Bayramı Doğal Gıdalarla Kendinize “Şeker” Edinin
Ramazan Bayramı’nın “şeker tadında” yaşanması için uzmanlar, tatlı tüketiminde doğal yiyeceklerin tercih edilmesini öneriyor.
Kan şekerini çabuk yükselten ve sonrasında çabuk acıkma hissine neden olan rafine şeker kullanılan tatlılardan uzak durulması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, vücudun gereğinden fazla glikozu yağa çevirdiğine dikkat çekiyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Tarımsal Teknoloji ve Gıda Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Turhan, Ramazan Bayramı ziyaretleriyle tatlı tüketiminin de artacağına değinerek, “Saf şeker tüketimi, sağlık açısından oldukça risklidir. Rafine şeker (çay şekeri gibi) alımı; şişmanlık ve diyabet riskini artırır. Kan şekerini çabuk yükselten ve sonrasında çabuk acıkma hissine neden olan rafine şeker, tatlıların esas bileşenidir. Özellikle de kalp hastalıklarına genetik yatkınlığı olan, hareketsiz, sigara içen, aşırı stresli, dengesiz beslenen, diyabet, hipertansiyon, şişmanlık gibi risk faktörlerine sahip bireylerin beslenmelerinde basit şeker miktarını minimum düzeyde tutmaları gerekiyor” dedi.
Meyvelerde früktoz, sütte laktoz gibi rafine edilmemiş basit şekerlerin bulunduğunu ancak çay şekeri gibi rafine edilmiş şekerlerin gıdalara sonradan ilave edildiğini anımsatan Prof. Dr. Turhan, şekerin protein, vitamin ve madenleri birlikte içermemesi sebebiyle vücutta enerji sağlamadığını söyledi.
Vücudun kan şekerinin tümünü aynı anda enerjiye çeviremeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Turhan, “Kan şekeri düzeyi normalin üzerine çıktığında; insülin aracılığı ile kas ve karaciğerdeki şeker depolarına götürülecektir. Vücut; ihtiyacından fazla glikozu ise vücut yağına çevirecektir. Bu nedenle ‘boş kalori kaynağı’ olarak adlandırılan şekerden üretilen reçel, marmelat, bal, kek, pasta, tatlı ve hamur işleri, kolalı içecekler, şekerli konserve meyve suları, şekerli bisküviler gibi ürünlerin tüketimini azaltmak gerekir. Birçok bilim adamı tarafından zehir olarak tanımlanan şekerin zararlı etki yapmaması için, dengeli ve yeterli tüketilmesi gerekir” diye konuştu.
İnsanın şeker gereksinimi bulunmadığını, vücudun bu ihtiyacı doğal besinlerle karşıladığını kaydeden Prof. Dr. Turhan, tatlı yemenin sadece tat arzusunu tatmin etmek için gerekli olduğunu belirtti.
Beden hareketi az olanların ağır tatlılardan sakınması gerektiğine değinen Prof. Dr. Turhan, şunları söyledi:
“Sütlü tatlılar, hem tatlı yeme isteğimizi karşılar, hem de kemik sağlığı için gerekli kalsiyum, protein ve B vitaminleri sağlar. Evde hazırlanan meyveli içeceklerde hem su, hem şeker ihtiyacımızı doğal yolla karşılar. Örneğin bu bayram misafirlerinize dilimlediğiniz karpuzları mutfak robotundan geçirip içine buz atarak hazırladığınız meyveli içecekler ikram edebilirsiniz. Veya evde hazırladığınız naneli limonata da güzel bir alternatif olabilir.”
Kaynak: İHA
İzmir Ekonomi Üniversitesi Tarımsal Teknoloji ve Gıda Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Turhan, Ramazan Bayramı ziyaretleriyle tatlı tüketiminin de artacağına değinerek, “Saf şeker tüketimi, sağlık açısından oldukça risklidir. Rafine şeker (çay şekeri gibi) alımı; şişmanlık ve diyabet riskini artırır. Kan şekerini çabuk yükselten ve sonrasında çabuk acıkma hissine neden olan rafine şeker, tatlıların esas bileşenidir. Özellikle de kalp hastalıklarına genetik yatkınlığı olan, hareketsiz, sigara içen, aşırı stresli, dengesiz beslenen, diyabet, hipertansiyon, şişmanlık gibi risk faktörlerine sahip bireylerin beslenmelerinde basit şeker miktarını minimum düzeyde tutmaları gerekiyor” dedi.
Meyvelerde früktoz, sütte laktoz gibi rafine edilmemiş basit şekerlerin bulunduğunu ancak çay şekeri gibi rafine edilmiş şekerlerin gıdalara sonradan ilave edildiğini anımsatan Prof. Dr. Turhan, şekerin protein, vitamin ve madenleri birlikte içermemesi sebebiyle vücutta enerji sağlamadığını söyledi.
Vücudun kan şekerinin tümünü aynı anda enerjiye çeviremeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Turhan, “Kan şekeri düzeyi normalin üzerine çıktığında; insülin aracılığı ile kas ve karaciğerdeki şeker depolarına götürülecektir. Vücut; ihtiyacından fazla glikozu ise vücut yağına çevirecektir. Bu nedenle ‘boş kalori kaynağı’ olarak adlandırılan şekerden üretilen reçel, marmelat, bal, kek, pasta, tatlı ve hamur işleri, kolalı içecekler, şekerli konserve meyve suları, şekerli bisküviler gibi ürünlerin tüketimini azaltmak gerekir. Birçok bilim adamı tarafından zehir olarak tanımlanan şekerin zararlı etki yapmaması için, dengeli ve yeterli tüketilmesi gerekir” diye konuştu.
İnsanın şeker gereksinimi bulunmadığını, vücudun bu ihtiyacı doğal besinlerle karşıladığını kaydeden Prof. Dr. Turhan, tatlı yemenin sadece tat arzusunu tatmin etmek için gerekli olduğunu belirtti.
Beden hareketi az olanların ağır tatlılardan sakınması gerektiğine değinen Prof. Dr. Turhan, şunları söyledi:
“Sütlü tatlılar, hem tatlı yeme isteğimizi karşılar, hem de kemik sağlığı için gerekli kalsiyum, protein ve B vitaminleri sağlar. Evde hazırlanan meyveli içeceklerde hem su, hem şeker ihtiyacımızı doğal yolla karşılar. Örneğin bu bayram misafirlerinize dilimlediğiniz karpuzları mutfak robotundan geçirip içine buz atarak hazırladığınız meyveli içecekler ikram edebilirsiniz. Veya evde hazırladığınız naneli limonata da güzel bir alternatif olabilir.”