Deniz Öldürmez, Cehalet Öldürür
Düzce Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Deniz Yağlıoğlu, boğulma sebepleri olarak yüzmek için gidilen sahilin deniz koşullarını bilmemek ve ilkyardım tedbirlerinin yetersizliğini ifade etti.

Küçük yaşlarda öğrenilmesi gereken yüzme becerisinin hayati bir öneme sahip olduğunu ifade eden Yağlıoğlu, “Öğrenmenin yaşı yok. Artık her yaşta vatandaşımızın yüzme öğrenme imkanı mevcuttur. Çocuklarımıza uygun ortamlarda yüzmeyi ve ilgili alışkanlıkları öğretmemiz gerekmektedir. Mesela, denizlerimizde meydana gelen, hızı saatte 10 km’yi bulan, maruz kalan kişiyi eğer eğitimli ve durumun farkında değilse, 300 metre açığa kadar sürüklemesi muhtemel rip dalgası ve bu olumsuz durumdan nasıl kurtulabilecekleri gibi acil durumlarda yapılması gerekenler hakkında eğitim verilmesi gerekir. Boğulmaların en önemli sebebi, yüzme bilmemek değildir” dedi.
Bölgemiz sahillerinde etkili olan bir diğer olumsuz durumun upwelling sirkülasyonu olarak adlandırılan etkilerini en fazla Akçakoca’yı merkez alan kıyılarımızda Temmuz ve Ekim ayları arasında gösteren, derinden gelen soğuk su kütlelerinin yoğunluk farklarına bağlı olarak meydana getirdiği akıntılar olduğunu belirten Yağlıoğlu, bu durumun yıllara göre değişmekle beraber yer yer 10 derecenin altında su sıcaklığının sahillerimizde tam da deniz sezonunda hakim olmasına ve suda kişilerin ayaklarına kramp girmesi gibi olumsuz durumlar yaşatabildiğini ifade etti.
ÖNLEMLER
Yrd. Doç. Dr. Deniz Yağlıoğlu, bu tür üzücü olayların önüne geçmek için alınması gereken tedbirleri ise şu şekilde sıraladı: “Dünyada, sahillerimizde yaşadığımız bu durumu geçmişinde yaşamış ve aldığı önlemlerle soruna çözüm bulmuş ülkelerin aldığı önlemler incelenmeli ve sahillerimize bu önlemlerin adaptasyonuna yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Yüzme eğitimi zorunlu hale getirilmelidir. En azından yaygınlaştırmak için devlet ve millet olarak azami gayret sarf edilmelidir. Öncelikle plajlarımızın bu risk durumları incelenerek derecelendirilmesi ve insanlarımızın mevcut plajları tercih ederken bu durumu dikkate almalarını sağlayıcı bilgilendirici çalışmalar yapılmalı ve bu konuda STK’lar göreve çağrılmalıdır. Plajlarımızda bulunan cankurtaran noktalarının gerekli istihdamlar sağlanması suretiyle faal durumda tutulmaları gerekmektedir. En azından plajlarda her 50 metrede bir halkında kolay ulaşabileceği halatlı cankurtaran simitleri bulundurulması sorunun çözümü noktasında önemli bir adım olacaktır. Halk içerisinde can kurtarma eğitimi almış kişi sayısını artırmaya yönelik sertifika programları açılmalı ve halkın bu programlara ilgisi artırılmalı.”
