Annenin Uluslararası Velayet Mücadelesi
İsviçre'de yaşayan Sean Carroll, Türk uyruklu karısı Arzu Kayhaner'in kızlarını kaçırdığını ileri sürerek Lahey Sözleşmesi uyarınca iadesini isteyince, Kuşadası'nda yaşayan kadın çocuğunu teslim etmek üzere İsviçre'ye yola çıktı.
Kayhaner, geldiği Adnan Menderes Havalimanı'nda AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek lisans yapmak üzere gittiği ABD'de tanıştığı Sean F. Carroll ile 10 yıl boyunca evli kaldıklarını söyledi.
İsviçrede yaşadıklarını, evliliğinde sorunlar nedeniyle kızı Rana Carroll ile Türkiye'ye döndüğünü anlatan Kayhaner, şunları kaydetti:
"Yaşadığımız sorunlar üzerine bir süre İsviçre'de kadın sığınma evinde kaldım. Avukatlarla görüştüm, İsviçre vatandaşı olmadığım için Türkiye'ye dönerek dava açmamı tavsiye ettiler. Türkiye'ye gelerek Kuşadası'nda boşanma davası ve geçici velayet davası açtım. Eşim ise, İsviçre'de Türkiye'ye geldiğimiz için çocuk kaçırma davası açtı. Mahkemeden, çocuğun İsviçre'ye iadesini öngören karar çıktı. Kızımı İsviçre'ye götürmezsem kaçırmış oluyor ve kanunlar önünde suçlu duruma düşüyorum. Götürmezsem, çocuğumun yanında olma hakkımı tümden kaybederim."
"İsviçre'de iş istiyorum"
Kayhaner, boşanma ve velayet davasının İsviçre'de devam edeceğini, tüm sürecin İsviçre mahkemelerinde yeniden yaşanacağını anlattı.
Kızı Rana için mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Kayhaner, şunları kaydetti:
"Çocuğu bu şekilde verilen tek anne ben değilim, 11 bin 500 anne var. Mücadelemi sürdürüyorum ancak çocuğu verilip de çocuğunu bir daha göremeyenler de çok. İsviçre vatandaşı olmadığmızdan sosyal haklarından yararlanamıyoruz. Burada akademisyen olarak çalışıyordum, çocuğuma çok güzel bir ortam hazırlamıştım. Gittiğimde hemen işim olmayacak. İşi ve parası olmayan bir anne ile Rana'nın durumu nasıl olacak, çekincelerim var. Tüm kararlar İsviçre makamlarına bırakıldı. Hakimin karşısına çıktığımda çocuğuna bakabilcek bir anne konumunda olmak istiyorum. Türk resmi makamlarından, oraya gittiğimde iş bulmam için yardımcı olmalarını, beni ayakta tutacak yardımı vermelerini rica ediyorum."
Kayhaner, daha sonra İsviçre'ye gitmek üzere, İstanbul'a uçtu.
Kaynak: AA
İsviçrede yaşadıklarını, evliliğinde sorunlar nedeniyle kızı Rana Carroll ile Türkiye'ye döndüğünü anlatan Kayhaner, şunları kaydetti:
"Yaşadığımız sorunlar üzerine bir süre İsviçre'de kadın sığınma evinde kaldım. Avukatlarla görüştüm, İsviçre vatandaşı olmadığım için Türkiye'ye dönerek dava açmamı tavsiye ettiler. Türkiye'ye gelerek Kuşadası'nda boşanma davası ve geçici velayet davası açtım. Eşim ise, İsviçre'de Türkiye'ye geldiğimiz için çocuk kaçırma davası açtı. Mahkemeden, çocuğun İsviçre'ye iadesini öngören karar çıktı. Kızımı İsviçre'ye götürmezsem kaçırmış oluyor ve kanunlar önünde suçlu duruma düşüyorum. Götürmezsem, çocuğumun yanında olma hakkımı tümden kaybederim."
"İsviçre'de iş istiyorum"
Kayhaner, boşanma ve velayet davasının İsviçre'de devam edeceğini, tüm sürecin İsviçre mahkemelerinde yeniden yaşanacağını anlattı.
Kızı Rana için mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Kayhaner, şunları kaydetti:
"Çocuğu bu şekilde verilen tek anne ben değilim, 11 bin 500 anne var. Mücadelemi sürdürüyorum ancak çocuğu verilip de çocuğunu bir daha göremeyenler de çok. İsviçre vatandaşı olmadığmızdan sosyal haklarından yararlanamıyoruz. Burada akademisyen olarak çalışıyordum, çocuğuma çok güzel bir ortam hazırlamıştım. Gittiğimde hemen işim olmayacak. İşi ve parası olmayan bir anne ile Rana'nın durumu nasıl olacak, çekincelerim var. Tüm kararlar İsviçre makamlarına bırakıldı. Hakimin karşısına çıktığımda çocuğuna bakabilcek bir anne konumunda olmak istiyorum. Türk resmi makamlarından, oraya gittiğimde iş bulmam için yardımcı olmalarını, beni ayakta tutacak yardımı vermelerini rica ediyorum."
Kayhaner, daha sonra İsviçre'ye gitmek üzere, İstanbul'a uçtu.