Chp Grup Başkanvekili İnce Açıklaması
YALOVA - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Her gün yeni bir baskı, her gün yeni bir şiddet, her gün yeni bir korkutma senaryosu. Bu kötü gidişe hep birlikte dur demeliyiz" dedi.
İnce, milletvekili irtibat bürosunda düzenlediği basın toplantısında sosyal medyada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla basında çıkan haberlerin ardından istifa eden Ak-Kim Genel Müdürü Fatih Tanverdi'nin durumunu değerlendirdi.
AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun'u Tanverdi'yi ihbar etmekle suçlayan İnce, şöyle konuştu:
"Son günlerde, hükümetin iftar sofralarında özellikle konuşulan bir konu var, komşunu ihbar et. Sokaklara kutular konacak, yazılı şikayetler ayrı, sözlü şikayetler ayrı yapılacaktı. İftar sofralarında ihbar vaziyetlerini dinledik ve ilk muhbir Yalova'dan çıktı. Başbakan tak diye önerdi, Temel Coşkun da şak diye yaptı. Yalova'nın haklarını savunmak konusunda aciz ama muhbirlikte oldukça becerikli bir milletvekilimiz var artık bizim. Ak-Kim Genel Müdürü arkadaşımızın yaşadığını bizden daha iyi biliyorsunuz. Coşkun kendine yeni bir iş edinmiş. Türkiye'nin hali içler acısı. Kamuyu dizayn ediyorlar, kamuda hizmetli dahil sesini çıkartamıyor. Genel müdürden hizmetliye kadar, kimse sesini çıkartamıyor. Her şey kontrol altında."
Ergenekon davasının karar duruşmasını takip etmek isteyenlere Valilikçe yasak geldiğini söyleyen İnce, şunları kaydetti:
"Twitter hesapları kapatılacak, üniversite öğrencileri burslarını keseriz sözleriyle tehdit edilecek, muhalif yazarlar işten kovulacak. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bu iyiye işarettir. Korkunun ecele faydası yoktur. Mazlumun ahı devirir padişahı. Bunlar artık gece uyku uyuyamıyor demektir. Silivri'ye gitmek isteyen insanların, organizasyon yapmak isteyenlerin evlerini basıyorlar, tehdit ediyorlar, korkutuyorlar. Valilik şöyle yazılar imzalatıyor, 'Kanunsuz eyleme katılanların olabileceği değerlendirilmiş olup, ilimizden çıkış Valilikçe yasaklanmıştır.' Kimsiniz siz ya? Hani seyahat özgürlüğü?"
"İnsanları cendereye alarak korkutacaklarını zannediyorlar. Bir gün bunların hesabı sorulacak" diyen İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"3 Y'yi yok edeceğiz diye geldiler. Yasakları yok edeceğiz dediler, bütün yasakları bunlar getirdi. Kenan Evren'i aratır oldular. Yoksulluğu yok edeceğiz dediler, diz boyu yoksulluk. Yolsuzluğu yok edeceğiz dediler, ordinaryüs oldular yolsuzluk konusunda. Mahkemesi özel, tanığı gizli, delili düzmece olan mahkemelerin jandarmasının da vali olduğunu böylece anladık. İşte pazartesi günü insanların Silivri'ye gitme konusundaki duyarlılıklarının sebebi budur. Bu mahkemelerin savcısı Recep Tayyip Erdoğan'dır, tanığı Şemdin Sakık'tır, jandarması da İstanbul Valisi'dir. Vali açıklıyor, milletvekilleri ve basın mensuplarından başka kimse salona alınmayacak diye açıklamayı vali yapıyor. Valinin haddine mi düşmüş bu. Vali o mahkemenin jandarması mıdır? Tutuklu yakınları bu salona nasıl giremez? Böyle bir kafa olabilir mi? Orta çağda mı yaşıyoruz biz. Gençlere sesleniyorum, yurdumuzdaki Atatürkçü yurtsever insanlara sesleniyorum, Korkmadan direnin. Bunları göndereceğiz. Her gün yeni bir baskı, her gün yeni bir şiddet, her gün yeni bir korkutma senaryosu. Bu kötü gidişe hep birlikte dur demeliyiz. AKP'li yurttaşlarımıza da sesleniyorum, siz de bu kötü gidişe dur demelisiniz, siz de elinizi taşın altına sokmalısınız."
Kaynak: AA
AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun'u Tanverdi'yi ihbar etmekle suçlayan İnce, şöyle konuştu:
"Son günlerde, hükümetin iftar sofralarında özellikle konuşulan bir konu var, komşunu ihbar et. Sokaklara kutular konacak, yazılı şikayetler ayrı, sözlü şikayetler ayrı yapılacaktı. İftar sofralarında ihbar vaziyetlerini dinledik ve ilk muhbir Yalova'dan çıktı. Başbakan tak diye önerdi, Temel Coşkun da şak diye yaptı. Yalova'nın haklarını savunmak konusunda aciz ama muhbirlikte oldukça becerikli bir milletvekilimiz var artık bizim. Ak-Kim Genel Müdürü arkadaşımızın yaşadığını bizden daha iyi biliyorsunuz. Coşkun kendine yeni bir iş edinmiş. Türkiye'nin hali içler acısı. Kamuyu dizayn ediyorlar, kamuda hizmetli dahil sesini çıkartamıyor. Genel müdürden hizmetliye kadar, kimse sesini çıkartamıyor. Her şey kontrol altında."
Ergenekon davasının karar duruşmasını takip etmek isteyenlere Valilikçe yasak geldiğini söyleyen İnce, şunları kaydetti:
"Twitter hesapları kapatılacak, üniversite öğrencileri burslarını keseriz sözleriyle tehdit edilecek, muhalif yazarlar işten kovulacak. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bu iyiye işarettir. Korkunun ecele faydası yoktur. Mazlumun ahı devirir padişahı. Bunlar artık gece uyku uyuyamıyor demektir. Silivri'ye gitmek isteyen insanların, organizasyon yapmak isteyenlerin evlerini basıyorlar, tehdit ediyorlar, korkutuyorlar. Valilik şöyle yazılar imzalatıyor, 'Kanunsuz eyleme katılanların olabileceği değerlendirilmiş olup, ilimizden çıkış Valilikçe yasaklanmıştır.' Kimsiniz siz ya? Hani seyahat özgürlüğü?"
"İnsanları cendereye alarak korkutacaklarını zannediyorlar. Bir gün bunların hesabı sorulacak" diyen İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"3 Y'yi yok edeceğiz diye geldiler. Yasakları yok edeceğiz dediler, bütün yasakları bunlar getirdi. Kenan Evren'i aratır oldular. Yoksulluğu yok edeceğiz dediler, diz boyu yoksulluk. Yolsuzluğu yok edeceğiz dediler, ordinaryüs oldular yolsuzluk konusunda. Mahkemesi özel, tanığı gizli, delili düzmece olan mahkemelerin jandarmasının da vali olduğunu böylece anladık. İşte pazartesi günü insanların Silivri'ye gitme konusundaki duyarlılıklarının sebebi budur. Bu mahkemelerin savcısı Recep Tayyip Erdoğan'dır, tanığı Şemdin Sakık'tır, jandarması da İstanbul Valisi'dir. Vali açıklıyor, milletvekilleri ve basın mensuplarından başka kimse salona alınmayacak diye açıklamayı vali yapıyor. Valinin haddine mi düşmüş bu. Vali o mahkemenin jandarması mıdır? Tutuklu yakınları bu salona nasıl giremez? Böyle bir kafa olabilir mi? Orta çağda mı yaşıyoruz biz. Gençlere sesleniyorum, yurdumuzdaki Atatürkçü yurtsever insanlara sesleniyorum, Korkmadan direnin. Bunları göndereceğiz. Her gün yeni bir baskı, her gün yeni bir şiddet, her gün yeni bir korkutma senaryosu. Bu kötü gidişe hep birlikte dur demeliyiz. AKP'li yurttaşlarımıza da sesleniyorum, siz de bu kötü gidişe dur demelisiniz, siz de elinizi taşın altına sokmalısınız."