha fazla hasat bekleniyor. Mesela mısır ürünü Türkiye’de 2008’lerde 4 milyon 300 tonlardayken geçtiğimiz yıl bu tonlar 600 milyona kadar çıktı. Şimdi 500 milyon ton civarında belki biraz daha üstünde bir hasat bekleniyor bu normalde Türkiye’de tüketilebilecek bir rakam çünkü Türkiye’de ana tüketicisi bunun yem sanayi, yem sanayi de gerek kırmızı et gerek beyaz et kanatlı olarak yetiştirmekte. Ayrıca nişasta, glikoz, früktoz ve enerji biotiner anlamda kullanılıyor dolayısıyla bu rakam çok büyük rakam değil artışa rağmen. Ama bir endişe var maalesef bu yıl. Orta Anadolu’da yemlik kalitesinde bir miktar buğday var. Yemlik kalitesindeki buğday mısıra alternatif yem sanayinde yani un olamayan düşük kaliteli buğday, açıkçası bu biraz fiyatlarda baskı oluşturma ihtimali var” dedi.
Çukurova’da bayramdan sonra başlayan 1. ekim mısırın 20-25 günde de biteceğini söyleyen Çalışkan, herhangi bir telaş ve baskıyla fiyat düşüşüne meydan vermemek için ya da suni bir düşüşün oluşmaması için müdahale alım fiyatlarının bir an önce açıklanmasını beklediklerini ifade etti.
Müdahale alım fiyatlarının açıklanmasında geç kalınmasının bir miktar suni fiyat düşüşüne neden olabileceğini bunun da çiftçinin zarar etmesine neden olabileceğini açıklayan Çalışkan, Mısırın ülke ekonomisi için önemli bir ürün olduğunu bunun için fiyatının ne olursa olsun bir an önce açıklanması gerektiğini vurguladı.
AYÇİÇEĞİ FİYATLARININ ÇİFTÇİ İÇİN CAZİBESİNİ KAYBETMEMESİ GEREKİR
Diğer taraftan soya ve ayçiçeğinin fiyatlarında da düşme beklentisi olduğunu belirten Çalışkan, devletin bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini savunarak,“Hepiniz biliyorsunuz Türkiye ham yağa çok ciddi miktarlar ödüyor. Yani bir ara enerjiden sonra en çok ithalat yaptığımız kalem 2 milyar dolardan fazla ham yağ ve yağ ham maddesine para ödüyoruz. Yani yağlı tohumlar o açıdan çok önemli ekonomi için önemli, çiftçi için önemli ve cari açık için önemli şimdi burada her şeyi devletten bekleyip devlet fazla fiyattan alsın zarar etsin demiyoruz ayçiçeği için. Ama çeşitli enstrümanlar var devletin elinde. Mesela primi arttırabilir, mesela bazı zamanlar uygulanıyor yerli firmalara aldığı yerli mal oranına göre ithal izni verebilir. Bu defa yerliye talep artacaktır ve fiyatlar bir yerde rahatlayacaktır. Böyle beklentilerimiz var bir şekilde bu ayçiçeği fiyatlarının çiftçi için cazibesini kaybetmemesi açısından çok önemli. Yani çiftçinin cebine giren para emeğini karşılamadığını veya geçimini sağlamadığını veya alternatif ürünlere göre daha küçük olduğunu düşünürse ekmez. Dolayısıyla bizim bu yağ açığı büyüyerek devam eder. Bunun hiç olmazsa bir miktar kapanması için bu ayçiçeği konusunda da bakanlığın, hükümetin çift yönlü önlemler almasını bekliyoruz” diye konuştu.
“SOYA HEM ÇİFTÇİNİN HEM DE TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ÜRÜN”
Çalışkan, özellikle soyanın yem sanayi içinde çok önemli hatta olmazsa olmazı bir ürün olduğunun altını çizerek 2 milyon ton yıllık tüketiminin yüzde 95’inin ithal edildiğini belirtti.
Çalışkan soyada da beklentilerinin olduğunu dile getirerek “Mesela normalde soya ithalinde yüzde 8 bir gümrük var çünkü özellikle zirai ürünlerde Avrupa Birliği ile anlaşmalar var belli oranların üstünde gümrük fon koyamıyorsunuz ama yüzde 8 koyabiliyorsunuz. Geçtiğimiz yıl yem ham maddelerinin çok aşırı arttığı bir dönemde dünyada da soya 700 dolarlara kadar çıktı. Yükseldiği dönemde birazda belki yem sanayini rahatlatmak için yüzde 8 vergi kalkmıştı. Ama bu şartlar değişti. Şimdi yem ham maddelerinde ciddi bir sirkülasyon yok. Çok ciddi bir artış yok ve soyada dünya da 500 dolarların altına düşüyor. Kesinlikle çok hızlı bir şekilde ithaldeki bu yüzde 8 verginin tekrar konmasını talep ediyoruz. Çünkü bu bir miktar soya fiyatını dengeye getirecek ve çiftçinin daha fazla ekmesini sağlayacak. Soyanın ekimi çok önemli birde şöyle bir problem var. İthal soyalarda GDO tehlikesi var. Bunun için içerideki soyayı teşvik için çok daha fazla yüzde 8’inde üzerinde bir miktarda bir primle daha cazip hale getirilmesini bekliyoruz. Bu hem çiftçi için, hem yem sanayi için hem de ülke ekonomisi için çok önemli” şeklinde konuştu.
BİLGİÇ: “ ÇUKUROVA ÇİFTÇİSİ SOYA ÜRETİMİ İÇİN TEŞVİK EDİLMELİ”
ATB Meclis Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Bilgiç ise Adana ve Çukurova’nın soya üretimi için önemli bölgelerden biri olduğunu bu yüzden de bölgede soyanın teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Diyelim ki alternatif ürün olarak şu anda mısır fazla olacaksa mısırın alternatifi burada soya olabilir. Bunun için soyaya primi artırarak belki bunun önüne geçilebilir. Yani soyayı biraz da bölgede arttırabilir. Fiyat o kadar önemli değil fiyat dünya fiyatlarıyla düşer de kalkar da ama burada insanlar ektiği üründen para kazanabiliyorsa ancak ekebiliyorlar. Geçen yıllarda pamuk fiyatları istenildiği gibi olmadı pamuktan kaçış oldu. Şimdi bu dönem mısırda sıkıntı yaşadıkları takdirde alternatif ürünlere yönelecektir bölge üreticisi. Bunun için bu dönem bilhassa bakanlığımızın soya ile ilgili bu bölgede soya ekimini daha fazla arttıracak çalışma içerisinde olması lazım. Biz Adana Ticaret Borsası olarak hem soya ile alakalı hem mısırla alakalı bir rapor hazırlayacağız, yetkililere göndereceğiz. Ama soyanın bölgenin olmazsa olmaz ve kaçınılmaz ürünleri haline gelmesi lazım” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Bir ara kilosu 70 kuruşa kadar çıktı. Şimdi yeni sezonda bir kısım endişeler hakim normalde bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla biraz daha fazla hasat bekleniyor. Mesela mısır ürünü Türkiye’de 2008’lerde 4 milyon 300 tonlardayken geçtiğimiz yıl bu tonlar 600 milyona kadar çıktı. Şimdi 500 milyon ton civarında belki biraz daha üstünde bir hasat bekleniyor bu normalde Türkiye’de tüketilebilecek bir rakam çünkü Türkiye’de ana tüketicisi bunun yem sanayi, yem sanayi de gerek kırmızı et gerek beyaz et kanatlı olarak yetiştirmekte. Ayrıca nişasta, glikoz, früktoz ve enerji biotiner anlamda kullanılıyor dolayısıyla bu rakam çok büyük rakam değil artışa rağmen. Ama bir endişe var maalesef bu yıl. Orta Anadolu’da yemlik kalitesinde bir miktar buğday var. Yemlik kalitesindeki buğday mısıra alternatif yem sanayinde yani un olamayan düşük kaliteli buğday, açıkçası bu biraz fiyatlarda baskı oluşturma ihtimali var” dedi.
Çukurova’da bayramdan sonra başlayan 1. ekim mısırın 20-25 günde de biteceğini söyleyen Çalışkan, herhangi bir telaş ve baskıyla fiyat düşüşüne meydan vermemek için ya da suni bir düşüşün oluşmaması için müdahale alım fiyatlarının bir an önce açıklanmasını beklediklerini ifade etti.
Müdahale alım fiyatlarının açıklanmasında geç kalınmasının bir miktar suni fiyat düşüşüne neden olabileceğini bunun da çiftçinin zarar etmesine neden olabileceğini açıklayan Çalışkan, Mısırın ülke ekonomisi için önemli bir ürün olduğunu bunun için fiyatının ne olursa olsun bir an önce açıklanması gerektiğini vurguladı.
AYÇİÇEĞİ FİYATLARININ ÇİFTÇİ İÇİN CAZİBESİNİ KAYBETMEMESİ GEREKİR
Diğer taraftan soya ve ayçiçeğinin fiyatlarında da düşme beklentisi olduğunu belirten Çalışkan, devletin bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini savunarak,“Hepiniz biliyorsunuz Türkiye ham yağa çok ciddi miktarlar ödüyor. Yani bir ara enerjiden sonra en çok ithalat yaptığımız kalem 2 milyar dolardan fazla ham yağ ve yağ ham maddesine para ödüyoruz. Yani yağlı tohumlar o açıdan çok önemli ekonomi için önemli, çiftçi için önemli ve cari açık için önemli şimdi burada her şeyi devletten bekleyip devlet fazla fiyattan alsın zarar etsin demiyoruz ayçiçeği için. Ama çeşitli enstrümanlar var devletin elinde. Mesela primi arttırabilir, mesela bazı zamanlar uygulanıyor yerli firmalara aldığı yerli mal oranına göre ithal izni verebilir. Bu defa yerliye talep artacaktır ve fiyatlar bir yerde rahatlayacaktır. Böyle beklentilerimiz var bir şekilde bu ayçiçeği fiyatlarının çiftçi için cazibesini kaybetmemesi açısından çok önemli. Yani çiftçinin cebine giren para emeğini karşılamadığını veya geçimini sağlamadığını veya alternatif ürünlere göre daha küçük olduğunu düşünürse ekmez. Dolayısıyla bizim bu yağ açığı büyüyerek devam eder. Bunun hiç olmazsa bir miktar kapanması için bu ayçiçeği konusunda da bakanlığın, hükümetin çift yönlü önlemler almasını bekliyoruz” diye konuştu.
“SOYA HEM ÇİFTÇİNİN HEM DE TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ÜRÜN”
Çalışkan, özellikle soyanın yem sanayi içinde çok önemli hatta olmazsa olmazı bir ürün olduğunun altını çizerek 2 milyon ton yıllık tüketiminin yüzde 95’inin ithal edildiğini belirtti.
Çalışkan soyada da beklentilerinin olduğunu dile getirerek “Mesela normalde soya ithalinde yüzde 8 bir gümrük var çünkü özellikle zirai ürünlerde Avrupa Birliği ile anlaşmalar var belli oranların üstünde gümrük fon koyamıyorsunuz ama yüzde 8 koyabiliyorsunuz. Geçtiğimiz yıl yem ham maddelerinin çok aşırı arttığı bir dönemde dünyada da soya 700 dolarlara kadar çıktı. Yükseldiği dönemde birazda belki yem sanayini rahatlatmak için yüzde 8 vergi kalkmıştı. Ama bu şartlar değişti. Şimdi yem ham maddelerinde ciddi bir sirkülasyon yok. Çok ciddi bir artış yok ve soyada dünya da 500 dolarların altına düşüyor. Kesinlikle çok hızlı bir şekilde ithaldeki bu yüzde 8 verginin tekrar konmasını talep ediyoruz. Çünkü bu bir miktar soya fiyatını dengeye getirecek ve çiftçinin daha fazla ekmesini sağlayacak. Soyanın ekimi çok önemli birde şöyle bir problem var. İthal soyalarda GDO tehlikesi var. Bunun için içerideki soyayı teşvik için çok daha fazla yüzde 8’inde üzerinde bir miktarda bir primle daha cazip hale getirilmesini bekliyoruz. Bu hem çiftçi için, hem yem sanayi için hem de ülke ekonomisi için çok önemli” şeklinde konuştu.
BİLGİÇ: “ ÇUKUROVA ÇİFTÇİSİ SOYA ÜRETİMİ İÇİN TEŞVİK EDİLMELİ”
ATB Meclis Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Bilgiç ise Adana ve Çukurova’nın soya üretimi için önemli bölgelerden biri olduğunu bu yüzden de bölgede soyanın teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Diyelim ki alternatif ürün olarak şu anda mısır fazla olacaksa mısırın alternatifi burada soya olabilir. Bunun için soyaya primi artırarak belki bunun önüne geçilebilir. Yani soyayı biraz da bölgede arttırabilir. Fiyat o kadar önemli değil fiyat dünya fiyatlarıyla düşer de kalkar da ama burada insanlar ektiği üründen para kazanabiliyorsa ancak ekebiliyorlar. Geçen yıllarda pamuk fiyatları istenildiği gibi olmadı pamuktan kaçış oldu. Şimdi bu dönem mısırda sıkıntı yaşadıkları takdirde alternatif ürünlere yönelecektir bölge üreticisi. Bunun için bu dönem bilhassa bakanlığımızın soya ile ilgili bu bölgede soya ekimini daha fazla arttıracak çalışma içerisinde olması lazım. Biz Adana Ticaret Borsası olarak hem soya ile alakalı hem mısırla alakalı bir rapor hazırlayacağız, yetkililere göndereceğiz. Ama soyanın bölgenin olmazsa olmaz ve kaçınılmaz ürünleri haline gelmesi lazım” diye konuştu.